Fransa'da bin tarihçi, radikal sağa karşı harekete geçti: "Sessiz kalamayız"

Radikal sağcı Marine Le Pen eleştirileri yanıtladı

Fransa'nın başkenti Paris'te birçok kişi radikal sağın yükselişini protesto ediyor (AP)
Fransa'nın başkenti Paris'te birçok kişi radikal sağın yükselişini protesto ediyor (AP)
TT

Fransa'da bin tarihçi, radikal sağa karşı harekete geçti: "Sessiz kalamayız"

Fransa'nın başkenti Paris'te birçok kişi radikal sağın yükselişini protesto ediyor (AP)
Fransa'nın başkenti Paris'te birçok kişi radikal sağın yükselişini protesto ediyor (AP)

Fransa'da tarihçiler, radikal sağcı Marine Le Pen liderliğindeki Ulusal Birlik'e (RN) karşı ortak bildiri yayımladı. 

Bin tarihçinin imzasını taşıyan açık mektupta, pazar günü yapılacak ikinci tur seçimlerde RN'nin yükselişinin durdurulması çağrısında bulunuldu. 

Farklı siyasi görüşlerden gelen akademisyenlerin birleşerek hazırladığı metinde şu ifadelere yer verildi: 

II. Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez radikal sağ, Fransa'da iktidarın kapısına dayandı. Demokratik değerlere ve hukukun üstünlüğüne bağlılığı paylaşan farklı siyasi geçmişlere sahip tarihçiler olarak, halen direnme kapasitemiz varken bu endişelendirici ihtimal karşısında sessiz kalamayız.

Akademisyenler, imajını değiştirse bile RN'nin 1972'de Jean-Marie Le Pen tarafından kurulan Ulusal Cephe'yle (FN) aynı ideolojiyi paylaştığını savundu.

Le Pen'in babası Jean-Marie'nin partisinin, II. Dünya Savaşı'ndaki Nazi işbirlikçisi Vichy Fransası yönetiminin çizgisinden gittiği ileri sürülerek RN'yle ilgili şunlar söylendi: 

Yabancı düşmanlığı, ırkçılık, milliyetçilik, antisemitizm, şiddet ve parlamenter demokrasiyi küçümseme özelliklerine sahip Fransız radikal sağının derin tarihi kökenlerinden besleniyorlar. Bu parti muhafazakar ya da ulusal sağı temsil etmediği gibi cumhuriyet ve demokrasi için en büyük tehdidi oluşturmaktadır.

Tarihçiler, RN'nin göçmenlik karşıtı politikalarla etnik çatışmaları körüklemeyi, medyayı baskı altına almayı ve özgürlükleri kısıtlamayı hedeflediğini savunarak seçmenlere şu çağrıyı yaptı: 

Bu sıradan bir seçim değil. Söz konusu olan, ortak tarihimizin belirleyici bir anında demokrasinin ve Fransız Cumhuriyeti'nin düşmanlara karşı savunulmasıdır. İlk turda hepimiz aynı adaylara ya da aynı partilere oy vermedik. Her seçim bölgesindeki yurttaşımızı, RN adayının yenilgiye uğratılması için pazar günü oy kullanmaya çağırıyoruz.

Fransa'da erken genel seçimin ilk turunda RN, oyların yüzde 33'ten fazlasını toplayarak ilk sırayı almıştı. Radikal sağcıların ikinci turu da kazanması halinde RN'nin 28 yaşındaki genel başkanı Jordan Bardella'nın başbakan olması bekleniyor. 

Amerikan medya kuruluşu CNN'e röportaj veren Marine Le Pen ise başbakanlığı ele geçirirlerse, Ukrayna'nın Fransa üretimi silahlarla doğrudan Rus toprağına saldıramayacağını söyledi.

Dün yayımlanan röportajda Le Pen, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Ukrayna'ya asker gönderme planını da rafa kaldıracaklarını belirtti.

55 yaşındaki siyasetçi, Fransız futbolcu Kylian Mbappe'nin eleştirilerine de yanıt verdi. 

Cezayir ve Kamerun asıllı futbolcu, perşembe günü yaptığı açıklamada RN'nin ilk turdaki galibiyetini "felaket" diye niteleyerek herkesi partiye karşı oy kullanmaya çağırmıştı.

Le Pen, "Mbappé göçmen kökenli Fransızları temsil etmiyor. Fransız halkı nasıl oy kullanacağına dair kendilerine ders verilmesinden ve tavsiyede bulunulmasından bıktı" dedi. 

Partisinin politikalarının ırkçı olmadığını da savunan Le Pen, "Biz böyle bir parti değiliz. Hele ABD'deki radikal sağla hiç uyuşmuyoruz" ifadelerini kullandı.

Independent Türkçe, Guardian, CNN



Batı'da nükleer endişe: "İsrail garanti vermiyor"

İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)
İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)
TT

Batı'da nükleer endişe: "İsrail garanti vermiyor"

İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)
İsrail ordusu 23 Eylül'den beri yoğunlaştırdığı Lübnan saldırılarında en az 1100 kişiyi öldürdü (AFP)

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırı düzenleme ihtimali Ortadoğu'da topyekun savaş endişelerini artırıyor. 

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'in İran'daki nükleer tesislere saldırmasını desteklemeyeceklerini söylemişti. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, Tel Aviv'in tesisleri vurmayacağına dair herhangi bir güvence vermediğini belirtiyor. 

Kimliğinin gizli tutulmasını isteyen yetkili, Amerikan medya kuruluşu CNN'e şunları söylüyor: 

Güç gösterisinin yanı sıra biraz da akıllıca davranılmasını bekliyoruz fakat buna dair herhangi bir garanti yok.

Yetkili, ayrıca İsrail'in Hamas'ın 7 Ekim saldırılarının yıldönümünü misilleme için kullanıp kullanmayacağını kestirmenin "gerçekten zor" olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: 

Sanırım 7 Ekim gününü kullanmaktan kaçınacaklar, tahminime göre misilleme olacaksa muhtemelen bu tarihten önce veya sonra gerçekleşecek.

Biden, cuma günkü açıklamasında Washington'ın Tel Aviv'le günde 12 saat iletişim halinde olduğunu ve gelişmeleri yakından takip ettiklerini söylemişti. Başkan, İsrail'in nükleer tesislere saldırmak yerine başka bir misilleme planı yapması gerektiğini belirtmişti.

İsrail ordusunun Hamas lideri İsmail Haniye'yi Tahran'da, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ı da Beyrut'ta öldürmesinin ardından İran, aylardır beklenen misillemeyi 1 Ekim'de yapmıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Tahran'ın "ağır bedel" ödeyeceğini söylemişti.

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), gerginliğin tırmandığı Ortadoğu'da Biden yönetiminin İsrail üzerindeki etkisini kaybettiğini yazıyor. 

Beyaz Saray yetkilileri, misilleme planlarında İran'daki muhtemel hedeflere karşı Tel Aviv'le koordinasyon halinde olduklarını fakat Netanyahu yönetimi tarafından "gafil avlandıklarını" söylüyor.

Donald Trump yönetiminde Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yapan David Schenke, Aksa Tufanı'nın her şeyi değiştirdiğini belirtiyor: 

7 Ekim her şeyi değiştirdi. ABD'nin hassasiyetlerini daha az dikkate alan ve kendi güvenlik hedeflerini ısrarla kovalayan yeni bir İsrail'le karşı karşıyayız.

Diğer yandan sadece ABD değil Avrupa Birliği (AB) de İsrail üzerindeki etkisinin zayıfladığından endişeleniyor. 

Britanya gazetesi Financial Times'a konuşan Avrupalı bir diplomat, Tel Aviv yönetiminden İran'daki nükleer tesislere saldırı düzenlememesini istediklerini fakat net bir yanıt alamadıklarını belirtiyor. Bir başka Avrupa diplomat da şu ifadeleri kullanıyor: 

Bu olaylar üzerinde ne kadar az etkimiz olduğunu görmek iç karartıcı. Tartışmalarımızı daha karamsar, daha kaderci bir hale getiriyor.

Independent Türkçe, CNN, Wall Street Journal, Financial Times, Times of Israel