Elon Musk, bir Neo-Nazi'nin sözünü Voltaire'e aitmiş gibi paylaştı

Twitter CEO'su cumartesi günü attığı tweet'teki bir alıntıyı yanlışlıkla Voltaire'e atfetmesinin ardından eleştirilere maruz kaldı

(Benjamin Fanjoy/AP)
(Benjamin Fanjoy/AP)
TT

Elon Musk, bir Neo-Nazi'nin sözünü Voltaire'e aitmiş gibi paylaştı

(Benjamin Fanjoy/AP)
(Benjamin Fanjoy/AP)

Cumartesi günü Twitter kullanıcıları şirketin CEO'su Elon Musk'ın paylaştığı bir alıntının, aslında bir Neo-Nazi'ye ait olmasına rağmen yanlış şekilde Voltaire'e atfedildiğine işaret etmekte gecikmedi.

Milyarderin attığı esprili tweet'te büyük bir elin mücadele eden figürleri ezdiği görülürken, buna "'Sizi kimin yönettiğini öğrenmek için kimi eleştirmenize izin verilmediğini bulmanız yeterlidir.' - Voltaire" sözlerinin eşlik ettiği bir mim vardı. Bu görselin altındaysa mimdeki esprili yorum yer alıyordu:

Lösemili çocuklara karşı ayaklanmalıyız.

Öte yandan geçen yıl, Kentucky'den ABD Kongre üyesi olan Cumhuriyetçi Thomas Massie'nin Dr. Anthony Fauci'yi eleştiren bir tweet'te bu sözleri Fransız filozofa atfederek paylaşmasının ardından, aynı "Voltaire" alıntısı Associated Press'in bir teyit haberine konu olmuştu.

AP "Bunu, Aydınlanma Çağı yazarı Voltaire söylemedi" diye bildirmişti.

Farklı kelimelerle ifade edilen bu alıntı, nefret gruplarını izleyen kuruluşların Neo-Nazi diye tanımladığı Kevin Alfred Strom'un 1993'te yaptığı bir radyo yayınından alınmıştır.

AP, "Kendini Amerikalı beyaz milliyetçisi ve Holokost inkarcısı ilan eden Strom'un orijinal alıntısı daha önce internette kullanılmış ve çeşitli şekillerde yorumlanmıştı... Bu alıntı Voltaire'in 1778'deki ölümünden 100 yıldan uzun zaman geçtiken sonra ortaya çıkmasına rağmen defalarca amacından saptırıldı ve yanlış bir şekilde ona atfedildi. Aktör John Cusack 2019'da bu alıntıyı tweet atmış, ardından gönderiyi silip özür dilemişti" diye devam etmişti.

Cumartesi günü kullanıcılar kimi zaman neşeyle kimi zaman da küçümseyerek yanlışlığa dikkat çekerken, Musk'ın tweeti düzeltme ya da özür olmaksızın saatlerce kaldı.

Yorumcu ve yazar Keith Olbermann, "Keşke roket fırlatma ya da başkanlık kampanyasındaki becerin yanlış bilgilendirme becerin kadar iyi olsaydı" diye tweet attı.

Bunu Voltaire söylemedi. Bir Neo-Nazi söyledi. 30 yıl önce. Aferin, Elmo.

@HistoryUser adlı bir başka kullanıcıysa Reuters'ın teyit linkini paylaşarak "Bunu Voltaire değil, Neo-Nazi ve Holokost inkarcısı Kevin Strom söyledi. Güzel bir söz ve keşke daha iyi bir adam söyleseydi ama söylemedi ve bu yüzden herkes bunu kullanmayı gerçekten bırakmalı. (Ve kesinlikle bunu Voltaire'in söylediğini söylemeyi bırakın!)" diye yazdı.

The Independent yorum için Twitter'la temasa geçti ancak henüz yanıt alamadı.



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature