Bu yıl Mekke’yi 2 milyon hacı ziyaret edecek

İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Şarku’l Avsat’a: 57 İslam ülkesinden 2 milyon hacı gelecek

Mekke şehrinde Mescid-i Haram’de Kabe çevresindeki ibadet edenlerin arşiv fotoğrafı (AFP)
Mekke şehrinde Mescid-i Haram’de Kabe çevresindeki ibadet edenlerin arşiv fotoğrafı (AFP)
TT

Bu yıl Mekke’yi 2 milyon hacı ziyaret edecek

Mekke şehrinde Mescid-i Haram’de Kabe çevresindeki ibadet edenlerin arşiv fotoğrafı (AFP)
Mekke şehrinde Mescid-i Haram’de Kabe çevresindeki ibadet edenlerin arşiv fotoğrafı (AFP)

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha, halkı Müslüman ülkelerdeki yetkililerin, gönderecekleri hacı sayısının Kovid-19 pandemisinden önceki sayılara döndüğünü açıkladı. 2023 Hac mevsiminde yurt dışından gelecek hacı sayısının 57 ülkeden iki milyon hacı olduğunu açıkladı.

Taha, Şarku’l Avsat ile yaptığı bir röportajda Suudi Arabistan’ın bu yıl hacıları ağırlama hazırlıklarının bir parçası olarak çok büyük bir çaba sarf ettiğini belirtti. Hac ve Umre Bakanlığı’nın, daha fazla hacı ve umre yapan kişiyi barındırabilecek bir altyapı oluşturmak için entegre bir stratejik plan kapsamında burada yürütülen büyük imar projeleri aracılığıyla hacı sayısı ile kutsal yerleri barındırma kapasitesi arasında gerekli dengeyi oluşturmak için çalıştığını belirtti.

Mekke Yolu Projesi hakkında

Taha, projenin öncü bir uygulama olduğunu ve Suudi 2030 Vizyonu çerçevesinde yer alan Rahman Misafirlerine Hizmet Verme Programları kapsamında geldiğini belirtti.  6 ülkede kullanılan bu uygulamanın, elektronik ortamda vizelerinin verilmesi ve kalkış ülkesinin havaalanındaki pasaport işlemlerinin tamamlanmasının yanı sıra hac için gerekli işlemlerin tamamlanması için gereken sürenin kısaltılmasında çok iyi bir iş çıkardığını anlattı.

Taha, salı günü Suudi Hac ve Umre Bakanı Tevfik er-Rabia ile yapılacak görüşmeyle ilgili olarak, toplantıya üye ülkelerin delege, temsilci ve konsoloslarının katılacağını ve bu toplantının Suudi Arabistan’ın hacılara hizmet vermek için gösterdiği muazzam çabaya ışık tutmayı ve hacılara en iyi koşulları sağlamak için uygulanan girişimleri ve önlemleri anlatmayı amaçladığını belirtti.

Salgınla mücadele

Hac ibadetinin dünyada en büyük ibadetlerden biri olduğunu belirten Taha, 2019 yılında yaklaşık 2,5 milyon hacının ağırlandığını ve ikametlerini kolaylaştırmak için gereken yoğun hazırlıklar, çabalar ve pandemi ile birlikte işlerin biraz karmaşıklaştığını belirtti. Artık yurt dışından gelen tüm hacıların aşılarını tam olarak yaptırmaları şartı olduğunu belirtirken, bu karar ile Krallık’a gelen ziyaretçilerin hayatlarının korunduğunu ve ziyaretçilerin virüsün olumsuz etkilerine maruz kalmamalarının sağlandığını vurguladı.  

Taha konuşmasına devam ederek, Suudi Arabistan, epidemiyolojik durumdaki iyileşmenin ardından pandemiyle ilgili kısıtlamaların çoğunu iptal ettiğini hatırlattı. Kovid-19 salgınının patlak vermesi nedeniyle hacı sayısının 3 yıl önemli sayıda azalmanın ardından, bu yıl hacı sayısı pandemi önceki haline döneceğini ve hac ibadetinin hacı sayısı ve yaş sınırlaması olmaksızın gerçekleştirilmesine izin vereceğini duyurdu.

Hacı dağılım payları

Taha’nın belirttiğine göre, Suudi Arabistan’ın bu yıl hacıları kabul etme hazırlıkları kapsamında büyük çaba sarf ettiği söylemek mümkün. Taha birçok İslam ülkesindeki yetkililerin, Kovid-19 salgınından önce olduğu gibi 2023 hac sezonunda yurtdışından gelen hacı sayısının 57 İslam ülkesinden iki milyon hacı ve Suudi Arabistan içinden yaklaşık 200 bin hacı olarak eski hacı dağılım oranının yeniden geçerli olacağını doğruladıklarını belirtti. 

İİT Genel Sekreteri hacı sayısındaki artışın onlara verilen hizmetlerin düzeyine bağlı olduğunu da sözlerine ekledi. Bu bağlamda Hac Bakanlığı’nın, daha fazla umre ve hacı yapan kişiyi barındırabilecek bir altyapı oluşturmak amacıyla entegre bir stratejik plan kapsamında, burada yürütülen büyük imar projeleri aracılığıyla hacı sayısı ile kutsal yerleri barındırma kapasitesi arasında gerekli dengeyi oluşturmaya çalıştığını belirtti.

Suudi rolü

Suudi Arabistan’ın tüm enerjisini hacılara hizmet için seferber etmesinin yanı sıra Taha, modern teknolojinin kullanılması ve hacıların ibadetlerini kolay ve rahat bir şekilde yapabilmeleri için büyük çaba sarf edildiğini vurguladı. Ayrıca prosedürlerin ve yapay zeka tekniklerinin dijitalleştirildiğini, bu teknolojilerin yazılımlar aracılığıyla herkesin tüm prosedürleri rahat ve basit bir şekilde gerçekleştirmesini kolaylaştırdığı belirtti. Taha’ya göre, teknolojilerin önemi ve Hac konusunda iyi bir şekilde kullanılması, bunların geliştirilmesine devam edilmesi gerekliliği ortaya çıkardı. Düzen sağlayan uygulamaların yanı sıra, hacıların güvenliğini ve sağlığını korumayı amaçlayan eğitim ve tıbbi programlar da kullanıma sunuldu.

Şeffaflık ve gözetim

Hac ve Umre Bakanlığı'nın akıllı sistemlerden oluşan bir paketi benimsediğini söyleyen Taha, bunun yurtdışındaki hacılar için barınma, ulaşım dahil olmak üzere zorunlu işlemlerin başlangıcından hacıların ülkeden ayrılışına kadar ele alan entegre bir sistem olan ‘elektronik yol’ sistemi aracılığıyla, hacıların ibadetlerini kolaylaştırmak için geldiğini vurguladı.

Taha Suudi Arabistan içinden gelen hacılar için elektronik yol programının, şirket ve kurumlar tarafından yurt içinden hacılar için sunulan çeşitli hizmet programlarını görüntülemek için gelişmiş bir elektronik portaldaki sistem ve veriler topluluğu olduğunu, yurt içinden gelenlerin çeşitli hizmetler için şirket ve kurumlarla elektronik olarak sözleşme yapmalarını sağladığını sözlerine ekledi. Bakanlık ayrıca hacıların haklarını korumak amacıyla, yapılan anlaşmaların bedelinin ödenmesi için elektronik bir sistem de sunuyor. Ayrıca, Bakanlığın elektronik portalı aracılığıyla, sözleşme yapıldıktan sonra Hac izni taleplerinin İçişleri Bakanlığı sistemlerine aktarılmasına olanak tanıdığını belirtti.

Taha, Dışişleri Bakanlığı’nın Kraliyet direktifleri kapsamında, hacılar ve umrecilerin kişisel bilgilerini kaydetmek için akıllı telefonlar aracılığıyla kendi kendine kayıt uygulamasını kullanmalarını amaçlayan elektronik programlar başlattığını, böylece Krallığın, vize başvurusunda bulunanların kişisel bilgilerinin akıllı telefonlar aracılığıyla kaydedilmesi yöntemini kullanan ilk ülke olacağını belirtti.

Akıllı uygulamalar

Taha, hacı adaylarına akıllı cihaz uygulamaları aracılığıyla hizmet veren birçok elektronik hizmet olduğuna inanıyor. Akıllı uygulamalar Apple ve Android uygulama satın alma mağazaları üzerinden indiriliyor ve bu uygulamalar arasında, hac hizmetleri, umre hizmetleri ve ibadetler, en yakın cami, restoran, hamam, alışveriş merkezi gibi genel ilgi alanlarını bulmak ve mümkün olan en kısa rotayı arama uygulamaları da bulunuyor. Ayrıca hacıların ve umre yapanlarını bilekliklerini okumak için bir uygulamanın yanı sıra, Arapça bilmeyen hacılar için internet kullanmadan talimat işaretlerinin tercümesi için bir uygulama da kullanılıyor.

Uygulamalar kutsal mekanların ve Medine’nin dijital haritalarına ek olarak, binalar, tesisler, kutsal alanlar, yollar, sokaklar, mahalleler, sitelerin sınırları, hizmetler, kamu hizmetleri ve önemli noktalar hakkında mekansal bilgileri içeriyor ve teknolojinin ve teknik programların akıllı kullanımı sayesinde etkin hale gelen diğer hizmetlere de yer veriliyor.

Sıkıntı çeken ülkeler

Ekonomik olarak sıkıntı çeken İslam ülkelerinde bu teknolojiden nasıl yararlanılacağı konusunda, zamandan ve emekten tasarruf sağlayan ve kullanıcıları belirli bir departmana geçme veya belirli bir tarafla iletişim kurma ihtiyacından kurtaran bu akıllı prosedürler ve uygulamalardan, kalkınma ve gelişme treninin gerisinde kalmamak için teknik yeteneklerini geliştirmek üzere iki kat çaba sarf etmek zorunda kalan ve ekonomik sıkıntı yaşayanlar da dahil olmak üzere tüm İslam ülkelerinin mutlaka yararlanacağını belirtti.

Mekke Yolu Projesi

Taha, Suudi hükümetinin 5 yıl önce başlattığı Hac projesini Kovid-19 pandemisi nedeniyle iki yıl askıya aldıktan sonra yeniden piyasaya sürmeye çalıştığını söyledi. Suudi Arabistan’ın hacıların kendi ülkelerinde işlemlerini tamamlamaya yönelik Mekke Yolu Projesi ile gerekli prosedürleri tamamlama süreci, önceden saatler sürerken şimdi sadece birkaç dakikaya indirildi. Bu yıl programa Türkiye, Pakistan, Malezya, Endonezya, Fas ve Bangladeş dahil edildi. Söz konusu projeden 225 bin hacının faydalanması bekleniyor. Proje, Suudi 2030 Vizyonu çerçevesinde yer alıyor ve ‘Rahman Misafirlerine Hizmet Programları’ kapsamında öncü bir girişim olarak tasarlandı.

Taha başlangıcından bu yana toplam 6 ülkenin faydalandığı Mekke Yolu Projesi’nin, hac yapmak için gerekli prosedürleri tamamlama süresini kısalttığını zira, elektronik ortamda vizelerinin verilmesi, sağlık gerekliliklerinin uygunluğunun doğrulanması ve kalkış ülkesinin havaalanındaki gidiş salonunda pasaport işlemlerinin tamamlanmasının yanı sıra Suudi Arabistan’da ulaşım ve barınma düzenlemelerine göre bagajların kodlanması ve ayrılması gibi işlemlerin bu uygulamadan yapıldığını belirtti. Varışlarının ardından ise doğrudan Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’deki özel şeritli ikametgahlarına hareket edeceklerini ve servis acentelerinin bagajlarını konakladıkları yerlere teslim edeceğinden de bahsetti.

İİT toplantısı

İİT Genel Sekreterliği, salı günü Hac ve Umre Bakanı Tevfik er-Rabia’nın yanı sıra üye devletlerin delegeleri, temsilcileri ve konsolosları ile İİT yetkililerini içeren genişletilmiş bir toplantıya ev sahipliği yapacak. Taha toplantının, Suudi Arabistan’ın Mekke ve Medine’deki kutsal mekanları ziyaret edeceklere ve hacılara hizmet vermek üzere gösterdiği büyük çabaya ışık tutmayı ve bu bağlamda, dünyanın dört bir yanından ülkeye akın eden hacıların ibadetlerini rahat bir şekilde güvenlik, sakinlik ve güven ortamı içinde gerçekleştirmeleri için en iyi koşulları sağlamak üzere yapılacak girişimleri ve prosedürleri tanıtmayı amaçladığını vurguladı.

Toplantı, İİT Genel Sekreterliği’nin inisiyatifiyle gerçekleşiyor ve organizasyona ev sahipliği yapan Suudi Arabistan ile üye ülke temsilcileri arasında sürdürülebilir iletişim köprüleri kurulmasını, her iki tarafı da ilgilendiren konularda görüş alışverişinde bulunulmasını hedefliyor.

Son olarak, İİT Genel Sekreteri, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’e ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a, Suudi hükümetine, Hac ve Umre Bakanlığına ve devletin tüm kesimlerine, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevî’nin misafirlerine gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkürlerini sundu.



Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, İran'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Perşembe günü Tahran'da İran Lideri Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldi.

Suudi yönetiminin direktifleri doğrultusunda Hamaney ile görüştüğünü ve kendisine İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını ilettiğini belirten Suudi Savunma Bakanı, “X” platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda liderle ortak ilgi alanlarına giren konuları ele aldıklarını ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini ifade etti.

İran'ın Tasnim haber ajansı Hamaney'in görüşme sırasında “Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz her iki ülke için de faydalı ve birbirimizi tamamlayabiliriz” dediğini aktardı.

Ajans, Hamaney ile yapılan görüşmeye İranGenelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri'nin de katıldığını belirtti.

Dün Tahran'da General Bakıri ile bir araya gelen Prens Halid bin Selman, İran haber ajanslarının aktardığına göre Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana Suudi Arabistan'la ilişkilerin giderek güçlendiğini ve geliştiğini söyledi. Bakıri, Tahran ve Riyad'ın bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirterek ülkesinin Suudi Arabistan'la savunma ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti. Tasnim'e göre İran, Suudi Arabistan'ın Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu memnuniyetle karşılıyor.

sdfgrthyu
Prens Halid bin Selman Perşembe günü İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile görüşmek üzere Tahran'a vardığında İran tarafından resmi törenle karşılandı (AP)

Ziyareti değerlendiren siyasi çevrelere göre Suudi bakanın ziyareti her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Prens Halid bin Selman'ın resmi bir ziyaret için geldiği ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak ilgi alanlarına giren konuların ele alınacağı bir dizi görüşme gerçekleştireceği belirtildi.

Suudi siyasi analist Abdüllatif el-Melhem, Suudi Savunma Bakanının İran ziyaretinin, Suudi yönetiminin Pekin anlaşmasına bağlılık çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirme, ortak çıkarlarını gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Riyad ve Tahran arasındaki koordinasyon ve işbirliği düzeyini yükseltme isteğini yansıttığını düşünüyor.

sxcdfrgt
Prens Halid bin Salman dün (Perşembe) Tahran'da İran Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. (EPA)

Suudi liderliğinin bölgede barış ve refahı sağlamayı ve bölgeyi çatışmalar aşamasından istikrar ve güvenlik aşamasına taşımayı ve bölge halklarının daha iyi bir refah, zenginlik ve ekonomik entegrasyon geleceğine yönelik özlemlerini gerçekleştirmeye odaklanmayı amaçladığını belirten Melhem, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin, Suudi Veliaht Prensi'nin “bölgede barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlama ve halklarının özlemlerini karşılama” çabalarının meyvelerinden biri olduğunu kaydetti. Melhem, ziyaretin Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik devam eden diplomatik çabaların bir parçası olduğunu belirtti.

Bir dizi toplantı

Ziyaret, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıkları ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu gözden geçirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesinin üzerinden iki haftadan kısa bir süre geçmesinin yanı sıra Suudi Dışişleri Bakanı'nın Pazartesi günü İranlı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri ve sarf edilen çabaları gözden geçirdikleri ikili istişarelerin ardından gerçekleşti.

dfgthy
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref arasında Kasım 2024'te düzenlenecek Arap-İslam Zirvesi çerçevesinde gerçekleşen görüşme (SPA)

Suudi Savunma Bakanı'nın Tahran ziyaretinde bölgedeki son gelişmelerin ele alınması ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Resmi haber ajansı IRNA'ya göre ziyaret öncesinde, geçtiğimiz Cumartesi günü Umman'ın başkenti Muskat'ta gerçekleştirilen ABD-İran görüşmelerinin ilk turu ve 48 saat önce yine Cumartesi günü Muskat'ta yapılacak bir sonraki turun yanı sıra Suudi ve ABD taraflarının geçtiğimiz hafta beş istasyonda gerçekleştirdikleri bir dizi siyasi ve güvenlik istişaresi gibi bir dizi gelişme yaşandı.

Ziyaret, merhum Prens Sultan bin Abdülaziz'in Mayıs 1999 başında Tahran'a yaptığı ve dört gün süren ve üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geldiği ilk ziyaretin ardından, 1979'dan bu yana bir Suudi savunma bakanının İran'a yaptığı ikinci ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

Suudi Savunma Bakanı, “Pekin Anlaşması” ve 10 Mart'ta iki ülke arasındaki tarihi uzlaşı ve ilişkilerin Çin himayesinde yeniden başlatılmasının duyurulmasının ardından İran'ı ziyaret eden en önemli Suudi yetkililerden biri.

dfgt
Prens Halid bin Selman Perşembe günü Tahran'da General Bakıri ile bir araya geldi (AP)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tahran'a ilk ziyaretini Haziran 2023'te gerçekleştirmiş ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin normal olduğunu ve iki ülkenin İslami kardeşlik ve iyi komşuluk bağlarıyla birleşmiş, bölgenin önemli ülkeleri olduğunu vurgulayarak bağımsızlık ve egemenliğe tam ve karşılıklı saygı, içişlerine karışmama, uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi açık bir temele dayandığını belirtmiştir.

Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dönemin Dışişleri Bakanı adayı Ali Bakıri Kani ve şimdiki Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra Kasım 2023'teki Ortak Arap-İslam Zirvesi'ne katılmak üzere eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve 2024 Ortak Arap-İslam Takip Zirvesi'ne katılmak üzere Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref de dâhil olmak üzere bir dizi İranlı yetkili Pekin Anlaşması'nın ardından Suudi Arabistan'a benzer ziyaretlerde bulundu.

“Pekin Anlaşması” Taahhütleri

Pekin Anlaşmasını takip etmek üzere kurulan Suudi-Çin-İran Üçlü Ortak Komitesi, ilki Aralık 2023'te Çin'in başkenti Pekin'de, diğeri ise Kasım 2024'te Riyad'da olmak üzere iki toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantılarda iki ülke Pekin Anlaşmasını tüm maddeleriyle uygulama kararlılıklarını ve Birleşmiş Milletler Şartı, İİT Şartı ve devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliğine saygı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılık yoluyla ülkeleri arasında iyi komşuluk ilişkilerini teşvik etme çabalarını sürdürdüklerini vurgularken, Çin de Suudi Arabistan ve İran'ın Pekin Anlaşmasını geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etmeye hazır olduğunu açıklamıştır.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte İran ve Suudi Arabistan'ın büyüyen ve istikrarlı bir bölgede barış ve huzuru tesis etme niyetinde olduğunu, bunun da “mevcut tehditlerin üstesinden gelmeyi amaçlayan ikili ve bölgesel işbirliğinin sürdürülmesini ve geliştirilmesini” gerektirdiğini belirterek “İran-Suudi eylemlerinin kalkınma, barış, bölgesel ve uluslararası güvenlik çerçevesinde başarılı bir uluslararası ikili ve çok taraflı işbirliği modelini taçlandırdığını” ve iki tarafın tarihi bağlara dayanarak çeşitli siyasi, güvenlik, ekonomik, ticari ve konsolosluk alanlarında işbirliğini geliştirmeye devam ettiğini söyledi.