Libya Savunma Bakanlığı: Trablus’un batısındaki operasyonlarımız hedeflerine ulaşana kadar devam edecek

Libya askerleri başkent Trablus’ta devriyelerini sürdürüyor. (Reuters-Arşiv)
Libya askerleri başkent Trablus’ta devriyelerini sürdürüyor. (Reuters-Arşiv)
TT

Libya Savunma Bakanlığı: Trablus’un batısındaki operasyonlarımız hedeflerine ulaşana kadar devam edecek

Libya askerleri başkent Trablus’ta devriyelerini sürdürüyor. (Reuters-Arşiv)
Libya askerleri başkent Trablus’ta devriyelerini sürdürüyor. (Reuters-Arşiv)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti’ne bağlı Savunma Bakanlığı, akaryakıt, insan ve uyuşturucu kaçakçılığı yapan çetelerin sığınağı olarak nitelendirdiği Trablus’un batısında, geçtiğimiz perşembe günü başlayan güvenlik operasyonlarının etkinliğine övgüde bulundu.

Bakanlık bugün Facebook üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Operasyonların ilk aşaması, Hava Kuvvetleri unsurları ve istihbarat servislerinin yüksek yeterliliklerini kanıtladıkları, bir takım belirli noktaların hedef alınmasıyla başladı. Operasyonda, insan kaçakçılığında kullanılan yedi bot, uyuşturucu satıcılarına ait altı depo, suç çetelerinin kullandığı silah ve teçhizat ile yurt dışına akaryakıt kaçakçılığında kullanılan dokuz tank imha edildi.”

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre açıklamasında ayrıca sivilleri korumak için operasyonda tüm önlemleri aldığını bildiren Bakanlık, operasyonun başka bir aşamasının başladığını bildirdi.

Bakanlık, vatandaşların can ve mal güvenliğine yönelik koruma sağlanmasının amaçlandığını vurgulayarak, tüm vatandaşlara silahlı kuvvetlerle tam manada iş birliği yapma ve suç çetelerinin bulunduğu şüpheli yerlerden uzak durma çağrısını yineledi.

Savunma Bakanlığı, ilk aşamadaki hava saldırılarına ilişkin videoların uygun bir zamanda kamuoyuyla paylaşılacağını belirterek, güvenlik operasyonunun istenen hedeflere ulaşana kadar devam edeceğini vurguladı.

Savunma Bakanlığı, Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı ve aynı zamanda Savunma Bakanı olan Abdulhamid Dibeybe’nin doğrudan takibiyle, geçtiğimiz perşembe gününden bu yana silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) kullanıldığı askeri bir operasyon yürütüyor.

Libya’nın doğusundaki Tobruk kentindeki Temsilciler Meclisi, bu operasyonların ‘suçla mücadele bahanesiyle siyasi hesaplaşmayı amaçladığını’ iddia ederek, operasyona karşı çıktı.

ABD ise Libya’daki Büyükelçiliği aracılığıyla, sivil alanlarda silah kullanılması ve daha fazla şiddet olasılığı konusundaki endişelerini dile getirdi.

Ayrıca, Libyalı liderlerden durumu sakinleştirmek için ellerinden gelen her şeyi yapmaları ve sivillerin hayatını korumak için gerekli tüm önlemleri almalarını talep etti.

Operasyonların yürütüldüğü şehirlerden olan Zaviye, Trablus’un 40 kilometre batısında yer alıyor.

Libya’nın en büyük petrol rafinerisinin bulunduğu şehir, 2011’den bu yana sübvansiyonlu akaryakıt kaçakçılığı, yasa dışı göçmenler ve uyuşturucu kaçakçılığı yapan çete faaliyetlerine tanık oluyor.



Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
TT

Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)

Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani'nin açıklamaları, yardımcısı Muhsin el-Mendelavi ile yaşadığı tartışmanın ardından siyasi krize yol açarak dün yapılması planlanan oturumun ertelenmesine neden oldu.

El-Meşhedani, ‘Irak'ın kimliği’ olarak tanımladığı şeyin anayasa metninde belirtildiği gibi ‘Arap Birliği'nin kurucu üyesi’ olmakla ilişkilendirilmesini kınamış ve açıklamasında ‘bu kimliğin binlerce yıl öncesine dayandığını’ belirtmişti.

Söz konusu kimliğin bu bağlantıyla nitelendirilmesine ilişkin bir soruya cevaben el-Meşhedani, bu bağlantıyı tamamen uygunsuz bularak ‘saçma’ kelimesini kullandı ve siyasi bir krize yol açtı.

Oturumun ertelenmesine, yapılmaması konusunda ısrar etmesine ve açıklamalarını geri çekmemesine rağmen el-Meşhedani bugün X platformunda “Gerçek bir sınav anında Sünni bloklar başkan etrafında kenetleniyor” diye yazdı ve meclis başkanına destek vermek için parlamento merkezinde toplanan Sünni milletvekillerine atıfta bulundu.

Irak'ın siyasi geleneğine göre meclis başkanlığı Sünni güçlerin elindeyken, Kürtler cumhurbaşkanlığı, Şiiler ise başbakanlık koltuğuna oturuyor.

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu, yardımcısıyla patlak veren krizi kontrol altına almak amacıyla Sünni kampı dışından el-Meşhedani'ye desteğini açıklayan ilk siyasi bloklardan biri oldu.

İnşa ve Kalkınma Bloğu Sözcüsü Firas el-Meslemavi yaptığı basın açıklamasında, “Cabbar el-Kenani, Muhammed es-Sayhud, Kazım et-Tuki ve Murtaza es-Saadi'nin de aralarında bulunduğu 5 milletvekilinden oluşan blok liderliği, oturumu etkileyen sözlü tartışmalarla ilgili olarak parlamento içinde yaşananların koşullarını belirlemek üzere Temsilciler Meclisi Başkanlığı ile kapalı bir toplantı gerçekleştirdi” dedi.

El-Meslemavi, “Yaşananlar, meclis başkanlığının toplu olarak sorumlu olduğu bir emsal teşkil ediyor. Çünkü en yüksek yasama otoritesi olan yasama kurumunun başkanlığını ve üyelerini düzenleyen usul kuralları ve Temsilciler Meclisi yasası vardır. Bu nedenle bir blok olarak çözümlerle birlikteyiz ve oturumları düzenlemek ve önemli yasaları geçirmek için uygun yolları destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Sudani liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu’nun el-Meşhedani ve yardımcılarıyla görüşmesi, parlamentodaki Sünni blokların el-Meşhedani'yi destekleyici bir tutum sergilemek üzere bir araya gelmesinin ardından gerçekleşti.

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)

Yanlış anlama

Sünni bir siyasetçiye göre, ‘el-Meşhedani'nin açıklamaları herhangi bir belirsizlik içermiyor, ancak Şii güçlerin yardımcısını bu yöne iten kasıtlı bir iradesi olduğu anlaşılıyor’.

Adının açıklanmaması kaydıyla Şarku'l Avsat'a konuşan Sünni siyasetçi, “El-Meşhedani ile pek çok konuda aynı fikirde olmasam da, Irak'ın kimliği ve anayasal olarak Arap Birliği üyeliğiyle ilişkilendirilmesi konusunda söyledikleri doğru. Hatalı olan Irak anayasasını hazırlayan taraftır” dedi.

Söz konusu tartışma, Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Muhsin el-Mendelavi’nin el-Meşhedani'yi telefonla arayarak “Irak'a hakaret ettin” demesiyle başladı.

Telefon görüşmesiyle yetinmeyen el-Mendelavi tartışmayı sürdürmek üzere el-Meşhedani'nin ofisine gitti ve ‘Irak'ın kimliği’ hakkındaki açıklamalarına itiraz etti. El-Meşhedani ise “Irak, Arap Birliği kurumundan daha büyüktür, 7 bin yıllıktır ve kimliğini onlarca yıllık bir kurumdan alması makul değildir” şeklinde yanıt verdi.

El-Meşhedani'nin Arap Birliği'ne ilişkin açıklamaları, meclis başkanlığı ile ilişkilerde bardağı taşıran son damla gibi görünse de el-Meşhedani televizyonda yaptığı açıklamalarda, Irak'ta önümüzdeki ay gösteriler düzenleneceğini ve bir güvenlik sorunu yaşanması halinde ‘acil durum hükümetine’ gidilebileceğini söylemek gibi başka önemli konuları da gündeme getirdi. ABD'nin Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ile ilgili olarak tüm siyasi liderlere mesaj gönderdiğini de doğrulayan el-Meşhedani, ABD'nin yaklaşımının Halk Seferberlik Güçleri’ni yapılandırmak değil, güvenlik güçlerine entegre etmek olduğunu belirtti.

‘Boşluğu doldurmak’

Araştırmacı Yahya el-Kubeysi Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Devlet içindeki Sünni temsiliyeti sadece bir boşluğu dolduruyor, çünkü bu boşluğu Şii siyasi aktörler yönlendiriyor.”

El-Kubeysi'ye göre bu durum, Federal Yüksek Mahkeme'nin Irak Temsilciler Meclisi eski Başkanı Muhammed el-Halbusi'yi görevinden alma ve parlamentodan ihraç etme kararına kadar uzanıyor.

El-Kubeysi, “Bu karar anayasal ya da yasal bir argümana dayanmıyordu; daha ziyade siyasi bir karardı. Federal Yüksek Mahkeme de bu kararı almak için bir araçtı” ifadelerini kullandı.

Araştırmacı Seyf es-Saadi'ye göre ‘Temsilciler Meclisi'nin krizi 61. madde ve fıkralarında öngörülen yasama sürecinden sapması ve siyasi bloklar ile liderlerinin meclisin genel gidişatını kontrol etmesidir. Tüm sorumluluk meclis başkanlığına atfedilemez; aksine Temsilciler Meclisi Başkanı’nın sorumluluğu milletvekillerinin sorumluluğunu tamamlayıcı niteliktedir. Milletvekillerinin çoğu kendi bloklarının direktiflerini takip etmekte ve başkanlarının kararlarına uymamakta, bu da parlamento içinde tıkanıklığa yol açmaktadır.’

Es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ‘beşinci parlamento döneminin sona erdiğini ve halen yürütme makamının performansını denetleyecek anayasal bir dayanaktan yoksun olduğunu’ ifade etti.