Elon Musk, OpenAI'ın tehlikeli bir buluş yaptığından endişeli

Microsoft, yapay zeka şirketinin yönetim kuruluna "gözlemci üye" sokuyor

Musk, OpenAI'ın geliştirdiği ChatGPT'ye karşı kendi yapay zeka botu Grok'u duyurmuştu (Reuters)
Musk, OpenAI'ın geliştirdiği ChatGPT'ye karşı kendi yapay zeka botu Grok'u duyurmuştu (Reuters)
TT

Elon Musk, OpenAI'ın tehlikeli bir buluş yaptığından endişeli

Musk, OpenAI'ın geliştirdiği ChatGPT'ye karşı kendi yapay zeka botu Grok'u duyurmuştu (Reuters)
Musk, OpenAI'ın geliştirdiği ChatGPT'ye karşı kendi yapay zeka botu Grok'u duyurmuştu (Reuters)

Tesla ve SpaceX CEO'su Elon Musk, OpenAI'da yaşanan krizle ilgili endişelerini yeniden dile getirdi.

Milyarder, yapay zeka firmasının "tehlikeli bir icat" yapmış olmasından şüpheleniyor.

Dünyanın önde gelen yapay zeka şirketlerinden OpenAI'ın kurucu ortağı Sam Altman'ın yönetim kurulu tarafından kovulmasıyla başlayan kaos, 5 gün sonra iş insanının CEO olarak görevine yeniden dönmesiyle durulmuş gibi görünüyor.

Ancak Altman'ın neden kovulduğuyla ilgili soru işaretleri halen mevcut. Bu konuda çeşitli teorilerini dile getiren Musk ise içeriden bir bilgi edinemediğini savunuyor.

Bu 5 günlük kaosun kendisini endişelendirdiğini dile getiren Musk, çarşamba günü New York Times'ın 2023 DealBook Zirvesi'nde yaptığı açıklamada Yüzüklerin Efendisi (The Lord of the Rings) serisine atıf yaptı:

Sam'e dair karışık hislerim var. Güç yüzüğü onu yozlaştırabilir.

Musk ayrıca, OpenAI kurucu ortağı ve baş bilim insanı Ilya Sutskever'ın neden Altman'a savaş açtığıyla ilgili soru işaretlerini dile getirdi:

Bu ciddi bir şey gibi görünüyor. Önemsiz olduğunu düşünmüyorum ve yapay zekanın bazı tehlikeli unsurlarını keşfetmiş olabileceklerinden endişeliyim.

Sutskever, başlangıçta Altman'ın görevden alınması yönünde oy kullanan yönetim kurulu üyelerinden biriydi. Ancak daha sonra bu konuda geri adım atmış ve pişman olduğunu söylemişti.

Öte yandan Musk, Sutskever'ın "güçlü bir ahlaki pusulaya" sahip olduğuna inanıyor. "Neyin doğru olduğunu düşünürken gerçekten ter döküyor" diyen milyarder, şöyle ekledi:

Eğer Ilya, Sam'i kovmayı isteyecek kadar güçlü hisler beslediyse dünyanın bu gerekçeyi öğrenmeye hakkı var.

Yapay zekanın risklerine dikkat çeken ve fikre mesafeli yaklaşanların "felaket tellalları" diye nitelendirdiği isimler arasında Musk da var.

Milyarder, Altman'ın kovulmasıyla ilgili önceki bir paylaşımında, "Ilya bu kararı verdiyse muhakkak önemli bir nedeni vardır" demişti. Musk ayrıca, ChatGPT benzeri programların geliştirilmesini güvenlik önlemlerinin alınabilmesi için 6 aylığına duraklatmayı talep eden bir mektubun da imzacısıydı.

Sürecin kazananı: Microsoft

Diğer yandan milyarder, OpenAI'ın giderek Microsoft himayesine geçtiğini de savunuyor.

Microsoft, 13 milyar dolarla yapay zeka firmasının en büyük yatırımcısı konumunda. Öte yandan şirketin Altman'ın kovulmasından son dakikada haberi olmuştu. Bu da yönetim kuruluyla yatırımcı arasındaki gerilimi süreç boyunca besledi ve Altman'ın "Microsoft'un adamı" olarak görülmesine sebebiyet verdi.

Teknoloji devi, Altman kovulduğunda en güçlü müttefiklerinden birini kaybetmemek için şirket üzerinde baskı kurmak üzere harekete geçmişti. Microsoft'un CEO'su Satya Nadella, Altman ve ekibine iş teklif etmişti.

Microsoft, yönetim kurulunda gözlemci üyesiyle yer aldı

Teknoloji devinden çarşamba günü yapılan açıklamada Microsoft'un OpenAI'a oy hakkı olmayan bir yönetim kurulu üyesi soktuğu bildirildi.

Öte yandan Microsoft yetkilileri, yapay zeka şirketinin yönetim kurulu toplantılarına katılacak kişinin kimliğini açıklamayı reddediyor.

Altman'ın dönüşüyle birlikte Salesforce'un eski CEO'su Bret Taylor, eski Hazine Bakanı Larry Summers ve Quora CEO'su Adam D'Angelo'nun da aralarında yer aldığı bir yönetim kurulunun oluşturulacağı öğrenilmişti.

2021'den beri OpenAI yönetim kurulu üyesi olan Helen Toner da dün görevinden istifa etti. Toner, X'te (eski adıyla Twitter) paylaştığı gönderide şunları yazdı:

Açık konuşmak gerekirse kararımız, yönetim kurulunun şirketi etkin biçimde denetleme yeteneğiyle ilgiliydi. Bu bizim rolümüz ve sorumluluğumuzdu. Her ne kadar spekülasyonlar olsa da OpenAI'ın çalışmasını yavaşlatma isteği duymadık.

Altman ise yine X'teki bir gönderisinde şunları yazdı:

Şirketin ve misyonun çıkarları her zaman önce gelir. Yönetim kurulu üyeleriyle aramda gerçek yanlış anlamalar olduğu açık. Benim açımdan, bu deneyimden bir şeyler öğrenmek ve şirket olarak ilerlerken bu öğrendiklerimizi uygulamak son derece önemli.

Independent Türkçe



Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
TT

Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)

Bilim insanları, kuşların kutup bölgelerine en azından 73 milyon yıldır yuva yaptığını keşfetti. 

Günümüzde Arktika'da yuva yapan 200'den fazla kuş türü var. Bilim insanları bu hayvanların ekosistemin önemli üyeleri olduğunu, polenleşme ve tohum dağılımı gibi temel görevlere katkı sağladığını söylüyor.

Daha önce yapılan araştırmalarda bu davranışın yeni olmadığı görülmüştü. Princeton Üniversitesi'nden Lauren Wilson "Kutup bölgelerinde yuva yapmaya dair en eski kanıt, Antarktika'nın Eosen dönemine ait yaklaşık 46,5 milyon yıl önce yaşamış bir penguen kolonisiydi" diyor.

Wilson liderliğindeki ekibin yeni araştırmasıysa bu tarihi yaklaşık 25 milyon yıl daha geriye çekti. 

Bilim insanları Alaska'nın kuzeyindeki Prince Creek formasyonunda yaptıkları kazılarda aralarında embriyo ve yavru kalıntıları da olan 50'den fazla kuş fosili ortaya çıkardı. Çoğunun boyu 2 milimetreden daha kısa olan bu fosiller, kuşların kutup bölgelerinde yuva yaptığına dair en eski kanıtı sunuyor. 

Bulguları hakemli dergi Science'ta yayımlanan çalışmanın ortak yazarı Patrick Druckenmiller, "Bu yeni fosiller, kuşların evrimi hakkındaki bilgilerimizde önemli bir boşluğu dolduruyor" diyerek ekliyor:

Bu çalışmadan önce, birkaç ayak izi dışında Alaska'da kuş fosilleri bulunmamıştı.

Araştırmacılar yaklaşık 73 milyon yıl önce Arktika'da yuva yapan bu kuşların en azından üç ayrı gruptan geldiğini saptadı. Fosillerin bir kısmı martıya benzeyen Ichthyornithes ve dalgıç kuşuna benzeyen Hesperornithes gruplarına aitti. Artık soyu tükenen bu gruplar dişli kuşları içeriyordu.

Ancak kalıntıların çoğu ördeklere benzeyen dişsiz kuşlara aitti. Araştırmacılar dişsizliğin, bugün yaşayan bütün kuşları içeren grubun belirleyici özelliği olduğunu ifade ediyor. Bu nedenle bulgular, milyonlarca yıl önce Arktika'da yuva yapan kuşların, modern kuşların yakın akrabaları olduğuna işaret ediyor.

Ekip, bölgenin o dönemde bugüne kıyasla daha sıcak olduğunu ve muhtemelen 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığı aldığını söylüyor. Ancak bu durum kuşların dondurucu soğuklara maruz kalmadıkları anlamına gelmiyor.

Druckenmiller "Kışlar bugünkü kadar sert olmasa da yıl boyunca burada yaşayan hayvanlar dondurucu soğuklara, ara sıra yağan kara ve yaklaşık 4 ay süren kış karanlığına katlanmak zorundaydı" diye açıklıyor.

Ancak bölgede o zaman yuva yapan kuşların tek sorunu sıcaklıklar değildi. Araştırmacılar bazılarının uzunluğu 5 metreye ve ağırlığı 2 tona çıkan yaklaşık 12-13 dinozor türüyle beraber yaşadıklarını söylüyor. 

Druckenmiller, Troodon gibi etçil dinozorların, "bu sevimli küçük kuşları akşam yemeğinde seve seve yiyeceğini" söylüyor. 

Edinburgh Üniversitesi'nden paleontolog Steve Brusatte, yer almadığı çalışmanın bulgularını şöyle değerlendiriyor:

Bu fosiller, kuşların onlarca milyon yıl önce bu yüksek enlemlerdeki toplulukların ayrılmaz bir parçası olduğunu ve bu toplulukların modern zamanlardaki ekolojik bir yenilik değil, Dünya tarihinin uzun vadeli bir normu olduğunu gösteriyor.

Independent Türkçe, Guardian, Live Science, Science