Tayland Kralı'nın oğlu Vacharaesorn, monarşiyi tartışmaya açtı

"Karşıt görüşleri dinlememek, onları ortadan kaldırmaz"

Vacharaesorn Vivacharawongse, ülkesine yaptığı ziyarette Budist tapınakta dua etmişti (AP)
Vacharaesorn Vivacharawongse, ülkesine yaptığı ziyarette Budist tapınakta dua etmişti (AP)
TT

Tayland Kralı'nın oğlu Vacharaesorn, monarşiyi tartışmaya açtı

Vacharaesorn Vivacharawongse, ülkesine yaptığı ziyarette Budist tapınakta dua etmişti (AP)
Vacharaesorn Vivacharawongse, ülkesine yaptığı ziyarette Budist tapınakta dua etmişti (AP)

Tayland Kralı Maha Vajiralongkorn'un oğlu Vacharaesorn Vivacharawongse, monarşinin tartışılmasına izin verilmesi gerektiğini söyledi. 

Vacharaesorn, New York'ta düzenlenen ve Tayland'daki "krala ihanet yasası" kapsamında haklarında hukuki işlem başlatılanların fotoğraflarının yer aldığı bir sergiye katıldıktan sonra Facebook hesabından açıklama yaptı.

Kralın ikinci oğlu, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: 

Monarşiyi seviyor ve ona değer veriyorum. Fakat bilgi sahibi olmanın, hiçbir şey bilmemekten daha iyi olduğuna inanıyorum. Herkesin kendi deneyimlerine dayanan şahsi görüşleri vardır. Onları dinlememek, görüşlerini ya da fikirlerini ortadan kaldırmaz. Onlarla aynı fikirde olup olmamanız başka bir mesele. Fakat herkes birbiriyle makul şekilde konuşabilmeli.

Tayland'daki "krala ihanet yasası" kapsamında suçlu bulunanlar 15 yıla kadar hapis cezası alabiliyor. 

2020'de ülkede binlerce demokrasi yanlısı protestosu, siyaset ve toplum üzerindeki monarşi ve ordu vesayetine karşı sokaklara dökülmüştü.

İnsan Hakları İçin Taylandlı Avukatlar adlı hak örgütünün verilerine göre Kasım 2020'den beri açılan 278 davada en az 257 kişi hakkında krala ihanet suçundan hukuki işlem başlatıldı. Bu kişilerden en az 20'siyse 18 yaşından küçük. 

Birleşmiş Milletler de ifade özgürlüğünü bastırmak için kullanıldığını savunarak bu yasanın kaldırılmasını talep etmişti. 

71 yaşındaki kralın ikinci eşi Sujarinee Vivacharawongse'den olan oğlu Vacharaesorn, New York'taki bir hukuk firmasında çalışıyor. 

42 yaşındaki Vacharaesorn, ağustosta 27 yıl aradan sonra tekrar Tayland'a dönerek gündem olmuştu. Kralın ikinci oğlu, başkent Bangkok'taki Wat Yannawa adlı Budist tapınağını ziyaret etmişti. Vacharaesorn, ayrılmadan önce yaptığı açıklamada Tayland'ın "umut dolu bir ülke olmasını dilediğini" söylemişti.

4 kez evlenen ve 7 çocuğu olan Kral Vajiralongkorn henüz resmi bir varis belirlemedi.

Independent Türkçe, Guardian, AP



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times