Muzun nesli tükenmesin diye uğraşan bilim insanlarından müjde

Başarılı olurlarsa kimsenin bir şey fark etmeyeceğini söylüyorlar

Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
TT

Muzun nesli tükenmesin diye uğraşan bilim insanlarından müjde

Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)

Dünya genelindeki muzlar halihazırda iki hastalıktan dolayı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. 

Fakat sevilen meyvenin soyunun tükenmesini önlemeye çalışan bilim insanları son dönemde önemli adımlar atıyor. Uzmanlar başarıya ulaşmaları halinde halkın hiçbir şeyi fark etmeyeceğini söylüyor. 

1950'lerde üretilen Gros Michels muzları, bir mantar türünün yol açtığı Panama hastalığı yüzünden yok olmuştu.

Bu yüzden şirketler, hastalığa dirençli Cavendish muzlarını yetiştirmeye başlamış ve krizin üstesinden gelinmişti. Bu muz çeşidi halihazırda küresel muz ihracat pazarının yüzde 99'unu oluşturuyor.

Ancak aynı hastalığın farklı bir versiyonu 1990'lardan beri Cavendish cinsini de tehdit ediyor. Marketlerde satılan muzlar birbirinin kopyası olduğu için bir bitkinin hastalığa yakalanması diğerlerini de tehlikeye atıyor. 

Başka bir mantar türünün yol açtığı siyah sigatoka hastalığı da muzları tükenme riskiyle karşı karşıya bırakıyor. 

Bu hastalık halihazırda fungisitler sayesinde tedavi edilse de bazı bölgelerdeki mantarlar kimyasallara direnç göstermeye başladı. 

Bilim dünyası bir yandan hastalıkların çözümünü ararken diğer yandan da yeni muz türleri yetiştirmeye çalışıyor. 

Ağustosta yapılan bir çalışmada bugünkü Panama hastalığına yol açan varyantın, 20. yüzyıldakinden evrimleşmediği bulunmuştu. 

Bilim insanları, hastalığın arkasındaki mekanizmayı artık daha iyi anladıkları için tedavi umudu doğduğunu düşünüyor.

ABD merkezli muz üreticisi Chiquita Brands International ise araştırma şirketi KeyGene, Musaradix adlı girişim ve Hollanda'daki Wageningen Üniversitesi'yle işbirliği içinde yürütülen projede, Yelloway 1 adlı yeni bir muz türü geliştirdiğini geçen ay duyurmuştu. 

İki hastalığa da dirençli bu bitkinin serada yetiştirildiği ancak henüz mevye vermediği aktarılmıştı. 

Bu yılın sonunda Filipinler'e ekilmesi planlanan Yelloway 1 bitkileri, daha sonra Cavendish muzlarıyla çiftleştirilecek. Bu sayede hem tadı ve görüntüsü halihazırda satılan muzlara benzeyen hem de hastalığa dirençli meyveler üretilmesi amaçlanıyor. 

Chiquita Sürdürülebilirlik Direktörü Peter Stedman şöye diyor:

Birkaç yıl içinde muzunuzda herhangi bir değişiklik görmezseniz, harika bir iş çıkardık demektir. 

Avustralya'daki Queensland Üniversitesi'nden araştırmacılar ise yabani bir muz bitkisinden bir geni Cavendish'e yerleştirerek Panama hastalığına dirençli, genetiği değiştirilmiş bir muz geliştirdi.

Meyvenin tadı ve görüntüsünün aynı kalması beklense de genetiğinin değiştirilmiş olması endişe yaratıyor. 

Halk, genetiği değiştirilmiş gıdalara karşı temkinli davranırken, Avrupa gibi bölgelerde bu ürünlerle ilgili katı düzenlemeler olması engel teşkil ediyor.

Queensland Üniversitesi'nden Andre Drenth "Orada öylece duruyor. Belki yurtdışından birileri almak isteyebilir" diyerek ekliyor:

Bir pazarlama sorunu var, yasal bir sorun var ama teknik bir sorun yok.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Popular Science, Nature Microbiology



Amerikan ordusu, uçak enkazlarından savaş jeti üretti

ABD Hava Kuvvetleri'nde 383 F-35A savaş jeti var (ABD Hava Kuvvetleri)
ABD Hava Kuvvetleri'nde 383 F-35A savaş jeti var (ABD Hava Kuvvetleri)
TT

Amerikan ordusu, uçak enkazlarından savaş jeti üretti

ABD Hava Kuvvetleri'nde 383 F-35A savaş jeti var (ABD Hava Kuvvetleri)
ABD Hava Kuvvetleri'nde 383 F-35A savaş jeti var (ABD Hava Kuvvetleri)

ABD ordusu, iki savaş jetinin enkazından parçalar kullanarak yeni bir uçak üretti.

Pentagon’a bağlı F-35 Ortak Program Ofisi’nden çarşamba günü yapılan açıklamada, Frankestein’a göndermeyle “Frankenjet” adı verilen savaş jetinin ABD Hava Kuvvetleri'ne katıldığı duyuruldu.

F-35A Lightning II model uçak, 2014 ve 2020’de kullanılmaz hale gelen iki savaş jetinin enkazından çıkarılan parçalarla üretildi.

2014’te yaşanan olayda Florida'daki Eglin Hava Kuvvetleri Üssü'nden havalanmaya hazırlanan F-35A model jetin motorunda yangın çıkmıştı.

AF-27 diye de bilinen uçağın arka kısmının üçte ikisi yangında kullanılmaz hale gelmişti.

2020'deyse başka bir F-35A'nın burnundaki iniş takımı, Utah'taki Hill Hava Kuvvetleri Üssü'ne doğru giderken arızalanmıştı. AF-211'in diye de bilinen jetin ön kısmının iniş sırasında ciddi hasar aldığı aktarılmıştı.  

ABD Hava Kuvvetleri, 75 milyon dolarlık yeni uçağı tasarlarken AF-27'nin burnunu ve AF-211'in arka kısmını kullandı.

Tasarım çalışmaları 2022’de başlayan jetin üretimi için mühendisler, AF-27’nin burun kısmını sökerek AF-211’e taktı.

Amerikan savunma devi Lockheed Martin'in ürettiği uçakla ilgili projede çalışan baş makine mühendisi Scott Taylor şunları söylüyor:

Uçağın tüm bölümleri teorik olarak sökülüp yeniden birleştirilebilir ancak bu daha önce hiç yapılmadı. Bu, şimdiye dek üretilen ilk F-35 'Frankenjet’. Tarih yazdık.

Deneme uçuşu tamamlanan jet, AF-211’in kullanılmaz hale gelmeden önce yer aldığı 338. Filo’ya katıldı.

Ordudan yapılan açıklamada, Frankenjet projesinin maliyetinin 11,7 milyon dolar olduğu belirtilirken, geri dönüşümle yeniden tasarlanan jet sayesinde 63 milyon dolar tasarruf sağlandığı ifade edildi.

Independent Türkçe, CNN, Interesting Engineering