OpenAI'daki kaosun arkasında "süper güçlü" yeni yapay zeka mı var?

Yapay genel zekaya yaklaşıldığı iddia edildi

Altman yönetiminde şirketin değeri yaklaşık 80 milyar dolara ulaştı (AFP)
Altman yönetiminde şirketin değeri yaklaşık 80 milyar dolara ulaştı (AFP)
TT

OpenAI'daki kaosun arkasında "süper güçlü" yeni yapay zeka mı var?

Altman yönetiminde şirketin değeri yaklaşık 80 milyar dolara ulaştı (AFP)
Altman yönetiminde şirketin değeri yaklaşık 80 milyar dolara ulaştı (AFP)

ABD'li yapay zeka firması OpenAI'nın kurucu ortağı ve CEO'su Sam Altman'ın önce kovulup bir hafta sonra yeniden göreve getirilmesinin yankıları sürüyor.

İddiaya göre Altman'ın 4 günlüğüne koltuğundan olmasının arkasında gizlice geliştirilen süper güçlü yeni bir yapay zeka modeli var.

Sohbet botu ChatGPT ve görsel üretim aracı Dall-E'yi geliştiren şirketin yüzü olarak da gösterilen Altman, 18 Kasım'da yönetim kurulu tarafından kovulmuştu.

Şirketten yapılan açıklamada, Altman'a güvenin kaybedildiği ifade edilirken, "yönetim kuruluyla iletişim kurarken samimi davranmadığı" gerekçesiyle görevden alındığı bildirilmişti.

Kovulmasının ardından şirket çalışanlarının yaklaşık yüzde 95'i, Altman'ın göreve iade edilmemesi durumunda istifa edeceklerini açıkladıkları bir mektuba imza atmıştı.

Kovulduktan sadece 4 gün sonra, 22 Kasım'da Altman, yeniden CEO olarak görevine geri dönmüştü.

Tüm bu çalkantılı süreçte ortaya bir sürü iddia atıldı ancak Altman'ın neden kovulduğu hâlâ gizemini koruyor.

Ortaya atılan iddialardan en ilgi çekici olanı, Altman'ın OpenAI'nın yönetim kurulunu panikletebilecek ve ortalığı kasıp kavuracağı düşünülen son derece gelişmiş bir yapay zeka üzerinde gizlice çalışıyor olduğu.

Hedefteki yapay genel zekaya yaklaşılıyor mu?

OpenAI'nin uzunca süredir karmaşık görevleri insanlar kadar, hatta yer yer daha iyi yerine getirebileceği öne sürülen yapay genel zeka üzerinde çalıştığı biliniyor.

Şirketin yapay genel zeka hedefine ne kadar yaklaştığı hâlâ belirsizliğini koruyor ve bu teknolojinin ne zaman piyasaya sürüleceğine dair net bir tarih verilmiş değil.

Fakat ortaya atılan yeni bir teori, OpenAI'nın ileriye doğru büyük bir sıçramanın eşiğinde olduğunu söylüyor.

Ve bu sıçramanın yaşananlarla bir ilgisi olabileceği belirtiliyor.

Yeni atılım endişe yaratmış olabilir

Reuters ve The Information'da yer alan haberlere göre, OpenAI liderleri, şirketin üzerinde çalıştığı Q* adlı yeni yapay zekadan korkmuş olabilir. 

Bu yeni sisteminin yapay genel zeka hedefine doğru önemli bir adım olarak görüldüğü ifade ediliyor.

Buna göre Q*, ilkokul matematik problemlerini çözebilecek bir algoritmaya sahip.

Reuters'ın aktardığına göre Altman'ın görevden alınmasının ardından kısa süreliğine CEO'luğu üstlenen Mira Murati, çalışanlara gönderdiği şirket içi mesajda bu yeni teknolojinin varlığını bildiklerini söyledi. 

Reuters'a konuşan kaynaklara göre, bu yeni teknolojinin Q*'nun Altman'ın kovulmasına neden olacak birçok faktörden biri olduğu belirtildi.

Daha ileri teknolojiler için önemli bir adım

Evet, ilkokul düzeyindeki matematik kulağa çığır açıcı bir başarı gibi gelmiyor.

Fakat araştırmacılar, bu yeteneği önemli bir ölçüt olarak görüyor.

Bu yetenek, daha ileri teknolojinin geliştirilmesi için önemli bir adım olarak görülüyor.

Yapay zeka eğitimi girişimi Tromero'nun kurucu ortaklarında Charles Higgins, "Eğer soyut kavramlar hakkında mantık yürütme yeteneğine sahipse gerçekten muhteşem bir ilerleme" dedi.

Dil modellerinin bu konuda zorlandığını belirten Higgins, "Çünkü mantıksal olarak akıl yürütemiyorlar, sadece etkili sezgilere sahipler" dedi.

Dünyanın sonunu getirmeyebilir

Peki Q* gerçekten insanlık için bir tehdit oluşturuyor mu?

Uzmanlar bundan pek emin değil.

Cambridge Üniversitesi'nde matematik ve yapay zeka alanında çalışmalarını sürdüren Katie Collins, "Bunun bizi hemen yapay genel zekaya eriştireceğine ya da korkutucu durumlara sürükleyeceğine inanmıyorum" dedi.

Tromero'nun kurucu ortağı Sophia Kalanovska da son gelişmenin sembolik olarak çok önemli olduğunu belirtti ve ekledi:

Fakat pratik anlamda dünyanın sonunu getireceğini düşünmüyorum.

Peki Altman'ın kovulmasının ardındaki tek faktör bu mu?

Son yaşananlar, teknoloji dünyasının gündemini uzun süre daha meşgul edecek gibi görünüyor. Şirketin geleceğine dair iç anlaşmazlıklar da dahil olmak üzere perde arkasında birçok şeyin döndüğü biliniyor.

Independent Türkçe



Elektrikli araçlarda mıknatıssız dönem: Karbon ayak izi yüzde 40 azalacak

Elektrikli araçlar, fosil yakıtların kullanımını azaltırken bilim insanları çevreye faydalarını artırmaya çalışıyor (Reuters/Arşiv)
Elektrikli araçlar, fosil yakıtların kullanımını azaltırken bilim insanları çevreye faydalarını artırmaya çalışıyor (Reuters/Arşiv)
TT

Elektrikli araçlarda mıknatıssız dönem: Karbon ayak izi yüzde 40 azalacak

Elektrikli araçlar, fosil yakıtların kullanımını azaltırken bilim insanları çevreye faydalarını artırmaya çalışıyor (Reuters/Arşiv)
Elektrikli araçlar, fosil yakıtların kullanımını azaltırken bilim insanları çevreye faydalarını artırmaya çalışıyor (Reuters/Arşiv)

İki otomotiv şirketi yeni bir sistemle, elektrikli araçlarda mıknatıssız motora geçişi hızlandırmayı amaçlıyor. Yeni teknolojinin karbon ayak izinde yüzde 40 düşüş sağlayacağını öne sürüyorlar. 

Bugün üretilen çoğu elektrikli aracın motorunda mıknatıs olduğu için nadir toprak elementlerine ihtiyaç duyuluyor. Ancak bu elementlerin çıkarılma sürecinin maliyetli olması sorun teşkil ediyor. 

Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla bu elementlere ihtiyacın artması beklenirken, otomotiv üreticileri farklı yollar arayışına giriyor.

Almanya merkezli Mahle, Mıknatıssız Temassız Verici (MCT) adlı tasarımıyla motorların dönen bölümlerini ifade eden rotorlarda yaygın olarak kullanılan mıknatıslara duyulan ihtiyacı gideriyor. 

Bu parçalardaki fırçalar yerine kablosuz bir vericiden gönderilen elektrikle manyetize olan bobinlerin konması, nadir toprak elementlerine bağlılığı ortadan kaldırıyor.

Şirket ayrıca MCT tasarımının, fırçaların yıpranmasından kaynaklanan onarım ve bakım maliyetini de giderdiğini ifade ediyor.

Fransa merkezli otomotiv şirketi Valeo ise motorların dönmeyen kısımları statorlar ve kontrol sistemlerini mıknatıssız şekilde geliştirmeye odaklanıyor.

Yeni bir işbirliğine imza atan iki şirket, uzmanlıklarını birleştirerek mıknatısa ihtiyaç duymayan üst sınıf araçlar üretmeyi planlıyor. Valeo ve Mahle, 220 kW ve 350 kW arasında değişen maksimum güce sahip bir mıknatıssız elektrikli aks sistemi geliştirmek üzere çalışacak.

14 Ekim Pazartesi günü yaptıkları açıklamada tanıtılan Dahili Fırçasız Elektrikli Uyarma (iBEE) adlı sistemin, mıknatıssız elektrikli motorların performansında ve verimliliğinde devrim yaratabileceği öne sürülüyor.

Ayrıca yeni bir soğutma teknolojisi üzerinde çalışan şirketler bu sayede diğer elektrikli araçlara kıyasla karbon ayak izinde yüzde 40 düşüş yaşanacağını iddia ediyor. 

Valeo Güç Bölümü CEO'su Xavier Dupont, işbirliğini "mükemmel bir eşleşme" diye niteleyerek ekliyor:

Bu ortaklık, otomotiv endüstrisinin daha yenilikçi ve sürdürülebilir çözümlere doğru evrimini desteklemede kilit öneme sahip.

Valeo ve Mahle, ilk prototip testlerini 2024 sonuna kadar tamamlamayı planlıyor.

Independent Türkçe, New Atlas, Interesting Engineering, Mahle