Savaş nedeniyle Sudan'ın yakıtı tükendi; bedelini ağaçlar ödüyor

Benzin istasyonları ve gaz depolarının önündeki kuyruklar, enerjiye alternatif olarak kömür ticaretinin hızla artması ve çevre felaketine ilişkin uyarılar

Sürücüler bazen benzin alabilmek için benzin istasyonlarının önünde üç gün harcıyor (AFP)
Sürücüler bazen benzin alabilmek için benzin istasyonlarının önünde üç gün harcıyor (AFP)
TT

Savaş nedeniyle Sudan'ın yakıtı tükendi; bedelini ağaçlar ödüyor

Sürücüler bazen benzin alabilmek için benzin istasyonlarının önünde üç gün harcıyor (AFP)
Sürücüler bazen benzin alabilmek için benzin istasyonlarının önünde üç gün harcıyor (AFP)

Osman el-Esbat

Sudan ordusu ile başkentteki Hızlı Destek Kuvvetleri arasında yaklaşık 5 aydır süren çatışmaların tırmanması ve bu çatışmaların neden olduğu ağır kayıplar ve büyük hasarlar, yeniden yerinden edilme dalgalarına yol açtı.

Bu durum, savaşın vatandaşların yaşamları üzerindeki yansımalarından, ekonomik krizlerden ve gerekli hizmetlerin kıtlığından mustarip olan güvenli vilayetlerde yeni bir gerçeklik ortaya çıkardı.

Sudan'da yakın gelecekte silahlı çatışmayı sonlandıracak acil çözüm fırsatlarının bulunmadığını hatırlatmakta fayda var.

Ülkenin çeşitli bölgeleri devam eden yerinden edilme hareketinden etkilendi ve binlerce kişi, yaşamın çeşitli yönlerini etkileyen yüksek fiyatlar nedeniyle konut eksikliği krizinden mustarip hale geldi.

Ayrıca emtia fiyatlarının yüksek olması, su ve elektriğin bulunmaması ve hastanelerin aşırı kalabalık olması da cabası.

Yakıt krizi

El-Cezire, El-Kadarif, Atbara, Kassala, Kuzey Kordofan, Beyaz Nil ve Kuzey eyaletleri başta olmak üzere birçok eyalette şiddetli akaryakıt krizi yeniden gündeme geldi.

Kimi sürücüler benzin istasyonlarının önünde üç gün boyunca benzin almak için beklerken, kimileri geceyi benzin istasyonlarında geçirmek zorunda kalıyor; bu, son iki yılda alışık olunmayan bir durum.

Kriz, malların hareketinin kısmen aksamasına ve ulaşım maliyetlerinin artmasına neden oldu. El Cezire Eyaleti'nin Vad Medeni şehrinde bir galon benzinin fiyatı 25 bin Sudan lirasına (35 dolar) yükseldi. Aynı durum Beyaz Nil, Atbara ve diğer şehirler için de geçerli.

Hızlı Destek Güçleri, Nisan ortasından bu yana Hartum'un kuzeyindeki El-Cili bölgesindeki petrol rafinerisini kontrol ediyor. Sudan ordusu, rafinerinin tahrip edilmesi korkusuyla bölge yakınında askeri çatışmaya girmekten kaçınıyor.

Sudanlı taksici Mahcub Ömer, "Sudanlılar devam eden krizlere radikal çözümler bulamadan sürekli acı içinde yaşamaya mahkumlar. Ne yazık ki çok geriye gittik. Uzun akaryakıt kuyruklarına iki yıl öncesine kadar aşina değildik, bu çok üzücü. İlerlemek yerine yıldırım hızıyla geriye gidiyoruz, insanların ve eşyaların hareketini etkilediği için bu soruna acil bir çözüm bulunacağını umuyoruz. Üç yıl önce başkent Hartum'da bir benzin istasyonunun önünde uzun kuyrukta sıra beklediğim günleri hatırlıyorum. Benzin almak için iki gün bekleyince bu sahne hafızama kazındı. Ancak en kötü kabuslarımda bile kuyruk krizinin geri dönüşünü ve yüzlerce arabanın art arda yığılmasını beklemiyordum. Tüm zamanımı müşteri beklemek yerine benzin istasyonları önünde benzin almak için bekleyerek geçirdim. Bu nedenle bu hafta maddi kazancımın yaklaşık yüzde 60'ını kaybettim" dedi.

Hükümet çabaları

Sudan Enerji ve Petrol Bakanı Mahmud Abdullah, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, bakanlığının akaryakıt krizini çözmek için çalıştığını söyledi.

Sennar eyaleti petrol departmanı müdürü Hayder İbrahim, "krizin bir dönüm noktasına yakın olduğunu" söyledi.

İbrahim, "Tüm eyaletlerin ihtiyacını karşılayacak 45 milyon litre kapasiteli akaryakıt yüklü bir gemi Port Sudan'a gelecek. Hızlı Destek Kuvvetleri'nin kontrolü ele geçirmesinden sonra krize neden olan şey El-Cili rafinerisindeki çalışmaların durdurulması oldu. Yönetim, günde 2 ila 5 bin varil arasında dağıtım yaptığı için artık stokunu kullanıyor, ihtiyaç ise günlük 10 bin varile ulaşıyor" dedi.

Ekonomi analisti Mücahid Ferah, yenilenen akaryakıt krizini, hükümetin özellikle eyaletlerde etkili çözümler geliştirememesine bağlıyor. 

Ferah, "Durum, akaryakıt sektöründe yaşanan krizlerin tekrarlanmaması için dev depolama istasyonları inşa etmeye dayalı stratejik bir politikanın dikkate alınmasını gerektiriyor. Kriz, bazı şehirlerdeki iç ulaşım sorununu ağırlaştırırken güvenli eyaletlere gidiş-dönüş ulaşım fiyatlarını da etkiledi. Bu, durumu daha da kötüleştiriyor ve piyasaların ve mal ve emtia değişimi hareketinin durmasına katkıda bulunuyor" dedi.

Yurtdışından ithalatın yakıt tasarrufu üzerinde önemli bir etkisi olmayacağını söyleyen ekonomi analisti, "Çünkü yakıtın büyük bir kısmı zaten ülke dışından ithal ediliyor" ifadelerini kullandı.

Yemek pişirme krizi başkent Hartum ve Sudan'ın tüm eyaletlerinde daha da kötüleşti (AFP)
Yemek pişirme krizi başkent Hartum ve Sudan'ın tüm eyaletlerinde daha da kötüleşti (AFP)

Pişirme gazı

Yemek pişirme gazı krizi başkent Hartum'da ve Sudan'ın tüm eyaletlerinde daha da kötüleşti.

Sudanlılar gazın kıtlığından ve karaborsada gerçek fiyatının dört katına satılmasından şikayetçi. Bir tüp gaz 60 ABD dolarını aştı.

Kriz, birçok sakinin yemek pişirmek için uzun zaman önce terk ettikleri kömürü yeniden kullanmaya başlamasına neden oldu.

Bu durum, yanan orman ağaçlarından çıkarılan kömür üzerinde büyük baskı oluşturdu ve fiyatlarının yükselmesine neden oldu.

Kömürün kârlı ticaretinin popülaritesi tüccarların üretimini yüksek düzeyde çevresel komplikasyon riskinin yanı sıra bitki örtüsü ve ormanlar için tehdit oluşturacak şekilde artırmaya yöneltti.

Krizin yoğunlaşmasıyla birlikte kömür fiyatları önemli ölçüde arttı; bir çuvalın fiyatı 5 bin Sudan lirasından (9 dolar) 8 bin liranın (12 dolar) üzerine çıktı.

Ortalama bir ailenin kömür tüketiminin ise günde bin lira olduğu tahmin ediliyor.

Kriz, birçok sakinin yemek pişirmek için kömür kullanmaya başlamasına neden oldu (AFP)
Kriz, birçok sakinin yemek pişirmek için kömür kullanmaya başlamasına neden oldu (AFP)

Pek çok vatandaş gibi Saddam Hamid de gününü gaz temini için başkalarıyla rekabet ederek geçiriyor.

İki gün bekledikten sonra eli boş geri dönen Hamid, iki gaz tüpünü dolduramadığı için kömür kullanmak zorunda kalacak.

Saddam, "Bazı fırınlar pişirme gazının olmayışı nedeniyle ekmek çıkaramadığı için çalışmayı durdurdu. Bu, özellikle zor insani ve yaşam koşulları, likidite eksikliği ve günlük işlerin durması sonucunda yoksulluğun artmasının gölgesinde, son derece karmaşık koşullar altında çözüm ve alternatif bulma konusunda kafası karışık olan vatandaşlar için yeni bir ikilemdir. Yetkililer, sorunu hızlı bir şekilde ve en baştan çözebilecek olmalarına rağmen gaz krizinin tırmanmasına izin verdiler. Vatandaşın temel ihtiyaçlarını karşılamada hükümetin bu tavrı, su ve elektrik gibi diğer yaşam sorunları ve ihtiyaçlardaki sürekli başarısızlığı göz önüne alındığında yeni değil" dedi.

Ormanların yok edilmesi

Orman ve çevre uzmanları, gaz krizinin daha uzun süre devam etmesi halinde, kömür üretimi amacıyla ağaçların sürekli olarak yakılmasından kaynaklı orman tahribatlarının daha da artacağı uyarısında bulundu.

Uzmanlara göre ciddi çevresel hasarın yanı sıra geniş orman alanlarının yok edilme tehlikesi de bulunuyor.

Hartum Eyaleti Çevre Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Bişri Hamid Ahmed, "Hartum Savaşı nedeniyle silahlı çatışma belasından kaçanlar için kampların kırsal bölgelerde olması yerinden edilmenin acısını daha da arttırdı. Çünkü bu bölgeler enerji kaynağı olarak ve yiyecek hazırlama sürecinde yakacak odun ve kömüre bel bağlıyor. Binlerce yerinden edilenin sınırlı alanlarda bulunması doğal kaynaklar ve çevre üzerinde baskı yaratıyor. Bu durum bitki örtüsünün ortadan kalkmasına, toprak erozyonuna, biyolojik çeşitliliğin ve ekosistemin tehdit edilmesine, çölleşme ve kuraklık oranlarının artmasına, yoksulluğun, kaynak rekabetinin ve güvenlik gerilimlerinin şiddetlenmesine yol açacaktır" dedi.

Ahmed, sözlerini şöyle noktaladı:

Mevcut gaz krizi ve yemek pişirmek için alternatif olarak odun kömürünün kullanılması, Orman İdaresi'nin ağaçların düzenli kesilmesini telafi etme çabalarını olumsuz etkileyecek ve yasaların izin verdiği sınırın aşılmasına yol açacaktır. Bu durum yeniden ağaçlandırmayla telafi edilemez. Gazın mümkün olan en kısa sürede sağlanması için acil çözümler üreterek mevcut krizi hal yoluna koymak gerekiyor. Her geçen gün çevre iki kat daha fazla bozuluyor.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesi ve yeni bir gerçekliği dayatan cesur strateji

ABD Özel Harekât Kuvvetleri, askeri görev için savaş uçağına binmeye hazırlanırken (US Air Force)
ABD Özel Harekât Kuvvetleri, askeri görev için savaş uçağına binmeye hazırlanırken (US Air Force)
TT

Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesi ve yeni bir gerçekliği dayatan cesur strateji

ABD Özel Harekât Kuvvetleri, askeri görev için savaş uçağına binmeye hazırlanırken (US Air Force)
ABD Özel Harekât Kuvvetleri, askeri görev için savaş uçağına binmeye hazırlanırken (US Air Force)

Zaman aleyhimize işliyor. Onlarca yıldır bölgenin istikrarını bozan İran artık eli kolu bağlı durumda. Şu an Ortadoğu'nun yeni haritasını kalıcı bir gerçeklik olarak çizmek için tarihi fırsat var. Ancak İsrail'in İran’a karşı ezici askeri üstünlüğü, Hizbullah’ı zayıflatması, Hamas'ı yok etmesi, Husileri köşeye sıkıştırması ve Suriye'yi stratejik müttefik olarak geri çekmesi, İran liderliğini nükleer silaha sahip olmanın İsrail ile askeri dengeyi yeniden sağlamak için kaçınılmaz bir seçenek olduğunu kabul etmeye itti. Bu yüzden İran rejiminin şu anda Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Kudüs Gücü ve vekillerini yeniden yapılandırmaya çalıştığına ve çökmüş nükleer programını yeniden inşa etmek için gizlice uranyum zenginleştirmeye başlayacağına dair büyük beklentiler olduğu sonucuna varılmalı.

Arap (Basra) Körfezi sularının ötesinde, bugün Arap ülkeleri için 7 Ekim 2023 tarihinden önce söz konusu olmayan olağanüstü bir fırsat söz konusu. İran, son on yılların en zayıf stratejik dönemini yaşıyor. İran rejimi iktidarı elinde tutsa da ‘İsrail'in ajanlarını takip etme’ bahanesiyle içeride takiplerle ve muhalif sesleri bastırmakla meşgul. Körfez Arap ülkeleri, uzun süredir çözülemeyen iki bölgesel sorunu kökten çözerek bu tarihi anı değerlendirmeli. Bunlardan birincisi, Gazze'deki İsrail-Filistin çatışmasını sona erdirmek üzere kapsamlı vizyon oluşturmak için kararlı bir liderlik gerekiyor. ABD, İsrail'i askeri operasyonları durdurmaya ikna etme gücüne sahip olsa da en büyük zorluk, İsrail'in ateşkes sonrası döneme ilişkin net bir vizyonunun olmaması. Filistin meselesine kapsamlı bir siyasi çözümün gecikmesi, İran destekli milislerin yeniden canlanmasına yol açmakla kalmayacak, aynı zamanda ikinci stratejik hedefin gerçekleştirilmesini de engelleyecek.

u7
İsrail savaş uçaklarının Tahran’a düzenlediği bombardıman sonrası arka planda alevler ve dumanlar yükselirken, bir petrol tesisinde dalgalanan İran bayrakları, 15 Haziran 2025 (Reuters)

İkinci olarak ise Körfez Arap ülkelerinin İran'ın olası tehditlerine karşı koyabilecek entegre bir Arap caydırıcılığı oluşturmak amacıyla, mevcut askeri sistemlerin yeniden yapılandırılmasına dayanan kapsamlı ve cesur bir savunma stratejisi benimsemeleri gerekiyor. Bu strateji, İsrail'in 2023 yılında Gazze Şeridi’ne karşı başlattığı savaşta hedeflerine ulaşmasından çıkarılan derin derslerin yanında, Ukrayna deneyiminde etkinliği kanıtlanmış yenilikçi taktiklere de dayanmalı.

Sadece bu iki yolu ciddiyetle ve tam bir kararlılıkla uygulayarak, Körfez Arap ülkeleri İran'ın bölgesel hakimiyetini yeniden kazanma girişimlerini engelleyebilirler.

Bu noktaya nasıl geldik?

7 Ekim 2023’ten sonra yaşanan gelişmeler Ortadoğu’nun görünümünü kökünden değiştirdi ve güç dengesinde büyük bir değişime yol açarak, İran ve onun ‘direniş ekseni’ olarak bilinen müttefiklerinden uzaklaşmaya neden oldu. İsrail, Hamas’ın askeri yeteneklerini tamamen etkisiz hale getirerek herhangi bir tehdit teşkil etmesini engelledi. Ayrıca Hizbullah’ın komuta yapısına da ağır bir darbe indirerek, gelişmiş füze cephaneliğini kullanılmadan etkisiz hale getirdi.

İsrail’in askeri operasyonları, Hizbullah saflarında daha önce eşi ve benzeri görülmemiş bir istihbarat sızıntısı ile öne çıktı. İsrail, Hizbullah’ın lojistik ağlarını ve iletişim sistemlerini hedef alan hassas saldırılar düzenledi. Bu saldırılar, Hizbullah'ın üst düzey liderlerinin ortadan kaldırılmasına yol açarken, İsrail istihbaratının komuta ve kontrol ağına ne kadar sızdığını ortaya koydu. Sonuç olarak, Hizbullah, İran ile on iki gün süren savaş boyunca İsrail'e tek bir füze bile fırlatamadı.

Arap Körfezi ülkeleri, mevcut askeri sistemlerin yeniden yapılandırılmasına dayanan kapsamlı ve cesur bir savunma stratejisi benimsemeli ve İran'ın olası tehditlerine karşı koyabilecek entegre bir Arap caydırıcılık gücü oluşturmalı.

Öte yandan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ve Suriyeli muhalif gruplar, Beşşar Esed rejimini deviren ani bir saldırı düzenleyerek, 50 yıllık aile yönetimine son verdi. Yemen'de ise ABD, Husilerin Kızıldeniz'deki deniz trafiğine yönelik saldırılarını durdurmak için birkaç ay süren bir askeri harekat düzenledi. Harekat, Husilerin saldırı kapasitesinin zayıflatılması ve bazı komutanlarının öldürülmesinin ardından ateşkes anlaşmasıyla sona erdi.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre İran cephesinde ise 12 gün süren eşit olmayan savaş sonucu, İran'ın topyekûn bir yenilgiye uğramasıyla birlikte belirleyici bir dönüşüm yaşandı. İsrail istihbaratı, gelişmiş askeri teknolojiler ve hassas istihbarat araçları kullanarak, İran ordusunun komuta ve kontrol sistemlerini benzeri görülmemiş bir şekilde ele geçirmeyi başardı. Bu operasyonlar, İran'ın hava savunma sistemlerinin insansız hava araçlarıyla gerçekleştirilen saldırılarla yok edilmesiyle sonuçlandı. Saldırılar, Mossad birimleri tarafından İran topraklarının derinliklerinden yönetildi ve İsrail'e hayati stratejik koridorlar üzerinde, hızlı bir hava üstünlüğü sağladı.

fru7
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da İran ile nükleer anlaşmadan çekildiğini açıkladı, 8 Mayıs 2018 (AFP)

İsrail bu üstünlüğünü, DMO ve Kudüs Tugayları liderlerine, nükleer bilim adamlarına ve nükleer programın önde gelen yetkililerine yönelik yoğun saldırılar düzenlemek için kullandı. Aynı zamanda bu saldırılar, İran’ın balistik füzeler ve İHA’larla saldırı düzenleme imkanlarını, komuta merkezlerini, askeri üretim tesislerini ve gerekli ikmal hatlarını hedef alarak felce uğrattı.

İran'ın nükleer programı da bazı bilim insanlarının tasfiyesi, uranyum zenginleştirme tesislerinin ve bileşen üretim fabrikalarının imha edilmesi ve programın dayandığı tedarik ağlarının devre dışı bırakılmasıyla ağır bir darbe aldı. Önemli bir gelişme olarak İsrail, Washington'un sahip olduğu gelişmiş silahları kullanarak, Fordo Nükleer Tesisi’ne yönelik stratejik bir saldırı gerçekleştirmek için ABD'den doğrudan destek aldı.

Bu saldırıların etkilerinin kapsamlı değerlendirmesi halen devam etse de kesin veriler nükleer programın altyapısının neredeyse tamamen tahrip edildiğini ve sadece marjinal unsurların kaldığını gösteriyor.

Arap ülkeleri için riskler daha büyük

7 Ekim 2023’ten çıkarılan dersine iyi çalışan İsrail, ikinci bir ani saldırıya izin vermeyecektir. İsrail, İran'ın nükleer programını yeniden inşa etmeye çalıştığına dair herhangi bir işaret görürse hemen harekete geçmeye hazır olsa da Arap ülkeleri risklerle karşı karşıya kalmaya devam ediyor.

İsrail ile İran arasında 12 gün süren savaş, İran'ın İsrail'e ulaşabilecek füzelerini yok etmede başarılı olsa da İran halen Arap Körfezi ülkelerini hedef alabilecek binlerce füzeye ve İHA’ya sahip. Olaylar, İran'ın son birkaç yıl içinde, doğrudan veya vekilleri aracılığıyla, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Irak ve Suriye olmak üzere beş Arap ülkesine balistik füzeler fırlattığını gösteriyor.

İran tarafından fırlatılan balistik füzelerin bir kısmı önlenirken, diğerlerinin hedeflerine ulaşmayı başarması ve İran'ın bu saldırılar karşısında herhangi bir askeri sonuç veya caydırıcı tepkiyle karşılaşmaması dikkati çekti.

İran'ın tehditlerine karşı caydırıcılık sağlamak, bölgedeki ekonomik büyüme için temel bir koşul ve bunun için İran'ın Körfez ülkelerindeki hedeflere karşı herhangi bir askeri harekât gerçekleştiremeyeceğinin garanti edilmesi gerekiyor.

Gazze'deki Filistinlilerin geleceği için net bir yol haritası çizilmesi, özellikle İsrail'in bu konuda net bir vizyona sahip olmaması nedeniyle acil bir ihtiyaç haline geldi.

Gazze'deki Filistinlilerin geleceği için net bir yol haritası çizilmesi, özellikle İsrail'in bu konuda net bir vizyona sahip olmaması nedeniyle acil bir ihtiyaç haline geldi. Önerilen çözümlerin belirsizliğine rağmen, Suudi Arabistan ve BAE’nin liderlik rolü, bu çatışmayı çözmek için herhangi bir yolun çizilmesi ve uygulanmasında belirleyici olmaya devam ediyor.

Gazze’nin istikrarlı ve güvenli bir geleceğe kavuşması, Arap ülkelerinin İsrail'in İran üzerindeki üstünlüğünü kendi lehlerine kullanmalarını, Arap caydırıcılık sisteminin inşasını hızlandırmalarını ve bölgedeki stratejik konumlarını güçlendirmelerini sağlayacağı da bir gerçek.

Ukrayna ve İsrail'in son çatışmalarda edindikleri deneyimler, yapay zeka (AI), otonom sistemler, uzay ve istihbarat alanlarının entegrasyonu, caydırıcı ve etkili bir askeri güç oluşturmak için gereken zamanı ve maliyeti önemli ölçüde azaltabileceğini kanıtladı. Zafer artık en büyük veya en kalabalık orduya sahip olanların tekelinde değil, teknolojik ve dijital üstünlük belirleyici rol oynuyor.

gthyu
Suriye'nin Halep kırsalındaki Şii köyü Nebel'deki bir benzin istasyonunda Suriye’nin eski devlet başkanları Hafız ve Beşşar Esed, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ve İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney'in bir arada olduğu yırtık bir fotoğraf (Reuters)

Örneğin Ukrayna, kayda değer bir deniz filosuna sahip olmamasına rağmen, yapay zeka teknolojilerini ve akıllı sistemleri yenilikçi bir şekilde kullanarak Karadeniz'deki Rus filosunun büyük bir bölümünü yok etmeyi başardı. İsrail ise yapay zeka sistemleri ile siber savaşı, gelişmiş istihbarat ağlarını, yüksek eğitimli hava kuvvetlerini ve gelişmiş füze savunma sistemlerini stratejik olarak birleştirerek askeri üstünlüğünü sağladı.

Suudi Arabistan ve BAE, tüm bunlardan ders çıkararak savunma reformlarını yeniden yapılandırmak ve gelecekte olası bir İran saldırısına karşı etkili  caydırıcılık sistemi ve entegre hava-füze savunma sistemi oluşturmak için ortak bir Arap çabasına öncülük etmek için kullanabilirler.

Bu çaba, etkinliği kanıtlanmış yeni savaş modeline dayanmalı ve İsrail'in İran karşısında sahip olduğu açık üstünlüğünden yararlanmalı.

Tüm bunlar aynı zamanda Suudi Arabistan ve BAE’nin yapay zeka, otonom sistemler ve uzay alanlarında gerçekleştirdiği büyük ticari ve savunma yatırımlarıyla tamamen uyumlu.

Kısacası Körfez Arap ülkeleri için İran'ın artık bölgedeki baskın güç olmaması nedeniyle, yeni Ortadoğu'nun özelliklerini belirme konsunda eşsiz ama geçici bir fırsat var. Ancak zaman çok önemli faktör, çünkü İran kaybettiği şeyleri hızla yeniden inşa etmeye çalışacak ve sırlarını daha iyi korumak için şüpheci bir yaklaşım benimseyecek.

İyi haber ise bu sürecin zaman alacağı ve Suudi Arabistan ve BAE başta olmak üzere Körfez Arap ülkeleri bu süreyi, Gazze'deki savaşı sona erdirmek için hızlı bir Arap planı uygulamak için kullanabilirler. Bunun yanında bazı Körfez Arap ülkeleri savunma reformu girişimlerini yeniden şekillendirmekte ve İran'ın Arap ülkeleri aleyhine gelecekte herhangi bir saldırı girişimini engelleyecek etkili bir caydırıcı güç oluşturmakta öncülük edebilirler.

Bu çaba, etkinliği kanıtlanmış yeni savaş modeline dayanmalı ve İsrail'in İran karşısında sahip olduğu açık üstünlüğünden yararlanmalı. Daha da önemlisi, mevcut imkanlar ve teknolojilerle, bunların entegrasyonunu güçlendirerek, eğitimi iyileştirerek ve yapay zekadan yararlanarak, kara, hava ve deniz kuvvetlerinin yeteneklerini artırmak için uzun vadeli operasyonlara gerek kalmadan, güvenilir bir caydırıcı güç oluşturulabilir.