İsrail'deki Haaretz gazetesi: İsrail'in şimdiye kadarki en kötü hükümeti ülkeyi yakmak istiyor

İsrail'deki Haaretz gazetesi, Ramazan ayı boyunca ibadet edenlerin Mescid-i Aksa'ya girişine kısıtlama getirme kararını sert bir şekilde eleştirerek, Binyamin Netanyahu hükümetini ülkeyi yakmak istemekle suçladı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AA)
TT

İsrail'deki Haaretz gazetesi: İsrail'in şimdiye kadarki en kötü hükümeti ülkeyi yakmak istiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AA)

Haaretz gazetesi, "İsrail'in şimdiye kadarki en kötü hükümeti ülkeyi yakmak istiyor" başlıklı başyazıda, hükümetin, Ramazan ayında ibadet edenlerin Mescid-i Aksa'ya girişine kısıtlama getirilmesine ilişkin kararını tartıştı.

Sert eleştirilerin yer aldığı yazıda, kısıtlama kararı, "bu korkunç hükümetin, Gazze Şeridi saldırılarının başlangıcından bu yana aldığı en tehlikeli karar" olarak nitelendirildi.

Başyazıda, "Önümüzdeki ay başlayacak Ramazan ayı, Hamas sözcülerinin yalan söylediğini ve İsrail'in yürüttüğü savaşın tüm Müslüman halkına veya Filistin halkına karşı değil, Hamas'a karşı olduğunu kanıtlamak için mükemmel bir fırsat olabilirdi." ifadelerine yer verildi.

İsrail tarihinin en kötüsü olarak nitelenen hükümetin, ülkeyi yakmak isteyen ve devleti çöküşün eşiğine iten başarısız bir devlet adamı tarafından (Binyamin Netanyahu) yönetildiğine dikkat çekilen başyazıda, "İsrail'in uçuruma doğru gittiği" uyarısına bulunuldu.

Başyazıda, "hükümetin fırsatları boşa harcamakla kalmadığı aksine Ramazan ayını Filistinlilerle olan çatışma ateşini daha da körüklemek için bir fırsat olarak kullandığı" vurgusu yapıldı.

İsrail Başbakanlığından dün yapılan açıklamada, Filistinlilerin Ramazan ayında Mescid-i Aksa'ya girişine ilişkin "güvenlik koşulları değerlendirilerek dengeli bir karar alındığı" ifade edilmişti.

İsrail basınında çıkan haberlerde ise İsrail vatandaşı Filistinlilerden de belirli yaşın altındakilerin Mescid-i Aksa'ya girişinin yasaklanacağı belirtilmişti.

İsrail polisi, 7 Ekim 2023'ten bu yana cuma günleri başta olmak üzere Mescid-i Aksa'ya girişlere kısıtlama getiriyor.

İsrail'in geçmişte Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlalleri Filistin coğrafyasında tansiyonu yükseltmiş, 2021'in Ramazan ayında Aksa'ya düzenlediği baskın İsrail içindeki şehirler, işgal altındaki Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da olaylar çıkmasına yol açmıştı. Bölgedeki gerilim İsrail'in Gazze'ye 11 gün süren şiddetli saldırılarına yol açmıştı.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.