9 bilim insanı: Evrendeki her şeyin evrimini açıklayan, kayıp doğa yasasını bulduk

"Böyle bir yasayı formüle etmek önemli"

Darwin, canlıların ortak bir atadan evrimleştiğini ve bu evrimin doğal seçilim yoluyla gerçekleştiğini söylemişti. Buna göre türler, doğal seçilim yoluyla değişiyor ve uyum sağlayarak evrimleşiyor (AP)
Darwin, canlıların ortak bir atadan evrimleştiğini ve bu evrimin doğal seçilim yoluyla gerçekleştiğini söylemişti. Buna göre türler, doğal seçilim yoluyla değişiyor ve uyum sağlayarak evrimleşiyor (AP)
TT

9 bilim insanı: Evrendeki her şeyin evrimini açıklayan, kayıp doğa yasasını bulduk

Darwin, canlıların ortak bir atadan evrimleştiğini ve bu evrimin doğal seçilim yoluyla gerçekleştiğini söylemişti. Buna göre türler, doğal seçilim yoluyla değişiyor ve uyum sağlayarak evrimleşiyor (AP)
Darwin, canlıların ortak bir atadan evrimleştiğini ve bu evrimin doğal seçilim yoluyla gerçekleştiğini söylemişti. Buna göre türler, doğal seçilim yoluyla değişiyor ve uyum sağlayarak evrimleşiyor (AP)

Britanyalı doğa bilimci Charles Darwin, 1859 tarihli Türlerin Kökeni kitabında biyolojik türlerin hayatta kalmayı ve üremeyi kolaylaştıran özellikleri kazanarak zamanla değiştiğini ileri süren evrim teorisinin taslağını çizdiğinde, bilimsel düşüncede bir devrimi tetikledi.

Bundan 164 yıl sonra 9 bilim insanı ve filozof, Darwin'in tanımladığı biyolojik evrimi de içeren çok daha geniş bir doğa kanunu olduğunu ileri sürüyor.

Ekip, "kayıp doğa yasası" diye niteledikleri bu olgunun, atomlar, mineraller, gezegen atmosferleri ve yıldızlar düzeyinde gözlemlenebileceği iddiasında.

Hakemli bilimsel dergi PNAS'ta pazartesi yayımlanan makale, karmaşık doğal sistemlerin daha büyük örüntüye, çeşitliliğe ve karmaşıklığa ulaşarak evrimleştiğini savunuyor.

Makalenin yazarlarından ve Carnegie Bilim Enstitüsü'nden astrobiyolog Robert Hazen, "Evrimi, hem canlı hem de cansız çok sayıda sistem için geçerli olan, zaman içinde çeşitliliği ve örüntüleri artan evrensel bir süreç olarak görüyoruz" diye konuştu.

Makalede "artan işlevsel bilgi yasası" diye bahsedilen teori, biyolojik ve biyolojik olmayan sistemlerin her zaman atomlar veya hücreler gibi birbiriyle etkileşim halindeki çok sayıda yapıtaşından oluştuğunu savunuyor.

Teoriye göre bu sistemlerin hepsi, hücresel mutasyonlar gibi birçok farklı özellik üreten süreçlere sahne oluyor.

Darwin'in evrim teorisi, canlılarda bu rastgele mutasyonlar sonucu ortaya çıkan bazı işlevli özelliklerin doğal seçilim sonucu sonraki nesillere aktarıldığını öngörüyor.

Hazen, "Kuvvetler, hareketler, yerçekimi, elektrik, manyetizma ve enerji gibi günlük olayları tanımlayan yasalarımız var" dedi:

Ancak bu yasalar, evrenin atom, molekül, mineral ve daha birçok ölçekte çeşitlenip ve karmaşıklaşmaya neden devam ettiğin açıklamıyor.

İlk yıldızlar ve evrenin "evrimi"

Yaklaşık 13,8 milyar yıl önce evreni meydana getirdiği varsayılan Büyük Patlama'yı takip eden ilk yıldız gruplarının ana bileşenleri, yalnızca iki elementten (hidrojen ve helyum) oluşuyordu.

Bu yıldızlar, yaşam döngülerinin sonunda patlayarak uzaya karbon, nitrojen ve oksijen gibi yaklaşık 20 daha ağır element saçtı. Önceki neslin kalıntılarından oluşan sonraki nesil yıldızlar, benzer şekilde neredeyse 100 element daha oluşturdu.

Makalenin yazarlarına göre bu süreç, evrimin tüm biçimlerinin aynı şekilde işlediğini gösteriyor: Doğal karmaşık sistemlerin giderek daha çeşitli ve karmaşık hale gelmesi.

Çalışmanın başyazarı Michael Wong, "Evren atomların, moleküllerin ve hücrelerin yeni kombinasyonlarını üretiyor" ifadelerini kullandı:

Kararlı olan ve daha fazla yenilik getiren bu kombinasyonlar gelişmeye devam edecek. Yaşamı evrimin en çarpıcı örneği yapan da budur. Evrim her yerdedir.

Çalışmanın yazarları evrendeki tüm gelişen sistemlerin üç dikkate değer özellik sergilediği görüşünde. Bu özellikler makalede şöyle sıralandı:

1. Çok sayıda farklı dizilimi benimseme potansiyeline sahip çok sayıda bileşenden oluşmaları.

2. Çok sayıda farklı dizilim üreten süreçlerden geçmeleri.

3. Ortaya çıkan dizilimlerin işlevine göre seçilmesi.

Ekip aynı zamanda üç evrensel seçilim kavramı da öneriyor: Ortaya çıkan yeni özelliklerin dayanma yeteneği, evrimi mümkün kılabilecek süreçlerin kalıcı olması ve bir çevreye uyumlu yeni özelliklerin ortaya çıkması.

Araştırmanın ortak yazarı Jonathan Lunine, "Böyle bir yasayı formüle etmek önemli. Çünkü evreni oluşturan çeşitli sistemlerin neden bu şekilde evrimleştiğine dair yeni bir bakış açısı sağlıyor" diye ekledi:

Bu da Satürn'ün uydusu Titan'daki organik kimyasal yapılar gibi alışılmadık sistemlerin nasıl geliştiğine dair tahminlere olanak tanıyor.

Independent Türkçe



NASA'nın Artemis görevi gecikirken, Çin, Ay hedefine ilerliyor

Fotoğraf: NASA
Fotoğraf: NASA
TT

NASA'nın Artemis görevi gecikirken, Çin, Ay hedefine ilerliyor

Fotoğraf: NASA
Fotoğraf: NASA

Çin'in uzay ajansı, geçen hafta Ay'a iniş yapan uzay aracı denemesini erken gerçekleştirmesinin ardından yaptığı açıklamada, ülkenin 2030'a kadar Ay'a ayak basma planlarının testlerin programa uygun ilerlemesiyle yolunda gittiğini söyledi.

Asya devinin Ay'a astronot indirme takvimi, NASA'nın 2027'ye kadar ertelenen Artemis II mürettebatlı görevinin takviminin hâlâ gerisinde.

SCMP'nin haberine göre Çin uzay ajansı geçen hafta Mengzhou yeni nesil yeniden kullanılabilir uzay aracı prototipinin ve Lanyue ay yüzeyine iniş aracının başarılı bir şekilde denendiğini duyurdu ve bunların geliştirilmesinin "sorunsuz ilerlediğini" ekledi.

Uzay ajansı ilerleyen aylarda ülkenin üç aşamalı süper ağır roketi Uzun Yürüyüş 10'un yanı sıra Mengzhou uzay aracının da güvenlik ve güvenilirliğini test etmeyi planlıyor.

dcfgthy
Ay'a iniş aracı (CNSA)

Mengzhou'da iki modül var. Biri Dünya'ya dönecek, diğeriyse uzaydayken yaklaşık 6 astronottan oluşan mürettebata itiş gücü, güç ve yaşam desteği sağlayacak bir harcanabilir modül.

Çin İnsanlı Uzay Programı Ajansı (CMSA) Müdür Yardımcısı Lin Xiqiang, "Uzun Yürüyüş 10 ve Mengzhou uzay araçları planlandığı gibi prototip geliştirme ve test çalışmalarını yürütüyor" dedi.

Diğer yer testlerinde de uzay aracının fırlatma arızası durumunda mürettebatı güvenli bir yere götürmek için geliştirilen acil kaçış sistemleri değerlendirilecek.

Daha önceki raporlarda uzay ajansı, uzay aracının 2027-2028 civarında mürettebatlı uçuş kabiliyetine ulaşmasını beklediğini söylemişti.

CMSA Müdür Yardımcısı, "İnsanları planlandığı gibi Ay'a fırlatmak için sağlam bir temel oluşturmak üzere tüm testlerin başarıyla tamamlanmasını sağlamak adına çaba göstereceğiz" dedi.

Öte yandan NASA'nın Ay yüzeyine yönelik Artemis III mürettebatlı görevi bir dizi gecikmeyle karşı karşıya.

Hem Çin hem de Amerikan görevleri, üs kurmak için kritik bir kaynak olan su-buz açısından zengin olduğu düşünülen Ay'ın güney kutbuna yakın bir yere iniş yapmayı hedefliyor.

NASA aralık ayında, Orion uzay aracının ısı kalkanında sorunlar keşfedilmesinin ardından Ay'a ayak basma görevinin 2027 ortalarına erteleneceğini duyurmuştu.

Yapılan kapsamlı testler, uzay aracının ısı kalkanındaki malzemenin beklenenden farklı aşındığını ortaya koymuştu.

Orion, Dünya atmosferinden geçerken ısı kalkanının, yaklaşık 2 bin 760 santigrat derece sıcaklığa karşı mürettebata termal koruma sağlaması gerekiyordu.

Amerikan uzay ajansı, uzay aracının mürettebatı güvende tutabilmesini sağlamak için Orion'un yörüngesindeki değişiklikleri ve ısı kalkanındaki geliştirmeleri test ediyor.

NASA'nın Keşif Sistemleri Geliştirme Misyon Müdürlüğü'nden sorumlu yönetici yardımcısı Catherine Koerner, "Görev planlarımızda yapılan güncellemeler, Ay'daki hedeflerimize güvenli bir şekilde ulaşabilmemizi ve mürettebatlı Mars görevleri için gereken teknolojileri ve kabiliyetleri geliştirebilmemizi sağlama yolunda olumlu bir adım" dedi.

Independent Türkçe