Şarku’l Avsat, 32.Arap Birliği Liderler Zirvesi’nin taslak bildirisinin en önemli noktalarına ulaştı

Arap dışişleri bakanlarının Çarşamba günü Cidde'de gerçekleştirdiği toplantıdan (AFP)
Arap dışişleri bakanlarının Çarşamba günü Cidde'de gerçekleştirdiği toplantıdan (AFP)
TT

Şarku’l Avsat, 32.Arap Birliği Liderler Zirvesi’nin taslak bildirisinin en önemli noktalarına ulaştı

Arap dışişleri bakanlarının Çarşamba günü Cidde'de gerçekleştirdiği toplantıdan (AFP)
Arap dışişleri bakanlarının Çarşamba günü Cidde'de gerçekleştirdiği toplantıdan (AFP)

Şarku’l Avsat, bugün Cidde’de iyimser ve fikir birliğine dayalı bir atmosferde başlayan 32. Arap Birliği Liderler Zirvesi’nin nihai bildiri taslağına ulaştı.

Taslak, Filistin meselesi, Suriye krizi ve Lübnan'ın durumu ile başlayan, İran dosyası, çevre, siber güvenlik ve ekonomik meselelerle sona eren Arap dünyasının meseleleriyle ilgili 30'dan fazla konuyu içeriyor.

Taslak bildiride, Filistin meselesinin tüm Arap ulusu için merkezi önemi, işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Arap kimliği, Filistin Devleti'nin başkenti, Filistin Devleti'nin Doğu Kudüs dahil 1967'de işgal edildiği tüm topraklar üzerinde mutlak egemenlik hakkı ve ‘Arap Barış Girişimi’ni harekete geçirmenin önemi yer alıyor.

Lübnan dosyasında ise, Lübnan makamlarına cumhurbaşkanının bir an evvel seçilmesi, hükümetin kurulması için harcanan çabaların sürdürülmesi ve boğucu krizden çıkmak için ekonomik reformların gerçekleştirilmesi çağrısı var.

Sudan ile ilgili olarak, ülkenin egemenliğinin, bağımsızlığının ve toprak bütünlüğünün korunması, iç işlerine müdahale edilmemesi, krizin bir iç mesele olarak görülmesi ve kurumların korunması konularında tam dayanışma ifade ediliyor.

Taslak, Libya'daki gelişmeler çerçevesinde, Libya'nın birliğine, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne bağlılığı, her türlü dış müdahaleyi reddetmeyi ve gerilimi tırmandırmaktan kaçınmayı teyit ediyor.

İran dosyasına ilişkin olarak, Suudi Arabistan ile İran arasında Pekin'de varılan, diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması, misyonların yeniden açılması ve iki ülke arasındaki güvenlik ve ekonomik işbirliği anlaşmasının etkinleştirilmesini içeren anlaşma memnuniyetle karşılandı.

Taslak bildiride, Türk kuvvetlerinin Irak topraklarına saldırıları kınanırken, Türk hükümetine kuvvetlerini koşulsuz olarak Irak topraklarından geri çekmesi çağrısında bulunuldu.

Taslak, terörle mücadele kapsamında, terör örgütlerinin Arap ülkelerinde ve dünyada başlattığı her türlü suç faaliyetleri kınanarak, Arap Terörle Mücadele Sözleşmesi'ni onaylamayan Arap ülkelerine çağrıda bulunuldu.



Katar: Gazze halkı topraklarını terk etmek istemiyor, kimsenin onları zorlamaya hakkı yok

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye'de, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşında yıkılan binaların arasında sokakta yürüyor (AP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye'de, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşında yıkılan binaların arasında sokakta yürüyor (AP)
TT

Katar: Gazze halkı topraklarını terk etmek istemiyor, kimsenin onları zorlamaya hakkı yok

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye'de, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşında yıkılan binaların arasında sokakta yürüyor (AP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye'de, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşında yıkılan binaların arasında sokakta yürüyor (AP)

Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, ülkesinin Filistin halkına desteğinin süreceğini ancak Doha’nın “başkalarının yıktığını yeniden inşa etmeyeceğini” söyledi. Bakan, İsrail’in iki yılı aşkın süredir Gazze Şeridi’nde yol açtığı yıkıma işaret etti.

Doha Forumu’nda konuşan Al Sani, Gazze’de yaşayanların topraklarını terk etmek istemediğini vurgulayarak “Hiçbir tarafın onları göçe zorlamaya ya da başka bir yere taşımaya hakkı yok” dedi.

İsrail güçlerinin Gazze içinde kalmaya devam etmesinin ve ihlallerin sürmesinin çatışmayı yeniden tırmandırabileceğini belirten Katar Dışişleri Bakanı, Filistin meselesine çözüm bulunmamasının bölgesel gerginlikleri derinleştirdiğini ifade etti. “İki devletli çözüm”ün tek çıkış yolu olduğunu vurgulayan Al Sani, bölgenin “Filistinlilere yönelik etnik temizliği amaçlayan aşırılıkçı ajandalara” bırakılamayacağını söyledi.

İran’ın nükleer programına ilişkin diplomatik girişimlerin yokluğuna da dikkat çeken Al Sani, Tahran’a karşı atılacak her adımın bölge ülkeleri için sonuçlar doğuracağını belirtti.

Katar Dışişleri Bakanı ayrıca, ABD’nin Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesine yönelik çabalarının başarılı olmasını umduklarını dile getirdi.


Suudi Arabistan'ın Suriye'deki beslenme durumunu iyileştirme programı

Operasyon ve Programlar Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Mühendis Ahmed el-Baiz, dün Riyad'da programın imzalanması sırasında (SPA)
Operasyon ve Programlar Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Mühendis Ahmed el-Baiz, dün Riyad'da programın imzalanması sırasında (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Suriye'deki beslenme durumunu iyileştirme programı

Operasyon ve Programlar Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Mühendis Ahmed el-Baiz, dün Riyad'da programın imzalanması sırasında (SPA)
Operasyon ve Programlar Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Mühendis Ahmed el-Baiz, dün Riyad'da programın imzalanması sırasında (SPA)

Kral Selman İnsani Yardım ve Destek Merkezi (KSRelief), dün Suriye genelindeki ihtiyaç bölgelerinde ve yerinden edilmiş topluluklarda beş yaş altı çocuklar, hamile kadınlar ve emziren anneler de dahil olmak üzere en savunmasız grupların beslenme durumlarını iyileştirmek için bir yönetim programı imzaladı.

Program, eğitimli ve kalifiye ekipler aracılığıyla kapsamlı koruyucu ve tedavi edici beslenme hizmetleri sunarak hayat kurtarmaya ve sürdürülebilir iyileşmeyi sağlamaya katkıda bulunacak. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre program Deyrizor, Hama, Humus ve Halep vilayetlerinde 645 bin kişiye doğrudan ve dolaylı olarak fayda sağlayacak.

Bu program, sağlık tesislerindeki beslenme kliniklerinin iyileştirilmesini, mobilya, tıbbi ekipman ve diğer ihtiyaçlarla donatılmasını, kliniklerin işletilmesini, personel kapasitesinin artırılmasını ve toplum bilinçlendirme programlarının sağlanmasını kapsamaktadır.

Program, Suudi Arabistan'ın insani yardım kolu olan KSRelief aracılığıyla sağlık sektörünü desteklemek ve Suriye halkının acılarını hafifletmek için yürüttüğü çabaların bir parçasıdır.


Sakhir Deklarasyonu: Körfez güvenliği bölünmez bir bütündür

Körfez ülkelerinin liderleri ve temsilcilerinin dün Manama zirvesinde çekilmiş hatıra fotoğrafı (SPA)
Körfez ülkelerinin liderleri ve temsilcilerinin dün Manama zirvesinde çekilmiş hatıra fotoğrafı (SPA)
TT

Sakhir Deklarasyonu: Körfez güvenliği bölünmez bir bütündür

Körfez ülkelerinin liderleri ve temsilcilerinin dün Manama zirvesinde çekilmiş hatıra fotoğrafı (SPA)
Körfez ülkelerinin liderleri ve temsilcilerinin dün Manama zirvesinde çekilmiş hatıra fotoğrafı (SPA)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üye ülkelerinin liderleri, dün Bahreyn'in başkenti Manama'da bir araya gelerek, KİK'in güvenliğinin bölünmez olduğunu vurguladılar. Altı üye ülkenin ve bölgedeki diğer tüm ülkelerin egemenliğine saygı gösterme, içişlerine karışmama ve güç kullanımını veya güç kullanımı tehdidini reddetme taahhütlerini teyit ettiler.

"Sakhir Deklarasyonu", Körfez ülkelerinin ortak güvenliği güçlendirme, Filistin devletinin kurulmasını ilerletme ve Arap dünyasındaki savaşları sona erdirme yönündeki yönelimini yansıtan çeşitli mesajlar içeriyordu.

Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim el-Budeyvi, Körfez Sivil Havacılık Otoritesi'nin kurulduğunu, Katma Değer Vergisi ve Seçici Vergi Birleşik Anlaşması'nın bazı maddelerinde değişiklik yapıldığını, Körfez Sanayi Platformu'nun başlatıldığını, Dördüncü Sanayi Devrimi için Körfez Merkezi'nin uygulanmaya başlandığını ve Gümrük Veri Değişim Platformu 2026'nın işletilmesiyle Gümrük Birliği projesinde ilerleme sağlandığını duyurdu.

Öte yandan Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman bin Abdülaziz ile Bahreyn Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Selman bin Hamad, dün Manama'da iki ülke arasındaki Koordinasyon Konseyi'nin dördüncü toplantısına başkanlık etti.