Berkani: Husiler üzerine bahis oynayanlar sadece serap görecekler

​Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani
​Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani
TT

Berkani: Husiler üzerine bahis oynayanlar sadece serap görecekler

​Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani
​Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani

Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani, Yemen meselesiyle ilgili olarak Husiler üzerine bahis oynayan kimselerin nihayetinde serap dışında herhangi bir şey elde etmeyeceklerini söyledi.
Şarku’l Avsat ile gerçekleştirdiği özel röportajda ABD ve İran arasındaki çatışmalarla meşgul olan uluslararası toplumun Yemen meselesini unutacağına dair endişelerini dile getiren el-Berkani, meşru hükümetin ve güçlerinin Yemen devletinin kontrolünü darbeci milislerden almak için sarf ettiği çabalara büyük güven duyduğunu söyledi.
Berkani, taraflar arasındaki müzakerelerin ve istişarelerin donmasının sorumlusu olarak Birleşmiş Milletler'in (BM) Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’i gösterdi ve ilgili uluslararası tarafları, Husilerin Hudeyde anlaşmasına bağlılığı meselesiyle ciddi bir şekilde ilgilenmeye çağırdı.
Yemen Parlamentosu Başkanı Sultan el-Berkani ile gerçekleştirilen röportajın metni:
ABD ve İran arasındaki mevcut gerilim Yemeni krizini ne ölçüde etkiliyor?

- Kuşkusuz, bölgedeki herhangi bir gerilim Yemen'in geleceğini etkiliyor. Uluslararası toplumun ilgisini farklı meselelere yöneltmesiyle birlikte Yemen meselesinin unutulma aşamasına gelmesinden endişe duyuyoruz. BM’nin, Yemen Özel Temsilcisi Griffiths aracılığıyla yönettiği siyasi çözümün herhangi bir başarıya ulaşmadığını unutmamalıyız. Bu nedenle, Yemen meselesinin uluslararası platformlarda güncelliğini korumasını ummuyoruz. Çünkü halkımızın bu savaşın sona ermesine, ülkede barışın tesis edilmesine ve darbecilerin düşürülerek iktidarın tekrar geri alınmasına ihtiyacı var.
İran'ın Husi milislerine silah tedarik etmesinin barış sürecine ne gibi yansımaları oluyor?
- İran'ın bir projesi var ve bunu yürütmeye çalışıyor. Bu gerçeği bilen ve buna rağmen görmezden gelen uluslararası toplumdaki dostlara sitem ediyoruz. Bunun gibi yaşananlara seyirci kalan bazı Arap ülkeleri de var. Oysa İran projesi sadece Yemen'i hedef almıyor, bilakis tüm Arap ülkelerini ve Arap ulusal güvenliğini tehdit ediyor.
Husilerin siyasi olarak destek gördüğünü düşünüyor musunuz?
- Husilerle birlikte çalışan İranlı ve Lübnanlı uzmanlar var. Bu kimseler siyasi ve askeri uzmanlıklarıyla milislere destek oluyorlar. Çünkü Husi idaresi gerçek bir devlet yönetiminden oldukça uzak. Ayrıca çok eski geleneksel yöntemleri kullanıyorlar. Tüm deneyim sahibi, yetkin ve yetenekli kimseleri ortadan kaldırdılar. Her şeyi kontrolleri altına aldılar ve ülkeyi kaosa sürüklediler. Yemen’deki Husi yönetimini devlet olarak adlandıramayız. Zira anayasaya ya da yasalara itimatları olmadığı gibi verilen taahhütlere bağlılığının anlamını da bilmiyorlar.
Siyasi bir anlaşmaya varıldığı takdirde Husi milislerinin de Yemen toplumunun bir bileşeni olarak kabul edilmesinin şartları nelerdir?
- Öncelikle, Husi grubunun Yemen toplumunun bir parçası olduğu gerçeğini inkar etmiyoruz. Daha önce görevini ve işlevlerini yerine getiren bir siyasi parti oluşturmaları için davet edildiler. Fakat bunu kabul etmediler. Yemen'i kontrol etmek ve komşularına zarar vermek için İran'ın bir kolu olmayı tercih ettiler. Bu yüzden, grubun yaklaşımını değiştirmeye yönelik bahis oynayan kimselerin nihayetinde başarısızlık ile karşı karşıya kalacaklarını düşünüyorum. BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths zaten bir buçuk yıldır bunu yapıyor, fakat hiçbir şeye ulaşamadı.  Yemen meselesiyle ilgili olarak Husiler üzerine bahis oynayan kimselerin nihayetinde serap dışında herhangi bir şey elde etmeyeceklerine inanıyorum.
Husilerden kazanç sağlayabilecekleri bir siyasi parti kurmaları istendiğinde 5 yıllık bir şansları vardı. Meşru hükümet Kuveyt müzakereleri sırasında bir siyasi anlaşamaya varılması için birçok taviz verdi. Ancak Husiler, kendilerine sunulan tüm fırsatları boşa harcadılar. Milisler, üzerinde uzlaşıya varılan bütün anlaşmaları reddettiler. Öyle ki, Kuveyt anlaşmasının belgesini dönemin Yemen Özel Temsilcisi İsmail Vild Şeyh Ahmed'in yüzüne attılar. Bütün bunlar göz önüne alındığında, onlarla halkın ıstırabını dindirecek bir siyasi anlaşmaya varmak nasıl mümkün olabilir?
-Sizce Hudeyde anlaşmasının akıbeti ne olacak?
Meşru hükümet, İsveç anlaşmasını çok büyük bir uluslararası baskı altında kabul etti. Askeri güçlerin görevlerini tamamlamalarına ramak kalmıştı. Hükümet bu anlaşmayı Husilerin niyetlerinin ciddiyetini test etmek için kabul etti. Ancak ne yazık ki anlaşmanı üzerinden 6 ay geçmesine rağmen verdikleri taahhütlere uymadılar. Uluslararası toplumun Husilerin Hudeyde anlaşmasının uygulanması konusunda ciddi olduklarını yahut aksine süreci ertelemek çalıştıkların teyit etmelerini bekliyoruz.
-Husilerin siyasi anlaşmaya olan bağlılıkları konusundaki ciddiyetleri ortadayken ülkede istikrarın tekrar sağlanma imkanı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Maalesef Husi milisleri İran tarafından kendilerine dikte edilen gündemi uyguluyorlar ve siyasi çalışma, devlet idaresi veya yönetimle hiçbir ilgileri yok. Yemen, Tahran'ın da desteğiyle bir savaş alanı haline geldi. Buna rağmen bölgedeki tüm ülkelere karşı yıkıcı politikalar uygulayan darbeyi devirerek Yemen devletini darbecilerin elinde kurtarma kararlılığına ve ciddiyetine sahibiz.
-Yemen devletinin kontrolünün yeniden ele alınmasında meclisin nasıl bir rolü var?
Öncelikle meşru hükümetin devletin kontrolünü ele alması darbecilerin devrilmesiyle gerçekleşecek. Yemen parlamentosu devlet kurumlarından biridir ve varlığı oldukça önemlidir. Parlamento, devlet kurumlarının kurulmasına katkıda bulunacak konuların çoğunu tartışmak üzere yakın zamanda meclis oturumları düzenleyecek. Söz konusu oturumlar sırasında İran'ın genişlemesinin durdurulması, devletin bölünmesinin önüne geçilmesi, terörle mücadelenin sürdürülmesi, devletin birliğinin sağlanması ve bir savaş alanına dönüşen su yollarının güvenliğini sağlanması gibi meseleler de ele alınacak. Bütün bu sorunların üstesinden gelmeye kararlıyız. Meşru kurumlar bunun için gerekli olan tüm güvenceleri sağlayacaktır.
-Yemen Parlamentosu'nun bir sonraki oturumu nerede ve ne zaman gerçekleşecek?
Oturum Aden’de yapılacak. Güvenlik durumlarının çalışmalarımızı engellememesi için güvenli bir yerde toplanmaya çalışıyoruz. Seiyun’da gerçekleştirdiğimiz oturum sırasında milisler tarafından hedef alındık. Bu nedenle, güvenlik, ordu ve ulusal direnişten tüm ulusal güçlerin bir araya geleceği güvenli bir yer arıyoruz.
-Sana’daki durum hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Husiler başkentin tamamını, alt yapıyı ve vatandaşların moralini tahrip ettiler. Ayrıca buradaki nakit rezervleri ile emeklilik, şehirlik ve ilaç fonlarını yağmaladılar. Hayat sahibi hiçbir şey kalmadı. İnsani yardımlar bile yağmalandı ve çalındı. Yardım kuruluşları bu nedenle çalışmalarını askıya aldılar.
-Yemen meşru hükümetini destekleyen koalisyon ülkelerinden bu aşamada ne talep ediliyor?
Öncelikle meşru hükümete ve Yemen halkına verdikleri destekten ve yaptıkları yardımlardan dolayı  Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) çok teşekkür ediyoruz. Tüm koalisyon ülkelerini kurtarılmış alanlarda güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik hazırlıkları arttırmaya ve kalan toprakların kurtarılması için ulusal orduya askeri destek vermeye çağırıyoruz.  Daha fazlasını istiyoruz, çünkü ülkede bir savaşın girdabında bulunuyoruz. Yemen halkı çok yorgun. Bu durumun onları Husi çetelerine teslim olmaya iteceğinden korkuyoruz.  Koalisyon ülkelerinin sunmuş oldukları yardımları inkar etmiyoruz, fakat onlardan özellikle kurtarılan bölgelere olan ekonomik yardımlarını arttırmalarını talep ediyoruz.
-Kurtarılmış bölgeler demişken, şu anda Aden şehrinde güvenlik ve ekonomik durum nasıl?
İnşallah önümüzdeki günlerde kardeşlerinde yardımıyla devletin sahadaki nüfuzunun artmasıyla birlikte olumlu haberler alacağız.
Bazıları Yemeni hükümetinin diplomatik görevini yapmamakla itham ediyor ve son zamanlardaki performansını eleştiriyor
- Hükümet zor koşullar altında çalışıyor. Birtakım kusurların bulunduğunun farkındayız. Şu anda hükümet üyelerini seçmek için birçok şeyi gözden geçiriyoruz. Cumhurbaşkanı Abdurrabbu Mansur Hadi’nin tedavisinin tamamlanmasının ardından çalışmalara başlayacağız. Temsilciler Meclisi, Yemen halkının sesini dünyaya duyurmak için aktif diplomatik çalışmalara eğilecek. Gelecek günlerde Cumhurbaşkanı Hadi ve tüm liderlerle birlikte devletin kontrolünü yeninden ele almak için takım ruhu içinde birlikte çalışmaya kararlıyız.



Halep Valisi Azzam el-Garib: Kürtler ve Şeyh Maksud mahallesi sakinleri ile ilişkilerimiz iyi, devletin egemenliğine geri dönecekler

Halep Valisi Azzam el-Garib (Al Majalla)
Halep Valisi Azzam el-Garib (Al Majalla)
TT

Halep Valisi Azzam el-Garib: Kürtler ve Şeyh Maksud mahallesi sakinleri ile ilişkilerimiz iyi, devletin egemenliğine geri dönecekler

Halep Valisi Azzam el-Garib (Al Majalla)
Halep Valisi Azzam el-Garib (Al Majalla)

Abbas Şerife

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı röportajda Halep Valisi Azzam el-Garib, ‘Kürtlerle ilişkilerin olumlu olduğunu ve bu ilişkilerin köklü bir arada yaşama temeline dayandığını’ söyledi. Vali Garib, 10 Mart'ta Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan anlaşmanın Halep'teki Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerini kapsadığını ve ‘bu mahallelerin tamamen devletin egemenliğine geri dönmesinin ve Halep Şehir Konseyi'nin yönetimi altında hizmetlerin yeniden sağlanmasının öngörüldüğünü belirtti.

Şehrin DEAŞ’a bağlı hücreler de dahil olmak üzere ‘karmaşık güvenlik sorunları’ ile karşı karşıya olduğunu belirten Vali Garib, güvenlik güçlerinin ‘Hayderiya, el-Halk ve es-Safira mahallelerinde terörist faaliyetlere karışan kişileri yakalamak amacıyla özel operasyonlar düzenlediğini’ açıkladı. Suriye'nin ikinci büyük şehri olan Halep'te silahların kontrol altına alınamamasının büyük bir sorun olduğunu ve gönüllü silah teslim programları aracılığıyla yasadışı silahları topladıklarını ifade eden Vali Garib, yetkililerin güvenliği artırmak için 2 bin güvenlik kamerasının kurulması çalışmasına başladığını belirtti. Vali Garib, istikrar ve yeniden yapılanma ile Halep’in 5-10 yıl içinde ekonomik başkent olarak eski konumunu geri kazanacağını söyledi.

Türkiye'nin Halep'in istikrarında ‘merkezi’ bir rol oynadığını ve ‘stratejik bir ortak’ olduğunu vurgulayan Vali Garib, “Türkiye'nin Suriye topraklarında herhangi bir emeli olduğunu düşünmüyorum” diye devam etti.

İşte Halep Valisi Azzam el-Garib ile gerçekleştirilen röportajın tam metni:

*Bu geçiş döneminde özellikle Halep rejim ordusu tarafından savaş ve yıkımdan çok fazla zarar gördüğünden karşılaştığınız zorluklar neler? Birkaç gün önce başlatılan “Senin için ey Halep” girişimi ne anlama geliyor?

Suriye'nin karşı karşıya olduğu zorluklara rağmen Halep, güvenlik istikrarını güçlendirme, idari performansı iyileştirme, enerji krizlerini çözme ve devlet kurumlarını yeniden kurma ve kamu hayatının düzenini sağlama konusunda ulusal uzlaşıları uygulama çabalarını sürdürüyor.

Birkaç gün önce, ‘Senin için ey Halep’ adlı bir girişim başlattık. Bu girişim altyapıyı iyileştirmek, güvenlik durumunu düzeltmek, parkları ve sokakları güzelleştirmek, sağlık ve eğitim hizmetlerini iyileştirmek ve yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşünü hızlandırmak amacıyla valiliğin desteğiyle başlatılan bir sivil girişimdir.

İstikrar ve yeniden yapılanma ile Halep, uluslararası ve yerel destek sağlanması koşuluyla Halep’in 5-10 yıl içinde ekonomik başkent olarak eski konumunu geri kazanacak.

*Halep vilayetinin karşı karşıya olduğu en önemli güvenlik sorunları nelerdir? Özellikle güvenlik, kalkınmanın iyileştirilmesi ve yatırımcıların çekilmesi için en önemli faktör olduğu bilindiği üzere, güvenlik istikrarını sağlamak için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Halep, Beşşar Esed rejiminin düşüşünden sonra karmaşık güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya. Ancak, özellikle SDG ile yapılan ve Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerini kapsayan anlaşmanın ardından, güvenlik tehditlerinde önemli bir azalma görüldü. Bununla birlikte, başta aşağıdakiler olmak üzere birçok sorun halen devam ediyor:

1- DEAŞ’a bağlı hücreler: Güvenlik güçlerinin Hayderiya, Helek ve Safira mahallelerinde gerçekleştirdiği operasyonlar sonucunda terör faaliyetlerine karışan unsurlar yakalandı.

2- Eski rejimin kalıntıları: Güvenlik operasyonları kapsamında ihlallere karışan kaçak kişilerle sert bir şekilde mücadele edilirken, geçiş dönemi adalet komisyonları da faaliyete geçirildi.

3- Kaçak silahlar: Gönüllü teslim programları aracılığıyla yasadışı silahların toplanması.

4- Daha fazla istikrar sağlamak için, güvenlik güçlerinin yeniden yapılandırılması, birleşik yerel güçlerin eğitilmesi ve toplumsal diyalog ve girişimler yoluyla güvenin güçlendirilmesi.

5- Senin için ey Halep Girişimi kapsamında güvenlik kameraları yerleştirmek üzere ‘Güvenliğimiz Geleceğimiz’ projesi başlatıldı. Fiber optik kabloların döşenmesinin yüzde 80'ini tamamladık ve ikinci aşamada güvenliği artırmak için 800 bin dolarlık bir maliyetle 2 bin kamera kurmayı hedefleniyor.

df
Başkent Şam'ın Duveylia bölgesindeki Mar İlyas Kilisesi'nde meydana gelen intihar saldırısının yol açtığı hasar ve kan, 22 Haziran 2025 (AFP)

*Halep, ulusal üretime büyük katkı sağlayan Suriye'nin ekonomik başkenti olduğu biliniyor. Yerel ekonomiyi canlandırmak ve yatırımı teşvik etmek için ne gibi planlarınız var? Halep yeniden Suriye’nin ekonomik başkenti olacak mı?

Halep muazzam bir ekonomik potansiyele sahip. Ancak önceki rejimin mirası olan kurumsal gevşeklik, idari yolsuzluk, verimsizlik ve dengesiz vergi sistemi gibi sorunlarla boğuşuyor. Planımız şunları içeriyor:

İlk olarak, vergi sistemini reform etmek ve büyümeyi teşvik etmek için hükümetle koordinasyon içinde vergileri yeniden düzenlenmesi.

İkincisi, geleneksel sektörlerin canlandırılması ve Şeyh Neccar gibi sanayi bölgelerinin yeniden yapılandırılması, vergi kolaylıkları ve enerji desteği sağlanması. Ayrıca Halep’teki turizm sektörünü destekleyecek çeşitli atölye çalışmaları düzenledik.

Senin için ey Halep girişimi kapsamında, ‘Işılda ey Halep’ projesi Halep'in doğu ve batı sokaklarını aydınlatmaya devam ediyor. 2,3 milyon dolarlık bir bütçeyle 11 bölgede 3544 aydınlatma ünitesi kurmayı hedefledik. Sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde ilk aşamayı (45 km için 932 aydınlatma ünitesi) tamamladık ve ikinci ve üçüncü aşamaları Halep kırsalını da kapsayacak şekilde tamamlayarak ticari faaliyetleri güçlendirdik.

Halep'in yeniden ekonomik başkent olmasına gelince istikrar ve yeniden yapılanma ile Halep, uluslararası ve yerel destek sağlanması koşuluyla, 5-10 yıl içinde eski konumunu geri kazanma adaylığı için uygun olacak.

Türkiye'nin Suriye topraklarında herhangi bir emeli olduğunu sanmıyorum, özellikle de Türkiye her zaman Suriye topraklarının bütünlüğünü desteklemiş ve bölünme projelerini reddetmiştir.

Kürt sorunu, Suriye genelinde zorlu bir sorun oluşturuyor. Ancak Halep düzeyinde sorarsak, Eşrefiye ve Şeyh Maksud'daki Kürt nüfusla ilişkisini nasıl tanımlarsınız?

Kürt bileşenle ilişkiler olumlu ve tarihsel bir arada yaşama üzerine kuruludur. SDG ile yapılan anlaşma, Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerini kapsıyor. Dolayısıyla bu mahallelerin kaderi, devletin egemenliğine tamamen geri dönmek ve Halep Belediye Meclisi'nin yönetimi altında hizmetlerin geri gelmesidir.

Yerel temsil konusunda, yerel meclislerde ve yönetim kurumlarında Kürtleri dahil ediyor ve adil temsilini sağlıyoruz.

u7ı
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (sağda) ve SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi, Şam’da SDG'nin devlet kurumlarına entegrasyonu için anlaşma imzaladı, 10 Mart 2025 (AFP)

*Türkiye, geçtiğimiz yıllarda Suriye'nin kuzeyinde açık bir nüfuza sahipti, ancak şimdi (Beşşar Esed rejiminden) kurtarılmasından sonra Türkiye'nin Halep'teki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu stratejik bir ortaklık mı yoksa geçici bir iş birliği mi?

Türkiye, altyapı ve hizmetleri destekleyerek Halep'in istikrarında merkezi bir rol oynuyor.

Rolün değerlendirilmesine gelince, şu anda stratejik bir ortaklık var, ancak bu ortaklık bölgesel dengelerle ilgili bazı koşullu yönler içeriyor. İş birliği örnekleri arasında Gaziantep ile imzalanan kardeş şehir anlaşması, mültecilerin geri dönüşünü destekleyen projeler ve Türkiye'nin eğitim ve sağlık alanındaki projeleri sayılabilir. İş birliğinin Halep’in çıkarlarına uygun olmasını ve Halep'in egemenliğini ve önceliklerini saygı duyulmasını önemsiyoruz.

*Türkiye’nin Halep'te stratejik çıkarları olduğuna şüphe yok. Bazıları bu hedefleri Suriye'nin kuzeyindeki hırslar olarak tanımlamaya çalışsa da sizin bakış açınızdan Halep Türkiye için stratejik olarak ne kadar önemli?

Türkiye'nin Suriye topraklarında özellikle de Suriye'nin toprak bütünlüğünü her zaman desteklemiş ve bölünme projelerini reddetmiş olması nedeniyle herhangi bir emeli olduğunu sanmıyorum. Ancak Halep'in Türkiye için birçok nedenden dolayı büyük önemi olduğu söylenebilir:

1- Coğrafi konumu. Halep, Suriye'nin kuzey kapısıdır ve bu da onu ticari bir merkez ve Türkiye'nin ulusal güvenliğinin destekçisi haline getiriyor.

2- Mülteci akınını sınırlayan ve (DEAŞ, kontrolsüz silahlı gruplar gibi) güvenlik tehditlerini azaltan istikrar.

3- Ekonomik çıkarlar: Halep tarihi bir ticaret merkezidir ve Türkiye ticaret ilişkilerini güçlendirmeyi hedefliyor. Halep'in çıkarları, dengeli ortaklıklar aracılığıyla bu ilişkinin bir parçası olacaktır.

Eğitim ve sağlık alanlarında, ‘İzini Bırak’ girişimi ve eğitim desteği planlarımız kapsamında okul ve hastanelerin iyileştirilmesi için çalışıyoruz.

*Halep Valisi olduğunuzda bir vizyonunuz ve çalışma planınız olduğuna şüphe yok. Bu yüzden size şunu sormak istiyorum: Önümüzdeki beş yıl içinde Halep'in Suriye haritasındaki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Halep, konumu ve geçmişi sayesinde hayati bir merkez olmaya devam edecek. Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Halep'e yaptığı son ziyaretinde, şehrin en büyük ekonomik fener olacağını vurguladı ve kalenin kalbinden, zorbalarla savaşımızın sona erdiğini ve yoksullukla mücadelemizin başladığını açıkladı.

Ekonomik olarak, sanayi bölgelerinin yeniden inşası ve altyapının iyileştirilmesi ile sanayi ve ticaret merkezi olarak rolünü geri kazanacak. İdari olarak, siyasi gidişata bağlı olarak, ademi merkeziyetçilik kapsamında daha bağımsız bir idari merkez haline gelebilir. Mevcut zorluklar arasında güvenlik ve finansman eksikliği de yer alıyor. Ancak vizyonumuz ve hedeflerimiz Halep'i hızlı toparlanmanın bir örneği haline getiriyor.

cdy
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Halep’teki Hristiyan mezhebinden bir heyeti kabul etti, 28 Mayıs 2025 (Suriye Cumhurbaşkanlığı)

*Karşılaştığınız zorlukların büyük ve çetin olduğuna şüphe yok. Ancak önümüzdeki dönemde önceliklerinizi belirlediğinizi düşünüyorum. Vali olarak acil ve başlıca öncelikleriniz neler?

Önceliklerimiz; güvenlik, yani kaçak silahların toplanması ve ihlallerin kontrol altına alınması, Güvenliğimiz Geleceğimiz Girişimi kapsamında 800 bin dolarlık bir maliyetle 2 bin adet güvenlik kamerasının kurulması gibi birçok alanı kapsıyor.

Altyapı konusunda ise elektrik ve su şebekelerinin onarımına devam ediyoruz. Hükümet, 5 bin megavat kapasiteli elektrik santralleri kurmak üzere Katarlı bir şirketle sözleşme imzaladı. Bu sayede üç yıl içinde elektrik kapsama oranı yüzde 70-85'e çıkacak. Yerel düzeyde Deyr Hafir santralini faaliyete geçiriyor, iç şebekeyi onarıyor, endüstriyel şebekeyi ev şebekesinden ayırıyor ve kablo hırsızlığıyla mücadele ediyoruz.

Eğitim ve sağlık alanında, İzini Bırak Girişimi ve eğitim desteği planlarımız kapsamında okulları ve hastaneleri yenileme çalışmaları yürütüyoruz. Bu planlar arasında okulların onarımı, model okulların kurulması ve üniversite hastanesi için endoskopi gibi gelişmiş cihazlarla hastanelerin geliştirilmesi yer alıyor. Ekonomi alanında ise bürokrasiyi reform ederken, yatırımı teşvik etmek ve fabrikaları çalıştırmak için çalışıyoruz.

*Hiç şüphesiz yükler ağır ve devlet ile valilik tek başına tüm bu yükleri kaldıramaz. Peki, yerel topluma alan açmayı düşünüyor musunuz? Yerel toplum ve yerel konseylerin Halep'in istikrarında rolü nedir?

Yerel toplum ve yerel konseyler temel bir dayanak noktası. Toplumun rolüne gelince biz sivil girişimleri teşvik ediyor, memnuniyetle karşılıyor ve destekliyoruz. Halep, geçtiğimiz aylarda bu türden birçok girişime sahne oldu ve bunların şehrin gerçekliği üzerinde doğrudan bir etkisi olduğunu gördük.

Ayrıca, idari ademi merkeziyetçiliği destekliyoruz. Yerel konseylerin hizmet ve kalkınma kararlarını almalarını sağlarken, tüm bileşenlerin temsil edilmesini garanti ediyoruz.

Şu an karşı karşıya olduğumuz en büyük zorluk, geçiş dönemi ve geçiş aşaması nedeniyle mevcut merkeziyetçilik, ancak yerel temsilciliği desteklemek için yasal bir çerçeve üzerinde çalışıyoruz.

Halep'i ekonomik ve sosyal bir merkez olarak yeniden inşa etme taahhüdümüzü, şehrin çeşitliliğini ve tarihini koruyarak teyit ediyoruz. Ayrıca, halkının ve ortaklarının desteğiyle, ilin eski ihtişamını geri kazandıracak bir gelecek hayal ediyoruz.

*Biliyorsunuz, Halep’in doğusu rejim ordusu tarafından büyük bir yıkıma uğradı. Bu durum bir göç ve sığınma dalgasına neden oldu. Halep’in doğu mahallelerini yeniden inşa etmek ve mültecilerin geri dönüşünü hızlandırmak için nasıl bir planınız var?

Halep'in doğu mahalleleri büyük bir yıkıma uğradı. Şu anda yeniden inşa, altyapı (su, elektrik, yollar) ve konutların hedef alınması, enkazın kaldırılması ve okulların ve hastanelerin rehabilite edilmesini içeren bir planımız var. Senin için ey Halep Girişimi kapsamındaki Işılda Ey Halep Projesi, ilk aşamada doğu mahallelerine 45 kilometre karelik bir alana aydınlatma desteği sağlıyor ve şehirdeki kavşakları ve girişleri güzelleştiriyor. 

Karşılaştığımız zorluklar ise finansman eksikliği ve mülkiyet haklarının karmaşıklığıdır. Eski rejimin milisleri, birçok vatandaşın mülklerini yasadışı yollarla ele geçirmiştir. Ancak, daha önce el konulan tüm mülklerin mülkiyet haklarını incelemek ve gözden geçirmek üzere ‘Zorla El Koyma Komitesi’ni kurduk.

yh
Halep’te hasar görmüş bir binanın önünden motosikletle geçenler, 14 Mayıs 2025 (Reuters)

*Halep'in yurtdışındaki evlatlarına, Halep'li tüccarların ve Arap yatırımcıların sermayedarlarına ne söylemek istersiniz?

Mülteci olunan ülkelerde ve mülteci kamplarında yaşayan Halep halkına mesajım şu: “Halep sizi bekliyor, size çok ihtiyacı var ve yaralarını sarmanız ve ona yeniden hayat vermeniz için size sesleniyor. Eskisi gibi ona sadık kalın!” Ayrıca Suriyeli ve Arap yatırımcıları, Suriye'nin kalbi ve ekonomik başkenti olan Halep'e yatırım yapma fırsatını kaçırmamaya davet ediyorum. 

Şu anda, lojistik kolaylıklar ve desteklerle birlikte, endüstri (tekstil, gıda), ticaret ve hizmetler (turizm, lojistik) alanlarında büyük yatırım fırsatları bulunuyor. Altyapı ve güvenlik iyileştiriliyor.

Yatırımcılara mesajım: “Halep'in yeniden canlanmasına yaptığınız yatırım ve katkınız, sadece ekonomik bir kazanç değil, şehrin geleceğini inşa etmek anlamına da geliyor. Bu, kâr elde etme çabasından önce ahlaki ve vatansever bir tutum olacaktır.

*Peki Halep’in geleceği için ne söyleyeceksiniz?

Halep'i ekonomik ve sosyal bir merkez olarak yeniden inşa etme taahhüdümüzü, şehrin çeşitliliğini ve tarihini koruyarak teyit ediyoruz. Ayrıca, halkının ve ortaklarının desteğiyle, ilin eski ihtişamını geri kazandıracak bir gelecek hayal ediyoruz.