Güney Lübnan'daki orman yangınları bitki örtüsünü yok ediyor

Yok olmaya yüz tutan bitki örtüsü İsrail’in karşısında bulunuyor.

İsrail’in bombalaması ardından Labbune bölgesindeki ormanda yangın çıktı. (AFP)
İsrail’in bombalaması ardından Labbune bölgesindeki ormanda yangın çıktı. (AFP)
TT

Güney Lübnan'daki orman yangınları bitki örtüsünü yok ediyor

İsrail’in bombalaması ardından Labbune bölgesindeki ormanda yangın çıktı. (AFP)
İsrail’in bombalaması ardından Labbune bölgesindeki ormanda yangın çıktı. (AFP)

İsrail ordusu Lübnan sınırındaki ormanlarda yangın çıkmasına neden olurken Hizbullah ise partiye yakınlığı ile bilinen çevrelerin askeri nedenlere bağladığı 24 saatlik aranın ardından Lübnan sınırında İsrail ordusuna yönelik askeri operasyonlarına yeniden başladı. Bu yangınlardan biri, hava şartları dolayısıyla Lübnan'ın Markaba kasabasının karşısında yer alan İsrail askeri kışlası Hunin'e doğru ilerledi. 

Beyaz fosfor bombasının sebep olduğu yangınlar, Nakura kasabasının doğusunda yer alan Labbune ormanlarından başlayarak batı kesimde sınırın iki yakasını ayıran yeşil ormanların büyük bir bölümünü yok etti. Parti savaşçılarının İsrail mevzilerini hedef alırken ve sınırın ikinci yakasındaki İsrail askeri araçlarına füzeler ateşlerken saklandığı Aytaeş-Şaab bölgelerine ulaştı.

Saha kaynakları, Şarku’l Avsat’a verdikleri demeçte, yeşil bitki örtüsünün büyük bir kısmının İsrail bombardımanı sonucu yandığını aktardı. Yangınların doğası ve tekrar tekrar bombalamaların, yüksek hava sıcaklığı ve rüzgar hızıyla birlikte kasıtlı göründüğünü belirten kaynaklar, İsrail'in meşaleli bombardımanı ardından Perşembe ve Cuma gecesi yangınların yeniden çıktığına dikkat çekti. 

Resmi Lübnan Ulusal Haber Ajansı, İsrail savaş uçaklarının perşembeyi cumaya bağlayan gece Nakura’daki Labbune bölgesine saldırı düzenleyerek ve Ayta eş-Şaab’a işaret fişeği atarak ormanları hedef almasının yangına yol açtığını bildirdi. Gece yarısı batı kesimdeki bazı kasabaları hedef alan bombalamanın ardından Mavi Hat'ın bitişiğindeki ormanlara ve çorak arazilere yangın çıkarıcı fosfor bombalarının atıldığına dikkat çeken ajans, ağaçların alev aldığını, itfaiye ekiplerinin müdahale ettiğini kaydetti. Perşembe günü İsrail'e ait bir mayının patlaması sonucu bir itfaiye gönüllüsünün yaralanması ardından Lübnan medyası, İsrail güçlerinin cuma günü Lübnan itfaiye ekiplerini hedef aldığını aktardı. İtfaiye ekiplerinin Alma eş-Şaab kasabasındaki ormanlık alanda yaptığı çalışmaların yakınlarına İsrail’e ait üç top mermisinin düştüğü, herhangi bir can kaybının yaşanmadığı belirtildi.

Gece yarısı itibariyle İsrail'in Hunin adlı tesisinde de yangınlar çıktı.

Hizbullah medyası, Hunin kışlasını çevreleyen ormandan yükselen dumanın, İsrail ordusunun ateşlediği işaret fişeği bombasının düşmesinden kaynaklandığını, gece rüzgarın bunu İsrail bölgesine doğru yaydığını kaydetti. Yangının bölgedeki askerlerin açığa çıkamaması nedeniyle büyüyerek makinelere ait bazı atıklara ulaşması, dumanların rengini siyaha döndürdü.

Uluslararası Zeytin Konseyi (UZK) İcra Direktörü Abdullatif Ghedira ile görüşen Lübnan Başbakanı Necib Mikati, İsrail'in Güney Lübnan'daki zeytinliklere yönelik saldırılarının neden olduğu zararlara ilişkin rapor hazırlayacak ve İsrail'i şikayet edecek bir komitenin kurulmasını talep etti. Mikati, İsrail saldırılarının zeytin tarlalarında yarattığı hasarın fiziki incelemesi ardından düşman ülkenin uluslararası yasaklı fosfor bombalarını kullanmasının bu sektöre etkilerini de kapsayan kapsamlı bir rapor hazırlamak üzere teknik komitenin kurulmasını istedi.

Hizbullah, 24 saatlik aradan sonra, cuma günü askeri operasyonlara yeniden başladı. Bu yönde yapılan açıklamada, savaşçılarının İsrail'in es-Sadah bölgesine güdümlü füzelerle saldırdığı, tesis ve ekipmanlarının büyük bir kısmını yok ettiği belirtildi. İsrail güçleri arasında teyit edilmiş kayıplara neden olduğunu da açıklamaya ekledi. Parti, güdümlü füzeler ve silahlarla Miskaf Ambölgesine saldırdığını, teknik teçhizatın bir kısmını imha ettiğini duyurdu. Hizbullah, geçtiğimiz 13 Ekim'den bu yana ilk kez perşembe günü bir askeri operasyon duyurusunda bulundu. Partiye yakınlığı ile bilinen çevreler bu durumu belirtilmeyen askeri nedenlere bağladı. 

Ulusal Haber Ajansı, İsrail güçlerinin el-Adisakasabası eteklerine ve Meys el-Cebel’in doğusundaki Kurum eş-Şarki bölgesine makineli tüfeklerle ateş açtığını bildirdi. Lübnan'ın Yarun kasabasının dış mahallelerinin yaklaşık 20 top mermisiyle hedef alındığı belirtildi. Al-Manar TV'nin güneydeki muhabiri, Lübnan ordusuna ait bir konvoyun, Aitaroun kasabasının eteklerindeki İsrail mevzilerinden gelen kurşunlara maruz kaldığını, ancak herhangi bir can kaybı yaşanmadığını bildirdi. 

Hizbullah savaşçıları ile İsrail arasındaki çatışmalar ve karşılıklı operasyonlar son dönemde artış gösteriyor. Bu çatışmalarda Hizbullah’ın en az 47 üyesinin öldürüldüğü biliniyor. Cuma günü Nebatiye şehrinde üçHizbullah üyesinin cenazesi aynı anda düzenlendi. Dördüncü bir savaşçının naaşı ise Lübnan'ın doğusundaki Beka Vadisi'ndeki Labaya kasabasına götürüldü. 



İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
TT

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)

Filistinli onlarca gazeteci, Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasır Tıp Kompleksi önünde bir araya geldi. Gazeteciler, İsrail saldırılarında öldürülen meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı.

Basın mensupları, Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasındaki savaşı haberleştirmek için ağır bir bedel ödüyor.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının başlangıcından bu yana 212 gazetecinin (bazıları evlerinde aileleriyle birlikte olmak üzere) öldürüldüğünü, 409'unun ise yaralandığını açıkladı. Yaralılardan bazıları kalıcı uzuv kaybı yaşadı, bazıları da felç geçirdi. Resmi kaynaklara göre İsrail güçleri 48 gazeteciyi de tutukladı.

Görsel kaldırıldı. Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlamak için toplandı. (WAFA)

Doğrudan hedef alınma

Şarku’l Avsat’ın Birleşmiş Milletler’in (BM) haber sitesi UN News'ten aktardığına göre Sami Şehade, Nisan 2024'te Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta geçirdiği ağır bir yaralanmanın ardından bacağını kaybetti. Ancak o fotoğraf makinesini aldı ve Gazze Şeridi'ndeki trajik olayları belgelemek için sahaya döndü.

Engelinin kendisini çalışmaktan alıkoymasına izin vermeyen Şehade, “Tüm bu engellerle karşılaşsam bile foto muhabirliğini bırakmam mümkün değil” dedi.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü her yıl 3 Mayıs'ta kutlanıyor ve medyanın hesap verebilirlik, adalet, eşitlik ve insan haklarını vurgulamadaki rolüne odaklanıyor.

Koltuk değneklerine yaslanan Şehade, mavi renkli basın yeleğini giyerek kamerasının arkasında durmuş, meslektaşlarıyla birlikte yıkıntıların arasında çalışıyordu.

Şehade, “Yaşanan tüm suçlara tanık oldum ve sonra bana karşı işlenen bir suça tanık olduğum an geldi... Ben bir saha gazetecisiydim, açık bir alanda kamera taşıyordum, beni gazeteci olarak tanımlayan bir kask ve yelek giyiyordum. Ama yine de doğrudan hedef alındım” ifadelerini kullandı.

Bu olay onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Şehade durumunu şöyle açıkladı: “Daha önce kimsenin yardımına ihtiyacım yoktu ama şimdi var. Bu yeni gerçekliğin üstesinden gelme kararlılığına sahibim. İşte biz Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler bu halde bile çalışmalıyız.”

Görsel kaldırıldı.Gazze Şeridi'ne düzenlenen İsrail saldırılarının birinde bacağını kaybeden Filistinli gazeteci Sami Şehade (UN News)

Sokaklarda çalışmak

Gazze Şeridi'nde yıkılmış bir binanın enkazı arasında bir meslektaşıyla birlikte çekim yapan gazeteci Muhammed Ebu Namus, “Dünya Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlarken, Filistinli gazeteciler savaşta yıkılan işyerlerini hatırlıyor” dedi.

Ebu Namus sözlerini şöyle sürdürdü: “İşimizi yapmak için ihtiyacımız olan asgari şey elektrik ve internet, ancak birçok yerde yok. Bu yüzden internet sağlayan dükkanlara başvuruyoruz. Sokaklar artık bizim ofislerimiz.”

İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgali sırasında Filistinli gazetecilerin hedef alındığına inandığını ifade eden Ebu Namus, medya çalışanlarının ‘ister Filistin'de ister dünyanın başka bir yerinde çalışsınlar’ korunması gerektiğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinli gazeteci Muhammed Ebu Namus ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı takip eden meslektaşı (UN News)

Kaldırımlarda kan var

Filistinli Gazeteciler Sendikası'nın çağrısıyla Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle düzenlenen mitinge, çeşitli yerel ve uluslararası kuruluşlardan gazeteciler ve medya profesyonellerinin yanı sıra aktivistler ve insan hakları savunucularından oluşan kalabalık bir grup katıldı.

WAFA'ya göre kalabalık, gazeteciler için uluslararası koruma ve Gazze Şeridi'nde medya çalışanlarına karşı işlenen suçlara sessiz kalma ve suç ortaklığı politikasına son verilmesini talep etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası Başkan Yardımcısı Tahsin el-Astal, “Dünyanın yok etmek istediği Filistin'in sesini ve gerçeği savunmak için mesleki araçlarını taşırken şehit edilen meslektaşlarımızın kanı halen kaldırımlarda ve yıkılan evlerdeyken bugünü anıyoruz. İşgalci İsrail’i bu suçlardan tamamen sorumlu tutuyor ve uluslararası kurumları katillerin hesap vermesi için ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz. Ayrıca uluslararası medyayı da yanımızda durmaya ve katliam karşısında sessiz kalmamaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

El-Astal, hiçbir güvenlik garantisinin olmaması, basın kuruluşlarının tahrip edilmesi ve medya çalışanlarının en temel çalışma araçlarından mahrum bırakılması nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki medya durumunun dünyadaki en tehlikeli durumlardan biri haline geldiğini belirtti.