Hamadi Muammeri
Kaderiyle yüzleşmeye başlayan Raşid el-Gannuşi’ye muhalif sesler artarken, partisi Tunus Nahda Hareketi de Gannuşi’nin müttefiklerinin hareketin Yürütme Ofisi seçimlerinde düşüş yaşaması sonrasında hareketli günler geçiriyor.
Nahda Hareketi, 2 Ocak Cumartesi günü Şura Konseyi’nin 74’üncü oturumunun ardından 17 üyeli yürütme ofisinin yeni yapısını ilan etti.
Gannuşi kaybediyor
Sonuçlar, başta eski Dışişleri Bakanı damadı Refik Abdusselam, eski Ulaştırma Bakanı Enver Maruf, eski Şura Konseyi Başkanı Fethi el-Ayadi ve eski Ekonomi Bakanı Rıda es-Saidi başta olmak üzere Gannuşi’ye yakın bir dizi liderin düşüşünü ortaya koydu.
Yeni Yürütme Ofisi’nde, başta Nahda Hareketi’nde iç muhalefetin lideri olarak kabul edilen eski Sağlık Bakanı Abdullatif el-Mekki olmak üzere Gannuşi’ye muhalif olan liderlerin yükselişi yaşandı.
Peki bu sonuçlar, Gannuşi’nin siyasi geleceğini ve sembolik değerini ne ölçüde etkileyecek?
Diğer yükselen adımlar
Tunus Üniversitesi’nde Siyaset Felsefesi Profesörü Ferid el-Alibi, Gannuşi’nin bu sonuçların ardından Nahda’nın içerisindeki sembolik konumunu kaybettiğini belirtti.
Alibi, yaşadığı sembolik kayıp göz önüne alındığında bir sonraki konferansta Gannuşi’nin varlığının güven verici olmayacağını dile getirdi. Yaklaşık yarım asırdır hareketin başında olduğunu belirten Ferid el-Alibi, bu durumun büyük bir utanç kaynağı olduğuna dikkati çekti.
Alibi, gelecek dönemde Gannuşi’ye muhalif tarafta başka yükselme adımlarının daha olacağını söylerken, kendi grubu tarafından hedef alındığını gördüğü için durumun, hareketin bütünlüğünü kaçınılmaz olarak etkileyen ardışık istifa dalgasını açıkladığını kaydetti.
Öfke akışı büyüdü
Gazeteci ve siyasi analist Yusuf el-Vaslati, özellikle Gannuşi’nin Nahda liderliğinden kopması çağrısı yapan ‘yüzler grubunun’ ortaya çıkmasından sonra bu sonuçların, hareket üzerinde doğrudan bir etkisi olacağını vurguladı. Grubun söz konusu çağrısı, Bölüm 31’de ‘hiçbir üyenin arka arkaya iki dönemden fazla parti başkanlığını üstlenme hakkına sahip olmadığını’ öngören iç hukuk uyarınca yapıldı.
Vaslati, Şura Konseyi Başkanı Abdulkerim el-Haruni ve Gannuşi’nin damadı Refik Abdusselam liderliğindeki iç çatlağı iyileştirmek ve hareketin liderinin özellikle dış ilişkiler açısından prestijli statüsünü koruma girişiminde bulunmak için harekette uzlaşmacı bir akımın ortaya çıkması gerektiğini söyledi. Yetkili ayrıca, bu akımın görevinde başarısız olduğuna dikkati çekti.
Yusuf el-Vaslati, hareket içerisinde öfke akışının büyümeye başladığını ve bu durumun, özellikle de yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde siyasi hırsları olan parti başkanını olumsuz etkileyeceğini vurguladı.
Vaslati’ye göre Gannuşi, Tunus’taki demokratik hareketin güvence verdiği evrensel bir figür değil, ancak Nahda’daki sembolik pozisyonunu korumak istiyor.
Vaslati, adamın güçlü dış ilişkileri göz önüne alındığında hareketin, Müslüman Kardeşler içerisindeki merkezi bir ismi kaybedebileceğini öne sürdü.
Yusuf el-Vaslati, hareket içerisindeki çatlak olasılığını uzak görürken, gelecek dönemde hareket içerisindeki sahnenin değişmesinin de muhtemel olduğunu kaydetti.
Hareket, liderliğin değişmesi gerektiğine inanıyor
Haruni yaptığı basın açıklamasında, hareketin Yürütme Ofisi seçimlerinin içerideki demokratik uygulamayı yansıttığını söyledi. Nahda konferansının, ‘gençlere ve kadınlara çekici gelmek için projelerini yenileyecek ulusal bir etkinlik’ olduğuna dikkati çeken Abdulkerim el-Haruni, başkanı da dahil olmak üzere bünyesindeki herkesin Temel Yasa’ya bağlı olduğunu ekledi.
Haruni, Nahda’nın, liderliğinin değişmesi gerektiğine inandığını, bunun bir sonraki konferansta yeni bir başkanın seçilmesiyle olacağını dile getirirken, bunun liderliği Gannuşi’den almak anlamına gelmediğini belirtti. Haruni ayrıca, bu durumun liderin hareket liderlinin üzerinde olduğu anlamına da gelmeyeceğini vurguladı.
Yeni istifalar
Nahda, birçok partinin bölünmelere ve çatlaklara tanık olduğu Tunus’taki siyasi sahnede en uyumlu parti olmakla övünüyordu. Ancak yaklaşık 1 yıl önce ilk sıradaki liderler arasında mevcut başkana karşı gelişen bir dizi istifaya tanık oldu. Son olarak ise hareket liderlerinden ve Şura Konseyi içerisindeki Politikalar Komitesi üyesi Arabi el-Kasimi istifa etti.
İstifa metninde, “Onuncu konferanstan sonra reform vaatleri önemsenmedi. Yerine felaketler ortaya çıktı. Bu da durumu daha da kötüleştirdi” ifadelerine yer verildi.
Mart 2020’de 1980’den bu yana hareketin en önde gelen liderlerinden biri olan Abdulhamid el-Celasi, Gannuşi’nin hareket üzerindeki hakimiyetini protesto etmek için istifa etti.
Nihayetinde Nahda Hareketi, Gannuşi’nin lider olarak varlığının devam etmesi hususunda iç anlaşmazlıklarla dolu yeni bir yıla giriyor. Gannuşi yönetimine karşı seslerin artması ise bu yıl içinde hararetli bir seçim konferansının yaşanacağına işaret ediyor.