Çinli bilim insanları: "Kara delikler nükleer enerji kaynağı olabilir"

Hesaplamalarda yüksek verim elde edilebileceği görüldü

Dünyanın içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi'nde 10 milyon ila 1 milyar kara delik olabileceği tahmin ediliyor (Temsili görsel / NASA)
Dünyanın içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi'nde 10 milyon ila 1 milyar kara delik olabileceği tahmin ediliyor (Temsili görsel / NASA)
TT

Çinli bilim insanları: "Kara delikler nükleer enerji kaynağı olabilir"

Dünyanın içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi'nde 10 milyon ila 1 milyar kara delik olabileceği tahmin ediliyor (Temsili görsel / NASA)
Dünyanın içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi'nde 10 milyon ila 1 milyar kara delik olabileceği tahmin ediliyor (Temsili görsel / NASA)

Çinli bilim insanları, ufacık kara deliklerin güç kaynağı olarak kullanılabileceğini öne sürdü.

Çin'in Tianjin Üniversitesi'nden fizikçiler Zhan-Feng Mai ve Run-Qiu Yang'ın hesaplamarına göre, Schwarzschild kara deliği şarj edilebilir piller ve nükleer reaktörleri çalıştırmak üzere değerlendirilebilir.

ArXiv'e yüklenen çalışmanın ilerleyen günlerde hakemli bilimsel dergi Physical Review'de yayımlanması planlanıyor.

Milyonlarca kara delik var

Evrenin kara deliklerle dolu olduğu düşünülüyor ancak bunların tespit edilmesi her zaman kolay değil.

Bilinen en küçük kara deliklerin, Güneş'in yaklaşık 5 katı kütleye sahip olduğu belirtiliyor. 

En büyüklerinin de Güneş'in kütlesinin yaklaşık 65 katı kadar olduğu düşünülüyor.

Öte yandan teorik olarak bir tane daha kara delik sınıfı daha daha var. Bunlar, atom altı boyutlara kadar ulaşabilen çok küçük ilkel kara delikler.

İlkel kara deliklerin, evrenin oluşumundaki Büyük Patlama'nın ilk başlarında ya da sonraki aşamalarında oluştuğu düşünülüyor. 

Bazı gökbilimciler ilkel kara deliklerin var olduğunu söylese de bu fikir henüz kanıtlanmış değil. 

Karanlık maddelerden faydalanabilir

Fakat eğer gerçekten varlarsa, birçok olasılığın önünü açabilirler. 

Bunlardan en ilgi çekici olanı da ilkel kara deliklerin barındırdığı düşünülen karanlık maddeler.

Karanlık madde, elektromanyetik dalgalarla etkileşime girmiyor. Bu nedenle varlığı sadece diğer maddeler üzerindeki kütleçekimsel etkisiyle gözlemlenebiliyor.

Son araştırmaya göre bu varsayımsal maddelerden bir şekilde faydalanabilir.

Piller, elektrik dışı enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürüyor. Nükleer reaktörler, enerji üretmek için nükleer reaksiyonların gücünden faydalanıyor.

Mai ve Yang, küçük bir kara deliğin teorik olarak her ikisini de yapabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, kara deliğin son derece güçlü bir çekim kuvvetine sahip olduğu göz önüne alındığında şu soruların ortaya çıktığını dile getirdi: 

Teorik olarak düşünürsek kara deliklerin çekim kuvvetini elektrik enerjisi üretmek için kullanabilir miyiz? Kara delikleri pil olarak kullanabilir miyiz?

Mai ve Yang makalelerinde, teorik olarak Schawarzschild kara deliğinin şarj edilebilir pil olarak kullanılıp kullanılamayacağı üzerine kafa yorduklarını aktardı.

Güneş panelleri veriminden daha yüksek

Bilim insanlarına göre, belirli bir kütlenin üzerindeki ilkel bir kara delik, yüklü parçacıklarla doldurulduğunda yeniden elektrik enerjisi üretebilir. 

Araştırmacılar, kara deliğin maksimumda kütlesinin yüzde 25'ini enerjiye dönüştürebileceğini hesapladı. 

Bu yüzde 25'lik verimlilik oranı anlamına geliyor. Örnek verilecek olursa, piyasada satılan çoğu güneş panelinin verimlilik oranı yüzde 23'ün altında.

Öte yandan bilim insanları, nükleer bir reaktörle de benzer bir verim elde edileceğini söylüyor. 

Hesaplamalarda, ilkel bir kara deliğin yakınında, radyoaktif bozunmayla ortaya çıkan alfa parçacığının kütlesinin yüzde 25'inin kinetik enerjiye dönüştürülebileceği ortaya kondu.

Öne sürülen bu teori gidip test edilebilecek bir şey değil. Öte yandan varlıklarından bir gün emin olunsa bile ilkel kara deliklerin kullanılmak üzere tutulması pek kolay olmayacaktır.

Fakat şüphesiz son çalışma, üzerine düşünülecek yeni fikirleri ortaya atıyor.

Independent Türkçe



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news