Sevginin 5 dili: Mesajlaşma biçiminiz ilişkilerinizi nasıl etkiliyor?

İster tek kelimelik yanıtları isterseniz de çok uzun ve karmaşık mesajlar göndermeyi tercih edin, mesajlaşma şekliniz sıradaki ilişkinizi anlamanın anahtarı olabilir

Sevginin 5 dilinin yeni bir formu oluşuyor (Unsplash)
Sevginin 5 dilinin yeni bir formu oluşuyor (Unsplash)
TT

Sevginin 5 dili: Mesajlaşma biçiminiz ilişkilerinizi nasıl etkiliyor?

Sevginin 5 dilinin yeni bir formu oluşuyor (Unsplash)
Sevginin 5 dilinin yeni bir formu oluşuyor (Unsplash)

Olivia Petter 

"Kaliteli bir mesajcı" mısınız? Peki "hafif dokunuşa" ne dersiniz? Belki de daha ziyade "hizmet mesajları" kişisisinizdir?

Sevgi dillerine aşinaysanız veya yakın zamanda TikTok'ta vakit geçirdiyseniz, yukarıda bahsi geçen terimlerin günlük sözcük dağarcığınızda çoktan yerleşmiş olması muhtemel. Değilse, açıklamama izin verin. Çünkü bir etiketle özdeşleştiğiniz vakit bunun aşk hayatınızı dönüştürme potansiyeli var.

Basitçe söylemek gerekirse sevgi diliniz, sevgiyi ifade etme ve alma yolunuzdur. Evlilik danışmanı Gary Chapman'ın ilk kez 1992'de ifade ettiği üzere, bunlardan 5 tane var: Onaylama sözcükleri, kaliteli zaman, fiziksel dokunuş, hizmet eylemleri ve hediye alma. TikTok'ta "sevgi dilleri" diye arattığınızda, her bir dilin sonsuz açıklamalarının yanı sıra, 20'li yaşlardaki ukala gençlerin hangileriyle özdeşleştiklerini ve bunun neden önemli olduğunu uzun uzadıya açıklayan monologlarını bulacaksınız.

Ancak şimdi, sevginin 5 dilinin yeni bir formu oluşuyor. Bence bu, modern flört ortamının tuhaflık ve karmaşıklıklarını daha doğru yansıtıyor. Arkadaşlık uygulaması Badoo'nun Chapman'dan esinlenen yeni araştırması, bir kişinin sevdiği kişiyle nasıl iletişim kurmayı tercih ettiğinin ayrımı yapmayı sağlayan, mesajlaşmadaki 5 sevgi dilini belirledi.

Örneğin, "kaliteli mesajlaşan" bir kişi ayrıntılı ve kapsamlı mesajlar isterken, "onaylama mesajları" atan bir kimse sevgilisiyle her gün ve tüm gün mesajlaşmak istiyor. "Hizmet mesajları" atan bir kişi mesajlaşmayı yalnızca plan yapmak için kullanırken, "hafif dokunuş" kişileri telefon yerine gerçek hayatta iletişim kurmayı tercih ediyor. Bir de "GIF alan" kişiler var ki bunlar genelde gerçek cümleler yerine GIF'ler veya emojilerle iletişim kuruyor.

Konuya uzak kişilere (ve çiftlere) tüm bunlar sıkıcı ve alakasız gelebilir. Ama yanılıyorsunuz. Çünkü Badoo'nun araştırması, insanların üçte birinden fazlasının (yüzde 36) kısa mesajlarının içeriği üzerine fazlaca düşündüğünü, diğer üçte birininse (yüzde 31) geciken bir yanıtın gönderen kişinin kendinden hoşlanmadığı anlamına geldiğinden kaygılandığını ortaya koydu. Öte yandan araştırma kapsamındaki kişilerin 4'te biri (yüzde 29) çok fazla mesajlaştığından veya çok hızlı cevap verdiğinden endişe ederken, diğer 4'te biri de (yüzde 26) sadece mesaj beklerken bile endişeli hissediyor.

Tüm bunlar, özellikle de benim gibi kendini "onaylama mesajları" ve "kaliteli mesajlaşma" kombinasyonu diye tanımlayan biri için son derece ilişkilendirilebilir şeyler. Başka bir deyişle, çıktığım biriyle çok fazla iletişime ihtiyaç duyuyorum. Ben böyle bir yapıya sahibim: Birinden etkilendiğimde, onunla günün küçük ayrıntılarını analiz etmek ve sindirmekten daha fazla zevk aldığım bir şey yok. Sürekli bilinç akışı almak ve göndermek düzensiz düşüncelerin, lezzetli ve hayal kırıklığı yaratan yemeklerin, işteki iniş çıkışların ve aradaki her şeyin üzerinden geçmek istiyorum.

Ama tabii herkes böyle değil. "Hafif dokunuş" gibi diğer sevgi dili kategorilerine giren kimselerle çıktığımda, bu bende ciddi bir endişe yaratıyor. Neden bana geri mesaj atmıyorlar? Neden son mesajımı okuyup yanıtlamadılar? Tüm bunlar ne demek oluyor?

Gerçek şu ki bunların hiçbir anlamı olmayabilir, çünkü insanlar farklı şekilde mesajlaşıyor.  Mesajlaşmada farklı sevgi dillerine sahipler. Bunu ne kadar çabuk anlar, tanımlar ve kabul ederseniz, modern flört dünyasının labirent benzeri yollarında yönünüzü o kadar çabuk ve iyi bulursunuz.

Biriyle mesajlaşmaya başlar başlamaz, nasıl iletişim kurduklarına dair ipuçları aramalısınız. Dilleri sizinkiyle eşleşirse, lütfen devam edin. Eğer uyuşmuyorsanız, henüz yolun başındayken vazgeçmeniz ve olmadığınız biri gibi davranmaya çalışırken aylarca acı ve işkence çekmekten kendinizi kurtarmanız daha iyi olacaktır.

Birkaç günde bir mesaj mı? Ya da gerçek konuşmayı gerçek hayata saklarken plan yapmak için birkaç kısa, amaca yönelik konuşma mı? Hayır teşekkürler. Sorun sen ya da ben değil, sorun sadece mesajlaşırken kullandığımız sevgi dilinin uyumsuzluğu.

Independent Türkçe



Charlize Theron'dan The Old Guard 2 itirafı

The Old Guard 2, izlenme listelerinde hızla yükselse de eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yalnızca yüzde 24'lük beğeni oranına ulaşabildi (Netflix)
The Old Guard 2, izlenme listelerinde hızla yükselse de eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yalnızca yüzde 24'lük beğeni oranına ulaşabildi (Netflix)
TT

Charlize Theron'dan The Old Guard 2 itirafı

The Old Guard 2, izlenme listelerinde hızla yükselse de eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yalnızca yüzde 24'lük beğeni oranına ulaşabildi (Netflix)
The Old Guard 2, izlenme listelerinde hızla yükselse de eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yalnızca yüzde 24'lük beğeni oranına ulaşabildi (Netflix)

Oscar ödüllü oyuncu Charlize Theron, The Old Guard 2'de favori aksiyon sahnesi sorulduğunda hiç düşünmeden yanıtladı: 

Kesinlikle helikopter sahnesi.

Los Angeles'ta düzenlenen bağış etkinliğinde konuşan yıldız oyuncu, bu sahnenin çekimlerinin son derece zorlu ama unutulmaz olduğunu anlattı:

Filmin sonlarına doğru çektik. İçimden 'Eğer bu sahneyi becerirsem, bir daha zorlu sahnelerde hiç oynamasam da olur' dedim. Tabii bu karar uzun sürmedi ama sahne gerçekten karmaşıktı, psikolojik olarak da zorluydu. İlk iki hafta pilotla oturup güven inşa ettik. Her şey yavaş başladı. Ama sonunda kendimi bir helikopterden sarkarken buldum, gerisi önemli değil.

49 yaşındaki Theron, sahneyi çekerken aklından geçenleri de şöyle anlattı: 

Havada asılı kalmış bir şekilde, 'Hayatım boyunca bir helikopterden sarktığımı anlatacağım' diye düşündüm.

Greg Rucka imzalı çizgi romandan uyarlanan devam filmi, ölümsüz kahramanlar Andy (Theron), Nile (KiKi Layne), Booker (Matthias Schoenaerts), Joe (Marwan Kenzari), Nicky (Luca Marinelli), Copley (Chiwetel Ejiofor) ve Jack (Henry Golding)'in insanlığı kurtarma mücadelesini anlatıyor. Ancak bu kez tehdit, kendi içlerinden çıkıyor: Discord (Uma Thurman) ve Quỳnh (Veronica Ngô).

Victoria Mahoney'nin yönettiği film, büyük bir sürprizle sona eriyor ve üçüncü filme kapı aralıyor. Yapımcı Marc Evans, 2023'te Variety'den Marc Malkin'e verdiği bir röportajda, "İkinci filmin finali adeta üçüncü filmi zorunlu kılıyor, bu da beni çok mutlu ediyor" demişti.

Güney Afrikalı aktris Theron ise şu aşamada net bir karar alınmadığını vurguluyor: 

Biraz ara vereceğiz. Dinleneceğiz. Sonra toplanıp ne yapacağımıza karar vereceğiz.

Yakında Christopher Nolan’ın The Odyssey filminde rol almaya hazırlanan Theron, bir gün yönetmen koltuğuna geçmek istediğini de belirtti: 

Aslında hep ilgimi çekti ama küçük çocuklarım var ve yönetmenlik tüm hayatını tüketiyor. Çocuklar büyüyüp evden ayrılana kadar beklemem gerekebilir.

"Kadın başrollü aksiyon filmleri hâlâ riskli görülüyor"

Theron, New York Times'a verdiği röportajda, Hollywood'da kadın başrollü aksiyon filmlerinin hâlâ erkek odaklı yapımlar kadar destek görmediğini de söyledi.

Mad Max: Fury Road yıldızı, birlikte kamera karşısına geçtiği Uma Thurman'la birlikte verdiği söyleşide şu ifadeleri kullandı:

Evet, daha zor. Bu artık bilinen bir gerçek. Erkek başrollü aksiyon filmleri çok daha kolay onay alıyor. Kadınlar bu tür işlere kalkıştığında ve gişede tam başarı gelmezse, bir daha şans bulamayabiliyorlar. Oysa aynı adamlar için bu risk defalarca göze alınıyor.

Independent Türkçe, Variety, Deadline, New York Times