Filistin ve İsrail'e derin duygular besliyorum ve ikisi için de yürümek zorunda kaldım

Barış içinde yaşamak isteyenlerle dayanışma göstermek için aynı günde Filistin yanlısı yürüyüşe ve Yahudi düşmanlığı karşıtı mitinge katıldım. Bunu imkansız bir hayal olarak görmemek zor fakat mevcut kriz sadece siyasetle çözülebilir

Filistin ve İsrail'e derin duygular besliyorum ve ikisi için de yürümek zorunda kaldım
TT

Filistin ve İsrail'e derin duygular besliyorum ve ikisi için de yürümek zorunda kaldım

Filistin ve İsrail'e derin duygular besliyorum ve ikisi için de yürümek zorunda kaldım

Richard Coles 

1930'larda Kettering'de CofE ayakkabıcılığı yapan atalarım, Leeds'te perakendecilik yapan Yahudi bir aile olan Zifflerle iş yapmaya başlamışlar. Kristallnacht (Kristal Gece: Almanya'da 9 Kasım 1938'de Nazilerin Yahudi ev, işyerleri ve sinagoglara ölümcül saldırılar düzenlediği olay -çn.) patlak verdiğinde, bu iş ilişkisi bir dostluğa dönüştü. Öyle önemli bir dostluktu ki büyükbabam onların bar mitzvahlarına katıldı ve genç Ziff'in düğününde onur konuşması yaptı, ben Leeds'te bir şey yaptıktan sonra bana yazdığı mektupta bunu anlatmıştı. Doğum günlerimizde ve kiliseye kabul törenlerimizde bize muhteşem hediyeler verdiklerini hatırlıyorum. Batı Yorkshire'ın eski Yüksek Şerifi, hayırsever Arnold Ziff, büyükannem 100 yaşına bastığında ona saygılarını sunmak için gelmişti.

Yaklaşık 20 yıl önce, 1960'lı ve 1970'li yıllardaki bir başka göç dalgasında Pakistan'dan gelen pek çok ailenin yerleştiği Dewsbury yakınlarındaki West Yorkshire'da yaşıyordum. Bunlardan biri Sayeeda Warsi'nin ailesiydi; bir diğeriyse Glasgow'a yerleşen Aasmah Mir'in ailesi. Onlardan, saldırının rutin olduğu bir dönemde Britanya'nın Müslümanlar için nasıl bir yer olduğunu öğrendim ki bu paha biçilmez bir derstir (ayrıca bamya pişirmeyi de öğrendim ki bu da paha biçilmezdir).

Farklı inançlara ve inanç geleneklerine sahip kişiler arasındaki dostluk benim için önemli. Yahudi düşmanlığına ya da İslamofobiye karşı hoşgörüsüz olmak için kişisel bir nedene ihtiyacınız yok fakat bu bana kişisel geliyor ve bu nedenle cumartesi günü Trafalgar Meydanı'ndaki Filistin mitingine ve pazar günü Parlamento Meydanı'ndaki Yahudi düşmanlığı karşıtı protestoya katılarak yoğun bir hafta sonu geçirdim.

Bu durum, ya biri ya da diğeri olması gerektiğini düşünen arkadaşlarımın bazı yorumlar yapmasına yol açtı. Bunun nedenini anlayabiliyorum. Trafalgar Meydanı'nda Yahudilerin nehirle deniz arasında yeri olmadığını düşünenler ve Parlamento Meydanı'nda da Filistinlileri Batı Şeria'dan yasadışı yerleşim yoluyla çıkarmak isteyenler vardı.

İki taraf da haksız. Her iki tarafta da barış içinde yaşamak ve çocuklarının büyüyüp mutlu bir hayat sürmesini isteyenlerle dayanışma gösterdim. Sadece büyümek bile bir başlangıç olabilir. Çoğu kişi, çoğu zaman bunu ister. Benim için bu iki devletli bir çözüm anlamına geliyor sanırım, ki her iki tarafta da giderek daha az kişi bunun uygulanabilir olduğunu düşünüyor ve artık bunu imkansız bir hayal olarak görmemek zor ama inandırıcı bir alternatif var mı?

Ben öyle düşünmüyorum. Eğer siz de benim gibi hem İsrail'in hem de Filistin'in aynı topraklar üzerinde meşru hak iddiaları olduğunu kabul ediyorsanız, hayır. Bu sadece bir zihin meselesi değil, aynı zamanda kalp ve ruh meselesidir. Yüzyıllardır süren mülksüzleştirme, zulüm ve saldırılara cevap veren tarihi bir vatan olarak İsrail'e duyduğum derin hisleri yok edemem. Halihazırda mülksüzleştirilen, zulüm gören ve saldırı altındaki Filistinliler için hissettiğim derin duyguları da yok edemem. Bir süre önce Batı Şeria'nın El Halil kentindeydim ve Hıristiyan hacıları her üç din için de kutsal olan İbrahim'in Mezarı'nı görmeye götürüyordum. Yerleşimcilerle çıkan şiddetli bir çatışma nedeniyle kaçmak zorunda kaldık.

Peki ben ne yapmalıyım? Halihazırda imkansız derecede uzak görünse de henüz sağlanmamış bir barış beklentisiyle yaşamak istiyorum. Hıristiyanlıkta bunun uzun bir tarihi ve Reform'un kan, ateş ve devletçilikle dolu kuruluşundan bu yana uzlaşmaz olanı uzlaştırmaya çalışan İngiltere Kilisesi'nde özel bir biçimi var.

Bir arkadaşım alaycı bir tavırla bunu yapmanın bir dereceye kadar cesaret gerektirdiğini söyledi. Ve uzlaşmayanlar arasında orta yolu seçmek, alaycı görünebilecek bir denklik anlamına gelir. Ne tür bir denklik ölü sayılarıyla ölçülür? Ya da ahlaksızlık derecesiyle?

II. Dünya Savaşı'nda Chichester Piskoposu Bell, Müttefiklerin yüz binlerce sivili öldüren saha bombardımanı taktiğini kınamıştı. Bu ona çok az hayran kazandırdı. Geçen gün, bombalanan mahallesinin enkazından çıkarılan ölü çocuk yığınına ıstırapla bakan bir kadının fotoğrafını gördüm. Fotoğraf geçen hafta Gazze'de değil 1940'larda Köln'de çekilmişti ve bombalar Birleşik Krallık Kraliyet Hava Kuvvetleri tarafından atılmıştı. Bell, böylesine bir sivil can kaybını haklı çıkaracak hiçbir askeri amaç olmadığında ısrar etmişti. Hitler rejiminin dehşetinden habersiz değildi, 1945'te öldürülen Nazi karşıtı Lutherci papaz Dietrich Bonhoeffer'in yakın arkadaşıydı ve 1930'ların başından itibaren kararlı bir Nazi karşıtıydı. Bell, Almanya'yı yenmek için yapılan savaşın adil olduğunu düşünüyordu. Ama bu şekilde değil.

Bence Gazze'nin bombalanmasına hiçbir koşul altında yeniden başlanmamalı. Peki hemen ateşkes mi? Sanmıyorum. Hamas, İsraillilere 7 Ekim'de yaşanan dehşetle tehditte bulunmaya devam ettiği sürece hayır. Ama bu şekilde değil.

Bunun çözümü siyasidir. Bu da ancak barış içinde yaşamın ortak çıkarına öncelik verildiğinde gerçekleşebilir. Bunu başarmanın en iyi yolu da bunu isteyenlerle birlikte bir uzlaşı oluşturmaktır.

Independent Türkçe 



Trump, 1,6 milyar dolar dolandırıcılıkta parmağı olan yöneticiyi affetti

ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
TT

Trump, 1,6 milyar dolar dolandırıcılıkta parmağı olan yöneticiyi affetti

ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, binlerce yatırımcıyı dolandırmaktan 7 yıl hapis cezasına çarptırılan David Gentile'ın hapis cezasını hafifletti (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, 1,6 milyar dolarlık dolandırıcılıkla binlerce yatırımcıyı aldatmaktan hüküm giyen özel sermaye yöneticisi David Gentile'ın hapis cezasını kısmen kaldırdı.

The New York Times'a göre, GPB Capital Holdings'in eski CEO'su ve kurucu ortağı, çarşamba günü hapisten çıktığında 7 yıllık cezasının iki haftasından azını çekmişti.

59 yaşındaki Gentile ve diğer sanık Jeffry Schneider, Ağustos 2024'te menkul kıymetler ve elektronik dolandırıcılık suçlarından hüküm giymiş ve bu yıl mayısta cezalarını almışlardı. Anlaşılan o ki, Trump 6 yıl hapis cezasına çarptırılan Schneider'ı affetmedi.

Trump'ın "af çarı" Alice Marie Johnson, Şükran Günü'nde sosyal medyada yaptığı paylaşımda Gentile'ın evine, çocuklarının yanına döndüğünü görmekten "çok memnun" olduğunu söyledi.

Savcılar, mahkeme dosyalarında Gentile ve Schneider'ın yatırımcı fonlarını kullanarak otomotiv ve perakende sektörlerindeki şirketlerin hisselerini satın aldığını belirtti. Bu varlıkların getirilerinden yatırımcılara düzenli yıllık ödemeler yapıldı.

Eski Başkan Joe Biden yönetiminin Adalet Bakanlığı, geçen yıl GPB'nin mevcut faaliyetlerinden elde ettiği fonları kullanmak yerine yatırımcılara ödeme yapmak için yatırımcı fonlarını kullanmasının bir saadet zinciri oluşturduğunu saptamıştı.

Ancak bir Beyaz Saray yetkilisi, savcıların işletmeyi yanlış bir şekilde saadet zinciri diye nitelendirdiğini savunarak, Reuters'a yaptığı açıklamada, iddianın "GPB'nin yatırımcılara ne olacağını açıkça söylemesi nedeniyle ciddi şekilde zayıflatıldığını" söyledi.

Adı açıklanmayan Beyaz Saray yetkilisi Reuters'a, "Duruşmada hükümet, düzmece olduğu iddia edilen beyanları Gentile'a bağlayamadı" dedi.

Kaynak, "Gentile ayrıca hükümetin sahte ifadeler aldığı ve bu ifadeleri düzeltmediği konusunda ciddi endişelerini dile getirdi" diye ekledi.

Cumartesi günü itibarıyla, Gentile'ın ceza indirimi metni henüz Adalet Bakanlığı'nın internet sitesinde yayımlanmamıştı. Ceza indiriminin herhangi bir mali cezayı etkileyip etkilemeyeceğiyse belirsizdi.

Haziranda savcılar, davadaki hakimden Gentile'ın 15,5 milyon dolardan fazla parasına el konmasını talep ederken, Schneider'ın 12 milyon dolardan fazla parasına el konmasını istemişti.

The New York Times'a göre eylülde savcılar hakime yazdıkları mektupta, mahkeme tarafından atanan bir kayyumun 700 milyon dolardan fazla paraya erişimi olduğunu ve bunun muhtemelen yatırımcılara dağıtılacağını belirtmişti.

Associated Press'ten de yararlanılmıştır

Independent Türkçe


Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

TT

Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

Netanyahu’nun af talebi İsrail’de siyasi ve hukuki kriz yarattı

İsrail Cumhurbaşkanı İzak Herzog, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun pazar günü sunduğu af talebini “devletin ve İsrail toplumunun çıkarlarını esas alarak” değerlendireceğini açıkladı. Tartışma hem siyaseti hem yargıyı hem de kamuoyunu ikiye bölerken, olası şartlı af senaryoları gündemin merkezine yerleşti. Herzog’un bu ilk açıklaması, ülkede siyasi, hukuki ve toplumsal kutuplaşmanın en yüksek seviyeye ulaştığı bir döneme denk geldi.

Af talebinin kamuoyunda büyük bir kaygı ve tartışma yarattığını belirten Herzog, “Şiddet dili beni etkilemez. Saygılı söylem tartışmayı teşvik eder. İsrail halkını görüşlerini Cumhurbaşkanlığı sitesinden iletmeye davet ediyorum” dedi.

Trump’tan gelen mesaj tartışmayı büyüttü

Yediot Aharonot gazetesinin haberine göre Herzog’un açıklaması, bazı hükümet yetkililerinin yönelttiği örtülü tehditlere yanıt niteliği taşıdı. Çevre Bakanı Idit Silman, af talebinin reddedilmesi halinde ABD Başkanı Donald Trump’ın yargı sistemindeki üst düzey isimlere yaptırım uygulayabileceğini öne sürdü. Trump’ın iki hafta önce Herzog’a gönderdiği bir mektup ile Netanyahu için af istediği de doğrulandı.

Netanyahu, talebini “ulusal çıkar” ve “toplumsal bölünmenin sona ermesi” gerekçesiyle savundu ancak herhangi bir suç itirafında bulunmadı.

Birlik vaadi yeni bölünme yarattı

Netanyahu’nun af talebi, hükümet kanadında destek görse de muhalefet lideri Yair Lapid ve diğer isimler, ancak suçun kabulü ve siyasetten çekilme şartıyla af verilmesi gerektiğini savundu. İsrail basını, Herzog’un da şartlı bir af formülüne sıcak baktığını yazdı.

rtg
Geçtiğimiz Ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve Başbakan Binyamin Netanyahu ABD Başkanı Donald Trump’ı karşıladı (AP)

Kanal 12, Herzog’un “evet ama şartlı” seçeneğini değerlendirdiğini; Netanyahu’dan ya suçlamaları kabul etmesini, ya da siyasi faaliyetlerinde kısıtlama getirilmesini talep edebileceğini aktardı. KAN televizyonu ise Herzog’un, “itiraf anlaşması” seçeneğini yeniden gündeme getirmeyi planladığını bildirdi.

dcfvg
Aralık 2024'te Tel Aviv Adliyesi'nin dışında, Netanyahu'yu temsil eden bir maske takan, hapishane kıyafetleri giyen ve elleri kelepçeli bir muhalif (EPA)

Şarku’l Avsat’ın Kanal 13’ten aktardığı haberlere göre olası şartlar arasında erken seçim çağrısı yapılması, siyasetten geçici çekilme veya tartışmalı yargı reformlarının durdurulması da bulunuyor. Ancak Cumhurbaşkanlığı ve Netanyahu cephesi bu iddiaları reddetti.

Hukuki tartışma büyüyor

Netanyahu’nun dört ayrı dosyada rüşvet, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla yargılandığı süreçte af talebi, ülkenin hukuk çevrelerinde geniş bir tartışma başlattı.
Baro yetkilisi Guy Şinar, bunun “devam eden bir cezai süreci af yetkisiyle sonlandırma girişimi” olduğunu savundu.

erg
Netanyahu, Yargı Atamaları Komitesi'ni seçmek için Knesset'te yapılan oylamada oyunu kullanıyor - Haziran 2023 (Reuters)

Öte yandan Netanyahu’nun eski avukatlarından Mika Feitman, “Af, suçunu kabul eden kişiye verilir. Kanun bunu söylüyor” diyerek suç itirafı olmadan af verilmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Feitman, 1984’teki “300 Numaralı Otobüs” olayında bile affın ancak suç itirafından sonra verildiğini hatırlattı.

Uzmanlar arasında, cumhurbaşkanının af yetkisinin yargı denetimine tabi olup olmayacağı konusunda da derin görüş ayrılıkları bulunuyor.

Sokağa da yansıyan kutuplaşma

Cumhurbaşkanlığı konutu önünde toplanan göstericiler, Herzog’a af talebini reddetmesi çağrısında bulundu. i24News için yapılan ankette halkın yüzde 54’ü affı desteklerken, yüzde 45’i karşı çıktı.

Affın suç itirafı şartına bağlanmasını destekleyenler yüzde 48, karşı çıkanlar yüzde 49 oldu. Netanyahu’nun siyaseti bırakması şartı gündeme geldiğinde ise kamuoyu yine ortadan ikiye bölündü.

Mavi-Beyaz lideri Benny Gantz, “Bu sürecin iyi bir şekilde sonuçlanmasını diliyorum; iç savaşla değil” diyerek tansiyonun yüksekliğine dikkat çekti.


Trump bugün Venezuela’ya yönelik sonraki adımları görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
TT

Trump bugün Venezuela’ya yönelik sonraki adımları görüşecek

ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'daki yıl sonu tatil süslemelerinin önündeki fotoğrafı (AP)

ABD merkezli CNN televizyonu, Başkan Donald Trump’ın bugün akşam saatlerinde Beyaz Saray’da Venezuela konusunda izlenecek yol haritasını değerlendirmek üzere bir toplantı düzenleyeceğini duyurdu. Toplantı, Washington yönetiminin Karakas üzerindeki baskıyı artırdığı bir dönemde gerçekleşiyor.

Habere göre toplantıya, Savunma Bakanı Pete Hegseth, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Dan Kane, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Susie Wiles ve Başkan Yardımcısı Özel Kalem Müdürü Stephen Miller gibi yönetimin kilit isimleri katılacak.

ABD son haftalarda, uyuşturucu kaçakçılığı yapan gemilere yönelik operasyonlar düzenleyerek ve Karayipler’deki askeri varlığını güçlendirerek Venezuela üzerindeki baskısını tırmandırdı.

Trump, cumartesi günü Truth Social hesabından yaptığı açıklamada, Venezuela’nın üzerindeki ve çevresindeki hava sahasının “tamamen kapalı” kabul edilmesi gerektiğini söyledi.

Öte yandan New York Times gazetesi, Trump’ın geçen hafta Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro ile telefon görüşmesi yaptığını ve tarafların olası bir buluşmayı değerlendirdiğini aktardı. Gazete, Trump’ın Maduro’ya ABD’de bir görüşme teklif ettiğini ancak şu anda böyle bir plan bulunmadığını kaydetti.