Suudi Arabistan ve Ürdün’den ekonomi ve yatırım alanlarındaki iş birliğini artırma kararı

Prens Muhammed bin Selman, Ürdün’den Ürdün Veliaht Prensi Hüseyin bin Abdullah tarafından uğurlandı. (SPA)
Prens Muhammed bin Selman, Ürdün’den Ürdün Veliaht Prensi Hüseyin bin Abdullah tarafından uğurlandı. (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve Ürdün’den ekonomi ve yatırım alanlarındaki iş birliğini artırma kararı

Prens Muhammed bin Selman, Ürdün’den Ürdün Veliaht Prensi Hüseyin bin Abdullah tarafından uğurlandı. (SPA)
Prens Muhammed bin Selman, Ürdün’den Ürdün Veliaht Prensi Hüseyin bin Abdullah tarafından uğurlandı. (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın Ürdün ziyaretinde iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin güçlendirilmesi kararlaştırıldı. Muhammed bin Selman Amman’da Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Ürdün Veliaht Prensi Hüseyin bin Abdullah ile kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmelerde, ortak ilgi alanına giren birçok bölgesel ve uluslararası mesele masaya yatırıldı. Toplantının başlıca gündem maddesi ise Filistin meselesi oldu. Taraflar, Filistin meselesinin, 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını içeren, iki devletli çözüm kapsamında siyasi bir ufuk bulunarak halledilmesi gerektiği üzerinde hemfikir oldu. Muhammed bin Selman ve Kral 2. Abdullah, bölgesel ve uluslararası istikrar ve güvenliğin tesis edilebilmesi için iki devletli çözümün tek seçenek olduğunu vurgulayarak, İsrail’in adil bir barış ve bağımsız bir Filistin devletini engelleyen yasa dışı eylemlerini bir an önce durdurması gerektiğini ifade ettiler.
Suudi Arabistan-Ürdün ortak bildirisinde, İsrail'in Kudüs'teki Müslüman ve Hristiyan kutsallarına, ayrıca Ürdün Vakıflar ve İslami İşler Bakanlığı’na bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’nin yetkisine saygı duyması istendi. İslami Vakıflar İdaresi’nin Mescid-i Aksa’nın işlerini yürütmede tek yetkili merci olduğu vurgulanan açıklamada, Mescid-i Aksa’nın tüm alanıyla Müslümanların ibadet alanı olduğu vurgulandı. Suudi Arabistan, Haşimi Ürdün Krallığı’nın Kudüs’teki Müslüman ve Hristiyan kutsallarının korunmasındaki tarihi rolü ve sorumluluklarını özveriyle yerine getirmesine övgüde bulundu.
Taraflar Yemen meselesinde, Körfez Girişimi ve yürütme mekanizmaları başta olmak üzere ülkedeki krizin kapsamlı bir siyasi çözüme ulaştırılması için sergilenen tüm bölgesel ve uluslararası çabaları desteklediklerini teyit ettiler. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2216 sayılı kararının uygulanması gerektiğine işaret eden taraflar, Yemen Ulusal Diyalogu’nun sonuçlarını desteklediklerini deklare ettiler. Taraflar ayrıca Husi milislerin, ülkedeki önde gelen isimleri hedef almasını, Suudi Arabistan’daki hayati sektörlere terör saldırıları gerçekleştirmesini ve Yemen’de siyasi çözümün önünde engel teşkil edecek eylemlerde bulunmasını kınadılar. Ürdün, Suudi Arabistan’ın ulusal güvenliğini ve istikrarı korumak için alacağı tüm önlemleri desteklediğini yineledi. Taraflar ayrıca Yemen Başkanlık Konseyi’nin güvenlik ve istikrarı sağlama ve ülkedeki krizi sonlandırma yönündeki çabalarını desteklediklerini ifade ettiler.
Suudi-Ürdün ortak bildirisinde, uluslararası topluma, Husilere baskı yaparak ateşkesi sürdürmelerinin, BM Yemen Özel Elçisi ile iş birliği yapmalarının ve barış çabalarına ciddiyetle katılmalarının sağlanmasına katkıda bulunulması istendi.
Suriye meselesine de değinilen ortak bildiride, Suriye’nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün korunması, güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanması ve mültecilerin gönüllülük esasına göre geri dönüşünü sağlayacak koşulların yaratılması için çaba sarf edilmesi gerektiği belirtildi. Suriye halkının yanında durmaya devam edeceklerini vurgulayan taraflar, uluslararası toplumun mültecilere destek vermeyi sürdürmesi gerektiğini belirterek, mültecilerin yükünün sadece misafir eden ev sahibi ülkelere yüklenemeyeceğini ve ortak sorumluluk gerektirdiğini ifade ettiler. Suudi Arabistan, Ürdün’ün 1 milyon 300 bin kardeş Suriyeli mülteciyi barındırarak sergilediği insani tutumu takdir ettiğini iletti.
Lübnan’da güvenlik ve istikrarın korunması gerektiğini vurgulayan taraflar, Lübnan devletine ve halkına, içinde bulundukları krizi aşmak için destekte bulunulmasının zorunlu olduğunu vurguladılar. Suudi Arabistan ve Ürdün, Lübnan’a bir an önce reformların gerçekleştirilmesini, komşu ülkelerle iyi ilişkiler geliştirmesini ve silahı meşru organlarla sınırlandırmasını tavsiye ettiler. Hizbullah’ın Arap ülkelerinin iç işlerine karışmaktan imtina etmesi ve bölgedeki güvenliği tehdit eden icraatları sonlandırması da talep edildi.
Suudi Arabistan ve Ürdün, Irak’ın güvenliğinin bölgesel güvenlikte kilit bir rolü olduğunu ifade ederek, kardeş Irak’ın terörle mücadelesini, güvenlik ve istikrarı sağlama çabalarını desteklediklerini vurguladılar. Taraflar, ülkenin yeniden inşasında, kardeş Irak halkının refah içinde daha iyi bir geleceğe ulaşması için Irak’ın yanında durduklarını teyit ettiler. Ayrıca Ortadoğu’nun nükleer silahlardan ve kitle imha silahlarından arındırılması yönündeki uluslararası çabaları desteklediklerini belirterek İran’ın nükleer faaliyetlerinin barışçıl çerçevede kalmasını ve nükleer silah geliştirmesinin engellenmesinin önemini vurguladılar. İran’ın iyi komşuluk ilişkilerini benimsemesi, bölgedeki istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerini sonlandırması ve Arap ülkelerinin iç işlerine müdahil olmayacağını taahhüt etmesi yönündeki Arap ülkelerinin çabalarını desteklediklerini ifade ettiler. Suudi Arabistan ve Ürdün radikalizm ve her türlü terörle mücadelede çabalarını artırmayı, terörizmin fikirsel köklerini ve finansmanını kurutmak için iş birliği yapmayı, dini, kültürel ve sosyal ılımlı mesajların ve değerlerin yaygınlaşması için dayanışmayı sıkılaştırmayı taahhüt ettiler. Taraflar ayrıca bölgesel ve uluslararası alanlarda, iki ülkeyi ilgilendiren politik, güvenlik konularında koordinasyon, iş birliği ve istişareleri artırmayı kararlaştırdı.
Suudi-Ürdün ortak bildirisinde, iki ülke arasındaki ekonomi ve yatırım alanlarındaki iş birliği seviyesinin artırılmasının da kararlaştırıldığı kaydedildi. Taraflar, Suudi-Ürdün Ortak Komitesi’nin 17’inci toplantısının sonuçlarının ve daha önce yapılan anlaşmaların uygulanmasının takibinin önemine atıfta bulundular. Ayrıca madencilik, altyapı, tarım, turizm, kültür, sağlık, bilgi teknolojileri sektörleri başta olmak üzere, ortak yatırımlarda iş birliğinin güçlendirilmesi ve çeşitlendirilmesinin önemine dikkat çektiler.
Suudi Arabistan, Ürdün’ün on yıllık ekonomik modernizasyon vizyonunu takdirle karşıladığını bildirirken taraflar, iki ülke arasında elektrik alanındaki iş birliğinin arttırılmasının ve enerji verimliliği alanlarında ortaklığın güçlendirilmesinin önemini vurguladılar. Ürdün Haşimi Krallığı, Suudi Arabistan'ın Yeşil Suudi Arabistan ve Yeşil Ortadoğu girişimlerini başlatmasından duyduğu memnuniyeti dile getirirken Riyad yönetiminin iklim ve çevre alanlarındaki çabalarını desteklediğini bildirdi.
Taraflar, hidrojen projelerinde iş birliğinin arttırılmasını da kararlaştırdılar. Nükleer enerjinin barışçıl kullanımı alanında iş birliğinin sürdürülmesinin önemini vurgulayan taraflar ayrıca gıda güvenliği, sağlık ve eğitim alanlarındaki ortaklığı geliştirme ve özellikle küresel salgınlarla mücadelede dayanışmanın artırılmasının gereğine işaret ettiler. Taraflar, turizm, kültür, spor ve gençlikle ilgili alanlardaki iş birliği seviyesinin yükseltilmesinde de hemfikir olduklarını belirtirken Suudi Arabistan, Expo 2030'un başkent Riyad'da düzenlenmesi için desteklerinden dolayı Ürdün’e teşekkür etti.



Suudi Arabistan, Fortune Global Forum'da niteliksel atılımlarını sergiliyor... Krallık: ‘Fırsatlar Ülkesi’

Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
TT

Suudi Arabistan, Fortune Global Forum'da niteliksel atılımlarını sergiliyor... Krallık: ‘Fırsatlar Ülkesi’

Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği Danışmanı ve Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Krallığın bugün bir fırsatlar ülkesi haline geldiğini belirterek, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 çerçevesinde çeşitli alanlarda kaydettiği niteliksel atılımları vurguladı.

26-27 Ekim tarihlerinde ilk kez Riyad'da düzenlenen Fortune Global Forum'un açılış konuşmasında er-Reşid, kadınların işgücü piyasasına katılımının yüzde 37'ye ulaşarak 2030 için belirlenen hedefi aştığını açıkladı. Öte yandan, turizm sektörü geçen yıl 100 milyon ziyaretçi hedefi açıklanmışken, 120 milyon ziyaretçiyi ağırladı.

Er-Reşid, yaklaşık 8 milyonluk nüfusu ile dünyanın en büyük 50 şehir ekonomisi arasında yer alan Riyad şehrinin, Suudilerin hırsını ve zorlu bir ortamda inşa etme yeteneğini somutlaştırdığını belirtti. Er-Reşid, “Başarılar, Suudi halkını karakterize eden hırs, sabır ve sınırsız iyimserlik sayesinde elde edildi” ifadesini kullandı.

Er-Reşid, Vizyon 2030'un uygulanmasının tüm sektörleri kapsayan kesin performans göstergelerine dayandığını belirtti. Suudi Arabistan’ın, çeşitli bölgelerdeki erkek ve kadınların ortak çabalarıyla, küresel yetenekleri çekerek ve uluslararası ortaklıkları güçlendirerek binden fazla girişim başlattığını ve bunların yüzde 85'inin plana göre ilerlediğini kaydetti.

Suudi Arabistan’ın iş birliği ve yatırımı artırmak için dünyaya kollarını açtığını vurgulayan er-Reşid, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı: “Buradayız, hazırız. Yeteneklerimizi artıracak ve bilgimizi derinleştirecek yeni ortaklıklar kurmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.”

Fortune Global Forum, yapay zekâ alanındaki tarihi gelişmeler, jeopolitik gerilimler ve değişen ticaret politikalarının küresel pazarlar ve tedarik zincirleri üzerindeki etkisi dahil olmak üzere, küresel ekonomideki büyük değişikliklerin arkasındaki itici güçleri tartışıyor. Ayrıca, ekonomilerin stratejilerini enerji bağımlılığından finansal liderliği güçlendirmeye doğru yeniden yönlendirdiği, kamu-özel sektör ortaklıkları için yeni fırsatlar yarattığı ve iş ve yatırım alanlarında küresel iş birliğinin haritasını yeniden çizdiği Körfez bölgesindeki dönüşümleri de vurguluyor.


İsrail ordusu Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti

İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti

İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)

İsrail ordusu bugün Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti. İsrail ile Hamas arasındaki savaşın başlamasından yaklaşık iki yıl sonra İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin en büyük şehrini kontrol altına almaya hazırlanıyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee'nin X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Bugün saat 10:00'dan itibaren geçerli olacak askeri faaliyetler için yerel ve geçici ateşkes, tehlikeli savaş bölgesi olarak kabul edilen Gazze şehri bölgesini kapsamamaktadır” denildi.

Söz konusu ateşkes, yardım dağıtımını kolaylaştırmak için belirli bölgelerde günlük olarak uygulanan ateşkesi ifade ediyor.

İsrail ordusu geçtiğimiz temmuz sonunda, ‘Birleşmiş Milletler (BM) konvoylarının ve sivil toplum kuruluşlarının güvenli geçişini sağlamak’ amacıyla Gazze şehri ve kuşatma altında bulunan ve tahrip edilmiş Filistin topraklarının diğer bölgelerinde askeri faaliyetlerin ‘günlük olarak askıya alınacağını’ duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre İsrail ordusu bugün, ‘Gazze Şeridi'ndeki terör örgütlerine karşı kara manevraları ve saldırı faaliyetlerini sürdürürken, Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çabalarını da desteklemeye devam edeceğini’ belirtti.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü ise bugün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nde 33 kişinin öldürüldüğünü bildirdi.

İsrail'e savaşı sona erdirmesi için uluslararası ve ulusal baskıların artmasına rağmen, ordu dün, güçlerinin Gazze Şeridi genelinde ‘operasyonlarına devam ettiğini’ duyurdu.

İsrail hükümetinin ağustos ayı başında Gazze şehrini kontrol altına alma planını onaylamasının ardından, Gazze şehri sakinlerinin tahliyesinin ‘kaçınılmaz’ olduğu ifade edildi.


Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırısını kınadı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne desteğini yineledi

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
TT

Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırısını kınadı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne desteğini yineledi

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)

Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye topraklarındaki devam eden ihlallerini güçlü bir şekilde kınadığını ifade ederek, bunları Suriye'nin içişlerine ‘açık bir müdahale’ ve Suriye'nin egemenliğinin ve 1974 yılında imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması da dahil olmak üzere uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak nitelendirdi.

Suudi Arabistan'ın resmi tutumu, Süveyda vilayetinde son dönemde yaşanan gelişmeler ve buna bağlı olarak İsrail'in Suriye topraklarındaki gerginliği artırması üzerine Dışişleri Bakanlığı tarafından bugün yayınlanan bir açıklamada ortaya kondu.

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenlik ve istikrarı sağlamak, sivil barışı korumak ve devletin ve kurumlarının tüm Suriye toprakları üzerindeki egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi.

Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, Suudi Arabistan'ın Suriye'yi bölmeye yönelik her türlü ayrılıkçı çağrı veya girişimi kategorik olarak reddettiği vurgulanarak, Suriye halkının tüm bileşenlerine diyalog ve mantığa öncelik vermeleri ve birleşik ve güvenli bir Suriye inşa etmek için birlikte çalışmaları çağrısında bulunuldu.

Suudi Arabistan ayrıca, uluslararası topluma İsrail'in tekrarlanan ihlallerine karşı ciddi ve kararlı bir tutum sergilemesi ve Suriye'nin egemenliğini yeniden tesis etme ve topraklarının tamamında güvenliği sağlama çabalarına destek olması çağrısını yineledi.