Dünyaca ünlü dağcı, omuzlarından dar kayalıklara tırmandı

"Çok keyif aldım"

Arnold, yer yer kayalara sarılarak ilerledi (Instagram / @daniarnold_alpinist)
Arnold, yer yer kayalara sarılarak ilerledi (Instagram / @daniarnold_alpinist)
TT

Dünyaca ünlü dağcı, omuzlarından dar kayalıklara tırmandı

Arnold, yer yer kayalara sarılarak ilerledi (Instagram / @daniarnold_alpinist)
Arnold, yer yer kayalara sarılarak ilerledi (Instagram / @daniarnold_alpinist)

Ünlü dağcı Dani Arnold'un İsviçre'de 2019 metre yüksekliğindeki Kreuzberg Dağı'na yaptığı nefes kesici tırmanış kayıt altına alındı.

39 yaşındaki İsviçreli dağcı, zirveye yaptığı 6 saatlik tırmanışın iki saatini yer yer omuzlarından daha dar kayaların üstünde ilerleyerek geçirdi.

Deneyimli dağcının 55 yaşındaki arkadaşı Michi'yle birlikte tırmandığı zorlu parkur anbean kayıt altına alındı.

8 Ekim'de paylaşılan videoda, turuncu kapüşonlu bir üst giyen Arnold'un kayaların üstündeki sıradışı yürüyüşü görülüyor.

Kreuzberg'in daha önce tırmandığı yerlerden daha farklı bir yapıya sahip olduğunu aktaran Arnold, özel bir deneyim yaşadığını belirtti. 

Arnold, şunları söyledi:

Tırmanmak muhteşemdi, çok keyif aldım. Her kaya benzersizdir ama çok özel değildir. Fakat bu kaya çok nadir görülüyor.

Arnold, tırmanışın bir gününü aldığını söyledi. 

Adrenalin tutkunu dağcı, daha önce hiç böyle bir deneyim yaşamadığı için bu tırmanışı seçtiğini söyledi.

Rekorları elinde tutuyor

Öte yandan Dani Arnold, çok sayıda zorlu tırmanış ve kırdığı rekorlarla da adından daha önce söz ettirmeyi başarmıştı. 

Arnold 2018'de Avrupa'nın en yüksek dağı Mont Blanc'a, iki saat 4 dakika içinde tırmanarak rekor kırmıştı. 

Cassin olarak bilinen bu rota, her yıl sadece birkaç gün tırmanmaya elverişli oluyor. 

4 bin 208 metrelik zirveye yaptığı yolculukta Arnold, herhangi bir güvenlik ekipmanı kullanmamıştı.

Arnold 2015'te de Alpler’in Matterhorn zirvesine 1 saat 46 dakikada ulaşmayı başararak en hızlı tırmanma rekorunu kırmıştı.

Independent Türkçe



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature