Sisi’den Mısır ve ABD arasındaki askeri iş birliğinin önemine vurgu

Mısır ordusu büyük bir silah kaçakçılığını sevkiyatını engelledi (Mısır Ordu Sözcülüğü)
Mısır ordusu büyük bir silah kaçakçılığını sevkiyatını engelledi (Mısır Ordu Sözcülüğü)
TT

Sisi’den Mısır ve ABD arasındaki askeri iş birliğinin önemine vurgu

Mısır ordusu büyük bir silah kaçakçılığını sevkiyatını engelledi (Mısır Ordu Sözcülüğü)
Mısır ordusu büyük bir silah kaçakçılığını sevkiyatını engelledi (Mısır Ordu Sözcülüğü)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, ABD Merkezi Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael Corella ile dün Kahire'de bir araya geldi. Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bessam Radi’nin görüşme ile ilgili yaptığı açıklamaya göre Cumhurbaşkanı Sisi, özellikle içinde bulunulan koşullar çerçevesinde başta tüm çabaların birleştirilmesini gerektiren terörizm olmak üzere güvenlik ve istikrarı tehdit eden zorluklara karşı mücadelede ortak çabalar gerektiren Ortadoğu'da barışın ve güvenliğin korunmasının sac ayaklarından birini temsil eden Mısır ile ABD arasındaki kapsamlı stratejik ilişkiler çerçevesinde ortak askeri iş birliğinin önemini vurguladı. Radi, Sisi’nin, Mısır'ın terörün kökünü kazımak için tüm stratejik yönlerdeki çabalarını gözden geçirdiğini söylediğini aktardı.
CENTCOM Komutanı General Corella ise Cumhurbaşkanı Sisi ile tanışmaktan onur duyduğunu ifade etti. Göreve geldiği günden bu yana bölgeye yaptığı ziyaretlerin ilk durağının Mısır olmasını istediğinin altını çizen General Corella, bölgenin karşı karşıya olduğu ve bir bütün olarak bölgesel güvenliği tehdit eden en tehlikeli ortak sorun olan teröre karşı mücadele çabalarında ABD'nin Mısır ile tam bir dayanışma içerisinde olduğunu kaydetti.
CENTCOM Komutanı ayrıca ABD yönetiminin, Mısır'ın Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki aktif ve önemli rolüne güvendiğini vurguladı. Bu rolün, Cumhurbaşkanı Sisi'nin dünyanın bu önemli bölgesindeki durumun ve zorlukların doğasına ilişkin geniş deneyiminden ve derin anlayışından kaynaklandığını söyleyen General Corella, “Bu da Mısır'ın bölgesel barışı ve güvenliği güçlendirme çabalarında somut hale gelirken aynı zamanda ABD ve Mısır arasındaki askeri iş birliğini sürdürmenin ve iki ülke arasında stratejik ilişkiler geliştirmenin önemini ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Radi, “Görüşmede, Mısır ile ABD arasındaki terörle mücadele, ortak eğitim programları ve sınır güvenliği alanlarında yapılan iş birliğinin yanı sıra, askeri ve güvenlik iş birliğini ilerletmenin ve geliştirmenin yolları ele alındı. Ayrıca Kızıldeniz'in güvenliği başta olmak üzere bölgede yaşanan bazı krizler ve son gelişmeler de masaya yatırıldı. İki dost ülkenin ortak çıkarlarını ilgilendiren konularda iki taraf arasında düzenli istişarelerin ve koordinasyonun sürdürülmesi kararlaştırıldı” dedi.
CENTCOM Komutanı General Corella, Kahire’de Mısır Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı ve Savunma ve Askeri Üretim Bakanı Orgeneral Muhammed Zeki ile de bir araya geldi. Görüşmede, ortak çıkarlara ilişkin bazı bölgesel güvenlik sorunları ve her iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasındaki askeri iş birliğinin geliştirilmesinin yolları ele alındı.
Mısır Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü dün yaptığı açıklamaya göre Mısır Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı’nın General Corella ile görüşmesinde her iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasındaki kapsamlı ortaklık ve iş birliği ilişkilerinden duyduğu memnuniyetin yanı sıra bir sonraki aşamada askeri alanlarda daha fazla iş birliği olması arzunu dile getirdi. CENTCOM Komutanı General Corella, Mısır’ın bölgede güvenlik, istikrar ve dengenin sağlanmasında oynadığı önemli role övgüde bulunurken Mısır ve ABD arasındaki stratejik ortaklık ilişkilerinin derinliğini vurguladı.
Mısır Silahlı Kuvvetleri’nden dün yapılan açıklamada, Mısır devletinin Mısırlılara ve ulusal güvenliğe zarar vermeyi amaçlayan planları ve girişimleri engellemeye devam ettiği, ülkenin batı stratejik noktalarda konuşlu Sınır Muhafızları, Siva Vahası’nın güneyindeki Büyük Kum Denizi bölgesinde görevlerini yerine getirirken büyük bir silah ve mühimmat kaçakçılığını engellemeyi başardığı belirtildi. Açıklamaya göre Mısır güçleri, terörist unsurların sızma ve kaçakçılık faaliyetlerinde kullandığı 2 adet 4x4 aracın yanı sıra 7 adet keskin nişancı tüfeği, 2 adet Kalaşnikof makineli tüfek, 13 adet otomatik tüfek, 5 adet Beretta tüfek, RPG, 12,7 kalibre makineli tüfek, 2 adet 14,5 kalibre makineli tüfek, 8 adet otomatik şarjör ve çeşitli kalibrelerde bin 162 adet mermi ve bir uydu telefonu ele geçirildi.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Radi tarafından yapılan açıklamaya göre Sınır Muhafızları, kanun kaçaklarına karşı devletin ülke sınırlarının güvenliğini sağlama prosedürlerini uygulamak ve tüm sınır kapıları ve limanlarda devletin kontrolünü dayatmak amacıyla operasyonlarını yoğunlaştırdı.



Ankara’nın sınır dışı edilmeyeceklerine dair verdiği güvenceye rağmen Mısır İhvanı’nın korkuları sürüyor

Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları, Dünya Kupası’nın açılışı sırasında Katar Emiri’nin yanında el sıkışırken (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları, Dünya Kupası’nın açılışı sırasında Katar Emiri’nin yanında el sıkışırken (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Ankara’nın sınır dışı edilmeyeceklerine dair verdiği güvenceye rağmen Mısır İhvanı’nın korkuları sürüyor

Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları, Dünya Kupası’nın açılışı sırasında Katar Emiri’nin yanında el sıkışırken (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır ve Türkiye cumhurbaşkanları, Dünya Kupası’nın açılışı sırasında Katar Emiri’nin yanında el sıkışırken (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Türkiye’de ikamet eden İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) Örgütü’nden bazı unsurların “Türk vatandaşlığı ve ikamet izni alamama ve üzerlerindeki güvenlik baskılarının artmasına ilişkin krizin devam ettiğini” söylemeleri, ‘Ankara’nın sınır dışı edilmeyeceklerine dair verdiği son güvencelere rağmen İhvan unsurlarının mevcut endişeleri’ hakkında soruları gündeme getirdi.

dwfwe
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Uluslararası Müslüman Alimler Birliği’nden bir heyet ile

bu ayın başlarında görüşmesinin ardından İhvan mensupları derin bir nefes aldıklarını ifade etmişlerdi. Nitekim bu görüşme, İhvan mensuplarına, son zamanlarda özellikle İstanbul’daki güvenlik kampanyaları ve ‘sınır dışı etme faaliyetleri’ konusunda net bir güvence mesajı verilmesine tanık olmuştu. Erdoğan “İkamet koşullarını ihlal edenler ve yasa dışı göçmenler dışında kimseye dokunulmayacağını” vurgulamıştı.

‘Mısır’daki şiddet olaylarında hüküm giyen’ İhvan’a bağlı Mısırlı Vaiz Vecdi Ganim, saatler önce iletişim sitelerinde yayınlanan bir videoda, Erdoğan ile yaptıkları görüşme dolayısıyla İhvan ve Müslüman Alimler Birliği’ni hedef alarak “toplantıya katılma yönünde kendisini davet etmemeleri ve 2014’ten beri ülkede bulunmasına rağmen Türk makamlarının kendisine ikamet veya vatandaşlık vermeyi reddetmesi sorununu bugüne kadar gündeme getirmemelerini” eleştirdi.

Ganim’in videosu ile eş zamanlı olarak, bir kısmı İhvan’a bağlı olan ve Türkiye’de ikamet eden Mısırlıların sosyal paylaşım sitelerindeki sayfaları, “Erdoğan’ın güvencelerine rağmen durumlarının kesinleşmediğine ilişkin” şikayetlerle doldu. Abdullah eş-Şerif “Türkiye’nin İhvan’a karşı son zamanlardaki uygulamalarını” eleştirirken, Amr Abdulhadi “Türkiye’deki bazı İhvan” unsurlarını eleştirerek, “onları, bazılarının Türk vatandaşlığı alamaması ile ilgili krizin sebebi olmakla” itham etti. Muhammed Muntasır “Türkiye’nin İhvan unsurları, özellikle de gençlerinin aleyhindeki uygulamalarının sonlandırılması” çağrısında bulundu. Hüseyin Rıza ise Türkiye’de ikamet sıkıntısı yaşayanlara “İstanbul’u bırakıp geçici süreliğine civar illere gitmelerini” tavsiye etti.

Geçen mayıs ayında Türkiye’de yapılan milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sona ermesinin ardından başta çoğu İhvan mensubunun yaşadığı İstanbul olmak üzere çeşitli illerde başlatılan ‘güvenlik kontrolü’ kampanyaları nedeniyle İhvan unsurları son dönemde büyük tedirginlik yaşadılar. Gerek ikameti bitip yenilemeyerek gerekse geçici vize ile giriş yapıp ikamet başvurusunda bulunmayarak ikamet şartlarını ihlal eden çok sayıda kişi gözaltına alındı.

İstanbul’da ikamet eden Mısırlı yazar ve romancı Ali es-Savi, “Türkiye’de durumlarının yasallaşmasının göz ardı edilmesinden muzdarip birçok kişi var ve bunlar örgütle bağlantılı” dedi. Savi, “Türkiye hala örgüte siyasi baskı aracı olarak yaklaşıyor, daha fazlası değil” ifadelerini kullandı. Ayrıca “Türkiye’nin siyasi her sahneden uzaklaşmış bir örgütü tercih etmek için Mısır ile ilişkileri yeniden tesis etme yönünde attığı ileriye dönük adımları feda etmeyeceğini düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Savi Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda sözlerini şöyle sürdürdü:

“İhvan örgütünün, Türkiye’deki mevcut durumunu iyileştiren bir pazarlık konusu olmasını sağlayacak artık herhangi bir siyasi avantajı yok. Şu anda alternatif bir dayanak ve varoluşsal bir gerekçe olarak, Türkiye’de kendisine mümkün olduğunca uzun bir süre istikrar garanti edecek olan yatırım kartına güveniyor. Bu, her şeyin dizginlerini elinde tutan İhvan liderlerine bağlı, örgütün en geniş kesimini temsil eden gençlere ve örgütün yöntemini reddeden bazı kişilere değil. Bu insanların çoğu sınır dışı edilme korkusuyla oldukça kötü koşullarda yaşıyor.”

Mısır-Türkiye yakınlaşması, Türkiye’deki İhvan üyeleri arasında, Türk yetkililerin kendilerini Mısır’a sınır dışı edeceğine ilişkin derin endişelere yol açmıştı. Zira birçoğu Mısır’da cezai hükümlerle karşı karşıya ya da Mısır yargısı tarafından aranıyor.

Fotoğraf altı: Erdoğan ve Müslüman Alimler Birliği’nin heyeti arasında geçen görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Radikal hareketler ve uluslararası terörizm konusunda uzman Mısırlı araştırmacı Munir Edib’e göre “İhvan’a sadık unsurlar var ve Türkiye onlara ikamet veya vatandaşlık vermeyi reddediyor. Çünkü bunların bir kısmı, Erdoğan’ın İhvan’a verdiği son güvencelerden sonra bile Türk hükümetine rahatsızlık verebilir.”

Edib Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Türkiye, Mısır’da terör listesinde yer alan Yahya Musa ve Alaa es-Semahi’ye ikamet ve vatandaşlık vermeyecek. Aynı şey radikal fikirleri ve Mısır’da hakkındaki mahkeme kararı nedeniyle Vecdi Ganim için de geçerli” ifadelerini kullandı. Edib, bunun delili olarak “özellikle bu kişilerin aleyhinde Mısır’da şiddetle bağlantılı hükümler olduğu göz önüne alınırsa, Türkiye’nin bu kişilere vatandaşlık vermesinin Ankara’yı dışarıda ve ABD karşısında zor bir duruma sokacağını” söyledi.

2017’de bir Mısır mahkemesi, Vecdi Ganim ve İhvan’ın bazı üyelerini “Mısır’da terör eylemleri gerçekleştirmek için Vecdi Ganim Hücresi adlı bir oluşum kurmaktan” suçlu bularak ölüm cezasına çarptırmıştı. Mısır Savcılığı, Ganim ve diğerlerini “2013 ile Ekim 2015 arasında illegal bir grup kurmakla” suçlamış, bu grubun “amacının, anayasa ve kanun hükümlerinin çiğnenmesi, devlet kurumlarının ve kamu kurumlarının görevlerini yapmasına engel olunması, vatandaşların kişisel hürriyetlerine saldırılması ve millî birlik ve toplumsal barışın zedelenmesi yönünde çağrı yapmak” olduğunu belirtmişti. Ganim, geçtiğimiz haziran ayında bir videoda “Türk makamlarının dokuz yıldır yaptığı vatandaşlık talebini reddetmesine üzüldüğünü” söylemişti.

Öte yandan Savi “Vecdi Ganim’in (saatler önce yeni bir videoda) sınır dışı edilme korkusuyla vaziyetini yasallaştırma konusunda kendisine yardım eli uzatmaması sebebiyle örgüte sitem etmesi, Türkiye’nin Mısır ile başlattığı siyasi yola bağlılığının ve cezai olarak aranan bazı kişiler üzerindeki baskıları artırmasının yanı sıra, İhvan’ın mevcut güçsüzlüğünün, Türk karar mercilerinin üzerindeki zayıf etkisinin ve önceden sahip olduğu imtiyazların sona erdiğinin bir göstergesidir. Şu anda Türkiye’deki bazı İhvan mensupları arasında ciddi bir endişe var. Türkiye’de bulunan İhvan mensubu bazı gençler, örgütün liderlerine öfkeli. Çünkü vatandaşlık adaylarının isim listesini Türk makamlarına sunan örgüt ve baş kaldıran -veya örgütün kararlarını reddeden ya da Türkiye’deki örgüt liderlerine biat etmeyen- herhangi bir ismin reddedilmesi Türkiye’deki bazı İhvan liderlerinin elinde” ifadelerini kullandı.