Elektronik ve geleneksel oyunlar arasında çocukların gelişimi

Montessori psikolojik, ruhsal ve fiziksel yönleri ele alan başlı başına bütünleşmiş bir eğitim süreci

Oyunlar bilişsel, duyusal ve motor becerilerin öğrenilmesi ve geliştirilmesi için etkili bir yönteme sahip (Unsplash)
Oyunlar bilişsel, duyusal ve motor becerilerin öğrenilmesi ve geliştirilmesi için etkili bir yönteme sahip (Unsplash)
TT

Elektronik ve geleneksel oyunlar arasında çocukların gelişimi

Oyunlar bilişsel, duyusal ve motor becerilerin öğrenilmesi ve geliştirilmesi için etkili bir yönteme sahip (Unsplash)
Oyunlar bilişsel, duyusal ve motor becerilerin öğrenilmesi ve geliştirilmesi için etkili bir yönteme sahip (Unsplash)

Her türlü oyun, özellikle belirli bir yaş grubunu hedef alıyorsa ve bilgi edinmedeki psikolojik yönleri ve ilerlemeyi dikkate alan bir çalışmaya tabi tutuluyorsa, bilişsel, duyusal ve motor becerilerin öğrenilmesi ve geliştirilmesi için etkili bir yöntem.

Ancak basit oyuncaklar bile bir çocuğa farklı renkler, şekiller ve dokular konusunda eğitim verebilir ve duyuların nesneleri algılama yeteneğini geliştirebilir.

Eğitici oyunlar

40'lı yılların başına dönersek top, silah, kağıt oyunları gibi basit oyunların ardından ip atlama gibi hareketli oyunları buluruz.

Daha sonra kızlar için "Barbie" ve lego oyunları ortaya çıktı ve video oyunları ortaya çıkmadan önce büyük bir popülerlik kazanarak çocuklardan ziyade yetişkinlerin dikkatini çekti.

Ardından atari, rubik küpleri ve çeşitli elektronik oyunlar yaygınlaşmaya başladı. Bununla birlikte, şekilleri ve malzemeleri yıllar içinde değişen oyuncak bebeklerin yanı sıra, sentetik şekiller, heykeller, köpük oyuncaklar ve başka birçok gerçekçi oyuncağın üretimi durmadı.

Ancak günümüzde hakim olan ve teknolojiye karşı güçlü bir önyargıya sahip olan genel eğilim göz önüne alındığında çocukların çoğunluğunun akıllı mobil cihazlara düşkün olduğunu gördükçe, bu tür oyunların artık onlara yeterince hitap etmediğini görüyoruz.

Hatta bazıları akıllı cihazlara bağımlı hale geldi, o yüzden çocukların gerçek oyunları bırakıp elektronik oyunlar aracılığıyla öğrenmeye ve eğlenceye yöneldiği bir güne gelebiliriz.

Her şeyin geleneksel görünümünden çıkıp modern teknolojik görünüme bürünme yarışında olduğu, manuel kullanım çağlarının yerini aldığı, hızlı, kolay ve her zaman ve her yerde kullanılabilen otomatik yöntemlere geçiş yaptığı bir çağdayız.

Özellikle 2000'li yılların başında ilk dijital telefonların ve ardından akıllı telefonların ortaya çıkması, oyun sektörünün nispeten kısa bir süre içinde inanılmaz bir şekilde büyümesine yardımcı oldu.

​​​​​​Elektronik oyunlar

Elektronik oyunların halk arasında dolaşan hikayesi 1970'li yıllara dayanıyor.

90'lı yıllarda cep telefonlarının popülerleşmesiyle birlikte mobil oyunlar ortaya çıkarken ilk olarak video oyunları şeklinde yayıldı ve ilk nesil mobil oyunlar basit görünüyordu.

Oyunlar önceden yüklenmiş, klasik ve karmaşıklıktan yoksundu. Ardından daha karmaşık oyunlar oluşturmaya ve bunları uygulama mağazalarından indirmeye yönelik platformlar çağına girildi. Bugün ise sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojilerini entegre etmeye geçiyoruz.

Birçok kişi, Nokia telefonları için ünlü yılan oyununun cep telefonunda yayımlanan ilk oyun olduğuna inansa da gerçek şu ki ondan önce birçok oyun geldi ve resmi olarak Tetris, 1994 yılında piyasaya sürülen ilk mobil oyun.

Tetris, benzer bir yatay sırayı tamamlamak için şekilleri üst üste doğru bir şekilde istifleme ve boşluk bırakmamaya çalışma oyunu.

Teknik alandaki uzmanlar, 1993 yılında piyasaya sürülen Scramble bulmaca oyununun şimdiye kadarki ilk mobil oyun olduğuna ve bunu 1997 yılında en büyük başarıyı elde eden Snake oyununun takip ettiğini düşünüyor.

Elektronik oyunlara karşı birçok suçlama yöneltiyor ve bunların beyin üzerindeki olumsuz etkileri konusunda uyarıda bulunuluyor (Unsplash)
Elektronik oyunlara karşı birçok suçlama yöneltiyor ve bunların beyin üzerindeki olumsuz etkileri konusunda uyarıda bulunuluyor (Unsplash)

Milyarlarca dolarlık bir endüstri

Günümüzde elektronik oyunların kendine ait küresel bir pazarı bulunmakta ve oyun türlerine göre konsol, tablet, akıllı telefon, kişisel bilgisayar vb. gibi bölümlere ayrılıyor.

Oyun pazarı, 2023 yılında 245,10 milyar dolar olarak tahmin edildiği ve tahmin dönemi boyunca yıllık yüzde 8,94'lük bileşik büyüme oranıyla 2028 yılına kadar 376,08 milyar dolara ulaşması beklendiği için artan bir büyümeye tanık oluyor.

Koronavirüs salgınının neden olduğu kapanmalar bu bileşik büyümeye katkıda bulundu.

Eğitsel oyunlar çocuğun kişiliğinin oluşumuna, büyümesine ve eğitimine katkıda bulunurken, onun aktivitesini geliştirir ve eğitim ve öğretim hedeflerine ulaşmak için katılım ve işbirliği duygusunu güçlendirir.

Elektronik oyunlar, beyin üzerindeki olumsuz etkileri konusunda çok sayıda suçlamaya ve büyük uyarılara maruz kalıyor.

Dopamin hormonunun salgılanması nedeniyle zamanla bağımlılık riskini tehdit eden bu durum, konsantre olma ve duyguları kontrol etme yeteneğini azaltır, uyku ve yeme bozukluklarına neden olur.

Bu olumsuz etkiler, empati, esneklik, dengeli davranış ve yaratıcılık gibi bir grup doğal beceri üzerinde olduğu gibi uzun saatler oturmanın omurga sağlığı, fiziksel aktivite, görme ve duyular üzerinde de görülür.

Eğitici oyunlar çocuğun kişiliğinin oluşmasına, büyümesine ve eğitimine katkıda bulunur (Unsplash)
Eğitici oyunlar çocuğun kişiliğinin oluşmasına, büyümesine ve eğitimine katkıda bulunur (Unsplash)

Oynayarak öğrenme

Ancak yeni biçimlerde sahneye geri dönen ve esas olarak öğrenme sürecini oyunla bütünleştirmek amacıyla ortaya çıkan bazı eğitim müfredatlarını takip edersek, bu tünelin sonunda başka parlak noktalar var gibi görünüyor.

Yöntemi 90'lı yılların başında Amerika Birleşik Devletleri'nde geniş çapta yayılan ve daha sonra yavaş yavaş tüm dünyaya yayılan Montessori gibi.

Montessori, psikolojik, ruhsal ve fiziksel yönleri ele alan ve bir eğitim müfredatı tasarlamak amacıyla bireylerin gelişiminin biyolojik sistemini izlemek için bilimsel yöntemi izleyen, başlı başına entegre bir eğitim süreci.

Her bireyin bireysel yeteneklerini ve özelliklerini dikkate alır ve 4 yaş aşamasını içerir.

Hem okulda hem de evde uygulanabilen bu tür müfredat, çocuğun duyuları aracılığıyla edindiği bilgilerle etkileşime geçmesini sağlayan birtakım araçlara sahip.

Bu ona tam bir hareket özgürlüğü verir ve doğrudan taklitten uzak bir deneme sunar ve bir yandan uygulamada pratiklik, diğer yandan rasyonellik kazandırır.

Ancak kesin olan şu ki, çocukları doğru eğitim ve eğlence yoluna döndürmedeki önemi göz önüne alındığında, bugün Montessori’yi eğitim sürecine etkili bir şekilde entegre etmek ve hak ettiği alanı vermek için daha fazla resmi desteğe ihtiyacı var.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Gazze’de ruh sağlığı alarm veriyor: Psikolojik çöküş 5 yılda üç kat arttı

Uzmanlar, Gazze'nin iyileşmesinde ruh sağlığı hizmetlerinin hayati önem taşıyacağını söylüyor (Reuters)
Uzmanlar, Gazze'nin iyileşmesinde ruh sağlığı hizmetlerinin hayati önem taşıyacağını söylüyor (Reuters)
TT

Gazze’de ruh sağlığı alarm veriyor: Psikolojik çöküş 5 yılda üç kat arttı

Uzmanlar, Gazze'nin iyileşmesinde ruh sağlığı hizmetlerinin hayati önem taşıyacağını söylüyor (Reuters)
Uzmanlar, Gazze'nin iyileşmesinde ruh sağlığı hizmetlerinin hayati önem taşıyacağını söylüyor (Reuters)

Gazze'deki yetişkinlerin yaşadığı psikolojik baskı oranının son 5 yılda üç kat arttığı tespit edildi.

7 Ekim 2023'te başlayan savaşın ardından İsrail saldırılarında Gazze'de onbinlerce kişi hayatını kaybetti. Geçen ay yürürlüğe giren ateşkese rağmen İsrail'in saldırıları kesilmedi.

Bu iki yıllık süreçte ailelerini kaybeden, yerinden edilen, sürekli bombardıman altında yaşayan Filistinlilerin psikolojik sıkıntıları üzerine bazı araştırmalar yapıldı.

Ancak İsviçre'nin Basel Üniversitesi'nden Curdin Brugger ve ekibi, Gazze Savaşı'nın psikolojik etkilerini 5 yıllık bir süre zarfında birey bazında inceleyen ilk çalışmayı gerçekleştirdi.

Bulguları hakemli dergi eClinicalMedicine'da 24 Kasım Pazartesi günü yayımlanan çalışmada Gazze Şeridi'nde yaşayan 40 yaş ve üstü 677 kişiyle 2020, 2023 ve 2025'te anketler yapıldı.

Depresyon, uykusuzluk, sürekli stres ve değersizlik hissi gibi ağır psikolojik sorunlar yaşayan yetişkinlerin oranı, 2020 ve 2023'teki yaklaşık yüzde 20 seviyesinden 2025 başlarında yüzde 67'nin üzerine çıktı.

Bu artışın tüm demografik gruplarda görülmesi, şiddet, yerinden edilme ve altyapı yıkımıyla bağlantılı yaygın ruh sağlığı sorunlarına işaret ediyor.

Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu da katılımcıların yüzde 99'unun 2025'e kadar en az bir kez yerinden edildiğini gösteriyor.

Bilim insanları, sivil ölümleri, güvenli barınak eksikliği ve gıda güvensizliği gibi koşulların eşlik ettiği bu yerinden edilmelerin ruh sağlığındaki hızlı bozulmaya katkıda bulunduğunu belirtiyor.

Araştırmada, diğer yerlerdeki popülasyonların çatışma ve çatışma sonrası durumuna kıyasla Gazze'deki yetişkinlerin ruh sağlığı açısından dünyanın en kötü örneklerinden birini oluşturduğu belirtiliyor.

Ekip Gazze Savaşı'nın başlamasından sonra İsrail'de yapılan başka bir araştırmada da ruh sağlığı sorunlarının kötüleştiğinin bulunduğunu söylüyor. Ancak anksiyete, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğundaki artışın, Gazze'yle kıyasla kayda değer derecede düşük kaldığını ifade ediyorlar.

Ayrıca İsrail'de daha çok önceden ruh sağlığı sorunu yaşayanlar, etnik azınlıklar ve kadınların bu sıkıntılardan etkilendiği kaydediliyor.

Araştırmacılar, yeni çalışmaları neden-sonuç ilişkisi kurmasa da gözlemlenen üç katlık artışın, Gazzelilerin Ekim 2023'ten önce "aşırı derecede yüksek bir ruh sağlığı yükü" taşımasından kaynaklandığını belirtiyor.

Makalede şu ifadeleri kullanıyorlar:

Bulgularımız, Gazze'de ve çatışmalardan etkilenen diğer topluluklarda,bugünün ve geleceğin nesilleri üzerindeki olumsuz etkileri önlemek için sürdürülebilir psikososyal ve ruh sağlığı hizmetlerinin önemini vurguluyor.

Independent Türkçe, MedicalXpress, eClinicalMedicine


Yüzdeki ölüm üçgeni: Burundaki sivilceleri sıkmak ölümcül sonuçlar doğurabilir

Uzmanlar, yüzünüzdeki sivilceleri sıkmanın gizli bir risk taşıyabileceği uyarısında bulundu (Pexels)
Uzmanlar, yüzünüzdeki sivilceleri sıkmanın gizli bir risk taşıyabileceği uyarısında bulundu (Pexels)
TT

Yüzdeki ölüm üçgeni: Burundaki sivilceleri sıkmak ölümcül sonuçlar doğurabilir

Uzmanlar, yüzünüzdeki sivilceleri sıkmanın gizli bir risk taşıyabileceği uyarısında bulundu (Pexels)
Uzmanlar, yüzünüzdeki sivilceleri sıkmanın gizli bir risk taşıyabileceği uyarısında bulundu (Pexels)

Bir sivilceyi sıkmak veya burun kılını koparmak, hayatı tehdit eden bir enfeksiyonla hastanelik olmaya yol açabilir.

Kulağa aşırı gelebilir ancak uzmanlar, yüzde "ölüm üçgeni" adı verilen yüksek riskli bir bölge olduğu uyarısında bulunuyor.

Burun köprüsünden ağız kenarlarına kadar uzanan bu bölgeye zarar vermek ciddi sonuçlar doğurabilir.

Lancaster Üniversitesi'nde anatomi alanında öğretim üyesi olan Adam Taylor'a göre, son derece nadir de görülse, bir sivilceyi patlatmanın "ölümcül sonuçlara" yol açması mümkün.

Taylor en uç durumlarda, ciltteki kesik ve yırtıkların beyin enfeksiyonlarına, sepsis ve pıhtılara neden olabileceğini söylüyor.

Çünkü bu bölge, beyinden drene olan kanın aktığı damarları içeren kavernöz sinüse bağlı.

Öğretim üyesi Taylor, The Independent'a yaptığı açıklamada, "Yüzdeki bazı damarlarda kapakçıklar (kirli kanın yalnızca tek yönde akmasını sağlamak için kullanılanlar) yok. Bu da yüzdeki burun üstüyle ağız kenarları arasındaki sivilce veya kesiklerin, bulaşıcı unsurların damar boyunca geri hareket ederek kavernöz sinüse girmesine izin verebileceği anlamına geliyor" diyor.

Bu sinüs daha sonra beyne ve diğer kritik sinir yapılarına bağlanıyor ve bu kilit bölgelerde, saptanıp tedavi edilmezse ölümcül sonuçlar doğurabilecek enfeksiyonlara yol açabiliyor.

Bu bölgedekicildin herhangi bir zarar görmesi bile enfeksiyon riskini artırarak antibiyotik ve muhtemelen hastanede kalmayı gerektirebilir.

Nadir durumlarda bölgedeki kontrol altına alınmayan bir bakteriyel enfeksiyon sepsise yol açabilir. Enfeksiyona karşı verilen bu yaşamı tehdit eden reaksiyonda, vücudun bağışıklık tepkisi kendi dokularına ve organlarına zarar vermeye başlıyor. 

Ancak öğretim üyesi Taylor, beyne bağlı damarlarda pıhtı oluşmasının daha büyük bir tehdit yaratacağını ve bunun acil tedavi gerektireceğini vurguluyor.

Taylor "Bu bölgede oluşan sivilceler ve bunların patlatılması, çizilmeleri ve içe doğru büyüyen kıllar, ciltte enfeksiyonlara yol açabilir ve bu enfeksiyonlar daha sonra bu bölgedeki damarlar aracılığıyla kavernöz sinüse geri giderek burada enfeksiyona neden olabilir" diye açıklıyor.

Sepsis muhtemel olsa da bu sinüste pıhtı veya menenjit oluşması daha büyük bir risk; her ikisi de inanılmaz derecede sorunlu durumlar ve acil teşhis ve tedavi gerektirir. Çok yaygın görülmese de inanılmaz derecede ciddidir ve sağlık görevlilerinin her zaman dikkat ettiği bir durumdur.

Sivilcelerden sıkarak kurtulmak yerine bu dürtüye direnip onları olduğu gibi bırakmalısınız. Yüzünüzü yıkayarak temizleyin veya profesyonel bakım için bir dermatoloğa görünün.

Independent Türkçe


Ameliyatta müzik dinlemenin ilaç ihtiyacını azaltabileceği bulundu

Fotoğraf: (Temsili/Unsplash)
Fotoğraf: (Temsili/Unsplash)
TT

Ameliyatta müzik dinlemenin ilaç ihtiyacını azaltabileceği bulundu

Fotoğraf: (Temsili/Unsplash)
Fotoğraf: (Temsili/Unsplash)

Yeni bir araştırmaya göre, ameliyat sırasında sakinleştirici enstrümantal müzik çalmak hastanın iyileşmesini hızlandırabilir.

Hakemli çalışma, Hindistan'daki Lok Nayak Hastanesi ve Maulana Azad Tıp Fakültesi'nde, safra kesesi alınırken uygulanan ve standart bir kapalı ameliyat olan laparoskopik kolesistektomi ameliyatı geçiren hastalarla yapıldı.

Music and Medicine adlı hakemli dergide yayımlanan ve anestezi ihtiyacını düşürmek ve ameliyat öncesi, esnası ve sonrasındaki stresi azaltmaya katkı sunmayı amaçlayan araştırma, Mart 2023-Ocak 2024 döneminde 18 ila 65 yaşındaki 56 hasta üzerinde yürütüldü.

Safra kesesini alma ameliyatı genellikle kısa (bir saatten az) sürüyor ve hastayı uyutmak, ağrıyı engellemek, operasyonun hatırlanmasını önlemek ve ameliyat masasındaki kasları gevşetmek için 5-6 ilacın karışımı kullanılıyor. Hastalara genellikle birkaç saniye içinde bilinç kaybı yaşatan ve hızlı bir şekilde berrak bir zihinle uyanmayı sağlayan propofol veriliyor.

Çalışmanın temel amacı müzik terapisi uygulanan ve uygulanmayan kişilerde propofolün toplamda ne kadar kullanıldığını karşılaştırmaktı.

56 hastanın tamamına, bulantı önleyici bir ilaç, bir sakinleştirici, fentanil, propofol ve bir kas gevşeticiden oluşan aynı anestezi bileşimi verildi. Hepsi gürültü önleyici kulaklık takarken sadece bir grup müzik dinledi.

Hastalardan, yumuşak flüt ve piyano olmak üzere iki Hint enstrümantal parçası arasından seçim yapmaları istendi. Birçoğu, araştırmacıların sakinleştirici ve moral verici tonları nedeniyle tercih edildiğini söylediği Hindustani ragalar Yaman ve Kirwani'yi harmanlayan bir flüt bestesini seçti.

Müzik dinleyen hastalar, bilinci kapalı tutmak için kullanılan birincil damar içi anestezik olan propofole kayda değer derecede daha az ihtiyaç duydu. Saatte kilogram başına 7,86 miligrama ihtiyaç duyan kontrol grubuna kıyasla, ortalama 6,7 miligrama gereksinimleri oldu; ki bu da istatistiksel olarak anlamlı bir fark.

Müzik grubu ayrıca ameliyat sırasında tansiyon veya kalp atış hızındaki ani yükselmeleri kontrol etmek için kullanılan opioid ağrı kesici fentanil ek dozuna da daha az ihtiyaç duydu.

En önemlisi de ameliyatın tetiklediği fizyolojik stres tepkisi (kortizol kan testiyle ölçüldü), müziğe maruz kalan hastalarda belirgin şekilde daha düşüktü. Kontrol grubunda ameliyat sonrası kortizol seviyeleri mililitre başına ortalama 536 IU'ya yükselirken, müzik grubundaki hastalarda mililitre başına ortalama 417 IU'ydu.

Müzik dinleyen hastalar ayrıca anesteziden daha rahat uyandı ve ameliyattan 24 saat sonra bildirdikleri memnuniyet seviyesi daha yüksekti.

Çalışma, "algıya yönelik müzik terapisinin, ameliyattaki anestezi gereksinimini azaltmak ve herhangi bir yan etki olmaksızın genel hasta sonuçlarını iyileştirmek için güvenli ve etkili bir farmakoloji dışı bir yardımcı olarak kullanılabileceği" sonucuna varıyor.

Tıbbi tedavi sırasında müzik terapisi yeni bir uygulama değil. Medikal müdahalelerden önce ve sonra stresi, kaygıyı ve ağrıyı azaltmak için uzun süredir kullanılıyor. Kanser bakımı, ruh sağlığı, palyatif bakım, fizyoterapi ve ameliyat sonrası iyileşmede geniş çapta başvuruluyor.

Independent Türkçe