Bilim insanları yanıtladı: Neden bebeklik anıları hatırlanmıyor?

Yale'den araştırmacılar ilk yıllarımızda anılarımızı kodlayabildiğimizi öne sürüyor, peki onlara ne oluyor?

26 bebekle yapılan bir araştırma, bebeklerin neleri hatırladığını ortaya koydu (Unsplash/@michalbarhaim)
26 bebekle yapılan bir araştırma, bebeklerin neleri hatırladığını ortaya koydu (Unsplash/@michalbarhaim)
TT

Bilim insanları yanıtladı: Neden bebeklik anıları hatırlanmıyor?

26 bebekle yapılan bir araştırma, bebeklerin neleri hatırladığını ortaya koydu (Unsplash/@michalbarhaim)
26 bebekle yapılan bir araştırma, bebeklerin neleri hatırladığını ortaya koydu (Unsplash/@michalbarhaim)

Rebecca Whittaker 

Bilim insanları, yaşamın ilk yıllarında çok şey öğrenmemize rağmen neden bebekliğimizi hatırlamadığımızı keşfetti.

Araştırmacılar uzun zamandır, beynin anıları kaydetmekten sorumlu bölümü hipokampusun ergenlik dönemine kadar gelişmeyi sürdürdüğü ve ilk yıllarımızdaki anıları kodlayamadığı için bu deneyimleri saklayamadığımıza inanıyordu.

Ancak durumun böyle olmadığını bulan Yaleli araştırmacılar, sadece onlara erişemediğimizi öne sürüyor.

Hakemli dergi Science'ta yayımlanan çalışmada araştırmacılar, 4 aydan iki yaşa 26 bebeğe yeni bir yüz, nesne ya da sahne görüntüsü gösterdi ve daha sonra bunları hatırlayıp hatırlamadıklarını test etti.

Bebeklere daha sonra başka kareler verildi ve ardından yeni bir görselin yanında daha önce gördükleri resim gösterildi.

Araştırmanın kıdemli yazarı Profesör Nick Turk-Browne, "Bebekler bir şeyi daha önce bir kez gördüyse, tekrar görünce ona daha fazla bakmalarını bekleriz" diyor.

Eğer bir bebek daha önce gördüğü görüntüye yanındaki yeni görüntüden daha uzun bakıyorsa, bu durum bebeğin resme aşina olduğu şeklinde yorumlanabilir.

Araştırmacılar, resimlere baktıkları sırada bebeklerin hipokampusundaki aktiviteyi ölçmek için fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) kullanarak beyin taramaları yaptı.
 

Bebeklere yüzlerin, nesnelerin ve sahnelerin görüntüleri gösterildi ve beyin taramaları bunları hatırlayıp hatırlayamadıklarını ortaya çıkardı (Unsplash/@huchenme)

Bebeklere yüzlerin, nesnelerin ve sahnelerin görüntüleri gösterildi ve beyin taramaları bunları hatırlayıp hatırlayamadıklarını ortaya çıkardı (Unsplash/@huchenme)

Yeni bir görüntüye bakan bir bebeğin hipokampusundaki aktivitenin yoğunluğuyla, sonrasında aynı görselle karşılaşan aynı bebeğin bakış süresinin doğru orantılı olduğu bulundu.

Bu durum tüm bebekler için geçerli olsa da en güçlü beyin aktivitesi 12 aydan büyüklerde görüldü ve bu, hipokampusun gelişerek öğrenme ve hafızayı desteklediğine işaret ediyor.

Yale'deki ekibin daha önce yaptığı bir araştırmada, henüz üç aylık bebeklerin dahi "istatistiksel öğrenme" adlı bir hafıza türü sergilediği tespit edilmişti.

Epizodik bellek belirli olaylarla ilgilenirken, istatistiksel öğrenme bir yerin neye benzediği gibi, olaylar arasındaki örüntüleri çıkarmakla ilgili.

Profesör Turk-Browne, epizodik belleğin bebekliğin ilerleyen dönemlerinde, yaklaşık bir yaş ve üzerinde ortaya çıkabileceğinden şüphelendiğini söylüyor. Bebeklerin ihtiyaçları düşünüldüğünde bu gelişimsel ilerlemenin mantıklı olduğunu savunuyor.

"İstatistiksel öğrenme, etrafımızdaki dünyadaki yapıyı ortaya çıkarmakla ilgili" diyor. 

Dil, bakış açısı, kavramlar ve daha fazlasının gelişiminde kritik önem taşıyor. Dolayısıyla istatistiksel öğrenmenin neden epizodik bellekten daha önce devreye girebileceği anlaşılabilir.

Öte yandan bu son çalışma, epizodik anıların hipokampus tarafından daha önce düşünülenden daha erken, yetişkinken aktarabileceğimiz en eski anılardan çok önce kodlanabileceğini gösteriyor. Bu da bu anılara ne olduğuna dair soru işaretlerine yol açıyor.

Profesör Turk-Browne'a göre bir ihtimal, anıların uzun süreli hafıza deposuna atılmamış olabileceği.

Ancak o, anıların kodlamadan uzun süre sonra da hâlâ orada olduğunu ancak onlara erişemediğimizi öne sürüyor.

Profesör Turk-Browne'un ekibi devam eden çalışmalarında bebeklerin, yeni emeklemeye başlayan bebeklerin ve çocukların, bebekken kendi bakış açılarından çekilen ev videolarını hatırlayıp hatırlayamadığını test ediyor ve geçici pilot sonuçlar, bu anıların kaybolmadan önce okul öncesi yaşa kadar varlığını koruyabildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news



Samanyolu'nun merkezinde "uzay kasırgaları" keşfedildi

Bir grup araştırmacı Samanyolu Galaksisi'nin merkezinde gizemli "uzay kasırgaları" bulduklarını söylüyor. Bu keşfi, var olan en büyük astronomik projeyi kullanarak yaptılar (NSF/AUI/NSF/NRAO/B. Foott)
Bir grup araştırmacı Samanyolu Galaksisi'nin merkezinde gizemli "uzay kasırgaları" bulduklarını söylüyor. Bu keşfi, var olan en büyük astronomik projeyi kullanarak yaptılar (NSF/AUI/NSF/NRAO/B. Foott)
TT

Samanyolu'nun merkezinde "uzay kasırgaları" keşfedildi

Bir grup araştırmacı Samanyolu Galaksisi'nin merkezinde gizemli "uzay kasırgaları" bulduklarını söylüyor. Bu keşfi, var olan en büyük astronomik projeyi kullanarak yaptılar (NSF/AUI/NSF/NRAO/B. Foott)
Bir grup araştırmacı Samanyolu Galaksisi'nin merkezinde gizemli "uzay kasırgaları" bulduklarını söylüyor. Bu keşfi, var olan en büyük astronomik projeyi kullanarak yaptılar (NSF/AUI/NSF/NRAO/B. Foott)

Julia Musto 

Bilim insanları Samanyolu Galaksisi'nin merkezinde dönen "uzay kasırgaları" bulduklarını açıkladı.

Süper kütleli kara delik Sgr A* da dahil, galaksinin merkezinin aktif olduğu, dönen toz ve gaz molekülleriyle dolu olduğu bilinmesine rağmen süreç gizemini koruyordu.

Gökbilimciler, Şili çölündeki düzinelerce radyo teleskobunu içeren ve halihazırda en büyük astronomik proje olan Atacama Büyük Milimetre/milimetre-altı Dizisi'ni (ALMA) kullanarak perdeyi aralayabildi ve bölgeye bakışlarını netleştirdi. "Kasırga" denen şeyleri de bu şekilde tespit ettiler.

Şanghay Astronomi Gözlemevi'nde araştırma profesörü olan Xing Lu yaptığı açıklamada, "Bunları uzay kasırgaları olarak düşünebiliriz: Bu şiddetli gaz akımları, kısa sürede dağılıyor ve maddeyi çevreye verimli bir şekilde dağıtıyor" diyor.

Lu, hakemli dergi Astronomy & Astrophysics'te yayımlanan çalışmanın sorumlu yazarı.

Ekip, teleskop dizisinin yüksek çözünürlükte görüntüleme yeteneklerini kullanarak galaksinin merkezindeki soğuk ve yoğun bölgelerdeki dar ışık şeritlerini haritalandırdı.

Şangay Jiao Tong Üniversitesi'nden Kai Yang, yönettiği çalışmayı şöyle açıklıyor:

Madde akışlarını gösteren ALMA görüntülerini kontrol ettiğimizde, bu uzun ve dar iplikçiklerin herhangi bir yıldız oluşum bölgesinden mekansal olarak uzak olduğunu fark ettik. Bildiğimiz herhangi bir cisme benzemeyen bu iplikçikler bizi gerçekten şaşırttı. O zamandan beri ne oldukları üzerine kafa yoruyoruz.

Buldukları şey, daha önce keşfedilen yoğun gaz iplikçikleri profiline uymuyor ve bunların nasıl oluştuğu bilinmiyor. Ancak bilim insanlarının bir fikri var.
 

Bu ince iplikçiklerin nasıl oluştuğu bilinmiyor. Şiddetli gaz akımları, yıldızların oluştuğu bölgelerden uzakta üretiliyor (Yang ve ekip arkadaşları)

Bu ince iplikçiklerin nasıl oluştuğu bilinmiyor. Şiddetli gaz akımları, yıldızların oluştuğu bölgelerden uzakta üretiliyor (Yang ve ekip arkadaşları)

Parlak çizgi emisyonları ve diğer gözlemlerin varlığına değinen araştırmacılar, bunun enerji yüklü şok dalgalarından kaynaklanabileceğini söylüyor.

Bulgular, Samanyolu'nun merkezinde neler yaşandığına dair daha ayrıntılı bir bakış açısı sunuyor ve orada dolanan maddenin döngüsel bir sürece girdiğini gösteriyor.

Şoklar, kasırgaları yaratarak gazı serbest bırakıyor olabilir. Ardından gaz dağılarak salınan maddeye yakıt takviyesi yapıyor. Daha sonra şokların serbest bıraktığı moleküller donuyor.

Makalenin yazarları, teleskop dizisini kullanarak gelecekte yapılacak gözlemlerin, kasırgaların nasıl oluştuğunu doğrulayacağını umuyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/space