Libya Başbakanı Dibeybe’yi görevinden alma çabaları başarılı olur mu?

Bazı taraflar Dibeybe’nin siyasi rakiplerinin başbakanlığa aday gösterilmesi çağrısı yaparken, bazı çevreler ise ülkenin batısındaki silahlı grupların varlığı nedeniyle Dibeybe’nin görevde kalmaya devam edeceği görüşünde.

Abdülhamid Dibeybe (Reuters)
Abdülhamid Dibeybe (Reuters)
TT

Libya Başbakanı Dibeybe’yi görevinden alma çabaları başarılı olur mu?

Abdülhamid Dibeybe (Reuters)
Abdülhamid Dibeybe (Reuters)

Libya’da bazı siyasi ve parlamento çevreleri, 2021’in sonlarında yapılması kararlaştırılan seçimleri düzenlemekte başarısız olmakla suçladıkları Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdülhamid Dibeybe’yi görevden almak için zamanla yarışıyor. Dibeybe’yi görevden alma hareketliliği, Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’in “Bu hükümetin meşruiyeti sona erdi ve yerine alternatif bulunmalı” diyerek, yeni isimlerin aday olması çağrısında bulunmasının ardından başladı.
Yerel medyada geçtiğimiz günlerde cumhurbaşkanlığı yarışı için ülkenin batısından Dibeybe’ye rakip olan bazı isimler dolaşıma koyuldu. Rakip adaylar arasında 21 Aralık’ta Bingazi’nin ev sahipliği yaptığı toplantıya katılan isimlerden Eski İçişleri Bakanı Fethi Başağa, Başkanlık Konseyi Başkanı Yardımcısı Ahmed Muaytik ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi siyasi harekete dönüşen Libya İleri Araştırmalar Enstitüsü (İhya Libya) Başkanı Arif en-Nayed de bulunuyor.
Temsilciler Meclisi Üyesi Hasan ez-Zerka, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, geçen ay Bingazi’de Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Halife Hafter ile bir araya gelen cumhurbaşkanı adaylarının isimlerinin aynı zamanda Dibeybe’nin halefi olarak yeni hükümeti kuracak olan adaylar arasında da geçtiğini söyledi. Zerka bu meselenin yakında netleşeceğini belirtti. 
Libya Ulusal Eylem Grubu Başkanı Halid et-Tercüman, Bingazi’deki toplantıda ‘Dibeybe’nin görevden alınması ve Seyfülislam Kaddafi’nin cumhurbaşkanlığı yarışına adaylığın’ ana gündem maddesi olduğu yönündeki iddiaları daha önce yalanlamasına rağmen Temsilciler Meclisi Başkanı Salih’in “Ulusal Birlik Hükümeti’nin meşruiyeti sona erdi” sözüne destek verdi.
Tercüman, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Halihazırda Bingazi’de toplanan isimler veya mecliste destekçileri de dahil olmak üzere Dibeybe hükümetinin gitmesini isteyen sesler birleşti. Bu durum, hükümete yönelik bir komplonun olduğu anlamına gelmez aksine herkesin hükümetin başarısızlığının ne kadar farkında olduğunu yansıtıyor. Dibeybe’nin cumhurbaşkanı adayı olma şansı, başbakanlıktan ayrılmasıyla azalmaz” dedi.
Tercüman, “Bingazi’deki toplantının amacı, Libya’nın üç bölgesini temsil eden adaylar arasında cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası dönemin yönetimi üzerinde uzlaşmaktı. Bu toplantının hedefi, bazılarının söylediği gibi herhangi bir ismi görevden almak veya makam paylaşımı yapmak değildi” ifadelerini kullandı.
Temsilciler Meclisi’nin Eylül ayında Dibeybe hükümetinden güvenoyunu geri çekmesinin akabinde birçok silahlı grubun desteğine sahip olmasının yanı sıra ülkenin doğusundaki siyasi ve askeri güçlerle de iyi ilişkilerini koruyan Fethi Başağa’nın adı başbakanlık koltuğu için gündeme getirildi.
Libyalı kaynaklar birkaç gün önce bazı siyasi çevrelerin ülkenin doğu ve güneyindeki bileşenlerin de onay vermesi halinde Arif en-Nayed’in başbakan olması ve Ahmed Muaytik’in de ülkenin batı temsilcisi olarak bu hükümette yer alması önerisine sıcak yaklaştığını bildirdi.
Ancak gözlemciler diğer siyasi gruplar ile bazı silahlı yapıların Temsilciler Meclisi’nin Dibeybe’yi görevden alma hamlesini kabul etmeyeceği görüşünde. Dibeybe, Birleşmiş Milletler’in (BM) desteklediği barış süreciyle bu göreve getirildi.
Dibeybe hükümeti, biri doğuda diğeri batıda çatışan iki hükümetin yerine kuruldu. Bazı çevreler aynı durumun tekrarlanmasından endişeli.
Siyasi aktivist Ahmed Ebu Arkub, Bingazi’deki toplantıya katılan isimlere başbakanlık için güven duyulmasının, seçim sandıklarına gitmek için seçim kartlarını teslim alan iki buçuk milyon Libyalının iradesine saygı duyulması başta olmak üzere, bu toplantıda yapılan anlaşmaların hızlı bir şekilde uygulanmasına katkı sağlayabileceğini söyledi.
Arkub, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:
“Ülkenin doğusundaki askeri ve siyasi liderlerle doğrudan uzlaşıya varmak için güvenlik konusunda tecrübe sahibi Başağa gibi bir ismin yeni hükümetin başkanlığını üstlenmesi, askeri kurumun birleştirilmesi dosyasıyla ilgili çalışmayı ve silahlı yapılarla ilgili meselede adil ve uygulanabilir planların yapılmasını hızlandırır. Tüm bu faktörler anayasal çerçeve üzerinde uzlaşı sağlanır sağlanmaz seçimlerin yapılması olasılığını artırıyor. Bingazi’deki toplantıya katılan cumhurbaşkanı adaylarının hepsi ve hatta aday olmayanlar bile Dibeybe hükümetinin görevden alınmasından kazançlı çıkacaklar. Çünkü Dibeybe hükümeti seçimleri baltalıyor ve dolayısıyla bu adayların cumhurbaşkanlığı koltuğuna ulaşma beklentilerini de baltalıyor.”
Temsilciler Meclisi Üyesi Ali et-Tikbali, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams’ın “Mevcut hükümetin geldiği yol haritası Haziran’a kadar uzanıyor ve şu anki öncelik yeni bir hükümet kurmak değil, seçimleri yapmaktır” sözlerine işaret ederek, Dibeybe hükümetini görevden alma çabalarının “çok şansı olmadığını” belirtti.
Dibeybe hükümetinin meşruiyetini BM’nin bu tutumuna dayandırdığına dikkat çeken Tikbali, Dibeybe hükümetinin gerekmesi halinde Libya’nın batısında güçleri bulunan ve ülkede yönetimi üstlenen tarafla işbirliği yapmayı tercih eden Türkiye’den de askeri destek alabileceğini ifade etti.



Faşir’den kaçanlar: Ağaçlara asılı cesetler gördük

HDK’nın saldırısından kaçan yerinden edilmiş kişiler için kurulan et-Tavile Mülteci Kampı’ndaki Sudanlı bir kadını, 15 Kasım 2025 (Reuters)
HDK’nın saldırısından kaçan yerinden edilmiş kişiler için kurulan et-Tavile Mülteci Kampı’ndaki Sudanlı bir kadını, 15 Kasım 2025 (Reuters)
TT

Faşir’den kaçanlar: Ağaçlara asılı cesetler gördük

HDK’nın saldırısından kaçan yerinden edilmiş kişiler için kurulan et-Tavile Mülteci Kampı’ndaki Sudanlı bir kadını, 15 Kasım 2025 (Reuters)
HDK’nın saldırısından kaçan yerinden edilmiş kişiler için kurulan et-Tavile Mülteci Kampı’ndaki Sudanlı bir kadını, 15 Kasım 2025 (Reuters)

Faşir’deki saldırılardan sağ kalanlar, geçtiğimiz ekim ayında Sudan'ın Kuzey Darfur eyaletinin yönetim şehri Faşir'in Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) eline geçmesinden bu yana maruz kaldıkları veya tanık oldukları korkunç ihlalleri anlattılar.

Yedi yakın aile üyesiyle birlikte Faşir’den kaçan, ancak beraberindekilerin başlarına ne geldiğini bilmeyen Ahmed Cibril, “O gece çıplak ayakla ve pijamalarımızla yola çıktık ve yolda HDK üyelerinin yoğun ateşi altında kaldık... Birçoğu öldü ve yaralandı” dedi. Faşir’den yaklaşık 60 kilometre uzaklıktaki et-Tavile Mülteci Kampı’na giderken onlarca kişinin açlık ve susuzluktan öldüğünü, diğerlerinin ise aldıkları ağır yaralar nedeniyle hayatını kaybettiğine tanık olduğunu ekledi.

Telefonla Şarku’l Avsat’a konuşan sağ kalanlar, HDK’nın yüzlerce aileyi gözaltı merkezlerinde ve barınaklarda zorla alıkoymaya devam ettiğini ve birçoğunun açlıktan öldüğünü veya vurulduğunu söyledi.

Sağ kalanlardan biri şöyle dedi:

Ağaçlara asılmış kadın ve erkeklerin cesetlerini gördük, kimse onlara yaklaşamadı.

Faşir'in HDK’nın eline geçmesinden birkaç gün sonra şehirden ayrılan Avukat Adam İdris şöyle konuştu:

“HDK bizi camilere gitmeye zorladı, orada bizi videoya aldı ve ardından her şeyin normal seyrinde gittiğini söyleyen videolar yayınladı, oysa gerçekte silahsız vatandaşları gözaltına alıyor ve serbest bırakılmaları karşılığında büyük miktarlarda para talep ediyordu.”

İki çocuk annesi bir kadın ise şöyle anlattı:

“Kadınları sıraya dizip silahlarını bize doğrulttular ve sonra para ve altın var mı diye bakmak için giysilerimizi aradılar. HDK üyeleri tarafından cinsel şiddete ve insanlık dışı muameleye maruz kaldık. Bize ırkçı hakaretler ettiler.”

Sudan’da 2023 yılının nisan ayı ortalarında, tüm güçleri tek bir ordu altında birleştirme çabaları sırasında ordu ile HDK arasında başlayan anlaşmazlık silahlı çatışmaya dönüştü.


Suriyeliler, Suriye'nin kurtuluşu ve Beşşar Esed’in kaçışının yıldönümünü kutluyor

Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
TT

Suriyeliler, Suriye'nin kurtuluşu ve Beşşar Esed’in kaçışının yıldönümünü kutluyor

Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)

Şam, bugün ‘kurtuluşunun’ birinci yıldönümünde Suriyelilerin ülkelerine dönüşünü, eski rejimin çöküşünü ve lideri Beşşar Esed'in ülkeden kaçışını kutluyor.

Adeta bir tatil havasının hakim olduğu başkentte, geri dönüş hakkının sevinci, hatıraların ağırlığıyla iç içe geçmiş durumda. Sokaklar ise ‘karanlık dönemin’ sembollerinin yerini alan yeni bir kimliği yansıtıyor. Silahlı grupların üyeleri yeni devletin güvenlik kurumlarına entegre edilirken Şamlılar gelecekleriyle ilgili endişelerinin bir kısmından kurtulmuş durumdalar.

Süslemelerin, kalabalıkların, dolu otellerin ve yıllarca süren sürgünün ardından geri dönenlerin ardında, hala kayıp olanların aileleri ve yıkılmış bölgelerin sakinleri arasında hiç bitmeyecek bir hüzün var. Yine de insanlar, sanki ‘duvarların artık kulakları yokmuş’ gibi, açıkça konuşma cesaretini yeniden kazandılar ve bireysel karar verme gücünü ve geri dönme hakkını yeniden kazandıklarına dair genel duygularını ifade ettiler.

Bu değişim, 8 Aralık 2024 tarihinde Beşşar Esed'in ülkenden kaçışının ardından yaşanan hareketli gecenin hatıralarını silebilmiş değil. O gece, güvenlik kurumları çöktü, silahlı gruplar kritik öneme sahip karargahları yağmalamak için acele etti ve eski rejimin üyeleri üniformalarını sokaklarda bıraktı. Şam kaosun eşiğine gelmişti.

Ancak Cisr el-Ebyad, Bab Tuma ve el-Kassa gibi mahalleler, doktorlar, öğrenciler ve tüccarlardan oluşan geçici mahalle komiteleri sayesinde kendilerini korumayı başardılar. Bu girişimler sayesinde 200'den fazla hırsız tutuklandı ve mezhep çatışmaları önlerken halkın durumun kontrolden çıkmasını engelleme yeteneğini ortaya koydu.

Öte yandan Tahran'da bugün, İran'ın Suriye'deki dayanak noktasını kaybetmesi, İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in ‘dış komplo’ hakkındaki konuşması, Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Suriye'yi ‘35. Eyalet’ olarak görmesi, diplomasinin savunulması ve milletvekillerinin on milyarlarca doların israf edildiği yönündeki suçlamaları arasında ‘direniş çadırının ana direğinin’ çöküşüyle ilgili çelişkili haberler basında yer alıyor.


Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
TT

Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)

(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK) lideri Samir Caca, Hizbullah'ın askeri kanadının Lübnan'ın en büyük sorunu olduğunu söylerken Hizbullah’ın askeri yapısının tasfiyesini geciktirmek için hiçbir neden olmadığını savunuyor.

Caca, LK’nin ilk genel konferansında, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam'a açık bir mesaj göndererek şunları söyledi:

“Hizbullah'ın askeri kanadının, yaşadığımız büyük sorunun merkezinde olduğu artık açıkça ortada. Herkes, bu sorunun çözülmesinin mali durumu hafifletmek için bir ön koşul olduğu konusunda hemfikir.”

Caca ayrıca, önümüzdeki bahar için planlanan parlamento seçim yasası ile ilgili olarak Meclis Başkanı Nabih Berri'ye bir mesaj gönderdi. Ona, iç düzenlemelerin uygulanmak için oluşturulduğunu, partizan amaçlara ulaşmak, parlamentonun işleyişini bozmak ve parlamento seçimlerini sekteye uğratmaya çalışmak için kullanılmak üzere oluşturulmadığını söyledi.