Almanya: İsrail-BAE anlaşması tarihi bir adım

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas (Arşiv-Reuters)
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas (Arşiv-Reuters)
TT

Almanya: İsrail-BAE anlaşması tarihi bir adım

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas (Arşiv-Reuters)
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas (Arşiv-Reuters)

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında imzalanan anlaşmayı ‘tarihi’ olarak nitelendirerek, iki ülke arasında diplomatik ilişkiler kurulmasını memnuniyetle karşıladı.
DPA’nın haberine göre, İsrailli mevkidaşı Gabi Ashkenazi'yi telefonda tebrik ettiğini belirten Maas, “İsrail ile BAE arasındaki ilişkilerin normalleşmesi, bölgede barışa önemli bir katkı sağlıyor. İsrail hükümetinin ilhak planlarını askıya alması iyidir” ifadelerini kullandı.
Maas ayrıca, “Umuyoruz ki bu anlaşma bölgedeki olumlu gelişmeler için bir başlangıç noktası olur ve Ortadoğu’da barışa yeni bir devinim kazandırır” dedi.
Ortadoğu'da kalıcı barışın ancak müzakere edilmiş iki devletli çözümden geçtiği şeklindeki konumlarını sürdürdüklerini belirten Maas, Alman hükümetinin, Avrupa ve bölgedeki ortaklarıyla işbirliği içinde, İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'daki bölgeleri ilhak etmesine karşı son aylarda yoğun kampanyalar başlattığı ve doğrudan müzakereleri sürdürmek için çalıştığını bildirdi.
ABD Başkanı Donald Trump dün,  İsrail ile BAE’nin Ortadoğu bölgesinde barışı teşvik etmek amacıyla ilişkilerini “tamamen normalleştirmeleri” için bir anlaşma imzaladıklarını duyurdu. Barış anlaşması  İsrail’in ilhak etmek istediği Batı Şeria toprakları üzerinde egemenlik ilan etmemesini ön görüyor.
Bu anlaşma ile BAE, Mısır ve Ürdün'den sonra İsrail ile barış anlaşması yapan üçüncü ülke oldu.
 



İsrail ordusu Gazze'nin kuzeyindeki El Zeytun mahallesinden çekiliyor

 İsrail ordusu Gazze Şeridi'nde devriye geziyor (Reuters)
İsrail ordusu Gazze Şeridi'nde devriye geziyor (Reuters)
TT

İsrail ordusu Gazze'nin kuzeyindeki El Zeytun mahallesinden çekiliyor

 İsrail ordusu Gazze Şeridi'nde devriye geziyor (Reuters)
İsrail ordusu Gazze Şeridi'nde devriye geziyor (Reuters)

İsrail Yayın Kurumu (IBC), ordunun Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Gazze Şehri'nin güneyinde yer alan Zeytun mahallesinden bir haftadır devam eden operasyonların ardından bugün çekildiğini doğruladı.

Bir yetkili, ordu kaynaklarına dayanarak operasyonların Gazze Şeridi'nde üç bölgede devam ettiğini söyledi: Kuzeyde Cibaliye, güneyde Refah'ın doğusu ve Gazze Şeridi'nin merkezinde Netzarim ekseni bölgesi.

Filistin medyası, İsrail güçlerinin silahlı gruplarla birkaç gün süren "şiddetli" çatışmaların ardından bugün erken saatlerde Zeytun mahallesinden çekildiğini bildirdi.

İsrail ordusu, Hamas'ın Zeytun mahallesinde faaliyete geçtiğini ve sivil yönetimin kontrolünü yeniden ele geçirmeye çalıştığını söyleyerek mahalleye geri döndü. İsrail güçleri yaklaşık bir hafta önce ağır hava saldırıları eşliğinde mahalleyi işgal etmiş ve çok sayıda kişinin ölümüne yol açmıştı.

Öte yandan Filistin televizyonu, bu sabah, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Gazze Şehri'nin güneyinde bulunan Al-Sabra mahallesinde, bir tıbbi kliniği bombalaması sonucu 10 kişinin öldüğünü bildirdi.

El Aksa TV kanalı, kliniğin Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) bağlı olduğunu belirtti.

İsrail güçlerinin birkaç gündür geniş çaplı askeri operasyon yürüttüğü Cibaliye mülteci kampında bulunan gruplarla İsrail güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandı.

İslami Cihad hareketinin askeri kanadı Kudüs Tugayları, bugün yaptığı açıklamada, Cibaliye kampı yakınlarında İsrail askerleriyle şiddetli çatışmalara girdiğini, çok sayıda askerin öldüğü veya yaralandığını duyurdu.

Hamas'ın askeri kanadı El Kassam Tugayları dün (Salı) yaptığı açıklamada, Cibaliye kampının doğusunda 7 İsrail askerini öldürdüğünü açıkladı.


İsrail neden Cibaliye Mülteci Kampı’na yeniden saldırdı?

İsrail’in Cibaliye Mülteci Kampı’na düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar, 14 Mayıs 2024 (AFP)
İsrail’in Cibaliye Mülteci Kampı’na düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar, 14 Mayıs 2024 (AFP)
TT

İsrail neden Cibaliye Mülteci Kampı’na yeniden saldırdı?

İsrail’in Cibaliye Mülteci Kampı’na düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar, 14 Mayıs 2024 (AFP)
İsrail’in Cibaliye Mülteci Kampı’na düzenlediği bombardımanın ardından yükselen dumanlar, 14 Mayıs 2024 (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve ordu komutanlarının Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde operasyonlara devam edeceklerine dair tehditleri boşuna değilse de bu tehditler sahada Hamas Hareketi için sürpriz oldu. Tüm dikkatler Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta başlayan askeri operasyonlara odaklanmışken, Cibaliye Mülteci Kampı ve çevresini hedef alan saldırılar Filistinliler için de şaşkınlık yarattı.

Cibaliye Mülteci Kampı’nda başlayan askeri operasyon, birkaç gün önce Gazze şehrinin güneydoğusundaki Zeytun Mahallesi’nde başlayan bir diğer askeri operasyonla eş zamanlı olarak gerçekleşti. Bu hamle, İsrail’in daha önce kampın kontrolünü ele geçirdiğini ve Hamas'a bağlı tugayları dağıttığı yönündeki iddialarını çürütürken aynı zamanda bölgedeki adamlarıyla hayatta kaldığını düşünen Hamas Hareketi’ne de beklenmedik bir darbe indirdi.

Hamas Hareketi ve hareketin askeri kanadının yanı sıra hükümet hizmetleri ve güvenlik birimleri de dahil olmak üzere çeşitli kolları, onlarca yıldır en önemli kalelerinden biri olan Cibaliye Mülteci Kampı’nın tam kontrolünü elinde tutarken Hamas Hareketi kampın daha güvenli olduğunu ve İsrail güçlerinin geri dönmeyeceğini düşünüyordu. Bu yüzden Hamas'ın bu operasyon karşısında neden şaşırdığı da anlaşılıyor. Yerel kaynaklar, İsrail'in ateşkes müzakereleri ve tutuklu takası durmuşken Hamas Hareketi üzerinde daha fazla askeri baskı kurmaya çalıştığını söylediler.

asgtnymu
Cibaliye Mülteci Kampı ve çevresinde şiddetli çatışmalar devam ederken kamp üzerinde sorti yapan İsrail savaş uçakları, 14 Mayıs 2024 (AFP)

İsrail, geçtiğimiz aralık ayının başlarında Cibaliye Mülteci Kampı’na batı tarafından bir askeri operasyon düzenledi. Ancak başta batı yakasındakiler olmak üzere kamp sakinlerinin nüfus yoğunluğu ve sokaklarının dar olması gibi çeşitli nedenlerle kampın derinliklerine giremedi. Söz konusu nedenlerden ötürü her iki taraftaki kayıp sayısının çok büyük olacağı tahmin edilirken İsrail ordusu Filistinlilerin evlerine yönelik en büyük yıkımı gerçekleştirmek zorunda kalacaktı. Kampa düzenlenen askeri operasyonun başlangıcında İsrail güçlerinin karşılaştığı şiddetli direnişin, 5 gün içinde 9 askerin öldürüldüğü o dönemdeki en şiddetli direniş olduğu da biliniyor.

İsrail daha önce başaramadığını şimdi başarmak istiyor. Şarku’l Avsat muhabirlerinden birinin gözlemlerine göre İsrail güçleri Cibaliye Mülteci Kampı’na saldırmak için yeni bir taktik benimsedi. Şimdi İsrail ordusu, bu taktikle büyük bir kısmı ıssızlaşan ve yoğun nüfuslu olmayan doğu sınır bölgesinden kampa ilerlemeye çalışıyor.

Peki ama neden?

İsrail'in, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki en önemli kalesini hedef alarak Hamas Hareketi üzerinde daha fazla baskı kurmak ve esir takası anlaşması müzakerelerinde taviz vermeye zorlamak istediği anlaşılıyor.

sacdvfb
Cibaliye Mülteci Kampı’ndan kaçmaya çalışan Filistinliler, 14 Mayıs 2024 (AFP)

Cibaliye Mülteci Kampı’nın doğusunda devam eden çatışmalar Hamas Hareketi’nin askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları’nın halen saldırılara karşı teyakkuz halinde olduğunu gösterdi. Kassam Tugayları, en az iki kez insansız hava araçları (İHA) kullanarak kampın doğusundaki İsrail ordusuna ait askeri araçları küçük füzelerle hedef alırken farklı zamanlarda Sderot da dahil olmak üzere Gazze'nin kuzeyinde bulunan İsrail yerleşim birimlerine ve Aşkelon'a birkaç roket fırlattı.

İsrail'in Hamas liderlerini orada İsrailli tutuklularla birlikte bulmayı umduğu anlaşılıyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan sahadaki kaynaklar, İsrail’in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki ve kuzeyindeki çeşitli bölgelerde olduğu gibi Han Yunus'ta da İsrailli rehinelere ulaşamayınca şimdi onları Cibaliye Mülteci Kampı’nda bulmayı umduğunu söylediler. İsrail’in ilk denemedeki başarısızlığının ardından şimdi bir kez daha deneme cesareti gösterdiğini belirten kaynaklara göre İsrail ordusu diğer bölgelerde başaramadıklarını burada başarabileceğini düşünüyor.

Hamas’ın kampı kontrol etmesi, İsrail’in maliyetli de olsa büyük bir saldırının sonuç verebileceğine inanmasına yol açmış görünüyor.

İlk başarısız saldırıda öldürülen ve kampın batısındaki Felluce mezarlığına gömülen İsrailli rehinelerin cesetlerinin bulunması İsrail'i bu kez cesaretlendirdi. Bu kişilerin, birincisi geçtiğimiz yıl kasım ayı sonlarında Gazze Şeridi Kuzey Tugayı Komutanı Kassam Tugayları Askeri Konsey Üyesi Ahmed Gandur’u ve Cibaliye Mülteci Kampı’ndaki stratejik öneme sahip bir tüneli hedef alan iki bombardımanda, ikincisi ise Cibaliye Mülteci Kampı’nın merkezinde Kassam Tugayları’nın üst düzey komutanlarından İbrahim el-Beyari'yi hedef alan bir diğer bombardımanda olmak üzere iki ayrı İsrail saldırısında öldükleri düşünülüyor.

zz
İsrail’in Cibaliye Mülteci Kampı’na düzenlediği bombardımanda yaralanan ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi'nde tedavi altına alınan bir çocuk, 13 Mayıs 2024 (Reuters)

Cibaliye Mülteci Kampı, Gazze Şeridi'nin en kuzeyinde yer alan ve Gazze’de sakinlerinin terk etmediği bölgelerden biri. Bu durum, kuzeydeki kıtlık ve kuzey bölgelerinin sakinlerinin aylarca karşı karşıya kaldığı zorlu hayat şartları sırasında burayı yaşamak için uygun bir yer haline getirdi.

Öte yandan İsrail için yeni askeri operasyonu zorlaştıran nokta da tam olarak bu. Bölgede nüfusun yoğun olması, kampa ve sığınma noktalarına yerleştirilen insan sayısı, sert, zorlu ve karmaşık seyreden savaşta kayıp sayısının yüksek olacağı anlamına geliyor.

Bunun İsrail ya da Hamas üzerinde baskı yaratıp yaratmayacağı ise henüz netleşmiş değil.


Yerlikaya: Kimler FETÖ taktikleriyle karanlık düzenlerinin hakim olmasını istiyorsa, o düzenlerini de başlarına yıkacağız

Fotoğraf: İçişleri Bakanlığı sitesi
Fotoğraf: İçişleri Bakanlığı sitesi
TT

Yerlikaya: Kimler FETÖ taktikleriyle karanlık düzenlerinin hakim olmasını istiyorsa, o düzenlerini de başlarına yıkacağız

Fotoğraf: İçişleri Bakanlığı sitesi
Fotoğraf: İçişleri Bakanlığı sitesi

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasında adı geçen ve haklarında soruşturma başlatılan üç üst düzey emniyet mensubuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:

"Kimler, terör örgütleri ve onların uzantılarıyla, organize suç örgütleriyle bir olup, FETÖ taktikleriyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize ve siyasilerimize, sosyal medya destekli “oyun kurmaya” çalışıyorsa; onların oyunlarını da kurdukları tuzakları da yerle bir edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde dün olduğu gibi bugün de organize suç örgütlerine, şehir eşkıyalarına, uluslararası kartel haline gelmiş zehir tacirlerine, uluslararası örgütlenmiş göçmen kaçakçılarına, yabancı istihbarat servisleriyle irtibatlı illegal yapılara ve suç odaklarına göz açtırmadık, açtırmıyoruz ve açtırmayacağız.

Bu mücadelemizi kimler engellemeye çalışıyorsa, kimler FETÖVARİ gizli tanık taktikleriyle kendi karanlık düzenlerinin hakim olmasını istiyorsa, onların o düzenlerini de başlarına yıkıyoruz, yıkmaya da devam edeceğiz. Hangi kurum içinde Sayın Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize ve siyasilerimize yönelik bir yapılanma varsa, sonuna kadar gidip, o yapıları tespit edip adalete teslim edeceğiz. Mülkiye Müfettişlerinin ilgili raporu kısa süre içinde tamamlanacak. Atılan her adımı, telefon kayıtlarını tek tek inceliyorlar. Hazırlanan bu raporu en ince ayrıntısına kadar kamuoyu ile de paylaşacağız. Ve gereğini yapacağız. Aziz Milletimiz müsterih olsun; Nasıl Bölücü Terör Örgütü (BTÖ) ve FETÖ ile mücadelede hainlerin inlerine kadar girdiysek; bu suç odaklarını da saklandıkları her delikten bulup çıkartacağız."


Cumhurbaşkanı Erdoğan: Millî iradeyi gasbetmeye yönelik gizli, açık nice girişimle karşılaştık

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Millî iradeyi gasbetmeye yönelik gizli, açık nice girişimle karşılaştık
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Millî iradeyi gasbetmeye yönelik gizli, açık nice girişimle karşılaştık

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Millî iradeyi gasbetmeye yönelik gizli, açık nice girişimle karşılaştık

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Siyasette rotamızı bugüne kadar hep milletimiz çizdi. Biz de milletin belirlediği yoldan hiçbir zaman sapmadık. İstişarelerimizi milletimizle yaptık” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılın ilk toplantısında dava ve yol arkadaşlarıyla birlikte olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu belirtti.

İl başkanları toplantısının sonuncusunu 30 Kasım'da yaptıklarını, 31 Mart seçimleriyle ilgili ön hazırlıklarını değerlendirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kampanya döneminde il ziyaretleri vesilesiyle il başkanlarıyla görüştüğünü, yakın istişare hâlinde olduklarını söyledi.

“TÜRKİYE'NİN DEMOKRASİ STANDARDININ NEREDEN NEREYE GELDİĞİNİ TÜM DÜNYAYA BİR KEZ DAHA GÖSTERDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaret ettikleri 52 ilde halkın nabzını tutmanın yanı sıra seçim çalışmalarını da sahada bizzat görme fırsatı bulduklarını, yine bu ara dönemde Seçim İşleri Başkanlıkları ve Seçim Koordinasyon Merkezi temsilcileriyle münhasıran bir araya geldiklerini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "31 Mart seçim çalışmalarımızı çok yoğun bir şekilde devam ettirirken teşkilatlarımızla irtibatımızı daima en üst seviyede tuttuk. 31 Mart Mahallî İdareler Seçimleri rekabet seviyesi yüksek bir atmosferde, demokrasi şöleni havasında gerçekleşti. Bölücü örgüt uzantılarının seçmeni baskı altına alma girişimleri dışında ülkemiz genelinde sandığa gölge düşürecek hiçbir olay yaşanmadı. Seçim öncesinde hatırlayacağınız üzere çok farklı kampanyalar vardı. Bu son seçim olacak kehanetinden ekonomiyle ilgili piyasaya sürülen tezvirata kadar pek çok algı operasyonuna maruz kaldık. Bunların hepsini boşa çıkardık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz aleyhine yürütülen onca propagandaya rağmen 85 milyon olarak sandığın gücünü ortaya koyduk. Türkiye'nin demokrasi standardının nereden nereye geldiğini tüm dünyaya bir kez daha gösterdik. Burada öncelikle bir hususun altını çizerek ifade etmek istiyorum. Demokrasi, asla ve asla sıfır toplamlı bir oyun değildir. Demokrasinin kazandığı bir yerde kaybeden olmaz. Sandığın itibarının arttığı bir denklemde galip 85 milyonun tamamıdır. Sivil siyaseti güçlendiren her sonuç, Türk demokrasisinin istikbali adına eşsiz bir başarıdır” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 75 yıllık çok partili demokrasi hayatına iki darbe, iki muhtıra, iki darbe girişimi sığdırmış bir millet odluklarını dile getirdi.

Neredeyse her on yılda bir demokrasinin vesayet odaklarının saldırısına uğradığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "En son 15 Temmuz'da 253 insanımızın canı pahasına tarihimizin en alçak darbe teşebbüsünü püskürttük. Bunların haricinde millî iradeyi gasbetmeye yönelik gizli, açık daha nice girişimle karşılaştık. Vesayet odaklarının asla uyumadığını, asla pes etmediğini, uygun ortam ve fırsat kolladığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Son yıllarda FETÖ'cülerin ve marjinal yapıların da propagandasıyla bazı toplum kesimlerinde çok partili demokrasiye ve sandığa karşı istifhamların zemin bulmaya başladığını görüyorduk. Gerek 14 Mayıs seçimleri, gerekse 31 Mart Mahallî İdareler Seçimleri, demokrasi düşmanları tarafından körüklenen bu algıyı yerle bir etmiştir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “14 Mayıs seçimlerinde, Cumhurbaşkanı seçimi yüzde 0,5 farkla ikinci tura kalırken, 31 Mart seçimlerinde millî irade farklı şekilde tecelli etmiştir. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak her iki seçim sonucunu da büyük bir olgunlukla karşıladık, milletin iradesini öpüp başımızın üstüne koyduk. Sandık sonuçlarından dolayı milleti suçlama, kabahati millete atma gibi yollara tevessül etmedik. Nitekim 14 Mayıs ile ortaya çıkan belirsizlik 28 Mayıs seçimleriyle giderildi, millet yasamada olduğu gibi ülke idaresinde de mührü bize takdim etti, Cumhur İttifakı'nı açık ara lider yaptı” değerlendirmesinde bulundu.

“BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN TÜRKİYE'NİN VE TÜRK DEMOKRASİSİNİN KAZANMASIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart yerel yönetimler seçimlerinde yine milletin takdiriyle Türkiye haritasının daha fazla renge boyandığını, 2019 seçimlerine göre daha çok sayıda siyasi partinin il, ilçe ve belde düzeyinde belediye başkanlığı kazandığını hatırlattı.

Bu tablo karşısında başkaları gibi 14 Mayıs gecesi sahnelenen "öndeyiz" müsamerelerine başvurmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Parti olarak her ne kadar hedeflerimizin uzağında kalsak da 31 Mart seçim sonuçlarını müspet karşıladık. Bizim için önemli olan Türkiye'nin ve Türk demokrasisinin kazanmasıdır. Biz siyaseti, önce milletim, önce memleketim şiarıyla yapıyoruz. Sandığın itibarına itibar katan her neticeyi, partimizin oyları ne olursa olsun, Türkiye'nin 75 yıllık çok partili demokrasi mücadelesinde aşılmış yeni bir eşik olarak görüyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın olgun duruşu, 31 Mart sonrasında siyasetin genel havasını da değiştirmiştir. Siyasi atmosferde olan yumuşama ikliminde siyasetçilerin mesajları kadar toplumda siyaset kurumuna yönelik güvenin artmasının da önemli payı vardır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu iklimin geçici bir bahar esintisi değil, Türk siyasetinin hâkim karakteri hâline gelmesini ümit ediyoruz. Samimiyetimizi ve yapıcı tavrımızı bugüne kadar muhafaza ettik. Türkiye'yi partiler arasındaki gerilim hattına mahkûm etmek isteyenlerin başta 1 Mayıs olmak üzere çeşitli oyunlarına gelmedik. Muhalefetteki muhataplarımızın da dirayetli davrandığını görüyor, bundan da ülkemiz siyaseti adına memnuniyet duyuyoruz. Siyasetçilerin sorumluluk bilinciyle hareket ederek bundan sonra sandığın itibarına gölge düşürecek sivil siyasete güveni sarsacak beyanlardan uzak duracaklarına inanıyorum."

“31 MART SEÇİM SONUÇLARINI GÖZ ARDI ETMİYORUZ”

Seçimlerde sandığa giderek oyunu kullanan vatandaşların her birine demokrasiye ve millî iradenin üstünlüğüne olan bağlılıkları sebebiyle teşekkürlerini sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, parti kurmay kadrosu nezdinde teşkilat mensupları ve dava arkadaşlarına 31 Mart seçimleri döneminde gösterdikleri gayret dolayısıyla şükranlarını sundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "31 Mart seçim sonuçlarını da göz ardı etmiyoruz. Sonuçlara dair kapsamlı iç muhasebemizi partimizin yetkili organlarında yaptık, yapıyoruz ve yapacağız" diye konuştu.

Bugüne kadar Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK), AK Parti Meclis Grubu, fikirlerine kıymet verdikleri dostları, kanaat önderleri, partide daha önce görev almış yol ve dava arkadaşları, siyaset bilimci, akademisyen ve sivil toplum temsilcileriyle farklı vesilelerle bir araya gelip görüştüklerini ve fikirlerini aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de il başkanları ve teşkilat kademelerinin diğer mensuplarıyla bir arada olduklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, istişare halkalarını genişletmeye devam edeceklerini bildirerek, "Son Merkez Yürütme Kurulu toplantımızda geleneksel istişare kampımızı çok yakın bir tarihte toplama kararı aldık. Önce milletvekillerimizle ardından da inşallah belediye başkanlarımızla bir araya geleceğiz" dedi.

“İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZDA HER ZAMAN MİLLETİMİZİ YANIMIZDA BULDUK”

Komplekse kapılmadan, eleştirilere kulaklarını asla tıkamadan bu süreci büyük bir öz güven ve şeffaflıkla yönettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir defa şu gerçeğin gayet farkındayız. Hata değil, yanlışta ısrar etmek kaybettirir. Siyasetin inişli çıkışlı serencamında esas mesele hep istikamet üzerinde kalabilmektir. Nereden geldiğinizi unutmazsanız, hedeflerinizden de kopmazsınız. Bakınız, biz siyasi hayatımız boyunca elde ettiğimiz her başarıyı, zaferle bitirdiğimiz her mücadeleyi önce Allah'ın yardımına, sonra da milletimizin desteğine, duasına ve yanımızda olmasına borçluyuz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Her zaman söylediğimiz gibi AK Parti, milletin kurduğu, tabelasını milletin astığı, siyaseti daima millet için ve milletle birlikte yapmış bir partidir. Siyasette rotamızı bugüne kadar hep milletimiz çizdi. Biz de milletin belirlediği yoldan hiçbir zaman sapmadık. İstişarelerimizi milletimizle yaptık. Derdimizi milletimize anlattık. Sorunlarımıza milletimizle birlikte çözüm aradık. Başarılarımızın sevincini yine milletimizle paylaştık. İhtiyaç duyduğumuzda her zaman milletimizi yanımızda bulduk. Millet bize bakınca kendini gördü, kendi meselelerini gördü ama aynı zamanda sıkıntılarına çözüm üretecek güçlü bir irade gördü. Toplumumuzun farklı kesimleriyle gönül köprülerimizi sağlam tuttuğumuz için bugünlere kadar alnımızın akıyla gelebildik."

“SİYASET MİLLETİN İÇİNDE MİLLETLE OMUZ OMUZA, SIRT SIRTA VEREREK YAPILIR”

Teşkilatlarını, belediyelerini, gönül kapılarını millete hiçbir zaman kapatmadıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Bugün bir kez daha açık ve net söylemek istiyorum, AK Parti milletin partisidir ve inşallah ebediyen öyle kalacaktır. Biz şafak vakti evine ekmek götürmek için yola koyulan emekçilerin, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan rızık peşinde koşan çiftçilerin, helal lokmasına haram bulaştırmayan esnafın, tüccarın, sanayicinin, vatanımız uğruna gözünü kırpmadan şehadete koşan kahramanların, Türkiye'nin aydınlık yarınlarının teminatı olan gençlerimizin, ellerini değdikleri her yeri güzelleştiren, bereketlerinden kadınlarımızın, ülkemizin başarılarını kendi başarıları olarak gören tüm mazlumların, velhasıl hangi kökene, hayat tarzına, görüşe mensup olursa olsun büyük ve güçlü Türkiye sevdalısı her bir yüreğin partisi olmayı sürdüreceğiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletle kurdukları gönül köprülerini kimsenin yıkamayacağını ifade ederek, "Siyaset milletin içinde milletle omuz omuza, sırt sırta vererek yapılır. Halkla araya mesafe koymanın, duvar örmenin, sokakla, çarşıyla, pazarla, mahalleyle bağı zayıflatmanın bizim siyaset geleneğimizde yeri yoktur. Bu konularda eksiğimiz, hatamız, problemimiz, millete karşı bir kusurumuz varsa çok açık söylüyorum, mutlaka kendimizi düzeltmemiz gerekiyor. Partimizin ve davamızın geleceği her türlü şahsi kaygının, her türlü kişisel hesabın üzerindedir" değerlendirmesini yaptı.

“KİMSE PARTİMİZE GÖNÜL VERENLERİN FEDAKÂRLIĞINI ŞAHSİ HEVES VE HESAPLARI İÇİN ZAYİ EDEMEZ”

Yerel seçim kampanya döneminde 52 ili ziyaret ettiğini, diğer vilayetlere de farklı vesilelerle defalarca gittiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: "Bu ziyaretlerimde şahit olduğum değişmez manzara şuydu, AK Parti'nin gerçekten inanmış, kendini adamış milyonlarca neferi var. Hepsi birer özveri abidesi olan bu kardeşlerimizin hakkını ödeyemeyiz. Karşılığını sadece Allah'tan bekleyerek, gece gündüz demeden koşturan samimi AK Parti neferlerinin emeğini kusura bakmayın ama kibirleri boylarını aşan muhterislere kesinlikle kurban edemeyiz. Siyasetçisiyle, kaprisli bürokratıyla, lobisiyle, çıkar gruplarıyla kimse partimize gönül verenlerin fedakârlığını şahsi heves ve hesapları için zayi edemez. Biz buna göz yummayız, rıza göstermeyiz. Bu partinin genel başkanı ve hepsinden öte bir neferi olarak böyle ağır bir vebali biz şahsen taşıyamayız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçim sonuçlarını, "Olanda hayır vardır" düsturuyla partileri, hareketleri ve davaları açısından hayra tebdil etmek için ne gerekiyorsa onu yapmaktan kesinlikle çekinmeyeceklerini belirtti.

“KIRARAK, DÖKEREK DEĞİL TAM TERSİNE BİRLEŞTİREREK, KUCAKLAYARAK İLERLEYECEĞİZ”

İstişare ve yenilenme sürecinin sonunda AK Parti olarak yola çok daha güçlü bir şekilde devam etmekte kararlı olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AK Parti'nin alametifarikası kendini daima yenileme, tazeleme, büyütme, geliştirme, yeni şartlara adapte etme kabiliyetine haiz olmasıdır. Başlatmayı kararlaştırdığımız kongre sürecimizi bunun en önemli vesilesi olarak görüyoruz. Sizlerden bu süreci zehirlemek, aramızda nifak tohumları ekmek için pusuda bekleyen fitne tüccarlarına karşı dikkatli olmanızı bekliyorum. Biz 50 yıla varan siyasi mücadelemizde attığımız adımları bugüne kadar dedikodulara göre belirlemedik, bundan sonra da belirleyemeyiz" dedi.

Temel kriterlerinin Hakk'a ve halka hizmet etmek olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletimizin nazarında ibra olan, bizim gözümüzde de başarılıdır. Milletin sınıfta bıraktığını biz de baş tacı edemeyiz. İnşallah bu süreci kılı kırk yaran bir kuyumcu titizliğiyle yürüteceğiz" diye konuştu.

AK Parti teşkilatlarına, "Kırarak, dökerek, dağıtarak değil, tam tersine toparlayarak, birleştirerek, bütünleştirerek, kucaklayarak ilerleyeceğiz" diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Saflarımızı genişletecek, sıklaştıracak, partimizi daha da büyütmenin gayretinde olacağız. Yeni isimlerle, yeni değerlerle, yeni hizmet erleriyle kadrolarımızı tahkim ederken, partimizin emektarlarına vefasızlık göstermeyeceğiz. Şunun bilinmesini isterim, bizim AK Parti'den güç devşirecek isimlere değil AK Parti'ye güç katacak, ufuk, vizyon, dinamizm, heyecan katacak şahsiyetlere ihtiyacımız var.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu anlayışla partimizin çatısı altında AK Parti rozetiyle ülkeye ve millete gerçekten hizmet etmek isteyenlere kapımızı kapatmıyoruz. Ama siyaseti kariyer basamağı olarak görenlerle yol yürünemeyeceğini de geçmiş tecrübelerimizin ışığında çok çok iyi biliyoruz. Partimizi zirveye taşıyacak isimlerle kongrelerimizi birer yeniden diriliş, yeniden şahlanış vesilesi haline dönüştürmek arzusundayız. Özünde bir gönül seferberliği olan kongremiz ancak böyle bir vizyon, kuşatıcılık ve hassasiyetle yürütülmesi durumunda bekleneni verebilir” dedi.

“MİLLETİMİZ BİZDEN DAHA ÇOK ÇALIŞMAMIZI BEKLİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin Türk siyasi hayatına damga vurduğunu ve üye sayısı itibarıyla Türkiye'nin en büyük ailesi olduğunu belirterek, "21 yıllık iktidarlarımız bu dönemde bizden önce yapılan hizmet ve eserlerin katbekat fazlasını ülkemize kazandırmış bir hükûmetiz. Nasıl Türkiye'nin son 21 yılına mührümüzü bastıysak inşallah geleceğine de yine biz yön vereceğiz" ifadelerini kullandı.

Salonda bulunan partililerin her birinin, Türkiye Yüzyılı'nın inşasına emeğiyle, alın teriyle ve mücadelesiyle katkı sunan millet sevdalıları olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu milletin özü, aslı sizsiniz. Milletimiz, bizden daha çok çalışmamızı güç ve enerji toplamış bir şekilde yeniden yola revan olmamızı bekliyor. Şimdi her zamankinden daha fazla birbirimize tutunacağız, daha fazla sarılacağız, daha fazla kucaklaşacağız. Niyet hayır, akıbet hayır diyoruz. Rabbim birliğimizi beraberliğimizi dayanışmamızı daim eylesin" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda, AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığını, Türk Kızılay ile hayata geçirdiği kan bağışı projesi için tebrik ederek, "Kan acil değil, sürekli ihtiyaç prensibiyle, sağlığı elveren tüm dava arkadaşlarımı kan bağışı yapmaya davet ediyorum. Kan bağışı kampanyamıza destek veren tüm kardeşlerimize, vatandaşlarımıza, parti teşkilatımıza, Kızılay çalışanlarına ve teşkilatlarına teşekkür ediyorum" dedi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, KAN BAĞIŞI KAMPANYASINA KATILANLARI ZİYARET ETTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı öncesinde AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığı tarafından Genel Merkez’de düzenlenen kan bağışı kampanyasına katılanları ziyaret etti. Kan bağışında bulunanlarla bir süre sohbet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlarla hatıra fotoğrafı çektirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada, İstanbul'da Aralık 2023'te düzenlenen Avrupa Wushu Kungfu Şampiyonası'nda şampiyon olduktan sonra podyumda Filistin bayrağı açarak dabke dansı yatığı için


İngiltere Başbakan Yardımcısı Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan'ın dönüşümünü desteklemeye kararlıyız

İngiltere Başbakan Yardımcısı Oliver Dowden, Şarku'l Avsat'a özel açıklamalarda bulundu. (Şarku’l Avsat)
İngiltere Başbakan Yardımcısı Oliver Dowden, Şarku'l Avsat'a özel açıklamalarda bulundu. (Şarku’l Avsat)
TT

İngiltere Başbakan Yardımcısı Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan'ın dönüşümünü desteklemeye kararlıyız

İngiltere Başbakan Yardımcısı Oliver Dowden, Şarku'l Avsat'a özel açıklamalarda bulundu. (Şarku’l Avsat)
İngiltere Başbakan Yardımcısı Oliver Dowden, Şarku'l Avsat'a özel açıklamalarda bulundu. (Şarku’l Avsat)

İngiltere Başbakan Yardımcısı Oliver Dowden, Birleşik Krallık'ın Suudi Arabistan'daki dönüşüm sürecini desteklediğini vurgulayarak, “Suudi Arabistan'daki sosyal, ekonomik ve kültürel dönüşüm şu anda dünyamızdaki en önemli ve olağanüstü hikayelerden biri” dedi.

Riyad'da düzenlenen Great Futures Initiative Konferansı’nda 400'den fazla kişiden oluşan büyük bir iş heyetine liderlik eden Dowden, Suudi Arabistan'ın dünyadaki en büyük girişimlerden bazılarına ev sahipliği yaptığını söyledi. Dowden Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ülkesinin Vizyon 2030'u desteklemekle kalmayıp bunun bir parçası olmak istediğini belirtti.

Dowden, iki gün sürecek Great Futures Initiative Konferansı’nın, biyomineraller ve ileri teknolojinin yanı sıra Birleşik Krallık ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) arasında planlanan serbest ticaret anlaşması da dahil olmak üzere birçok sektörde daha fazla yatırım yapılması için bir forum görevi üstlendiğini belirterek, bir yıl süren bu girişimin artık bir vizyon değil, Birleşik Krallık'ın desteklemede kilit bir ortak olmaktan gurur duyduğu bir eylem planı olduğunu ifade etti. Dowden, “Ayrıca iki ülke arasındaki mevcut 17 milyar sterlinlik ikili ticareti 2030 yılına kadar 30 milyar sterline çıkarmayı umuyoruz” ifadesini kullandı.


İsrail'den Mısır'ın Gazze müzakerelerinde arabuluculuktan çekilmesine karşı uyarı

Cibaliye'den kaçan Filistinliler (AFP)
Cibaliye'den kaçan Filistinliler (AFP)
TT

İsrail'den Mısır'ın Gazze müzakerelerinde arabuluculuktan çekilmesine karşı uyarı

Cibaliye'den kaçan Filistinliler (AFP)
Cibaliye'den kaçan Filistinliler (AFP)

İsrail gazetesi Haaretz bugün (Çarşamba) İsrailli yetkililerin, Mısır'ın Refah sınır kapısının Filistin tarafını kontrol etmesinin ardından Mısır ve İsrail arasındaki "krizin" kötüleşmesi nedeniyle, Mısır'ın Gazze’de ateşkes anlaşmasına aracılık etme ve tutukluları serbest bırakma çabalarından çekilebileceği uyarısında bulunduğunu bildirdi. Gazete İsrailli yetkililerin krizin çözülmemesi halinde, Mısır ile İsrail arasında savunma ve istihbarat alanlarındaki iş birliğinin azalabileceğine ilişkin endişelerini dile getirdiklerini aktardı.

İsrailli yetkililer ayrıca Gazze'de çatışmaların devam etmesi ve İsrail ile Hamas arasında anlaşmaya varılması yönündeki görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanmasıyla, Mısır ile İsrail ilişkilerindeki krizin daha da kötüleşebileceğinden korktuklarını dile getirdiler.

İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, Mısır'ı Refah sınır kapısını kapatmakla suçlamış ve Kahire'nin Gazze'de insani bir krizi önlemenin "anahtarını elinde tuttuğunu" söylemişti. Katz, “Dünya (Gazze'deki) insani durumun sorumluluğunu İsrail'in omuzlarına yüklüyor. Ancak Gazze'de insani krizi önlemenin anahtarı artık Mısırlı dostlarımızın elinde" ifadelerini kullandı.

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri bu açıklamaları eleştirdi ve ülkesinin "İsrail tarafının gerçekleri çarpıtma ve sorumluluktan kaçma politikasını" kategorik olarak reddettiğini vurgulayarak, "Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin şu anda karşı karşıya olduğu insani felaketin tek sorumlusunun İsrail olduğunu" söyledi.


Atina'daki Filistin yanlısı öğrenci protestolarında 28 kişi gözaltına alındı

Yunan polisi, Atina Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki öğrenci ve aktivistleri tahliye etti (EPA)
Yunan polisi, Atina Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki öğrenci ve aktivistleri tahliye etti (EPA)
TT

Atina'daki Filistin yanlısı öğrenci protestolarında 28 kişi gözaltına alındı

Yunan polisi, Atina Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki öğrenci ve aktivistleri tahliye etti (EPA)
Yunan polisi, Atina Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki öğrenci ve aktivistleri tahliye etti (EPA)

Yunan polisinin açıklamasına göre Atina Hukuk Fakültesi'nde "Filistin'le dayanışma amacıyla" dün başlayan öğrenci oturma eylemine polisin müdahale etmesinin ardından bugün (Salı) Yunanistan'da dokuzu yabancı olmak üzere 28 kişi gözaltına alındı.

Polis açıklamasında bu kişilerin "kamu düzenini bozmak, mülke zarar vermek ve itaatsizlik" suçlarından gözaltına alındıkları belirtti.

Fransız Haber Ajansı AFP'nin haberine göre polis, gözaltına alınan yabancı uyrukluların; bir İspanyol, üç Fransız, iki Alman, iki İtalyan ve birinin İngiliz olduklarını ve Yunanistan'ın başkentindeki hukuk fakültesiyle "hiçbir bağlantıları olmadığını" açıkladı.

Son dönemde Atina, Gazze Şeridi'nde devam etmekte olan savaşı protesto etmek amacıyla çoğunlukla sol gruplar tarafından düzenlenen ve büyük çaplı şiddet içermeyen Filistin yanlısı gösterilere tanık oldu.

Amerikan üniversitelerini kampüslerindeki Filistin yanlısı harekete ilave olarak, öğrenciler ayrıca Avrupa'da, özellikle Paris, Berlin ve İsviçre'de üniversite binalarını işgal etti veya kapattı. Bu eylemlerden bazılarında öğrenciler güvenlik güçleri tarafından üniversite kampüslerinden tahliye edildiler.


Biden’dan İsrail'in kuruluşunun yıldönümünde mektup: İsrail'in güvenliğine olan bağlılığımız sarsılmaz

İsrail'in kuzeyindeki Şifa Amr kentinde Nekbe’nin yıldönümü için yürüyüş düzenlendi, 14-05-2024 (AFP)
İsrail'in kuzeyindeki Şifa Amr kentinde Nekbe’nin yıldönümü için yürüyüş düzenlendi, 14-05-2024 (AFP)
TT

Biden’dan İsrail'in kuruluşunun yıldönümünde mektup: İsrail'in güvenliğine olan bağlılığımız sarsılmaz

İsrail'in kuzeyindeki Şifa Amr kentinde Nekbe’nin yıldönümü için yürüyüş düzenlendi, 14-05-2024 (AFP)
İsrail'in kuzeyindeki Şifa Amr kentinde Nekbe’nin yıldönümü için yürüyüş düzenlendi, 14-05-2024 (AFP)

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'in kuruluşunun 76’ncı yıldönümü vesilesiyle İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’a gönderdiği mektupta İsrail'in güvenliğine olan bağlılığının sarsılmaz olduğunu vurguladı. Biden, mektupta “İsrail'in güvenliğine olan bağlılığım sarsılmazdır ve birlikte çalışmamız kritik önem taşıyor” dedi.

Mektubun devamında şu ifadeler yer aldı:

“ABD İsrail ile olan kalıcı ilişkisinden gurur duyuyor. İsrail'i 1948 yılında bağımsız bir devlet olarak tanıyan ilk ülke olarak ilişkilerimiz paylaşılan demokratik değerler, ortak çıkarlar ve benzer bir kültürel yakınlık üzerine inşa edildi. Geçtiğimiz yıl, İsrail'in 7 Ekim 2023'te tarihinin en büyük saldırısına uğraması nedeniyle son derece acı verici bir yıl oldu. Ancak İsrail halkı olağanüstü bir güç ve direnç gösterdi. ABD’nin İsrail'in güvenliğine olan bağlılığı sarsılmaz. İsrail'in ve tüm bölgenin güvenliğini artırmak için ülkelerimizin birlikte çalışması kritik önem taşıyor. Ülkelerimizin halklarımız için daha iyi bir gelecek yaratmak üzere birlikte çalışmaya devam etmelerini temenni ediyorum. Umarım önümüzdeki yıl acı yerine daha fazla barış ve neşe getirir.”

sdfvbrtg
ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz temmuz ayındaki ziyareti sırasında İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile Ben Gurion Uluslararası Havalimanı'nda bir arada (Arşiv - Reuters)

Biden'ın mektubunu şöyle sürdürdü:

“Hamas saldırısının ardından açıkça ifade ettiğim üzere, hayatım boyunca İsrail'i destekledim ve savaş sırasında İsrail'i ziyaret eden tek ABD Başkanı oldum. ABD'nin İsrail'in güvenliğine olan bağlılığı sarsılmazdır.”

İsrail, Filistin halkı için ‘Nekbe’ (Büyük Felaket) adıyla anılan bir felaket olan kuruluşunun 76’ncı yıldönümünü kutluyor.

 Öte yandan Fetih Hareketi (El Fetih) dün Nekbe'nin 76’ncı yıldönümünde yaptığı açıklamada Filistin’in silinemeyeceğini, Filistin halkının iradesinin kırılamayacak kadar güçlü ve geri dönüş hakkını, kendi kaderini tayin hakkını, özgürlüğü ve ulusal bağımsızlığı koruma konusundaki kararlılıklarının sarsılmaz olduğunu vurguladı.

xcdvfe
Refah yakınlarındaki güney sınırında askeri teçhizatı inceleyen İsrail askerleri, 1 Mayıs 2024 (AP)

Uluslararası toplumun, Filistin halkının maruz kalmaya devam ettiği adaletsizlik ve başına gelen tüm felaketlerden dolayı tarihi bir sorumluluk taşıdığı belirtilen açıklamada “Bu felaketlerin sonuncusu işgalci İsrail tarafından en iğrenç yöntem ve görüntülerle yürütülen Gazze Şeridi'ndeki halkımıza karşı barbarca imha savaşıdır. Batı Şeria’da ve Kudüs'te de savaşla bağlantılı olarak, mücrim işgalci hükümetin desteğiyle terörist yerleşimcilerin saldırılarını arttı” denildi.

gtynu
ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilci Yardımcısı Robert Wood, BM Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Filistin Devleti'ne tam üyelik verilmesine ilişkin oylama sırasında veto yetkisini kullanırken (BM)

El Fetih açıklamasında Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve anavatanına geri dönme hakkının neden reddedildiğini ve Filistin Devleti'ne neden BM’de tam üyelik verilmediğini sordu.

Fetih Hareketi, Filistin halkının başına gelen Nekbe'den tarihi ve ahlaki olarak İngiltere'yi sorumlu tutuyor. İngiltere 1917 yılında uğursuz Balfour Deklarasyonu’nu yayınlayan ülkeydi. Sözünü yerine getirmek için Filistin'i işgal eden İngiltere, 1948 yılında haritadan silinen Filistin ve halkı pahasına İsrail'in kurulmasını desteklemişti.

ABD'nin Balfour Deklarasyonu'nun hazırlanmasında ve Filistin halkının uğradığı Büyük Felaket’e (Nekbe) ortak olduğunu vurgulayan El Fetih, açıklamasında “Bugün İsrail'in Gazze'deki soykırım savaşının devam etmesinin asıl sorumlusu ABD'dir. Eğer isterse bunu derhal durdurmak da onun elindedir” dedi. El Fetih, Washington'ın bir yandan iki devletli çözüm konusunda istekli olduğunu iddia ederken diğer yandan İsrail'i ölümcül silahlar ve mühimmatla destekleyerek ve Filistin halkına yönelik saldırganlığını siyasi olarak, uluslararası forumlarda ve BMGK’da veto hakkını kullanıp örtbas ederek siyasi ikiyüzlülük yaptığını söyledi.

nhthn
Nekbe Günü'nde Batı Şeria'nın Ramallah şehrinde yürüyüş yapan Filistinliler (Arşiv)

El Fetih, ABD'yi uluslararası hukuku ve iki devletli çözümü korumak istiyorsa savaşı durdurmak için derhal harekete geçmeye çağırdı.

Öte yandan İsrail'de her yıl düzenlenen ve canlı olarak yayınlanan meşale yakma töreni bu yıl ilk kez önceden kaydedilerek banttan yayınlandı.

Times of Israel'e göre Başbakan Binyamin Netanyahu'nun videolu mesajı haricinde, önceki yılların tam aksine oldukça kasvetli bir hava vardı.

Her yıl canlı gerçekleştirilen tören bu yıl hükümet organizatörlerinin birçok anma günü töreninde görülen taciz olaylarından kaçınmak istedikleri gerekçesiyle önceden kayda alındı.

Netanyahu, İsrail tarihinden ve Gazze savaşından görüntülerin yanı sıra kendisinin ve eşi Sara'nın görüntülerinin de yer aldığı neşeli bir müzik eşliğinde hazırlanan video kaydında, “Bu ruh sayesinde düşmanlarımızı yendik ve varlığımızı güvence altına aldık. Bugün daha da güçlüyüz. Bu sıradan bir Bağımsızlık Günü değil. Savaş halen tüm hızıyla devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Meşale yakma töreni, ülke tarihinde İsraillilere yönelik tek günlük en büyük saldırıyı sırasında iktidarda olan bir hükümetin böyle bir tören düzenlememesi gerektiğini düşünenlerin büyük protestoları arasında gerçekleşti. Hamas Hareketi’nin Gazze'de devam eden savaşın fitilini ateşleyen 7 Ekim'deki saldırıda yaklaşık bin 200 İsrailli ölmüş ve 252 İsrailli rehin alınmıştı.

yumö
Gazze'de rehin tutulan İsraillilerin aileleri geçtiğimiz perşembe günü Tel Aviv'de rehinelerin serbest bırakılmaları için yürüdüler (Reuters)

Her yıl düzenlenen geleneksel törene karşı çıkanların başında rehinelerin yakınları ile Gazze ve Lübnan sınırındaki çatışmalarda yakınlarını kaybeden ya da evlerinden olan aileler geliyor.

Bazıları Binyamina beldesinde bin kadar İsraillinin katıldığı alternatif bir meşale yakma törenine öncülük ederken 100 bin kişi de Tel Aviv'de İsraillilerin ‘Rehine Meydanı’ adını verdikleri alanda hüzünlü bir toplantıda bağımsızlık gününü kutlamak üzere diğer rehine ailelerine katıldı.

Biden, mektubundan kısa bir süre önce İsrail'e gönderilmesi planlanan bir silah sevkiyatını iptal etmiş, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta nüfusun olduğu bölgeleri etkileyen saldırısında İsrail'e silah tedarikinde bulunmayacağını duyurmuştu.

gtynjukı
Anthony Blinken geçtiğimiz çarşamba günü Tel Aviv'deki otelinin önünde Hamas’ın elindeki rehinelerin aileleriyle görüşürken (AFP)

Biden yönetiminin İsrail'e ağır bombaların sevkiyatını erteleme kararına rağmen ABD'nin İsrail Büyükelçisi Jacob J. Lew, İsrail ile ABD arasındaki ‘temel ilişkide hiçbir şeyin değişmediği’ konusunda ısrarcıydı. Lew, 7 Ekim'deki Hamas saldırısının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana Washington'dan Tel Aviv'e yapılan askeri yardımın arttığına dikkati çekti.

ABD’li Büyükelçi, İsrail televizyonu Kanal 12'ye yaptığı açıklamada sadece bazı mühimmatların tedarikinin dondurulduğunu ve diğer her şeyin tedarikinin devam ettiğini vurguladı.

İki tarafın ‘bu konuda konuşmaya devam etmesi’ gerektiğini belirten Büyükelçi Lew, büyük çaplı bombaların ve ağır bombaların, özellikle de bunların yoğun nüfuslu alanlarda kullanılma potansiyelinin olduğu durumlarda, kullanımına ilişkin birtakım sorunlar olduğunu söyledi.

İki ülke arasındaki ilişkilerde hiçbir değişikliğin olmadığını bir kez daha vurgulayan Lew, “İlişkimizde köklü bir değişiklik olduğunu düşünmek yanlış olur” şeklinde konuştu.

Büyükelçi Lew, Biden'ın İsrail'in nüfusun olduğu yerlere girmesi halinde silah tedarikini kesme niyetiyle ilgili bir soruya “Başkan, yoğun nüfuslu bir bölgede geniş çaplı bir kara harekatının iyi bir fikir olmadığına inandığını söylüyor. Özellikle 900 kilogramlık bombaların bu ortamda kullanılmaması gerektiğini ifade etti” dedi.

Ancak Biden'ın İsrail'in şimdiye kadar Refah'ta ABD'nin karşı çıktığı türden büyük bir kara harekatı gerçekleştirmediğini açıkça belirttiğini de sözlerine ekleyen Lew, “Şimdiye kadar Refah’a kara saldırısı meselesi anlaşmazlık noktasına girmedi. Umarım bundan sonra da girmez” diye konuştu.


İngiltere’de Yahudi toplumuna saldırı planlamakla suçlanan üç kişi mahkemeye çıktı

İngiliz polisi: Din ve ırk farkı gözetmeksizin herkes kendini güvende hissetmeli. (Reuters)
İngiliz polisi: Din ve ırk farkı gözetmeksizin herkes kendini güvende hissetmeli. (Reuters)
TT

İngiltere’de Yahudi toplumuna saldırı planlamakla suçlanan üç kişi mahkemeye çıktı

İngiliz polisi: Din ve ırk farkı gözetmeksizin herkes kendini güvende hissetmeli. (Reuters)
İngiliz polisi: Din ve ırk farkı gözetmeksizin herkes kendini güvende hissetmeli. (Reuters)

İngiltere'nin kuzeybatısındaki Yahudi toplumunu hedef alan silahlı bir saldırı hazırlığında olmakla suçlanan üç kişi Westminster Sulh Ceza Mahkemesi’ne çıkarıldı.

Şarku’l Avsat’ın BBC'den aktardığı habere göre, 36 yaşındaki Velid es-Saadavi ve 50 yaşındaki Ammar Hüseyin, 13 Aralık 2023 ile 9 Mayıs 2024 tarihleri arasında terör eylemleri hazırlamakla suçlandı.

Es-Saadavi'nin kardeşi 35 yaşındaki Bilal, suçsuz olduğunu ve iddia edilen planlar hakkında kendisine hiçbir bilgi verilmediğini söyleyerek ağladı.

Duruşmada sanıkların Yahudi cemaati, emniyet güçleri ve ordu mensupları arasında otomatik silahlar kullanarak çok sayıda kişinin ölümüne yol açmayı amaçlayan ‘DEAŞ esintili’ bir saldırı planladıkları söylendi.

Üç sanığın her biri ayrı duruşmalarda sanık sandalyesine oturdu.

Hüseyin Arapça tercüman kullandı, ancak kendisini temsil edecek bir avukatı yoktu. Yargıç kendisine kefalet başvurusunda bulunmak isteyip istemediğini sorduğunda, “Ne isterseniz yapın” ifadesini kullandı. Bilal es-Saadavi'nin avukatı ise müvekkilinin bir ‘aile babası’ olduğunu ve iddia edilen planlardan haberi olmadığını söyledi. Dava 24 Mayıs'ta görülecek duruşmaya ertelendi.

Üç sanık 8 Mayıs'ta Manchester'da gözaltına alınmıştı.

Emniyet Müdürü Yardımcısı Rob Potts yaptığı açıklamada, davanın ayrıntılarının ‘Manchester ve ötesindeki topluluklar üzerinde önemli bir etkisi olacağını’ belirtti ve “Dini ya da etnik kökeni ne olursa olsun herkes kendini güvende hissetmeli” ifadesini kullandı.

Suçlamalarla ilgili olarak Potts, “Şu ana kadar attığımız adımlar uzun ve dikkatli bir şekilde yönetilen bir soruşturmanın ardından geldi ve bu vakayla ilgili olarak kamu için daha geniş bir risk olduğuna inanmıyoruz” şeklinde konuştu.


Cibaliye: İsrail Hamas'a baskı yapıyor ve esirleri arıyor

Cibaliye'den ayrılan Filistinliler (AFP)
Cibaliye'den ayrılan Filistinliler (AFP)
TT

Cibaliye: İsrail Hamas'a baskı yapıyor ve esirleri arıyor

Cibaliye'den ayrılan Filistinliler (AFP)
Cibaliye'den ayrılan Filistinliler (AFP)

İsrail tankları, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinin derinliklerine ve kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’nın dış mahallelerine ilerleyerek yedi aydır devam eden saldırıları şiddetlendirdi.

Refah saldırısı bir süredir beklenirken, İsrail'in geçen yılın sonundan bu yana Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas'ı yenilgiye uğrattığını iddia etmesi nedeniyle operasyonların Cibaliye Mülteci Kampı’na geri dönmesi sürpriz oldu. Şarku’l Avsat, İsrail güçlerinin Cibaliye Mülteci Kampı’na saldırmak için yeni bir taktik benimsediğini ve büyük ölçüde ıssız olan doğu sınır bölgesinden ilerlemeye çalıştığını gözlemledi. İsrail'in, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki ana kalesini hedef alarak Hamas üzerinde daha fazla baskı kurmak ve takas anlaşması müzakerelerinde taviz vermeye zorlamak istediği açık.

Şarku’l Avsat’a konuşan saha kaynakları, Gazze Şeridi'nin merkezinde bulunan Han Yunus'ta ve kuzeydeki çeşitli bölgelerde esirlerine ulaşamayan İsrail'in, şimdi onları Cibaliye Mülteci Kampı’nda bulmayı umduğunu söyledi. Daha önce öldürülen ve kampın batısındaki el-Faluca Mezarlığı’na gömülen esirlerin cesetlerinin bulunduğu biliniyor.

İsrail tankları aynı zamanda doğudaki Refah Sınır Kapısı’ndan ilerleyerek, Selahaddin Caddesi'ni geçip bir milyondan fazla Filistinlinin hava ve topçu ateşi altında toplandığı batı ve orta Refah bölgelerine girdi.

Bu arada Beyaz Saray, Başkan Joe Biden'ı İsrail'e yüksek güçlü bomba sevkiyatının askıya alınmasını iptal etmeye zorlamayı amaçlayan, Cumhuriyetçilerin öncülüğündeki yasa tasarısına şiddetle karşı çıktı.