Arap toplumunun umutlarının yeniden dirilişinin kaynağı: Kral Abdulaziz

Kral Abdulaziz.
Kral Abdulaziz.
TT

Arap toplumunun umutlarının yeniden dirilişinin kaynağı: Kral Abdulaziz

Kral Abdulaziz.
Kral Abdulaziz.

Abdullah er-Raşid

Hicri 1319 yılı Şevval ayının beşi, Miladi 1902 yılının ocak ayının on beşine tekabül eden Arap Yarımadası'nın ve modern Arapların tarihini değiştiren çok önemli bir gündü. O zamanlar oldukça genç olan Abdulaziz bin Abdurrahman Al Suud, az sayıda adamıyla birlikte babalarının ve dedelerinin krallığını geri alma umuduyla Riyad'a doğru yola çıktı. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Masmak Sarayı'ndan bir müjdeci şöyle seslendi:

“Hüküm önce Allah'ındır, sonra İbn Suud'un.”

Kral Abdulaziz, yüzyıllar boyunca bölünmüşlük, parçalanmışlık, ayrılık ve yoksulluktan mustarip olan Arap Yarımadası'nı birleştirerek inanılmaz, efsanevi bir destan yazdı. Kral Abdulaziz ile tarihte yeni bir sayfa açıldı. Suudi Arabistan, Arap Yarımadası'nın dev gücü, Arapların ve Müslümanların başkenti haline geldi. Kadri Kalaci’nin dediği gibi; ‘Arapların Napolyon'u’ olarak tanımlanan o kral, yani İbn Suud, arkasında Avrupa'nın yarısı büyüklüğünde geniş bir krallık bıraktı. Büyük bir destanın ve yarım yüzyıl süren zihin dünyasındaki gezintilerinin ardından, kumun derinliklerinden yeni bir ulus çıkarmayı başardı. Bu olay, gerçekten de tarihte bir dönüm noktasıdır. Diplomat Hafız Vehbe bununla ilgili olarak, “Yunan mitolojisindeki kahramanlarının öykülerine benzeyen efsanevi bir öykü gibidir. Aynı zamanda bizlere İbn Suud'u çevreleyen tehlikelerin büyüklüğünü de göstermektedir” diyor.

Arapların Napolyon'u olarak tanımlanan o kral, yani İbn Suud, arkasında Avrupa'nın yarısı büyüklüğünde geniş bir krallık bıraktı. Büyük bir destanın ve yarım yüzyıl süren zihin dünyasındaki gezintilerinin ardından, kumun derinliklerinden yeni bir ulus çıkarmayı başardı.

(Kadri Kalaci)

O gün tüm Arap halkları için ilham vericiydi. İçlerindeki umudu canlandırdı. Arap ülkelerinde reform ve yeniden ayağa kalkmaya yönelik ilerleme ve hareket ruhunu yaydı. Bu nedenle ABD’li yazar Edward Peking şöyle diyor:

“Arap halklarının uyanışının sırrını anlamak için İbn Suud'un karakterini araştırmalıyız. Çünkü Arap Yarımadası’nda ortaya çıkan bu adam Arapları birleştirdi, onları harekete geçirdi ve canlı bir organizma haline getirdi. Mısır, Suriye ve Filistin'de gerçekleşen her ayaklanmada onun sesini duyarız. Tüm Arapların kulaklarında Kral Abdulaziz'in sesi çınlar.”

Kral Abdulaziz'in kişiliğinin ve krallığı birleştirme projesinin Arapların ruhu üzerindeki etkisini gösteren ve Arap ülkelerinin ilerlemesi için gerekli umudu canlandıran faaliyetleri arasında araştırmacı Kasım er-Ruveys’in ‘Şekib Arslan'ın Fikirleri ve Biyografisi’ adlı kitabında bahsettikleri zikredilebilir. Öyle ki er-Ruveys, kitabında eşsiz bir tarihi olaya da değinmiştir. Suriye Ulusal Bloğu önderleri, kendilerini Suriye devriminin en önde gelen gruplarından biri olarak takdim ederek Kral Abdulaziz'den Suriye'nin sömürgecilikten kurtarılması ve oğlunun kendilerine kral olarak atanması için yardım talebinde bulunmuştur. Bu olay tüm çıplaklığıyla bu kitapta anlatılıyor.

Fotoğraf Altı: Kral Abdulaziz'in adamlarının Riyad'ı geri almak için yola çıkarken çekilen görüntüleri, Suudi Arabistan, 1910.
Kral Abdulaziz'in adamlarının Riyad'ı geri almak için yola çıkarken çekilen görüntüleri, Suudi Arabistan, 1910.

Necid ve Hicaz bölgeleri, 1920'lerde yabancı sömürgeciliğine karşı mücadele eden Arap devrimcilerinin kalbinde derin ve güçlü bir yere sahipti. Bölgede yabancı güçler tarafından sömürgeleştirilmemiş neredeyse tek bağımsız Arap ülkesi Suudi Arabistan olduğu için, Kral Abdulaziz diğer Arap ülkelerinin bağımsızlığına son derece düşkündü. Kral Abdulaziz, Arap toplumlarının özgürlüklerini garanti altına alan ve varlıklarını koruyan her türlü eylemi destekledi. Tüm Arap ülkelerine her düzeyde yardım etmek ve desteklemek için hiçbir çabadan kaçınmadı.

Bağımsızlığın korunması

Şekib Arslan onun hakkında şöyle diyor:

“Daha sonra İbn Suud'un Arapların haklarını ihmal etmediğini ve yarımada üzerindeki yabancı etkisini azaltmak için çaba gösterdiğini doğrulayan bazı gizli yazışmalar gördüm.”

Ayrıca Arslan, 1930 yılında da şunları söyledi:

“Eğer Allah, Arap Yarımadası'nın kalbinde Arap bağımsızlığını korumak için Abdulaziz bin Suud'u görevlendirmeseydi, Frenklerin kılıçları şimdiye kadar Arapların boyunlarında olurdu. İbn Suud’da, yüzünde kahramanlık ifadesi olan yakışıklı bir kral ve gerçek Arap bağımsızlığı giysisini giyerek halkının ihtiyaçlarına koşan cesur bir hükümdar gördüm. Bu yüzden kulaklarımın duyduğundan daha fazlasını gözlerim gördüğü için Allah'a şükrettim. Bu ulusun geleceği konusunda ümitvar oldum.”

Araştırmacı er-Ruveys, Kral Abdulaziz'in Suriye-Arap Devrimi ile ilişkisine dair incelemelerinde bu durumu doğruluyor:

“Kral Abdulaziz, 1920’li yılların ortalarında patlak veren Büyük Suriye Devrimi’yle ilgilendi. Özellikle de Fransızların devrimci güçler üzerindeki kısıtlamaları ve baskısı, başta Sultan el-Atraş liderliğindeki devrimci grupların ve liderlerinin Suriye topraklarını terk etmek zorunda kalarak önce Ürdün’e daha sonra da İngilizlerin baskısıyla Suudi Arabistan’a sığınmalarına yol açtıktan sonra Kral Abdulaziz’in ilgisi daha da belirgin hale geldi.”

Diğer yandan Suriyeli tarihçi Emin Said, Kral Abdulaziz hakkında yazdığı ‘Suudi Devleti Tarihi’ adlı kitabında bu konuya değinmiştir:

“1925-1927 Büyük Suriye Devrimi Fransa’ya karşı gerçekleştiği esnada Kral Abdulaziz’den büyük miktarda mali yardım alındı. Aynı zamanda Kral Abdulaziz ülkesinin doğusunun ve sınıra yakın olan Cevf, Sakaka ve Karyetü’l Malah’ın kapılarını Suriyeli mücahitlere açtı. Böylece onlar da güvenli bir şekilde buraya yerleştiler.”

İbn Suud’da, yüzünde kahramanlık ifadesi olan yakışıklı bir kral ve gerçek Arap bağımsızlığı giysisini giyerek halkının ihtiyaçlarına koşan cesur bir hükümdar gördüm.

(Şekib Arslan)

Şekib Arslan, İbn Suud'un tutumundan minnettarlıkla bahsederek bunu doğruluyor:

“İngilizler Suriyeli devrimcileri Azrak'ı terk etmeleri ya da Fransızlara teslim olmaları konusunda uyardığında, yaklaşık bin kişi teslim olmaya zorlandı. Ancak iki kardeş Adil ve Sultan el-Atraş ve diğer komutanlar teslim olmayı reddederek İngilizlere şöyle dediler: ‘Biz, İbn Suud'un topraklarına gideceğiz. Çünkü orada bize karışmaya hakkınız yok. İbn Suud'un topraklarında bize karşı en ufak bir kontrol hakimiyetiniz yok.’ Böylece Vadi el-Sirhan'a doğru yürüdüler. Nabek Vahası'nın tadını çıkardılar ve o gerçek Arap bayrağının gölgesine sığındılar. Yaklaşık bin beş yüz kişiydiler. Eğer İbn Suud'un gölgesi olmasaydı, hiçbir yere yerleşemezlerdi ve yeryüzünün tüm genişliğine rağmen arazi onlara dar gelmeye başlardı. Fransızlardan koruma istemedikçe Suriye'ye giremezlerdi. Ne Filistin ne Ürdün ne de Irak onları kabul edemezdi. Yemen'e ise gidebilecek hiçbir yolları yoktu.”

Arslan bu ifadeleriyle Kral Abdulaziz’in harikulade tutumunu gözler önüne seriyor.

Fotoğraf Altı: Kral Abdulaziz.
Kral Abdulaziz.

Er-Ruveys söz konusu döneme ilişkin şunları söylüyor:

“Suriyeli vatanseverler (Ulusal Blok), İbn Suud'un etkili yardımıyla bağımsız bir Suriye görmeyi arzuluyorlardı. Bir Fransız raporunda, Suriyeli vatanseverler ile İbn Suud arasındaki ilişkinin geçmişinin 1926'ya kadar uzandığı, ancak Kurucu Meclis çalışmaları askıya alınıp 1928'de Yüksek Komisyon ile görüşmeler kesilince tekrar İbn Suud'a döndükleri belirtiliyor. Bu raporda, Şekib Arslan'ın Nisan 1929'da Hac için Mekke'ye gitmek üzere Cenevre'den ayrıldığı kaydedilmiş. Arslan, Suriye Krallığı'nın ilanını kabul eden ve İbn Suud'un oğlunu kral olarak atayan bir konferansa başkanlık etmek için Filistin'e uğramayı planlasa da bu çabası, İngilizlerin Filistin'e girişini engellemesiyle boşa çıkmıştır.”

Fransız raporuna göre Arslan’ın Hicaz'da uzun süre kaldığı sırada Halid el-Hekim, Yusuf Yasin, Fuad Hamza ve diğerleri gibi İbn Suud'un yakın çevresini milliyetçilerin tezleri etrafında seferber etti. Ancak Arslan, meseleyi İbn Suud’a açtığında İbn Suud, meselenin ertelenmesi gerektiğini söyledi. Arslan, 18 Mayıs 1929'da Fevzi Gazi'ye bu konuda bir mektup yazdı. Ulusal Blok, Baalbek'te bir toplantı düzenledi. İbn Suud'a bir mektup yazarak Suriye'de monarşi ilan etme ve bunun için oğlunu aday gösterme kararını bildirdi.

1925-1927 Büyük Suriye Devrimi Fransa’ya karşı gerçekleştiği esnada Kral Abdulaziz’den büyük miktarda mali yardım alındı. Aynı zamanda Kral Abdulaziz ülkesinin doğusunun ve sınıra yakın olan Cevf, Sakaka ve Karyetü’l Malah’ın kapılarını Suriyeli mücahitlere açtı. Böylece onlar da güvenli bir şekilde buraya yerleştiler.

(Emin Said)

El-Hekim 10 Ekim 1929'da Şam'a döndükten sonra bu fikir tekrar gündeme geldi ve konuya dair İbn Suud'dan teyit almak için el-Ahsa'ya gitti. El-Hekim'in önerisi üzerine İbn Suud, kuvvetlerini organize etmesi için Fevzi el-Kavukçu'yu çağırdı ve bir dizi Suriyeli subayla anlaştı. Mısır ve Filistin'de İbn Suud'un Arap birliğini sağlayacağına dair kampanyalar başlatıldı. Ocak 1930'da İbn Suud’un Necid'de krallığını ilan etmesi vesilesiyle telgraflar gönderildi.

Büyük Suriye Devrimi'nin sona ermesinin ardından Fransa, Suriye halkını, yönetim biçimini onaylayacakları bir ulusal meclis seçmeye çağırdı. Şeyh Kâmil Kassab, Suriye tarihinin bu kritik döneminde Suudi Arabistan'dan yardım istemek için aceleyle geldi. Kral'a Suriye'yi kurtarma görevini üstlenerek, Suriye'yi kurtardıktan sonra, tahtına oturmasını ve teşekkürlerini kabul etmesini teklif etti. Ama Kral Abdulaziz sert bir şekilde şöyle dedi:

“Milli ve dini geleneklerimiz yabancıların himayesi altında bir tahtı kabul etmemi engelliyor.”

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al-Majalla’dan çevrildi.



Suudi Arabistan, G20'nin en hızlı büyüyen fuar ve konferans pazarları arasında yer alıyor

Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Uluslararası Fuar ve Konferans Endüstrisi Zirvesi'nde bir konuşma yaptı. (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Uluslararası Fuar ve Konferans Endüstrisi Zirvesi'nde bir konuşma yaptı. (Şarku'l Avsat)
TT

Suudi Arabistan, G20'nin en hızlı büyüyen fuar ve konferans pazarları arasında yer alıyor

Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Uluslararası Fuar ve Konferans Endüstrisi Zirvesi'nde bir konuşma yaptı. (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Uluslararası Fuar ve Konferans Endüstrisi Zirvesi'nde bir konuşma yaptı. (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan, fuar ve konferans sektöründe benzeri görülmemiş bir büyümenin yaşandığı, kapasitenin sadece bir yıl içinde yüzde 32 artarak 923 lisanslı mekâna ulaştığı bir dönemin ardından, ‘iş etkinliklerinin altın on yılı’ olarak tanımlanan yeni bir aşamaya hazırlanıyor.

Bu sıçrama, Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu’nun (SCEGA) etkinlikleri yalnızca sergi ve toplantı alanları olarak değil; sorun çözme, politika geliştirme ve sektörler arası ittifaklar kurma platformları olarak yeniden tanımlamayı amaçlayan daha geniş vizyonuyla paralel ilerliyor. SCEGA Başkanı Fahd er-Reşid, Suudi Arabistan’ın ‘büyük etkinliklerin altın on yılına hazırlandığını’ belirterek, bu dönemin merkezinde Expo 2030 ve 2034 Dünya Kupası gibi mega etkinliklerin bulunacağını söyledi.

Bu ivme, Riyad’ın dünya çapında 2 binden fazla sektör liderini bir araya getiren Uluslararası Fuar ve Konferans Endüstrisi Zirvesi'nin ikinci edisyonuna ev sahipliği yaptığı döneme denk geliyor. Suudi Arabistan, G20 içinde iş etkinlikleri sektörünün en hızlı büyüyen pazarlarından biri olarak konumunu pekiştirmeyi hedefliyor.

Sektörde büyüme ve şirket sayısındaki artış

Fahd er-Reşid, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, sektörün bugün ‘G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyenlerden biri’ olduğunu belirtti. Buna göre sektör, son beş yılda yıllık yaklaşık yüzde 10 büyüdü ve doğrudan ekonomik katkısı 10 milyar riyale (yaklaşık 2,7 milyar dolar) ulaştı.

Dünya genelinde etkinlik endüstrisinin değerinin 1 trilyon doları aştığını belirten er-Reşid, bu rakamın önümüzdeki on yılda iki katına çıkmasının beklendiğini ve sektörün küresel ekonomik büyümenin en önemli itici güçlerinden biri haline geleceğini ifade etti.

Suudi Arabistan’da sektörde faaliyet gösteren şirket sayısı da 2018’deki 400’den bugün 17 bine yükselerek yüzde 330 oranında artış kaydetti. Er-Reşid, bu sıçramayı ‘muazzam’ bir dönüşüm olarak nitelendirdi ve ülkenin bu alanda ne kadar hızlı geliştiğinin bir göstergesi olduğunu söyledi.

Ayrıca zirvede, Suudi Arabistan’da merkez açacak 5 yeni küresel fuar ve konferans organizasyon şirketinin duyurulacağını açıklayan er-Reşid, böylece ülkede faaliyet gösteren büyük uluslararası firma sayısının 12’den 13’e yükseleceğini belirtti. Bu sayı, dünyadaki en büyük 20 şirketin yüzde 70’ine karşılık geliyor.

Kapasite genişliyor

Bu büyümeye, etkinlik sektörünün altyapısındaki dikkat çekici genişleme eşlik ediyor. Krallık genelindeki 923 lisanslı noktadan oluşan ağ sayesinde, kapasite sadece bir yıl içinde yüzde 32 artış gösterdi. Ayrıca, 2018’den bu yana fuarlara ayrılan toplam alan yüzde 320 oranında büyüyerek bugün 300 bin 520 metrekareye ulaştı.

Etkinliklerin rolünün yeniden tanımlanması

Sektörde yaşanan hareketlilik yalnızca niceliksel büyümeyle sınırlı kalmıyor; etkinliklerin ekonomik ve bilgi üretimindeki rolü de yeniden tanımlanıyor. SCEGA’nın ortaya koyduğu vizyona göre, etkinlikler artık sadece sergi ve buluşma alanları değil; politika üretiminin, sorun çözümünün ve sektörler arası ittifakların kurulduğu platformlar haline geliyor.

scdfrgt
Her türlü sergi, uluslararası konferans ve daha fazlasının yanı sıra büyük eğlence, kültür ve spor etkinliklerine ev sahipliği yapan bir alan (Cidde Superdome)

Er-Reşid, Suudi Arabistan’ın ‘karar alıcıların sanayi liderleriyle kesiştiği küresel bir merkez’ olma yolunda ilerlediğini vurguluyor. Ona göre hedef, ‘daha fazla etkinlik düzenlemek değil; küresel sektörlere fayda sağlayacak çözümler üretmek ve inisiyatifler başlatmak.’

Uluslararası zirve

Bu hızlı büyüme, Riyad’ın 26-27 Kasım 2025 tarihlerinde, dünya genelinden 2 binden fazla sektör liderinin katılımıyla Uluslararası Fuar ve Konferans Endüstrisi Zirvesi’ne ev sahipliği yapmasıyla paralel ilerliyor.

sd
Zirveye katılan misafirler (Şarku’l Avsat)

Er-Reşid, zirvenin yerel karar alıcıları küresel liderlerle buluşturmak ve kamu ile özel sektör arasındaki iş birliğini güçlendirmek için altın bir fırsat sunduğunu belirtti. Zirve, Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda turizm ve etkinlik sektöründe 2030 yılına kadar 150 milyon ziyaretçiyi ağırlama planıyla uyumlu bir platform oluşturuyor. Sektör, 2025’in ilk yarısında 60,9 milyon ziyaretçi sayısını aşmış ve toplam 161,4 milyar riyal (43 milyar dolar) turistik harcama kaydetmişti.

Bu büyüme ve benzersiz genişleme, Suudi Arabistan’ı etkinlik ve iş dünyasında küresel bir merkez haline getiriyor. Etkinlikler artık yalnızca sergi ve buluşma alanları değil; ekonomik büyümenin itici güçleri, inovasyon hızlandırıcıları ve stratejik ittifakların kurulmasını sağlayan araçlar olarak öne çıkıyor.

Büyük etkinliklerin düzenlenmeye devam etmesi, altyapı yatırımlarının artması ve ulusal iş gücünün eğitilmesiyle Suudi Arabistan, küresel yatırımcılar ve şirketler için temel bir destinasyon olarak konumunu güçlendiriyor ve dünya genelinde etkinlik sektörünün geleceğini şekillendirecek yeni fırsatlar sunuyor.


Suudi Arabistan, Filistinlilerin hedeflerine ulaşmak için ortaklarıyla iş birliği yapma taahhüdünü yineledi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan, Filistinlilerin hedeflerine ulaşmak için ortaklarıyla iş birliği yapma taahhüdünü yineledi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Krallığın 1967 sınırları üzerinde başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasına yönelik Filistin halkının beklentilerini gerçekleştirmek için tüm ortaklarla çalışmayı sürdüreceğini vurguladı. Ayrıca İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesinin, yeniden imar ve istikrar sürecinin başlaması için zorunlu olduğunu belirtti.

Söz konusu açıklamalar dün Riyad’da Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısında yapıldı. Toplantının başında Veliaht Prens, ABD’ye gerçekleştirdiği ziyaretin sonuçları hakkında bilgi verdi. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmelerde, Riyad ile Washington arasında doksan yılı aşkın süredir devam eden tarihi dostluk bağlarının ve stratejik ortaklığın teyit edildiğini, iki ülkenin ortak çıkarlarını güçlendirmeye yönelik iş birliğini ele aldıklarını aktardı. Ayrıca Temsilciler Meclisi Başkanı ve Senato ile Temsilciler Meclisi’nden çeşitli liderlerle yaptığı temasların ayrıntılarını paylaştı.

Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan ile ABD arasındaki zirve görüşmelerini takdirle değerlendirerek, tarafların ilişkileri güçlendirme ve çeşitli alanlarda ileriye taşıma konusundaki kararlılığını vurguladı. Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Başkan Trump arasında imzalanan stratejik savunma anlaşması ile ziyarette imzalanan diğer anlaşmaların, Krallığın ABD ekonomisinin sağlamlığına duyduğu güveni ve Amerikan pazarındaki fırsatlardan yararlanma isteğini yansıttığı ifade edildi. Bu anlaşmaların, Suudi ekonomisine yapılacak yatırımların getirilerini artıracağı, sürdürülebilir ve çeşitlendirilmiş bir ekonomi inşa edilmesine katkı sunacağı, büyümeyi destekleyeceği ve küçük ile orta ölçekli işletmelere yeni fırsatlar sağlayacağı belirtildi. Ayrıca teknoloji transferi, bilgi paylaşımı ve ekonomik büyüme gibi alanlarda karşılıklı faydaları güçlendiren stratejik ortaklıkların önemi vurgulandı.

Bakanlar Kurulu, görüşmelerde bölgesel barış, güvenlik ve istikrarın sağlanmasına ilişkin ortak vurguyu da ele aldı. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Gazze Şeridi’ndeki savaşın durdurulmasına yönelik çabalarından dolayı Başkan Trump’a teşekkür ederek, iki devletli çözüme giden gerçek bir yolun güvence altına alınmasının önemine dikkat çekti.

Bakanlar Kurulu ayrıca, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Sudan’daki savaşın durdurulması, ülkenin birliği, güvenliği ve istikrarının korunması ile Sudan halkının yaşadığı insani krizin sona erdirilmesi yönündeki çağrılarına Başkan Trump’ın verdiği olumlu karşılığı da memnuniyetle karşıladı.

dfgrt
Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Sudan'daki savaşı sona erdirmek için çalışmanın önemi konusunda Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın açıklamasına ABD Başkanı Donald Trump'ın verdiği yanıtı övdü. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Güney Afrika’nın ev sahipliğinde düzenlenen G20 Liderler Zirvesi’nin sonuçlarını da ele aldı. Suudi Arabistan’ın Dünya Ticaret Örgütü’nün (WTO) reformuna yönelik çabalara verdiği destek ve ülkelerin küresel ekonomiye etkin katılımını sağlayacak adil ve şeffaf çok taraflı bir ticaret sisteminin güçlendirilmesi yönündeki tutumu vurgulandı.

Bakanlar Kurulu, son dönemde Suudi Arabistan’ın ev sahipliği yaptığı uluslararası etkinliklerin çıktıları hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Riyad’da düzenlenen Cityscape Global 2025 Fuarı’nın, gayrimenkul sektörünün milli ekonomiye katkısına yönelik hedefleri güçlendirecek önemli başarılar elde ettiği ifade edildi. Fuarda toplam değeri 237 milyar riyale ulaşan gayrimenkul anlaşmalarının duyurulması, Suudi pazarının küresel ölçekteki büyüklüğünü ve yerli-yabancı yatırımlar için taşıdığı cazibeyi yansıtan bir gelişme olarak değerlendirildi.

Bakanlar, 173 ülkenin katılımıyla Riyad’da düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) Küresel Sanayi Zirvesi’nin başarılı geçmesini beklediklerini belirterek, etkinliğin Suudi Arabistan’ın sürdürülebilir sanayi kalkınması hedeflerine ve uluslararası ortaklıklarını güçlendirme çabalarına katkı sağlayacağını ifade etti. Ayrıca Krallığın, UNIDO Genel Konferansı’nın iki yıllık başkanlığına seçilmesini, ülkenin küresel sanayi alanındaki konumunu güçlendiren bir adım olarak değerlendirdi.

Toplantıda, Riyad’ın ev sahipliği yaptığı Finansal İstikrar Kurulu (FSB) bünyesindeki Genel Kurul toplantısı, gelişmekte olan ve yükselen piyasalar forumu ile Ortadoğu ve Afrika İnovasyon Zirvesi’nin sonuçları da incelendi.

Bakanlar Kurulu, devletin adalet sisteminin güçlendirilmesine yönelik kararlılığını yineleyerek, Veliaht Prens’in himayesinde 40’tan fazla ülkenin katılımıyla düzenlenen 2. Uluslararası Adalet Konferansı’nın sonuçlarını memnuniyetle karşıladı. Konferansın, adli kalite alanında uzmanlık paylaşımı ve insan kaynağının geliştirilmesine önemli katkı sunduğu ifade edildi.

Bakanlar Kurulu ayrıca, Suudi Arabistan’ın 30’dan fazla ülkenin katılımıyla ev sahipliği yaptığı Yükseköğretimde Arap Kalite Güvence Birliği’nin (ANQAHE) altıncı konferansının tavsiyelerini takdirle karşıladı. Konferansta, Eğitim ve Öğretim Değerlendirme Komisyonu tarafından geliştirilen Suudi kalite modelinin övgüyle anıldığı kaydedildi.

g6u
Başkent Riyad'da gerçekleşen Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu toplantısından (SPA)

Bakanlar Kurulu, Enerji Bakanı’na Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile hükümetler arası elektrik bağlantısı, elektrik satışı ile demir yolu bağlantısına ilişkin mutabakat zaptı taslağı konusunda müzakerelerde bulunma yetkisi verdi. Ayrıca Çevre, Su ve Tarım Bakanı’na Güney Afrika ile çevre koruma alanında iş birliğine yönelik mutabakat zaptı taslağı üzerinde görüşmeler yapma yetkisi tanındı. Suudi Arabistan ile İtalya hükümetleri arasında stratejik ortaklık konseyi kurulmasına yönelik ortak bildirinin onaylanmasına da karar verildi.

Bakanlar Kurulu, Karadağ ile hava taşımacılığı hizmetleri alanında bir anlaşmayı, Filistin ile insan kaynağının geliştirilmesi, eğitimi ve yetkinliklerinin artırılması konusunda bir mutabakat zaptı taslağını, Tacikistan ile fikri mülkiyet alanında iki iş birliği mutabakatını ve Suudi Arabistan Başsavcılığı ile Kırgızistan Başsavcılığı arasında bir iş birliği mutabakatını onayladı.

Ayrıca her iki ülkedeki Yetkilendirilmiş Ekonomik Operatör Programı’nın karşılıklı tanınmasına yönelik Hong Kong ile, istatistik alanında iş birliğini öngören Finlandiya ile, kara para aklama ve bağlantılı suçlar ile terör finansmanına ilişkin finansal bilgi paylaşımı konusunda Kuveyt ile, muhasebe, denetim ve mesleki çalışmalar alanında Türkiye ile, müfredat geliştirme alanında ise Filistin ile mutabakat zabıtları kabul edildi.

Bakanlar Kurulu, Spor Yasası ve Mali Denetim Yasası’nı, ulusal özelleştirme stratejisini, taşınmazların ayni kaydına ilişkin bazı maddelerde yapılan değişiklikleri, Kalkınma Otoriteleri Destek Merkezi ile Stratejik Ofisler Destek Merkezi’nin düzenlemelerini onayladı.

Kabine, gündemindeki genel konular hakkında da bilgi aldı. Bunlar arasında ‘Araştırma, Geliştirme ve İnovasyon’, ‘Yerel İçerik ve Kamu Alımları’, ‘Limanlar’, ‘Eğitim ve Öğretimin Değerlendirilmesi’, ‘Çevresel Uyum Denetimi Merkezi’, ‘Hurma ve Palmiyeler Merkezi’, ‘Borç Yönetimi Merkezi’, ‘Özelleştirme Merkezi’ ve ‘Bilgi Teknolojileri Sektörünü Geliştirme Ulusal Programı’ gibi kurumların yıllık raporları yer aldı. Bakanlar Kurulu bu konularla ilgili gerekli kararları aldı.


Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Körfez Ortak Savunma Konseyi toplantısına katılmak üzere Kuveyt'e geldi

Prens Halid bin Selman, Kuveyt'e geldi ve Şeyh Abdullah el Sabah tarafından karşılandı, (KUNA)
Prens Halid bin Selman, Kuveyt'e geldi ve Şeyh Abdullah el Sabah tarafından karşılandı, (KUNA)
TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Körfez Ortak Savunma Konseyi toplantısına katılmak üzere Kuveyt'e geldi

Prens Halid bin Selman, Kuveyt'e geldi ve Şeyh Abdullah el Sabah tarafından karşılandı, (KUNA)
Prens Halid bin Selman, Kuveyt'e geldi ve Şeyh Abdullah el Sabah tarafından karşılandı, (KUNA)

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Ortak Savunma Konseyi'nin 22. toplantısına katılan Suudi Arabistan heyetine başkanlık etmek üzere bugün Kuveyt'e geldi.

Prens Selman havalimanı'nda, Kuveyt Savunma Bakanı Şeyh Abdullah Ali Abdullah es-Salim es-Sabah, Suudi Arabistan'ın Kuveyt Büyükelçisi Prens Sultan bin Saad bin Halid ve çok sayıda üst düzey yetkili tarafından karşılandı.