Mega kuraklıkların gittikçe daha şiddetli hale geldiği ortaya kondu

İklim değişikliği, kuraklıkların süresini ve seviyesini etkileyebiliyor (Reuters)
İklim değişikliği, kuraklıkların süresini ve seviyesini etkileyebiliyor (Reuters)
TT

Mega kuraklıkların gittikçe daha şiddetli hale geldiği ortaya kondu

İklim değişikliği, kuraklıkların süresini ve seviyesini etkileyebiliyor (Reuters)
İklim değişikliği, kuraklıkların süresini ve seviyesini etkileyebiliyor (Reuters)

Bilim insanları mega kuraklıkların arttığını ve şiddetlendiğini ortaya koydu.

Mega kuraklıklar, yıllarca süren şiddetli kuraklıkları ifade ediyor. Bu olaylarda uzun süre yağış olmaması, su kaynaklarının tükenmesine, ekin kayıplarına, gıda güvensizliğine ve orman yangınlarının sıklaşmasına yol açabiliyor.

İsviçre Federal Orman, Kar ve Peyzaj Araştırmaları Enstitüsü'nden Dirk Karger ve ekip arkadaşları, 1980-2018 döneminde dünya çapında görülen mega kuraklıkları inceledi.

Bulguları hakemli dergi Science'ta 16 Ocak'ta yayımlanan çalışmada en az iki yıl süren 13 binden fazla kuraklık tespit edildi. Bu dönemlerin 1980'lerden beri daha da kuru ve sıcak hale geldiği saptandı. 

Neredeyse bütün kıtalarda mega kuraklık yaşandığını belirleyen ekip, bunlardan en şiddetlisinin Kuzey Amerika'da 2008'den 2014'e kadar sürdüğünü söylüyor.

2022'de yapılan bir araştırmada bölgede 2000-2021 döneminde yaşanan mega kuraklığın, en az 1200 senedir görülmeyen bir seviyeye ulaştığı bulunmuştu.

Yeni araştırmada kuraklıkların daha büyük bir alanı etkilediği de tespit edildi. Herhangi bir dönemde devam eden en şiddetli 500 kuraklıktan etkilenen alan, yılda yaklaşık 50 bin kilometrekare genişlemiş. Karger, "Bu İsviçre'den daha büyük bir alan" diyor.

Kuraklıkların ekosistemler üzerindeki etkisini anlamak için uydu görüntülerini inceleyen ekip, en büyük darbeyi çayır ve otlakların aldığını gözlemledi. Bu bölgeler, su miktarındaki değişimlere karşı daha hassas olduğundan, yeşilden kahverengiye dönmeye daha yatkın. 

Diğer yandan tropikal ve tayga ormanları, kuraklıktan daha az etkilenmiş gibi görünüyor. Ancak uzmanlar bu durumun ileride değişerek dirençli ekosistemleri de yok olmanın kıyısına getirebileceğine karşı uyarıyor.

Bilim insanları insan kaynaklı iklim değişikliğinin 1980-2018 döneminde görülen eğilim üzerindeki etkisini belirlemedi fakat uzmanlar, bulguların beklentilerle uyuştuğunu söylüyor.

Sıcak hava daha fazla nem tutarak topraktaki buharlaşmayı artırdığı için iklim değişikliği sonucu yükselen sıcaklıklar, kuraklık riskini yükseltiyor. Buna yağışların da azalması eklenince, kuraklık şiddeti ve süresi artabiliyor.

Columbia Üniversitesi'nden Benjamin Cook yer almadığı araştırmanın, uzun vadeli kuraklığın, şiddetli orman yangınları veya kasırgalar gibi iklim felaketleri kadar ciddi sonuçlar doğurabildiğini vurguladığını söylüyor. 

Cook "Hem insanlar hem de ekosistemler için asıl önemli olan, kuraklığın kümülatif etkisi" diyor.

Independent Türkçe, New Scientist, Science News, Science, Nature Climate Change



Bir odaya girince ne yapacağımızı neden unuturuz?

Bilim insanları bir odaya girince unutkanlık yaşamanın beynin anıları depolama biçiminden kaynaklandığını düşünüyor (Unsplash)
Bilim insanları bir odaya girince unutkanlık yaşamanın beynin anıları depolama biçiminden kaynaklandığını düşünüyor (Unsplash)
TT

Bir odaya girince ne yapacağımızı neden unuturuz?

Bilim insanları bir odaya girince unutkanlık yaşamanın beynin anıları depolama biçiminden kaynaklandığını düşünüyor (Unsplash)
Bilim insanları bir odaya girince unutkanlık yaşamanın beynin anıları depolama biçiminden kaynaklandığını düşünüyor (Unsplash)

Birçok kişi, bir şey almak için bir odaya girdiğinde ne amaçla geldiğini unutur. Bazen de bir dükkana girdiğinizde, almayı planladığınız şey aklınızdan uçup gidebilir.

Bu durumun yorgunluktan kaynaklanması muhtemel. Fakat bilim insanları kapıdan geçmenin de böyle unutkanlıklara yol açabileceğini söylüyor.

"Kapı eşiği etkisi" denen bu duruma göre bir sınırdan geçince kısa süre önce önem taşıyan şeyler unutulabiliyor.

2011'de yapılan bir araştırmada bu teoriyi test eden bilim insanları, katılımcılara nesneler vererek sanal veya gerçek ortamlarda bunları taşımalarını söyledi. 

Katılımcıların bir kapıdan geçtikleri zaman, sadece odanın içinde yürüyenlere kıyasla ne yapacaklarını unutmaya daha yatkın olduğu tespit edildi. 

Araştırmacılar bu duruma, beynin anıları bölerek depolama biçimininin yol açtığını öne sürüyor. Esasen beyin, anıları süregelen olaylar şeklinde değil, parçalar halinde kaydediyor.

Bilim insanları bir sınırı geçmenin, beynin o alanın olay modelini güncellemesine ve daha önceki olaylarla ilişkili nesnelerin unutulmasına yol açtığını söylüyor. Kısacası; mutfaktan bir şey alma düşüncesi salondaki olayla ilişkilendiriliyor ama mutfağa varınca aradaki bağlantı kopuyor.

Makalenin yazarlarından Gabriel Radvansky, o zaman yaptığı açıklamada "Bir kapıdan girmek veya çıkmak, zihindeki etkinlik bölümlerini ayırıp dosyalayan bir 'olay sınırı' görevi görüyor" demişti: 

Farklı bir odada verilen bir kararı ya da faaliyeti hatırlamak zor bir şey çünkü bunlar bölümlere ayrılıyor.

Bazı çalışmalardaysa, gerçek bir kapıdan geçmeden sadece bunu yaptığını hayal etmenin bile unutkanlığa yol açabildiği gözlemlenmişti. 

Ancak son yıllarda yapılan çalışmalarda kapı eşiği etkisinin, diğer etkenlere de bağlı olduğuna dair bulgular ediniliyor.

2021 tarihli bir araştırmadaki katılımcılar, sanal gerçeklik gözlükleriyle gerçek olmayan odalarda gezindi. Katılımcılardan masalarda yer alan eşyaları ezberleyip başka bir masaya geçmesi istendi. Bazı masalar, sanal otomatik kapılarla girilen başka odalarda yer alıyordu. 

Araştırmacılar bu deneyde, kapıların hafıza üzerinde bir etki yaratmadığını gözlemledi. Ancak daha sonra aynı görev, bir yandan sayı sayarak tekrar edildi. Bu deneyde sayı sayarak hafızalarını zorlayan katılımcılar nesneleri daha çok unuttu.

Bilim insanları, sanal ortamdaki odaların esasen birbirinin aynısı olmasından dolayı, buradaki etkinin kapı eşiğinden geçmekten ziyade, bağlamın değişmesine bağlıyor.

Psikolog Tom Stafford da kapı eşiği etkisinin, hem fiziksel hem de zihinsel ortamın değişmesinden kaynaklandığını söylüyor.

Örneğin evden çıkarken anahtarları almak için yatak odasına gittiğinizi düşünün. Stafford, anahtarları alma düşüncesinin, "evden çıkmak", "işe gitmek" ve "işten kovulmamak" gibi daha büyük planların parçası olduğunu söylüyor.

Bu adımların her birinin dikkat gerektirdiğini belirten Stafford, bunu bir jonglörün tabakları çevirmesine benzetiyor. Bir tabaktan veya odadan diğerine geçerken, daha büyük planın parçası olan diğer işlerin hatırlanmasıyla yatak odasına girince anahtar unutulabiliyor. 

Stafford "Kapı eşiği etkisi, hem fiziksel hem de zihinsel ortamı değiştirdiğimiz, farklı bir odaya geçtiğimiz ve farklı şeyler düşündüğümüz için ortaya çıkıyor" diyerek ekliyor: 

Muhtemelen döndürmeye çalıştığımız birçok tabaktan sadece biri olan, aceleyle düşünülmüş hedef, bağlam değiştiğinde unutuluyor. 

Independent Türkçe, IFLScience, BBC, Quarterly Journal of Experimental Psychology, BMC Psychology