Üst üste 5 gece video oyunu yayını açan stajyer yorgunluktan öldü

Şirket sorumluluğu üstlenmeyince tepki topladı

Hayatını kaybeden üniversiteli, 15 Ekim ila 10 Kasım'da 89 canlı yayın oturumu açmıştı (Pixabay)
Hayatını kaybeden üniversiteli, 15 Ekim ila 10 Kasım'da 89 canlı yayın oturumu açmıştı (Pixabay)
TT

Üst üste 5 gece video oyunu yayını açan stajyer yorgunluktan öldü

Hayatını kaybeden üniversiteli, 15 Ekim ila 10 Kasım'da 89 canlı yayın oturumu açmıştı (Pixabay)
Hayatını kaybeden üniversiteli, 15 Ekim ila 10 Kasım'da 89 canlı yayın oturumu açmıştı (Pixabay)

Çinli bir öğrenci, peş peşe 5 gece boyunca canlı video oyunu yayımladıktan sonra yorgunluktan hayatını kaybetti.

South China Morning Post'un aktardığına göre Li Hao, Henan eyaletindeki Pingdingshan Meslek Yüksekokulu'nda son sınıf öğrencisiydi. 

Haberde Li'nin yaşı belirtilmedi.

Haziranda mezun olabilmek için 6 aylık staj yapması gereken Li, Çinli medya şirketi Henan Qinyi Kültür'le canlı video yayını yapmak üzere sözleşme imzaladı.

Sözleşmeye göre Li'nin 26 günde 240 saat canlı yayın yapması ve 15 kısa klip yüklemesi gerekiyordu.

Habere göre, anlaşma yükümlülüklerini yerine getirdiği takdirde Li'nin hesabına 3000 yuan (11 bin TL) maaş yatırılacaktı.

"Gece vardiyasına geçmesi için zorlandı"

Henan eyaletinin başkenti Zhengzhou'da yaşayan gencin ev arkadaşları, Li'yi uykusunda hızlı bir şekilde nefes alıp verirken bulduklarını söyledi.

Seslere tepki vermeyen Li, ambulans çağrılarak hastaneye kaldırıldı.

İddiaya göre, 10 Kasım'da hayatını kaybeden Li, ölümünden önceki 5 gün boyunca akşam 9'dan sabah 6'ya kadar canlı yayın yaptı.

Li'nin babası, oğlunun daha fazla para kazanabilmek için gece vardiyasına geçmesi için kendisine baskı yapıldığını söyledi.

Ekimde gündüz vardiyasında çalışan Li, 5 Kasım'dan sonra gece vardiyasına geçmişti.

Şirket sorumluluğu almadı

Öte yandan şirket, Li'ye gece vardiyasında çalışması için baskı yaptıkları iddiasını reddetti.

Bununla birlikte Li'nin resmi bir çalışan ya da stajyer olmadığını aktaran şirket, talihsiz öğrenciyle sadece basit bir ortaklık yaptıklarını öne sürdü.

Kendilerinin sadece canlı yayın yapılacak yeri sağladığını ve oyunculara verilen bahşişlerden komisyon aldıklarını iddia eden şirket, sorumluluğu üstlenmemek için direndi.

Birçok yayıncının iş ve hayat dengesini kuramadığını belirten Henan Qinyi Kültür, aileye "insani yardım" amacıyla 5000 yuan (18 bin TL) teklif etti.

Şirketin tavrı sosyal medyada tepki topladı.

Independent Türkçe



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News