Lübnan halkı son 50 yılın en büyük krizini yaşıyor

Lübnan’da eski nesiller savaş günlerinde dahi daha iyi yaşam koşullarının olduğunu ifade ediyor

Lübnan halkı son 50 yılın en büyük krizini yaşıyor
TT

Lübnan halkı son 50 yılın en büyük krizini yaşıyor

Lübnan halkı son 50 yılın en büyük krizini yaşıyor

Meryem Şahin (72) Lübnan tarihinde dört kriz yaşadı. Ama günümüzde yaşadığı ‘aşağılanma, baskı ve korkuyu’ yaşamadığını ifade ediyor. “Her şey boldu” diyen Şahin, savaş döneminde yalnızca bir kez ekmek sıkıntısı yaşadıklarını söyledi. Şahin ayrıca, bu durumun da kendisini ve komşularını buğday almaya, öğütmeye ve ekmek hazırlamaya yönlendirdiğini ifade etti.
Meryem Şahin, Lübnan’ın son altmış yılda yaşadığı krizleri mevcut krizle karşılaştıran Lübnanlılardan biri. Lübnan halkı, çözümler üzerindeki siyasi kapanış, satın alma gücünün kıtlığı, temel malzemelerin kesintiye uğraması, yüksek yaşam maliyetleri ve güvenlik gerilimleri ışığında muğlaklık ve belirsizlikle çevrili benzer bir kriz yaşamadı. Bu krizler geçmişte ara ara Lübnan’ı vursa da bugün olduğu gibi değildi.
Şahin, dün ve bugün arasında zamanın değiştiğini inkâr etmiyor. “İhtiyacımız olan her şey boldu” diyen Meryem Şahin, şu anda tanık oldukları düzeyde elektriğin kesilmediğini ve lambaları yakmak için gazyağının mevcut olduğunu dile getirdi. Krizler, kaymakamlar, ‘Beyrut kabadayıları’ gibi yerel unsurlar ve sivil toplum kuruluşları, savaşlar sırasında bunların sağlanmasında rol oynadı.
“Durum daha iyiydi. Bir devlet vardı” diyen Selim Saad (68) ise şu anki durumun savaş günlerinde dahi Lübnan’da yaşanmadığını söyledi. İki yıllık savaşın kendilerini işlerinden uzak durmaya zorladığını açıklarken, ancak bu zorlu dönemin ardından geri döndüklerinde ‘devletin, işvereni 22 ay maaşlarının yarısını ödemeye zorladığını’ vurguladı. Selim, “Koronavirüs döneminde işveren bizi maaşlarımızdan mahrum etti ve şu an devlet bizi korumadığı için dava açamıyoruz” dedi.
Selim Saad, zayıflayanın yalnızca devlet olmadığını söylerken, “Savaş başladığında Beyrut’ta Korniş en-Nehr bölgesinde yaşıyorduk. Komşular birbirlerinden ayrılmıyordu. Haberler kesilirse karşılıklı bilgi alışverişi yapıyorduk. Birimizin derdi olsa bütün komşular milislerin karşısına çıkıyordu. Bugün ise insanlar krizden faydalanıyor. Örneğin karaborsada benzin satan birini, bugün 270 bin Lübnan lirası değerinde 10 litre galon almaya mecbur bıraktık” dedi. Resmi fiyat ise 20 litre için 75 bin lira. Bu durum, günümüzde insanların mevcut yardım ve mallar için savaşıyor olmasının yanı sıra en belirgin değişken. Bu, insanların mevcut mallar için savaşmayıp birbirlerine yardım etmeye özen gösterdikleri geçmişte tanık olunmayan bir şeydi.
Tony Yusuf, Lübnanlıların geçmişte bugün yaşadıkları kötü hayatı yaşamadıklarını, şu an krizlere uyum sağlayamadıklarını ve kabul edilebilir bir yaşam standardına alıştıklarını söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan Yusuf, “Şu an yaşamın gereklerini sağlamak ve bunlara sahip olabilmek açısından bir önceki dönemde elde edilen her türlü ayrıcalık ortadan kalktı” dedi.
Savaş döneminde Lübnanlılara verilen insani, sağlık ve eğitim desteği gibi çeşitli nedenlerin ışığında acı, bu boyuta ulaşmadı. Lübnanlılar, uluslararası kurumların o dönemde birçok şeyi telafi ettiğini söylerken, krizin ‘dış finansal kıtlık, Lübnan devletinin finansal yeteneklerinin tükenmesi ve iş dünyasındaki gerileme ışığında’ şu an daha zor olduğunu dile getirdi.
Lübnanlı Mikhail Hamati (72) başkent Beyrut’ta bulunan bir fırına gittiğinde uzun kuyruğu görünce şaşırdı ve ülkedeki akaryakıt, ilaç ve temel malzeme krizlerine atıfta bulunarak, “Ülkede hiçbir şey kalmadı” dedi.
AFP’ye göre, Lübnanlıların çoğu arabalarını hareket ettirecek yakıt bulamadığından, bugün Beyrut sokakları her zamankinden daha sakindi.
Haftalar önce başlayan yakıt krizi, Merkez Bankası’nın akaryakıt sübvansiyonların kaldırma kararını açıklamasıyla doruk noktasına ulaştı.
Her şey akaryakıtla ilgili olduğundan ve sübvansiyonların yükseltilmesi fiyatların önemli ölçüde artabileceği anlamına geldiğinden, bu duyuru halk arasında paniğe neden oldu.
Beyrut ve diğer bölgelerdeki bazı fırınlar kapılarını kapatırken, diğerleri gerekli dizel yakıt kıtlığı ışığında satış yapmaya çalışıyor.
2019 yazından bu yana Lübnan, Dünya Bankası’na göre 1850’den bu yana dünyada yaşanan en kötü ekonomik krizlerden birini yaşıyor.
Bankalar mevduatlara limit koyuyor, dövizler piyasada tükeniyor ve Lübnan yerel para birimi dolar karşısında değer kaybediyor.
Çöküş, ağırlıklı olarak elektrik gibi yıpranmış sektörleri vurdu. Özellikle sağlık sektörü, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) patlak vermesinden sonra tökezledi ve ardından yüzlerce doktor ve hemşire ülkeden göç etti.
Son olarak, zorunlu rezervin azalmasıyla birlikte mali bozulma ve ithalat kredisi açılamaması nedeniyle tıbbi ekipman ve ilaç sıkıntısı yaşanmaya başlandı.
Son iki gün boyunca ve sübvansiyonların kaldırılması ve yakıt kıtlığı hakkındaki haberlerin etkisiyle vatandaşlar ekmek bulmakta güçlük çekmeye başladı.
Fırın sahipleri, fırınlar ve değirmenleri çalıştırmak için yeterli mazotları olmaması halinde ekmek krizi yaşanabileceği konusunda haftalardır uyarıyor.
Fırıncılar Sendikası başkanı Ali İbrahim, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Fırınlar dizel yakıt sağlayamıyor. Bize dağıtılacak mı bilmiyoruz, hiç duymadık. Bize sadece endişe ve korku içinde geçireceğimiz iki gün yetecek kadar mazot veriyorlar. Fırın ve değirmenlere en az bir aylık süre için yeterli miktarda tedarik edilmesi gerekir” dedi.
Trablusşam’da ise birçok fırın kapılarını kapattı ve çalışan birkaç fırın ise büyük bir talep görüyor.
Trablusşam’ın en büyük fırınlarından birinde çalışanlardan biri, “Dükkanlara ekmek dağıtımına tayin koyduk ve şimdi daha önceki miktarın yarısından daha azını dağıtıyoruz” diyerek yaşadıkları süreci anlattı.
Beyrut’ta bir pastanede çalışan, kendisi ve beş çocuğu için yaşam mücadelesi veren Muhammed Abdulkadir (62), “Evin kirasını ödediğimizde geriye bir şey kalmıyor” dedi.
Artık meyve ve et alamadığını söyleyerek, “Kasabı uzaktan seyredip yoluma devam ediyorum” diyen Abdulkadir, “Dün soğan ve domatesin yanında kuru ekmek yedik” diye ekledi.
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA), Lübnan nüfusunun yüzde 78’inin şu anda yoksulluk sınırının altında, yüzde 36’sının ise aşırı yoksulluk içinde yaşadığını tahmin ediyor.
Finansal çöküş yeni krizleri doğuruyor
2019'dan bu yana Lübnan, benzeri görülmemiş bir ekonomik ve finansal krize tanık oluyor. Dolarda likidite eksikliği ve çoğu sektörün çöküşüne yol açan ulusal para biriminin değerinde rekor düşüş yaşandı. Beyrut Amerikan Üniversitesi'ndeki Kriz Gözlemevi, "Lübnan'ın başarısız devletler arasında düşme tehlikesi gerçek oldu. Beş yılda 36 sıra geriledikten sonra ülke, 2021'de 179 ülke arasında en başarısız 34 ülke arasında yer alıyor" dedi.
Lübnan'da yakıt krizinin devam etmesi ve dizel yakıt yetersizliği çok sayıda hayati sektör için tehdit oluşturuyor. Özellikle de hastane ve fırınlar stoklarının tükenmek üzere olduğu konusunda uyarılarda bulundu. Bu durum, devletin elektriği karne ile dağıtmasıyla birlikte yüzlerce hastanın hayatını riske atıyor.
Lübnan'daki ilaç sıkıntısının nedeni, döviz rezervlerindeki düşüş nedeniyle ithalat yapan firmaların ilaç üreticilerine karşı biriken 600 milyon doları aşkın borçları ve geçen Mayıs ayında alınan bir karar uyarınca Lübnan Merkez Bankası’nın bu firmalara yeniden ithalat için önceden onay vermemesi olarak biliniyor.
Merkez Bankası, bir süredir Lübnan hükümetine ithalat faturalarının yüzde 85'ini 1500 Lübnan lirası (lbp) resmi döviz kuru üzerinden sağlayan ilaçlara yönelik sübvansiyonları artışlara uyumlu hale getirme planını onaylaması için çağrıda bulunuyor. Karaborsada ise bugün dolar 25 bin lbp üzerinden işlem görüyor.



Milyarderlerin "Filistin eylemlerine müdahale" baskısı ifşa oldu

Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)
Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)
TT

Milyarderlerin "Filistin eylemlerine müdahale" baskısı ifşa oldu

Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)
Filistin destekçisi eylemciler, gösterilerde Columbia Üniversitesi'ndeki Hamilton Hall binasını işgal etmişti (Reuters)

İş insanlarının Columbia Üniversitesi'ndeki Filistin eylemlerine polis müdahalesi için New York Belediye Başkanı Eric Adams'a baskı yaptığı ortaya çıktı.

Amerikan gazetesi Washington Post (WP), gıda şirketi Kind'in kurucusu Daniel Lubetzky, risk fonu Third Point'in kurucusu Daniel Loeb, Warner Music Group'un sahibi Len Blavatnik ve gayrimenkul yatırımcısı Joseph Sitt'in, Adams'la 26 Nisan'da Zoom'dan görüştüğünü yazdı.

Görüşmenin, New York Polis Teşkilatı'ndan (NYPD) ekiplerin Columbia Üniversitesi'ne girdiği 18 Nisan'dan yaklaşık bir hafta sonra yapıldığına dikkat çekildi. 

Polis, üniversitenin talebi üzerine eylemcilere müdahale etmiş, en az 100 kişiyi gözaltına almıştı. Adams da polis müdahalesini savunarak, eylemlerin "dış etkilerin güdümünde" örgütlendiğini ve radikalleşmenin önüne geçilmesi gerektiğini iddia etmişti.

Haberde, Zoom görüşmesine katılan iş insanlarından Lubetzky'nin, 2025'te yapılacak belediye başkanlığı seçimlerinde Adams'ın yürüteceği kampanyaya maddi destek sağlanması çağrısı yaptığı belirtildi.

Gazete, Blavatnik'in nisanda 2 bin 100 dolar bağış yaptığını yazdı. WP, diğer bağışçıların kimliklerinin tespit edilemediğini aktardı.

Zoom görüşmesinde ayrıca Columbia Rektörü Minouche Shafik'le iletişime geçilmesi ve kampüse polisin girmesine müsaade etmesinin sağlanması istendi.

Ayrıca iş insanlarının Adams'tan, protestoların bastırılması ve eylemcilerin sorgulanması için NYPD'nin özel dedektiflerle çalışmasına izin vermesini istediği öne sürüldü. Haberde, Adams'ın bu seçeneğe sıcak yanaştığı savunuldu. 

Adams'ın yardımcısı Fabien Levy, WP'ye açıklamasında iddialara doğrudan yanıt vermezken, polisin kampüse üniversite yönetiminden gelen talep üzerine iki kez girdiğini söyledi. 

NYPD ekipleri, 30 Nisan'da tekrar Columbia kampüsüne girmiş, birçok akademisyen ve öğrenciyi gözaltına almıştı. Gazete, Shafik'in talebi üzerine polislerin halen kampüste olduğunu aktardı. 

İkinci polis müdahalesinin ardından yaptığı açıklamada Adams, "Barışçıl protestolar Yahudi düşmanı gösterilere döndüğü için harekete geçtik" demişti.

Milyarderlerin WhatsApp grubu

WP, Zoom görüşmesine katılan kişilerin yanı sıra aralarında Starbucks'ın eski CEO'su Howard Schultz, Dell CEO'su Michael Dell ve eski ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner'ın kardeşi Joshua Kushner'ın yer aldığı isimlerin bir WhatsApp grubu kurduğunu aktardı.  

Kimliğinin paylaşılmamasını isteyen kaynaklar, "İsrail'de mevcut durum" adlı sohbet grubunun Gazze savaşının başladığı 7 Ekim'den kısa süre sonra kurulduğunu söyledi. 

WhatsApp'taki yazışmaların, Amerikalı gayrimenkul yatırımcısı Barry Sternlicht'in bir çalışanı tarafından başlatıldığı, iş insanının gruba doğrudan üye olmadığı ifade edildi. 

Gazete, çalışanın 12 Ekim'de gruba attığı mesajla misyonu şu şekilde belirlediğini aktardı:  

İsrail savaşı cephede kazanmak için mücadele ederken, sohbet grubunun üyeleri Hamas karşıtı bir bilgilendirme kampanyasını finanse ederek, ABD kamuoyunu kendi tarafına çekip savaşın kazanılmasına destek sağlayacak.

Amerikan haber sitesi Semafor, kasımdaki haberinde Sternlicht'in 50 milyon dolarlık bir Hamas karşıtı medya kampanyası başlattığını öne sürmüştü. WP, kampanyaya WhatsApp grubundaki bazı kişilerin de katıldığını iddia etti.

WP, ayrıca gruptaki bazı isimlerin, İsrail Savaş Kabinesi Üyesi Benny Gantz, eski İsrail Başbakanı Naftali Bennet ve İsrail'in ABD Büyükelçisi Michael Herzog'la görüştüğünü aktardı.  

Eski Starbucks CEO'su Schultz'un, 16 Ekim'de gruba attığı mesajda Bennet'in özellikle görüşmeden memnun kaldığını yazdığı belirtildi.

Haberde, sohbet grubunun mayıs başında kapatıldığı aktarıldı.

Independent Türkçe, Washington Post, Semafor


Ünlü milyarderin biriktirdiği gizli hisse sonunda açığa çıktı

Warren Buffett 2018'de Omaha'da düzenlenen bir etkinlikte konuşuyor. Buffett'in gizemli hissesinin 1882'den beri hizmet veren sigorta acentesi Chubb olduğu ortaya çıktı (AP)
Warren Buffett 2018'de Omaha'da düzenlenen bir etkinlikte konuşuyor. Buffett'in gizemli hissesinin 1882'den beri hizmet veren sigorta acentesi Chubb olduğu ortaya çıktı (AP)
TT

Ünlü milyarderin biriktirdiği gizli hisse sonunda açığa çıktı

Warren Buffett 2018'de Omaha'da düzenlenen bir etkinlikte konuşuyor. Buffett'in gizemli hissesinin 1882'den beri hizmet veren sigorta acentesi Chubb olduğu ortaya çıktı (AP)
Warren Buffett 2018'de Omaha'da düzenlenen bir etkinlikte konuşuyor. Buffett'in gizemli hissesinin 1882'den beri hizmet veren sigorta acentesi Chubb olduğu ortaya çıktı (AP)

Warren Buffett'in gizli hisse seçimi nihayet ortaya çıktı: Sigorta şirketi Chubb.

Buffett'in holdingi Berkshire Hathaway, Zürih merkezli sigorta şirketinden toplamda 6,7 milyar dolara tekabül eden yaklaşık 26 milyon hisse satın aldığını yeni bir düzenleyici başvuruda bildirdi.

Donald Trump ve Titanik'le çalışmış olan Chubb'ın hisseleri bu haberin ardından yüzde 8'den fazla artış gösterdi. Perşembe günü akşam 8'e doğru Chubb'ın hisse fiyatı 264 dolar seviyesindeydi.

Berkshire'a bir ya da daha fazla holdingin yatırımlarını gizli tutmak için iki çeyrek boyunca gizlilik yetkisi verilmişti ve bu yatırımlar holdingin mayıs başlarında Omaha'da yapılan yıllık toplantısında gündeme getirilmedi. 

Berkshire Hathaway, genellikle yatırımları için gizlilik talep etmiyor. Holding en son 2020'de Chevron ve Verizon'a yatırım yaptığında benzer bir talepte bulunmuştu.

CNBC'ye göre Chubb hisseleri, mart sonu itibarıyla Berkshire Hathaway'in en büyük 9. yatırımı oldu.

Chubb 1882'den bu yana faaliyet gösteriyor. Hatta batan Titanik'teki kargo ve yolcu bagajlarının bir kısmını şirketlerinden biri sigortalamıştı. Bugün ise 54 ülkede hizmet veriyor.

 110 yıl önce bugün, Titanik bir buzdağına çarptı. Üç saatten kısa bir süre sonra da battı. Şirketlerimiz geminin ödeme sigortasına katılmış (hasar kayıtlarından biri burada gösteriliyor) ayrıca bazı kargo ve yolcu bagajlarını da sigortalamıştı.

Martta sigorta şirketi, E. Jean Carroll tarafından açılan hakaret davasında Trump'ın yaklaşık 92 milyon dolarlık temyiz kefaletini üstlenmeyi kabul etmesiyle manşetlere çıkmıştı.

Berkshire sigorta sektörüne yabancı değil. Birkaç konut ve hayat sigortası şirketiyle birlikte Geico, General Re reasüransta hisseleri bulunuyor. Holding, 2022'de Alleghany'yi 11,6 milyar dolara satın almıştı. 

Chubb'da hisse satın alma hamlesi, Berkshire'ın finans sektörüne yaptığı son yatırımlarla aynı doğrultuda. Berkshire son birkaç ay içinde Ally Financial, American Express ve Bank of America'ya yatırım yapmıştı.

Ayrıca şubatta 10 milyon Apple hissesini satmak da dahil tüketici ürünleri alanından da yatırımlarını çekmişti. Bu satışa rağmen Apple hâlâ Berkshire'ın en büyük yatırımı olmaya devam ediyor. Ayrıca 2023'ün 4. çeyreğinde 80 milyon HP hissesi satarak teknoloji devindeki varlıklarını yüzde 78 oranında azaltmıştı. 

Independent Türkçe


El-Falih: Suudi Arabistan ve İngiltere dünyada 20'den fazla ekonomiye liderlik ediyor

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Mühendis Halid el-Falih (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Mühendis Halid el-Falih (Şarku’l Avsat)
TT

El-Falih: Suudi Arabistan ve İngiltere dünyada 20'den fazla ekonomiye liderlik ediyor

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Mühendis Halid el-Falih (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Mühendis Halid el-Falih (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Mühendis Halid el-Falih, ülkesinin ve İngiltere’nin dünyada 20'den fazla ekonomiye liderlik ettiğini belirtti. El-Falih, Vizyon 2030’un ekonomik çeşitlendirme ve yeniliğe giden yolu yönlendirdiğini, yatırımları 3,3 trilyon riyalin (880 milyar dolar) üzerinde artırmayı hedeflediğini ve yerel pazarı dünyanın en büyük 10 pazarından biri haline getirmeye çalıştığını söyledi.

El-Falih, bugün (Salı) Riyad'da düzenlenen Great Futures Initiative Konferansı’ndaki bir oturumda, bu etkinliğin düzenlenmesinin harika bir başlangıç olduğunu belirtti. El-Falih, “Bu etkinlik, İngiliz katılımcılara Suudi Arabistan'daki yatırım olanaklarını keşfetme fırsatı sunuyor” dedi.

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı, artık pek çok şirketin gelecek vaat eden yatırımlar için Suudi Arabistan'ı bir kuluçka merkezi olarak seçtiğini ve bu yatırımların yüzde 52'sinin Birleşik Krallık'tan geldiğini belirtti.

El-Falih, bu konferansın tek bir etkinlik olmadığını, yıl boyunca sürecek bir kampanya olduğunu ve iş toplantıları, ticaret misyonları, seminerler ve çalıştaylar düzenleneceğini açıkladı.

Hazırlanan planın 17 sektörü kapsayan 60 girişimi içerdiğini belirten el-Falih, “Bazı kilometre taşları belirledik. Vizyon 2030 ulusumuzu çeşitliliğe ve yeniliğe yönlendiriyor. Suudi Arabistan’daki tüm sektörlerde büyük bir potansiyel var. Yani fırsat çok büyük” ifadelerini kullandı.

İngiltere’nin dünyanın en büyük ikinci hizmet ihracatçısı olduğuna dikkat çeken el-Falih, “Sağlık, eğitim, kültür, spor, eğlence ve finansal sigorta dahil olmak üzere bu hizmetlere bakıyoruz. Bu hizmet sektöründe büyük bir potansiyel olduğuna inanıyorum” şeklinde konuştu.

‘Tüm sektörlerde çeşitli girişimler olduğunu’ ifade eden el-Falih, “Odak noktamız kültür, spor, dijital ve finansal hizmetler ve ticaret” dedi.

İngiltere Yatırım Bakanı

Aynı oturumda konuşan İngiltere Yatırım Bakanı Dominic Johnson, İngiliz şirketlerinin yüzde 70'inin etkinliğe katıldığını açıkladı. Johnson, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz tarafından yönetilen Vizyon 2030’daki büyük ve dinamik gelişmeye işaret etti.

Johnson, Suudi Arabistan ekonomisinin 2017'den bugüne muazzam bir büyüme oranı yakalayarak yüzde 68 oranında büyüdüğünü ve 2030'a kadar olan bir sonraki aşamada daha fazla büyüme beklediğini belirtti.

Johnson, “İngiltere’nin Vizyon 2030'un her iki ülkeye de fayda sağlayacak şekilde hayata geçirilmesinde büyük bir rol oynayabileceğine inanıyorum. Bu da bizi gelecek nesiller için bu ilişkiyi derinleştirecek doğru yola sokacaktır” ifadelerini kullandı.

Johnson sözlerini şöyle sürdürdü: “Suudi Arabistan’da gerçekleşen spor ve kültür etkinliklerinin hacmine baktığımda nefesim kesiliyor. Suudi Arabistan'da düzenlenen Formula 1’den tutun e-sporlara ve Formula E ye kadar hepsi heyecan verici.”

Ülkesinin mali ve hukuki hizmetler alanında büyük bir deneyime sahip olduğunu belirten Johnson, şu anda iş birliği yapılabilecek üç alana odaklanma tavsiyesinde bulundu. Bunlardan ilkinin, teknoloji ve yapay zekâ olduğunu söyleyen Johnson, İngiltere’nin bu alanda öncü bir rol oynadığını açıkladı. Johnson ayrıca, Suudi Arabistan’ın da yapay zekâ teknolojisinde de geniş bir deneyime sahip olduğunu dile getirdi.

İkinci olarak eğitim sektörüne değinen Johnson, Suudi Arabistan'da 10 İngiliz okulu olması gerektiğini söyledi. Johnson, “İngiliz eğitim sistemi her zaman güçlü olmuştur” dedi.

Johnson, üçüncü alanın sağlık hizmetleri olduğunu belirterek, aşı üreticisi AstraZeneca aracılığıyla İngiliz biyoteknoloji ve biyobiliminin gücünü vurguladı.


Enerji depolamada "tavuk yağı" dönemi başladı

Tavuklardan elde edilen yağ, elektrotlara dönüştürüldü (Unsplash)
Tavuklardan elde edilen yağ, elektrotlara dönüştürüldü (Unsplash)
TT

Enerji depolamada "tavuk yağı" dönemi başladı

Tavuklardan elde edilen yağ, elektrotlara dönüştürüldü (Unsplash)
Tavuklardan elde edilen yağ, elektrotlara dönüştürüldü (Unsplash)

Bilim insanları tavuk yağından enerji depolama yöntemi geliştirdi. 

Yenilenebilir enerji kullanımına yönelik çalışma ve talepler artarken, üretilen fazladan enerjiyi depolayacak cihazlara da gittikçe daha fazla ihtiyaç duyuluyor. 

Grafen gibi iletkenliği yüksek ve bolca bulunan karbon bazlı malzemeler son yıllarda bu çabalarda önemli bir yer ediniyor. Fakat bu malzemeyi üretmenin pahalılığı ve yol açtığı sera gazları nedeniyle bilim dünyası farklı yollar arıyor.

Daha hesaplı ve basit bir yöntemle karbon bazlı bir depolama aracı üretmeye çalışan araştırmacılar tavuk yağından faydalandı. ACS Applied Materials & Interfaces adlı hakemli dergide yayımlanan makalede bildirildiği üzere bu yağı, büyük miktarlarda enerji depolayan süperkapasitörlerde kullanılacak elektrotlara dönüştüren bir yöntem geliştirildi. 

Ekip, tavuktan çıkardıkları yağı pürmüz kullanarak eritti. Daha sonra bu yağ, gaz lambalarına benzer şekilde bir fitil yakma yöntemiyle yakıldı. Ardından bilim insanları, alevin üzerine asılı duran şişenin dibindeki isi topladı. 

Karbon bazlı nanoparçacıklar içerdiği tespit edilen bu is, yeni yöntemdeki elektrotların temelini oluşturuyor. 

Parçacıklar, asimetrik bir süperkapasitörde test edildiğinde yüksek kapasite ve dayanıklılığa sahip olduklarını gösterdi. Karbon bazlı parçacıkları tiyoüre çözeltisine batıran araştırmacılar, bekledikleri gibi elektrotların daha iyi performans sergilediğini kaydetti. 

Araştırmacılar yöntemin kolay olmasının, ticari amaçlı depolama araçları açısından bir avantaj sunacağını düşünüyor. Tavuk yağı gibi gıda atıklarından yararlanılarak daha temiz enerji depolama yöntemlerinin önü açılabilir. 

Independent Türkçe, TechXplore, Tech Explorist, ACS Applied Materials & Interfaces


Türkiye'nin güneş enerjisi atılımı Avrupa basınında: "Hedef ABD pazarı"

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Türkiye'nin güneş enerjisi atılımı Avrupa basınında: "Hedef ABD pazarı"

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Güneş enerjisi endüstrisiyle ilgili gelişmeleri takip eden Almanya merkezli Pv magazine dergisi, Türkiye'nin bu sektördeki faaliyetlerini mercek altına aldı.

Yazıda, Türkiye'de yılın ilk iki ayında yıllık 1,1 gigawatlık yeni üretim kapasitesi oluşturulduğuna dikkat çekilerek "Türkiye'de güneş enerjisi için çok önemli bir dönem" ifadelerine yer verildi. 

Dergi, Avrupa'nın en büyük güneş enerjisi santralinin, Konya'nın Karapınar ilçesindeki Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi Santrali olduğunu da hatırlattı. Santralde halihazırda 2 gigavatlık enerji üretildiği fakat modül ve panel sayısının artırılmasıyla bunun 10 yıl içinde yıllık 10 gigavata çıkabileceği belirtildi.

Yazıda, İstanbul'da 4-6 Nisan'da düzenlenen SolarEx fuarına, güneş enerjisi modülleri üreten 80 ila 90 Türk firmasının katıldığına işaret edildi. 

Haberde, Türkiye'nin özellikle Çinli güneş paneli üreticileriyle ithalatta dampingi önlemek için sıkı adımlar attığı belirtildi. 

İhracatçı firmanın malını dış piyasada, iç piyasada sattığından daha düşük fiyatla satmasına damping adı veriliyor.  

Ticaret Bakanlığı, 1 Nisan 2017'de uygulamaya koyduğu anti-damping politikasını sürdürüyor. Buna göre Çin merkezli 16 güneş paneli üreticisinin Türkiye’ye yaptığı ihracata metrekare başına 20 dolar, diğer üreticilerin ihracatlarınaysa 25 dolar anti-damping vergisi uygulanıyor. 

Yazıda, Türkiye Yeşil Fonu'yla yerli güneş enerjisi paneli üreticilerine finansman sağlanacağına da dikkat çekildi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yeşil enerjiye yatırımın artırılması amacıyla, Dünya Bankası'yla 155 milyon dolarlık kredi için anlaşıldığını geçen yıl kasımda duyurmuştu. 

Pv magazine, Türk firmaların özellikle ABD pazarına girmek istediğine de işaret etti. Kalyon Holding'ten bir sözcü, dergiye şunları söyledi: 

Türkiye pazarının kapasitesinin, genişlememize paralel şekilde artacağına inanıyoruz. Önümüzdeki 10 yıl içinde Türk yatırımcıların yeterli finansal kapasiteye sahip olacağını düşünüyoruz. Ana pazarımızı ABD'de kurmayı planlıyoruz.

Diğer yandan Ankara merkezli Elin Enerji firmasının, ABD'nin Teksas eyaletindeki bir tesiste güneş enerjisi modülü üretimine nisanda başladığına dikkat çekildi. 

Ayrıca Kayseri merkezli Energate Solar şirketinin de ABD'de geçen yıl ekimden beri panel üretimi yaptığı aktarıldı.

Independent Türkçe


Avrupa faiz indiriminde Amerika'nın önünde

Avrupa Merkez Bankası Forumunda Bailey, Lagarde, Powell ve Ueda (bankanın resmi web sitesi)
Avrupa Merkez Bankası Forumunda Bailey, Lagarde, Powell ve Ueda (bankanın resmi web sitesi)
TT

Avrupa faiz indiriminde Amerika'nın önünde

Avrupa Merkez Bankası Forumunda Bailey, Lagarde, Powell ve Ueda (bankanın resmi web sitesi)
Avrupa Merkez Bankası Forumunda Bailey, Lagarde, Powell ve Ueda (bankanın resmi web sitesi)

ABD Merkez Bankası'nın faiz indirimine ne zaman başlayacağı ve enflasyondaki yeniden yükseliş nedeniyle 2024'te indirim yapıp yapmayacağı konusundaki beklentiler büyük ölçüde değişiyor. Görünüşe göre Avrupa ABD para politikasından ayrışmanın eşiğinde, tetiği çekme ve indirimi başlatma konusunda ABD'den önce davranacak.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve muhtemelen diğer merkez bankalarının da Haziran ayında bu yönde bir adım atacağı beklentisi nedeniyle bu ihtimal oldukça yüksek görünüyor. İsveç Merkez Bankası birkaç gün önce cesur bir hamleyle faiz oranlarını düşürerek piyasaları şaşırttı ve küresel para politikasında yeni bir aşamaya işaret etti. Avrupa'da beklenen indirim önümüzdeki ay gerçekleşirse, tek para biriminin (Euro) yaratılmasından bu yana ilk kez Frankfurt faiz oranlarını düşürme konusunda Washington'un önüne geçmiş olacak.


Çöken kripto borsası FTX'in müşterileri paralarını geri alacak

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Çöken kripto borsası FTX'in müşterileri paralarını geri alacak

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Çökmüş kripto borsası FTX, şirketin iki yıl önce batmasının ardından, müşterilerin kaybettiği tüm fonları geri alacaklarını açıkladı.

CEO John Ray III'ün varlıkların satışından 14,5 milyar ila 16,3 milyar dolar para toplanacak bir iflas planı açıklamasının ardından alacaklılara 11,2 milyar dolar ödenecek.

Bazı FTX kullanıcıları için faizi de içerecek geri ödemeler, Bitcoin'in borsanın çöküşü sırasındaki değeriyle uyumlu olacak. Kripto para biriminin fiyatı o zamandan bu yana üç kattan fazla değer kazandı, yani alacaklılar Bitcoin'in daha yüksek fiyatlarından faydalanamayacak ancak çoğu yüzde 9'luk faiz oranından yararlanacak.

Ray III, "Devlet dışı alacaklılar için iflas talep tutarlarının yüzde 100'ü artı faizin iadesini öngören bir 11. bölüm planı önerecek konumda olmaktan memnuniyet duyuyoruz" dedi.

gthnhtyn

Delaware Bölgesi'ndeki ABD İflas Mahkemesi'ne sunulan plana göre, 50 bin dolar veya daha az talepte bulunan müşteriler ve alacaklılar, taleplerinin yaklaşık yüzde 118'ini alacak. Bu da müşterilerin yaklaşık yüzde 98'ini kapsıyor.

FTX, çoğunlukla Alameda veya FTX Ventures işletmelerinin elindeki özel yatırımlardan veya dava taleplerinden oluşan bir varlık toplamından gelir elde ederek fonları geri kazanabildiğini açıkladı.

Bir zamanlar dünyanın en büyük üçüncü kripto para borsası olan FTX, mevduat sahiplerinin bir bankadan hep birlikte para çekmeye çalışmasının kripto eşdeğerini yaşadıktan sonra Kasım 2022'de iflas koruma başvurusunda bulunmuştu.

Şirket, Enron'un çöküşünden sonra ortaya çıkan karmaşayı temizlemek zorunda kalmasıyla tanınan, uzun süredir iflas davalarına bakan bir avukatı yeni CEO'su olarak atamıştı.

 

Ray hazırladığı açıklamada, "Devlet dışı alacaklılar için iflas talep tutarlarının yüzde 100'ü artı faizin iadesini öngören bir 11. bölüm planı önerecek konumda olmaktan memnuniyet duyuyoruz" dedi.

Duruşma, 25 Haziran'da iflas mahkemesinde gerçekleşecek.

Eski CEO ve kurucu Sam Bankman-Fried, kripto borsasının çöküşünü izlemedeki rolü nedeniyle martta 25 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Bir zamanlar "Kripto Kralı" diye bilinen Bankman-Fried, daha önce sektörün önde gelen isimlerinden biri olmuş, Kongre'de boy göstermiş ve NFL yıldızı Tom Brady ve komedyen Larry David gibi ünlülerin desteğini almıştı.

Yargıç Lewis Kaplan, hüküm verdiği sırada 32 yaşındaki ismin "işlediği korkunç suçlar için tek bir pişmanlık sözcüğü bile sarf etmediğini" söylemişti.

Ajanslardan da yararlanılmıştır

Independent Türkçe


"AstraZeneca aşısını "ticari nedenlerle" geri çekiyor"

"AstraZeneca, aşısının trombositopeni sendromuna neden olmuş olabileceğini söyledi.
"AstraZeneca, aşısının trombositopeni sendromuna neden olmuş olabileceğini söyledi.
TT

"AstraZeneca aşısını "ticari nedenlerle" geri çekiyor"

"AstraZeneca, aşısının trombositopeni sendromuna neden olmuş olabileceğini söyledi.
"AstraZeneca, aşısının trombositopeni sendromuna neden olmuş olabileceğini söyledi.

İngiliz ilaç üreticisi AstraZeneca dün (Çarşamba) salgının patlak vermesi sırasında üretilen ilk aşılardan biri olan Kovid-19 aşısı Vaxifria'nın "ticari nedenlerle" ve güncellenmiş doz fazlalığı nedeniyle geri çekildiğini duyurdu.

Bu gelişme, AstraZeneca'nın şubat ayında koronavirüs aşısının trombositopeni sendromu nedeniyle "bazı alıcılarda nadir görülen yan etkilere neden olabileceğini" kabul ettiği haberinden günler sonra meydana geldi. Bu itiraf, şirketin pandemi sırasında yapılan aşılanmanın ardından meydana gelen çok sayıda ölümle ilgili suçlamalara ve tazminat talep eden davalara verdiği yanıtın bir parçasıydı.

Aşının bu potansiyel komplikasyonları Birleşik Krallık'ta en az 81 ölümle ilişkilendirildi. Ancak üretici, aşının geri çekilmesi kararının davayla ilgili olduğu haberlerini reddetti.

Aşının geri çekilmesiyle ilgili olarak bir AstraZeneca sözcüsü AFP’ye göre şunları söyledi: “O zamandan eri varyantlar için çok sayıda (Covid-19) aşı geliştirildiği göz önüne alındığında, güncellenmiş aşıların fazlası mevcut. Bu durum, artık üretilmeyen ve tedariki duran Vaxifria'ya olan talebin azalmasına yol açtı. Şimdi bu bölümü bitirmek ve Kovid salgınına önemli bir katkıda bulunmak için ileriye dönük net bir yol belirlemek üzere organizatörler ve ortaklarımızla birlikte çalışacağız."


"Mucize malzemeden" oda sıcaklığında daha verimli Güneş pilleri üretildi

Bilim insanları, Güneş enerjisini daha verimli şekilde kullanmak için yeni yollar arıyor (Reuters)
Bilim insanları, Güneş enerjisini daha verimli şekilde kullanmak için yeni yollar arıyor (Reuters)
TT

"Mucize malzemeden" oda sıcaklığında daha verimli Güneş pilleri üretildi

Bilim insanları, Güneş enerjisini daha verimli şekilde kullanmak için yeni yollar arıyor (Reuters)
Bilim insanları, Güneş enerjisini daha verimli şekilde kullanmak için yeni yollar arıyor (Reuters)

Oda sıcaklığında perovskit filmler yapmayı başaran bilim insanları, malzemenin verimliliğini artırdı. 

Güneş pillerinin verimliliğini büyük ölçüde artıması nedeniyle "mucize malzeme" denen perovskit, silikon bazlı Güneş pilleri karşında çeşitli avantajlara sahip. Geleneksel pillerden daha az karbon ayak izi bırakan malzeme, hafif ve esnek olmasıyla öne çıkıyor. 

Öte yandan perovskit Güneş pillerini üretmek için yüksek sıcaklıklarda tavlama yapılması ve paslanmaya karşı dayanıklı hale getirme amacıyla pasivasyon gibi zorlu bir son işlem uygulanması gerekiyor. Bu da malzemenin yaygın şekilde kullanımı önünde engel teşkil ediyor. 

Joule adlı bilimsel dergide pazartesi günü yayımlanan çalışmayı yürüten ekip malzemenin kimyasal bileşimine ince ayar yaparak perovskit mürekkep geliştirdi. Bu sayede daha çok verime sahip yüksek kaliteli filmler yaptılar. 

Bu yöntem yalnızca üretim sürecini kolaylaştırmakla kalmadı, genel enerji kullanımını da düşürerek daha az karbon salımına yol açtı. Çalışmanın ortak başyazarı Ahra Yi, buluşlarını şöyle açıklıyor: 

Yöntemimiz, en çok zaman alan iki adımı (termal tavlama ve son işlem) atlamak dışında geleneksel yöntemle aynı prosedürleri izliyor.

Yeni malzemeyle perovskit Güneş pillerinin verimliliğinde de önemli bir adım atıldı. Araştırmanın diğer başyazarı Sangmin Chae, "Optimize edilmiş perovskit Güneş pilimiz, oda sıcaklığında işlenen cihazlarda yüzde 20'nin altında olan önceki sınırları aşarak yüzde 24,4'lük kayda değer bir verimlilik elde etti" diyor.

Öte yandan silikon-perovskit Güneş pillerinin verimlilik rekoru, geçen yıl yüzde 33,9'la kırılmıştı. Bu pillerin teorik verimlilik sınırı yüzde 43 olsa da bu noktaya ulaşılması beklenmiyor. 

Araştırmacılar buluşlarının çok çeşitli kullanım alanlarına sahip olduğunu belirtirken çalışmanın yazarlarından Thuc-Quyen Nguyen şöyle diyor: 

Yaklaşımımızla, gittikçe artan giyilebilir teknolojik aletler, sensör, ekran, güvenlik kamerası, Nesnelerin İnterneti cihazları gibi araçlara güç sağlayacak yüksek verimli Güneş pillerini, tasarımlarında serbestçe hareket ederek geliştirmeyi düşünebiliriz.

Independent Türkçe, Science Daily, Futurity, Joule


Nepal'in yeni banknotundaki harita, Hindistan'la sınır kavgasını yeniden alevlendirebilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Nepal'in yeni banknotundaki harita, Hindistan'la sınır kavgasını yeniden alevlendirebilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Nepal, Güney Asya'daki komşusunun hak iddia ettiği bölgeleri gösteren yeni 100 Nepal rupisi (NPR) banknotu çıkararak Hindistan'ı kızdırdı. Bu hamle, son yıllarda iki ülke arasındaki ilişkileri zedeleyen ve uzun süredir devam eden sınır anlaşmazlığını yeniden alevlendirdi.

Lipulekh, Kalapani ve Limpiyadhura bölgelerindeki çelişen hak iddiaları, 2020'de Hindistan'ın Çin'i göz önünde bulundurarak kuzeydeki Uttarakhand eyaletini stratejik Lipulekh dağ geçidine bağlamak için bir yol inşa etmesiyle sert bir anlaşmazlığa dönüşmüştü. 

Katmandu, tartışmalı bölgeleri Nepal sınırları içinde gösteren yeni bir harita yayımlayarak karşılık verdiğinde Yeni Delhi, Nepal'in iddialarının "yapay olarak genişletilmesinin" tarihi gerçeklere veya kanıtlara dayanmadığını ve bu nedenle kabul edilemez olduğunu söyleyerek protesto etti.

Yeni harita Nepal'e 335 kilometrekarelik bir alan ekliyor.

Komşularının aksine hiçbir zaman Avrupa sömürgesi altında kalmayan Nepal, Limpiyadhura, Kalapani ve Lipulekh bölgelerindeki hak iddialarını Britanya Raj'ıyla imzalanan 1816 Sugauli Anlaşması'na dayandırıyor. Ancak bu bölgeler 1962'de Çin'le yaptığı savaştan bu yana Hindistan tarafından kontrol ediliyor.

Nepal İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Rekha Sharma, yeni banknotun basılması kararının perşembe günü Başbakan Puşpa Kemal Dahal liderliğinde yapılan bir toplantıda alındığını söyledi.

Sharma şöyle konuştu: 

Başbakan Puşpa Kemal Dahal 'Praçanda' liderliğinde yapılan bakanlar kurulu toplantısında, 100 NPR değerindeki banknotlarda Lipulekh, Limpiyadhura ve Kalapani'yi içeren yeni Nepal haritasının basılması kararı alındı

Bakan, "100 NPR değerindeki banknotun yeniden tasarlanmasının" onaylandığını ve "banknotun arka planında basılı eski haritanın değiştirileceğini" söyledi.

Kabinenin bu kararı, ülkenin merkez bankası Rastra Bank'a iletilecek. Yeni banknotun basılıp piyasaya sürülmesinin bir yıl kadar zaman alması bekleniyor.

Hindistan Dışişleri Bakanı S. Jaishankar, sorunun çözümüne yönelik diplomatik görüşmeler devam ederken Katmandu'yu "tek taraflı" bir adım atmakla eleştirdi.

Bakan, gelişmeyle ilgili bir soru üzerine şöyle dedi: 

Bizim tutumumuz çok net. Nepal'le sınır meselelerimiz hakkında yerleşik bir platform üzerinden görüşmeler yapıyoruz. Bu sırada onlar tek taraflı bazı girişimlerde bulundu.

Independent Türkçe