Akile Salih: Seyfulislam Kaddafi için engel yok

Akile Salih: Seyfulislam Kaddafi için engel yok
TT

Akile Salih: Seyfulislam Kaddafi için engel yok

Akile Salih: Seyfulislam Kaddafi için engel yok

Libya'da Tobruk Merkezli Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, Libya'daki Birleşmiş Milletler (BM) Misyonu'nun (UNSMIL) bu yıl gerçekleştirmek için çalışmalar yürüttüğü Cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday olma konusundaki tutumunu henüz kararlaştırmadığını açıkladı.
Seyfulislam Kaddafi de dahil olmak üzere Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışacak olan herhangi bir aday hakkında adli engellerin bulunmadığını vurgulayan Akile, Seyfulislam Kaddafi ile arasında herhangi bir iletişimin bulunmadığını söyledi.
Tobruk: BM Trablus’un tarafını tutuyor
Şarku’l Avsat’a konuşan Akile Salih, Libya krizinin çözümünün ancak ülkenin yöneticilerinin değiştirilmesiyle sağlanabileceğini belirterek, BM Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame’nin Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac lehine taraflı davrandığı değerlendirmesinde bulunarak sert eleştiriler yöneltti.
Suudi Arabistan ve Mısır’ın Libya konusundaki olumlu rolüne övgüde bulunan Salih, Libya Ulusal Ordusu Komutanı Halife Hafter ile aralarında anlaşmazlık olduğu söylentilerini de yalanladı.
-Size göre Libya bu yıl nereye doğru sürükleniyor?
Temsilciler Meclisi (TM), Libya halkı tarafından seçilen tek yasama otoritesidir ve kurumların ve yasaların inşası için gerekli tüm kararları almıştır. Bu kararlardan ilki, referandum yasasını Genel Seçimler Komisyonuna havale etmek ve Libya halkının bu konudaki görüşlerini dinlemektir. Seçim Komisyonu Başkanı tarafından da bildirildiği üzere, referandum sürecine ilişkin hazırlıklar yüzde 90 oranında tamamlandı ve anayasa referandumunun Şubat ayının sonunda yapılması bekleniyor. Bu durumda önümüzde iki seçenek var. Birincisi, Libya halkının anayasayı kabul etmesidir. Bu gerçekleştiği takdirde Devlet Başkanını ve Temsilciler Konseyi'ni seçeceğiz. Bu projenin reddedilmesi durumunda ise önümüzde birtakım seçenekler olacak. BM ve Güvenlik Konseyi ile birlikte ilk olarak cumhurbaşkanı ve iki yardımcısının seçilmesi hususunu kararlaştırdık. Fakat maalesef, BM bu seçenekten uzaklaşmaya başladı.  Bir cumhurbaşkanı ve iki yardımcısı üzerinde anlaşmaya varılırsa yasallık konusundaki anlaşmazlık sona erecek. Devlet başkanlığı başbakandan ayrıldığı takdirde halkın talepleri gerçekleşmiş olur. Dünyanın pek çok yerinde bir devlet başkanı ve bir başbakan var.
Libya’daki güvenlik ve askeri durum ilk önce referandumun yapılmasına izin veriyor mu? Libyalılar serbest ve adil bir şekilde oy sandıklarına gidebilir mi?
- Evet, eğer BM Misyonu UNSMIL yanımızda durursa bu gerçekleşir. Tek bir cümle ile ifade etmek gerekirse, seçim sürecine şiddetle itiraz edenler iç ve dış yaptırımlara tabi tutulacaklar. UNSMIL tarafından yapılan referandum sonucunda vatandaşların yüzde 80'inden fazlası oy kullanmak istediğini belirtti. Bence Libyalılar bu görevi yerine getirme konusunda istekli ve kararlı olacaklar.
Trablus ve Misrata’daki silahlı milisler, terörizmle mücadele ışığında ulusal orduya muhalif hareket etmekten vazgeçecek mi?
- Milislerin bazı devletler ve Trablus'taki hükümet tarafından desteklendiği biliniyor. BM Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame’nin konuşmasında, hükümetin söz konusu kimselerin maaşlarını ödeyeceği belirtildi. Eğer burada samimi bir niyet ve uzlaşı hükümetine bir uyarı söz konusuysa Libya'da iktidara giden doğru yol seçimler olacak. Ama şimdi olduğu gibi engeller ve müdahaleler söz konusu olursa, bu gerçekleşmeyecek.
-Müslüman Kardeşler (İhvan), Katar ve Türkiye'nin Libya'daki referandum sürecinin ve seçimlerin başarılı bir şekilde gerçekleşmesi için bir alan açacağını düşünüyor musunuz?
Engellemeye çalışacaklarladır, ancak Libyalılar bir arada dururlarsa isteklerini kabul ettirebileceklerini düşünüyorum. Böylece seçimler yapılacak. Halkımız bu sürecin öneminin farkında.
-Kısa süre önce Fas’ta Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ile bir araya gelmenizin ardından Hafter ile ilişkinizin biraz gergin olduğu söylendi?
Mareşal Hafter ile iyi ilişkilerimizin atmosferini bozan hiçbir şey yok.
-Hafter'in omuzuna mareşallik rütbesini koyduğunuzdan dolayı pişmanlık duyuyor musunuz?
Hayır, asla. Mareşal'ın yaptığı şey bu zor şartlarda sorumluluk almaktı. Bu hiç kimse tarafından elde edilemeyecek tarihi bir pozisyondu. Bundan dolayı hiçbir zaman pişman olmayacağım. Çünkü mareşal görevini hakkıyla yerine getirdi.
-Ülkenin liderliğini orduya devrettiğinizi açıklayacağınız bir an gelebilir mi?
Temsilciler Meclisi’ne seçildik ve anayasaya göre iktidardan vazgeçmek gibi bir hakkımız yok. Süre sona erdiğinde veya halk yeni seçimler talep ettiğinde seçimler yapılacak. Yetki, TM'nin Anayasa Bildirgesi uyarınca tanımlanmıştır ve iktidardan feragat etme diye bir şey yoktur. Herhangi bir zamanda başkanlık ve parlamento seçimleri yapılmasını bekliyoruz. İnşaallah mümkün olan en kısa sürede bunu gerçekleştireceğiz.
-TM de dahil olmak üzere mevcut tüm siyasi organları aşmayı hedefleyen ulusal bir form düzenlemeye çalışan BM misyonunun rolüne güveniyorsunuz. Misyonun rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
TM üyeleri, Sayın Selame’nin Güvenlik Konseyi’nde öne sürdüğü teklifi kınadı. Son zamanlarda anladık ki dışarıdan hükümet lehinde taraflı bir tutum var. Anayasa, her devlet otoritesi ve sistemin yetki ve uzmanlıklarını belirler. Sızıntılar, anayasa ve meşruiyete karşı bir darbe gibi görünüyor. Bunun bütün Libyalılar tarafından reddedileceğini düşünüyorum.
-Öyleyse, misyonun referandum sürecine ilişkin rolüne nasıl güveniyorsunuz?
BM misyonunun rolü, seçimlerin adil bir şekilde gerçekleştirildiğine ve referandum sürecinde karşı karşıya kalınan şiddette tanıklık etmek ve seçimleri engelleyen tarafları uluslararası topluma havale etmektir. Bence doğru ve demokratik olan yol seçimlere doğru ilerlemektir.
-Libya, cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesine hazır mı?
Elbette. Cumhurbaşkanı, mevcut anayasa bildirgesine uygun olarak halk tarafından seçilmeli. Libya halkının seçim istediğine inanıyorum. Seçimlere karşı çıkan veya bunun yapılamayacağını iddia eden her kimse, Temsilciler Meclisi, Devlet Konseyi ve Başkanlık Konseyi’ndeki konumunu terk etmek istemiyordur. Libya'yı kimin yöneteceği konusunda sözlerini söylemeleri için halka gitmeliyiz.
-Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışacak mısınız?
Henüz bu konuda herhangi bir karar vermiş değilim.
-Hafter'in cumhurbaşkanlığı seçimlerinde öne çıkacak bir isim olacağını düşünüyor musunuz?
Mareşal Hafter, her şeyden önce bir Libya vatandaşıdır ve herhangi bir Libya vatandaşının devlet başkanlığı için yarışma hakkı vardır.
-Seyfulislam Kaddafi’nin seçimlere katılması mümkün mü?
Herhangi bir adli kısıtlamaya maruz olmayan herkesin seçimlere adaylığını koymasını memnuniyetle karşılıyoruz. Herhangi bir aday adli bir karar ile siyasi haklarından mahrum olmadığı sürece son kararı halk verecektir. Aksi takdirde, herkese açığız.
-Seyfulislam şu anda serbest mi yoksa tutuklu mu? Ülkede mi yoksa yurtdışında mı?
Halihazırda ülke içinde bulunuyor ve haklarından ve bağlantılarından faydalanıyor. Son zamanlarda onunla herhangi bir şekilde kişisel bir temas kurmadım.
-İtalya ve Fransa’nın Libya konusundaki rekabeti hakkındaki değerlendirmeniz nedir?
Çıkarlar çerçevesinde meşru olabilecek bir rekabet var. Ancak, Libya işlerine müdahale etmemenin herkes için daha iyi olduğunu görüyoruz.
-Serrac’ın Libya sahnesinden çekilmesinin zamanının geldiğini düşünüyor musunuz?
Yüzde yüz. BM misyonu tarafından kabul edilen “uzlaşı” kelimesi kendi içinde bir hile barındırıyor. Suheyrat anlaşmasını imzalayanlardan hiçbiri, Libya halkı adına imza atmaya yetkili değildi. Temsilciler Meclisi, Serrac hükümeti ve Devlet Konseyi ile olan ilişkilerinde baskı altında. Uluslararası toplumun yasama yetkisini devretmesi ve yurtdışından dayatılan önyargı bunun bir delili.
-Mısır ve Suudi Arabistan’ın Libya krizindeki rolüne ilişkin görüşünüz nedir?
Kardeşçe bir tutumları var. Bu aynı şekilde diğer Arap ülkelerinde de var. İşimize müdahale ettiklerini söyleyenlerle aynı fikirde değilim.
-İfadeleriniz, Serrac hükümetinin tanınmasına ve hükümetle temaslarda bulunulmasına yönelik siyasi bir eleştiri mi barındırıyor?
Evet, nerede olursa olsun, Libyalılar Temsilciler Meclisi aracılığıyla bu hükümeti reddettiği müddetçe Libyalıların iradesine saygı gösterilmesi gerekiyordu. Rusya ve BM’deki temsilcisi, seçilen tek meşru organın Temsilciler Meclisi olduğunu ve Arapların buna saygı duyulması gerektiğini en güzel şekilde vurguladığını söyledi. Bir hükümet Temsilciler Meclisi tarafından iki kez reddedildiğinde, genellikle öncelikle devlet başkanı değiştirilir. O zaman devlet başkanını ve başbakanı tek seferde nasıl empoze edersiniz?
-Bu yıl cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri yapılabilir mi?
Seçimleri yapmak için gerekli tüm yasaları çıkardık ve mümkün olan en kısa sürede gerçekleştirmeye kararlıyız. Fakat Sayın Selame’nin sabah söylediği ile akşam söylediği birbirini tutmuyor. En iyi ihtimalle 2019'un ilk yarısında seçimler yapılacak. Selame, dışarıdan baskı yapıyor ve mevcut hükümetin devamlılığını istiyor. Bütün bu gecikmeler ve beklentiler hükümetin süresini uzatmaya yönelik. Fakat halk son sözü söyleyecek.
-Ne zaman? Nerede? Nasıl?
Çok yakın olduğunu düşünüyorum.
-Trablus’un güneyinde meydana gelen çatışmalardan sonra Trablus'taki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Geçmişte olduğu gibi, bir gün hemfikirler, ertesi gün ise farklı düşünüyorlar. Kısacası, uzlaşı hükümeti uzlaşı olmamasının sebebidir.
-Trablus'ta güvenliği ve istikrarı geri getirmenin yolu nedir?
Bunun çözümü çok basit. Libya'yı yöneten insanların değiştirilmesi yeterli.
-Hafter liderliğindeki ulusal ordunun Trablus’a girişinin kolay bir mesele olduğunu düşünüyor musunuz?
Kolay bir mesele olsa bile Libyalılar arasında herhangi bir çatışma yaşanmasını ve halkın ve başkentin herhangi bir şekilde zarar görmesini istemiyoruz. İhvan’ın aklını başına almasını ve krizi bir an önce sonlandırmalarını umuyoruz.
-Ancak İhvan ve onları destekleyen gruplar ile birlikte milislerin seçimlerin yapılmasına izin vereceğini ve 2014'te olduğu gibi sonuçlara itiraz etmeyeceğini düşünüyor musunuz?
Kendisini Libyalılara sunan ve seçimlerde başarılı olanları tanıyacağız. Kazanan Libya'nın Cumhurbaşkanı olacak. İhvan’ı veya herhangi bir kimseyi dinlemeyeceğiz.



Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Şarku’l Avsat’a konuştu: Sınır komşumuz olan Türkiye'yi kışkırtmak gibi bir niyetimiz yok

Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Şarku’l Avsat’a konuştu: Sınır komşumuz olan Türkiye'yi kışkırtmak gibi bir niyetimiz yok

Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Süleyman Oso, konseyin, sınır komşusu Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemediğini söyledi. Türkiye'nin uzun bir sınırı paylaşan komşu bir ülke olduğunu ifade eden Oso, Türkiye'nin Suriye'deki Kürt halkının mahremiyetine saygı göstereceğini umduğunu belirtti.

Oso, Türkiye-Suriye yakınlaşması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Esed arasında yakın zamanda bir görüşme yapılacağına dair çıkan söylentilerle ilgili özellikle de ENKS içinde Kürtlerin endişeli olup olmadığına ilişkin soruları yanıtladı.

Oso Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, ENKS’nin Suriye muhalefetinin bir parçası olduğunu dile getirdi. Oso kapsamlı çözümün, Suriye'deki azınlıklar ve milliyetler meselesine adil bir çözüm bulmayı da içeren uluslararası kararlarda yattığını vurguladı.

ENKS’nin Suriye devrimine katıldığından bu yana Suriye'nin ulusal çıkarlarını temel aldığına dikkat çeken Oso, “Ulusal haklarımız için endişe duyuyoruz. Bu rejim, varlıklarının anayasal olarak tanınmasını ve ulusal haklarının güvence altına alınmasını isteyen Kürt halkının taleplerini karşılamıyor. Kürt halkının ulusal haklarını halen inkâr ediyor” ifadelerini kullandı.

Oso ayrıca, Suriye'deki Kürt bölgesiyle ilgili olarak rejim ve Türkiye arasında anlaşmalar yapılacağına olan inancını dile getirdi.

sdcfvgbr
Halep'in kuzeyindeki el-Bab kentinde askeri karargah önünde gerçekleşen halk protestolarından (arşiv)

Oso, Türkiye'deki mültecilerin Türk nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde yaşanan ihlallere ve gösterilere maruz kalmasıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Rejim aygıtlarının baskı ve zulmü nedeniyle evlerini terk eden Suriyeli mültecilere yönelik Türkiye, Lübnan ve Irak'taki nefret söylemini endişeyle takip ediyoruz. Türk muhalefeti tarafından Suriyeli mültecilere karşı uygulanan bu söylemi şiddetle kınıyoruz.”

Oso, ‘bunun devam etmesine izin vermenin Türk devletinin çıkarına olmadığını ve mültecileri korumak için acil yasal çözümler getirilmesini beklediklerini’ vurguladı.

Özerk yönetim seçimleri

Oso, özerk yönetim belediye seçimlerine katılmayı reddetmeleri hususunda ise “Bu seçimleri boykot ettiğimizi resmî açıklamalarla duyurduk” dedi.

asdf
Ed-Derbasiye kasabası sakinleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki yerel seçimler için yapılan ön seçimlerde oylarını kullandı. (Şarku’l Avsat)

Oso sözlerini şöyle sürdürdü: “Üzerinde mutabık kaldığımız maddelerden biri de yerel seçimlerin düzenlenmesiydi. O dönemde, seçim maddesi de dahil olmak üzere siyasi anlaşmanın yüzde 70'inden fazlasını tamamlamıştık. Bu maddede iktidar ortaklığı, ortak bir yönetim kurulması, ENKS'nin geçiş döneminde 11 ay boyunca bölge yönetiminde gerçek bir ortak olması, uygun koşulların yaratılması, vatandaşlar arasında güvenli bir atmosfer oluşturulması, yönetimin bölgedeki tüm siyasi bileşenleri temsil ettiği konusunda onlara güven verilmesi ve bölge sakinlerinin sandığa gidip özgürce oylarını kullanmaları için güvenlerinin arttırılması konusunda anlaşmıştık. Ancak, bu müzakereler, karşı tarafın uzlaşmazlığı nedeniyle kısa sürede sekteye uğradı ve çöktü.”

sdvfr
Suriye seçimlerinde Şam'daki adayların kampanya afişleri (AFP)

ENKS’nin son seçimlere katılmayı reddetmesinin nedenine ilişkin olarak Oso, “Suriye'de seçimlerin yapılması için 2254 sayılı uluslararası kararla belirlenen koşullar mevcut değildi. Baskı ve otoriter yönetimin varlığında da hiçbir zaman bu güvenli koşullar olmayacak. İster özerk yönetim belediye seçimleriyle ilgili olsun, ister Suriye Halk Meclisi seçimleriyle ilgili olsun hepsinin sonuçları iktidar partileri lehine belirleniyor” açıklamasında bulundu.

Oso, yönetim seçimlerinin başka askeri işgallere yol açacağından korktuğunu ifade etti. Yönetim seçimlerine devam ederse kuzeyde yeni bir Türk askeri operasyonu konusunda ciddi endişeler olduğunu vurgulayan Oso, Türkiye'nin daha önce Afrin'i almakla tehdit ettiğini ve tehdidini gerçekleştirdiğini, ayrıca Rasulayn ve Tel Abyad'ı almakla tehdit ettiğini ve tehdidini gerçekleştirdiğini belirtti.

ENKS Başkanlığı’nın ABD Suriye Özel Temsilcisi ile yaptığı görüşmeye de değinen Oso, “ABD Temsilcisi, ABD yönetimi adına müzakerelerin yeniden canlandırılması için bir girişimde bulundu ve bu müzakerelerin başarıya ulaşması konusunda ciddi olduklarını söyledi. Biz de kendisine karşı tarafın, yani PYD’nin ihlalleri nedeniyle müzakerelerin durduğunu, zira daha önce SDG Komutanı Mazlum Abdi ve ABD'nin eski Suriye Özel Temsilcisi Yardımcısı David Brownstein'ın taahhütlerini içeren bir garanti belgesi imzalandığını söyledik. Garanti belgesi kapsamında müzakerelere geri dönmeye hazır olduğumuzu ifade ettik” şeklinde konuştu.

ENKS Başkanı, Kürt hareketinin iki tarafı arasındaki çıkmazda bir ilerleme sağlanmasının zor olduğunu düşünüyor. “Bugüne kadar bu çıkmazda bir ilerleme kaydedilemedi. Buradaki durumu daha da karmaşık hale getiren şey, bu ayın başlarında kaçırılan 12 üyesinin serbest bırakılması talebiyle ENKS’nin düzenlediği barışçıl toplantı sırasında ENKS destekçilerine ve üyelerine yapılan saldırı oldu” diyen Oso, söz konusu saldırının ABD'nin Kürt-Kürt müzakerelerini yeniden canlandırma çabalarını baltalamaya yönelik bir mesaj olduğunu açıkladı.

Suveyda ayaklanması

Başka bir bağlamda Oso, Suveyda’da yaşananlar hakkında şunları söyledi: “Suriye'deki Kürt halkının kıymetli vilayeti olan ve Dürzi kardeşlerimizi de içeren Suveyda’daki protestoların başlamasından bu yana ENKS, özgürlük, demokrasi ve tüm Suriyeliler yararına federal bir Suriye için yapılan bu barışçıl protestoların yanında yer aldı.”

dvfbr
Suriye seçimlerinde Şam'daki adayların kampanya afişleri (AFP)

Uluslararası topluma Suriye krizinin çözümüne yönelik kararların uygulanmasını hızlandırma çağrısında bulunan Oso, “Tüm Suriyelilerin ekonomik durumunun çok kötü olması ve mutlak çoğunluğun yoksulluk tehdidi altında yaşaması nedeniyle Suriye halkı bir bütün olarak açlığa, yoksulluğa ve yokluğa daha fazla tahammül edemez. Sığındıkları ülkelerde yerlerinden edilen Suriyeli mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilenlerin trajedilerini unutmamalıyız” ifadelerini kullandı.

Oso, ENKS’nin Suriye muhalefetiyle kurduğu ittifakın Suriyelilerin kurtuluşu için bir seçenek olduğunu vurguladı. “Koalisyonun ve müzakere organının bir parçasıyız. Uluslararası sponsorluk altında oluşturulan anayasa komitesinin de bir parçasıyız. Kaderimiz bir bütün olarak Suriye halkıyla bağlantılı. Muhalefet saflarına katıldığımızda Suriye halkının yanında durmayı seçtik” şeklinde konuşan Oso, koalisyonda ve Suriyeli muhalif güçlerle birlikte temsil edilmelerinin her konuda aynı fikirde oldukları anlamına gelmediğini belirtti. Özellikle de Afrin, Rasulayn ve Tel Abyad kentlerinde yaşanan ihlaller ve buralardaki hizipçi kaos hakkında kesinlikle farklı noktalarda olduklarını beyan eden Oso sözlerini şöyle noktaladı:

“Afrin, Rasulayn ve Tel Abyad şehirlerinden Haseke ve Kamışlı kamplarına yerleştirilen tüm yerinden edilmiş insanlar, geçici koalisyon hükümetine bağlı gruplar tarafından yönetilen evlerine dönmeyi dört gözle bekliyor. Umarım koalisyon bu konudaki karar ve politikalarını yeniden gözden geçirir ve yerinden edilen herkesin evlerine ve mülklerine dönmesi için çalışır. ENKS bu konuyu ilgili tüm taraflarla birlikte ele almak için çalışıyor.”