NASA araştırmacıları, ünlü göktaşından gelen kutuyu açınca şaşkınlığa uğradı

Numunenin görüntüleri 11 Ekim'de yayımlanacak

NASA ekibi ve Lockheed Martin kurtarma uzmanları, numune kabının kapağını açtıklarında böyle görüntülenmişti (NASA)
NASA ekibi ve Lockheed Martin kurtarma uzmanları, numune kabının kapağını açtıklarında böyle görüntülenmişti (NASA)
TT

NASA araştırmacıları, ünlü göktaşından gelen kutuyu açınca şaşkınlığa uğradı

NASA ekibi ve Lockheed Martin kurtarma uzmanları, numune kabının kapağını açtıklarında böyle görüntülenmişti (NASA)
NASA ekibi ve Lockheed Martin kurtarma uzmanları, numune kabının kapağını açtıklarında böyle görüntülenmişti (NASA)

NASA araştırmacıları, OSIRIS-REx uzay aracının ünlü göktaşı Bennu'dan topladığı örnekleri ilk kez açtı..

Araç, yıllar boyunca incelediği Bennu'dan topladığı örnekleri geçen ay Dünya'ya ulaştırmıştı.

Uzay aracı, 20 Ekim 2020'de kısa süreliğine indiği göktaşından kayaç parçaları toplamış ve bunları Dünya'ya göndermek üzere bir kutunun içine yerleştirmişti.

Kısa süre önce o kutuyu ilk kez açan NASA araştırmacıları, gördükleri manzara karşısında çok şaşırdı.

Araştırmacılar, kutuda beklediklerinden çok daha fazla örnek ve asteroit tozu olduğunu gördü.

Bu yüzden kutuyu temizlemek ve örnekleri incelenmek üzere yeniden muhafaza etmek de beklendiğinden uzun sürüyor.

Kutuyu 26 Eylül'de açan bilim insanları, Bennu'dan gelen örnek bolluğu karşısında şaşırmış olsa da bunu sevindirici bir haber olarak yorumladı.

NASA, bu örneklerin kutunun içindeki "TAGSAM" adı verilen numune toplama başlığından çıkarılmasının beklediklerinden uzun sürdüğünü söylüyor.

Muhafazada muhtemelen 250 gram toz olduğu belirtiliyor.

Tozun ilk analizi, taramalı elektron miikroskobu, X-ışını ve kızılötesi cihazlarla gerçekleştirilecek.

Analizden elde edilen ilk sonuçları ve numunenin görüntüleri 11 Ekim'de düzenlenecek bir basın toplantısında yayımlanacak.

Güneş Sistemi'nin sırlarını ortaya dökecek

OSIRIS-REx, ilk olarak 2018'de göktaşının yörüngesine girmiş, 2019'da da cisme yakın geçiş yapmıştı. 

O dönemde gelen bulgular, Dünya'da yaşamın kökenine dair "beklenmedik" ipuçları sunmuştu.

Söz konusu veriler göktaşı üzerinde hidrojen ve oksijen atomlarından oluşan moleküllerle çok sayıda büyük kaya parçasının varlığını göstermişti.

Bu nedenle NASA, uzay aracından gelen numuneleri çok önemsiyor. Uzay ajansının o dönem yayımladığı açıklamada şu ifadeler yer almıştı:

OSIRIS-REx'le Bennu'nun incelenmesi bilim insanlarına güneş sistemimizin kökenleri, Dünya'daki su ve organik moleküllerin kaynakları ve uzayda Dünya'ya yakın bölgedeki tehlikeler ve kaynaklar hakkında daha fazla bilgi edinme imkanı sunacak.

Uzay aracı 24 Eylül'de örnekleri gezegene doğru fırlattıktan sonra OSIRIS-APEX olarak yeniden adlandırıldı ve görevlendirildi.

Uzay aracı şimdilerde "potansiyel tehlike" diye sınıflandırılan, Apophis adlı bir göktaşını incelemek üzere yola devam ediyor.

Independent Türkçe



İkiye bölünse bile çalışmaya devam eden batarya üretildi

Esnek bataryanın kesilmesine rağmen çalışması dayanıklılıkta yeni bir adıma işaret ediyor (ACS Energy Letters)
Esnek bataryanın kesilmesine rağmen çalışması dayanıklılıkta yeni bir adıma işaret ediyor (ACS Energy Letters)
TT

İkiye bölünse bile çalışmaya devam eden batarya üretildi

Esnek bataryanın kesilmesine rağmen çalışması dayanıklılıkta yeni bir adıma işaret ediyor (ACS Energy Letters)
Esnek bataryanın kesilmesine rağmen çalışması dayanıklılıkta yeni bir adıma işaret ediyor (ACS Energy Letters)

İkiye katlansa veya bölünse bile çalışmaya devam eden batarya geliştirildi. 

Lityum iyon bataryalar, akıllı telefonlardan elektrikli araçlara kadar pek çok alanda kullanılıyor. Ancak alev almaya yatkın olmaları nedeniyle bilim insanları farklı seçenekleri araştırıyor. 

Bu çalışmalarda öne çıkan seçeneklerden biri de lityum sülfür bataryalar. Daha güvenli olması beklenen bu cihazlar ayrıca yüksek enerji yoğunluğu sunma ve ucuza mal edilme potansiyeliyle de öne çıkıyor.

Ancak lityum sülfür bataryalar, bütün bu artılarına rağmen uzun ömürlü değil. Bu bataryaları yüksek sıcaklıkta kararlı halde tutmak için karbonat bazlı elektrolit kullanılması öneriliyor.

Fakat katottaki sülfür, elektrolit içinde çözünmeye devam ederek katı bir çökelti oluşturuyor ve bataryanın kapasitesini düşürüyor. 

Çin Elektronik Bilimi ve Teknolojisi Üniversitesi'nden araştırmacılar, katot ve elektrolit arasına bir katman daha koymanın bu sorunu çözeceğinden yola çıkarak farklı maddelerle deneyler yürüttü. 

Bulgularını hakemli dergi ACS Energy Letters'ta 13 Eylül'de yayımlayan ekip, poliakrilik asidin sülfür-demir batarya katotlarında en iyi sonucu veren kaplama olduğunu saptadı.

Araştırmacılar bu kaplamayla hem esnek ve düz bir batarya olan kese pil hem de düğme pil prototipi üretti. 

Kese pil, 100 şarj-deşarj döngüsü boyunca herhangi bir bozulma belirtisi olmadan çalıştı. Ayrıca batarya ikiye katlandığında veya kesildiğinde de güç sağlamaya devam etti.

Çalışmaya liderlik eden Liping Wang, Interesting Engineering'e yaptığı açıklamada "Batarya, benzersiz tasarımı sayesinde kesildikten sonra da çalışmaya devam ediyor; iletken ağ fiziksel hasardan sonra bile sağlam kalıyor" diyerek ekliyor:

Bu muhtemelen mekanik kopmaya rağmen iyon ve elektron akışına izin veren sağlam ve esnek bir bağlayıcı sistem ya da yapısal tasarımdan kaynaklanıyor. İletken yollar, kesilme sırasında tamamen koparılmadığı için devre işlemeye devam ediyor.

Düğme pil ise 300 şarj-deşarj döngüsünün ardından kapasitesinin yüzde 72'sini korumayı başardı. 

Daha sonra kaplamayı diğer metallerden yapılmış katotlarda test eden ekip, lityum molibden ve lityum vanadyum batarya üretti. Bu piller de 300 şarj-deşarj döngüsü boyunca kapasitesini korudu.

Bulgular, sadece lityum sülfür bataryaların değil başka türden metallerle yapılanların da kaplamayla uzun ömürlü ve güvenli hale getirilebileceğine işaret ediyor.

Independent Türkçe, Interesting Engineering, Cosmos Magazine, EurekAlert, ACS Energy Letters