Dibeybe hükümeti, Trablus’taki milislerin kuşatmasıyla karşı karşıya

Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe (AP)
Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe (AP)
TT

Dibeybe hükümeti, Trablus’taki milislerin kuşatmasıyla karşı karşıya

Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe (AP)
Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe (AP)

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Konsey’in Trablus’taki toplantılarına ev sahipliği yapan Corinthia Otel'in milisler tarafından basılması hakkında yorum yapmamayı tercih etti. Son 1 haftadır Trablus kentteki milis grupların Konsey ve Hükümet karşıtı eylemlerine tanık oluyor.
Menfi, silahlı milislerin Abdulhamid Dibeybe’nin başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş’un Türkiye karşıtı açıklamalarından sonra yaşanan olaylar ve İmad el Trabelsi’nin yerine İstihbarat Servisi Başkanlığı’na Hüseyin Muhammed Halife el-Aib’in atanmasının geri çekilmesi için yaptıkları baskının ardından resmi faaliyette bulunmazken, herhangi bir açıklama da yapmadı.
Menguş, Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Musa el-Koni ile birlikte Libya’nın güneyine ziyaret gerçekleştirdi. İkili  Fizan'da ordu komutanlarıyla da bir araya gelirken Koni, “Libya askeri düzenini birleştirmeye yönelik özel bir öneme sahip adımların temellerinin oluşturulduğunu” söyledi. Konuyla ilgili Twitter hesabından açıklama yapan Koni, “Bu hedef Libya toprağının birliğini ve egemenliğini sağlamanın yanı tarihi başarıya ulaşmak için önceliklerimizin başında yer alıyor. 24 Aralık’ta yapılmasını planlanan seçim için geldik” ifadelerini kullandı.
Bu bağlamda görgü tanıkları, özellikle Trablus ve ülkenin batısında yer alan Misrata kentindeki milis üyelerinin  Zaviye ve Garyan şehrinden başkent Trablus’a doğru yöneldiğini iddia etti.
Libya siyasi diyaloğuna sponsorluk yapan Birleşmiş Milletler (BM) misyonu olaylar hakkında yorum yapmazken, bazı milis liderleri “iç ve dış olmak üzere Başkanlık Konseyi karargahını ve birlik hükümetini kuşatma zorunluluğundan” söz etti.
Resmi kaynaklar, “Dışişleri Bakanı Menguş’un karşılıklı açıklamalar ve kendisine yönelik düşmanlığın artasının ardından hayatından endişe ederek Trablus'a dönmemesi konusunda uyarılar aldığına” yönelik iddialar konusunda açıklama yapmadı.
Bu bağlamda, Dibeybe Polis Okulu mezuniyet töreninde yaptığı açıklamada, “Bana sadece milis olduğunuzu söylediler, ancak siz polissiniz ve ülkenin güvenliğinden siz sorumlusunuz” diyerek, ülkenin doğu ve güney bölgelerinin çoğunun kontrolünü elinde tutan Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordu’suna (LUO) atıfta bulundu.
Muhammed el-Menfi tarafından yerine İstihbarat Servisi Başkanlığı’na Hüseyin Muhammed Halife el-Aib’in atandığı İmad el Trabelsi ziyaret ettiği ülkeleri ‘milisleri temsil etmediğine’ ikna etmekte ‘başarısız’ olduğunu söyledi.
Trabelsi iki gün boyunca arka arkaya gelen bazı milis liderlerine yönelik yaptığı video görüntülerinde, “İstihbarat başkanlığını üstlendikten sonra İtalya ve Rusya dahil birçok ülkeye gittim. Herkes bize milis muamelesi yapıyor” dedi.
Burkan el-Gadab’a (Öfke Volkanı Operasyonu) bağlı Terörle Mücadele Gücü Yedek Bölümü Komutanı Muhtar el-Cehavi, Hafter’i destekleyen ülkelerin - halen uçak yüklü silahlarıyla Hafter’i destekliyor olmasının cumhurbaşkanlığı ve hükümetin dayattığı barış yolunun görmezden gelmenin bir göstergesi olduğunu söyledi.
Öfke Volkanı Operasyonu, Batı ve Orta Bölge Tugayları mensuplarının Garyan kentindeki Şehitler Meydanı'nda Trabelsi’nin birkaç zırhlı araçla eşlik ettiği toplu bir iftarı ortaya çıkardı.
Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin (UMH) Sirte ve Cufra Koruma Operasyon Odası Sözcüsü Hadi el-Dara, “üyelerinin askeri yönetimden uzak özgür bir sivil devlet inşa etmek içi hazır bulunduğunu” söyleyerek, halen Trablus’u savunan ve özgürleştirenlerin mevcut olduğunu düşünüyor.
Muhammed el-Menfin Ofisi Müdürü, silahlı grupların konseyin toplandığı bir otele girdiklerini veya güç kullandıklarını yalanlamıştı. Başkanlık Konseyi sözcüsü, konseyin karargahlarından biri olarak baskın yapılan otelin boş olduğunu belirtirken, bu durumun birlik hükümetinin karşı karşıya olduğu risklere işaret etti.
BM’nin yardım ettiği bir süreçle seçilen Başkanlık Konseyi, geçtiğimiz Mart ayında göreve başlayan yeni bir ulusal birlik hükümetle ülkenin doğusunda ve batısında iki rakip idarenin yerini alacak.
Libya’nın batısında bulunan milisler, Türkiye’nin desteklediği askeri varlık dahil yabancı güçlerin Libya’dan çekilmesi gerektiği talebini yineleyen Menguş’a yönelik öfkelerini dile getiriyor.
Dibeybe’nin rakip Libyalı grupların çoğunun desteğini kazanma ve bölgesel kişiliği içeren büyük bir kabine kurma girişimlerine rağmen, kendisi ve Başkanlık Konseyi, özellikle silahlı grupların sokaklara hakim olduğu başkent Trablus’ta iç eleştirilere ve otoritelerine meydan okumalara maruz kalıyor.
Geçtiğimiz Cuma günü yaşanan olaylardan önce Öfke Volkanı Operasyonu, Menguş’un sorumsuz açıklamaları olarak nitelendirdiği açıklamaları görüşmek üzere toplandığını açıklayarak, Birlik Hükümeti’ne Hafter’i resmen reddetme çağrısında bulundu.
Öte yandan, Libya Havalimanları İdaresi, Ramazan Bayramı tatilinin hemen ardından, Trablus Uluslararası Havalimanı'nın yeniden inşasının ilk aşamasının uygulanacağını duyurdu. Açıklamada, ilk aşamanın havalimanı arazisinin kapsamlı  olarak incelenmesini ve Savunma Bakanlığı’na bağlı Askeri Mühendislik Departmanı tarafından mayın ve savaş kalıntılarının kaldırılmasını içereceği bildirildi.



Irak'taki Şii Koordinasyon Çerçevesi çöküşün eşiğinde

Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin daha önceki toplantısından bir kare (Irak Haber Ajansı)
Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin daha önceki toplantısından bir kare (Irak Haber Ajansı)
TT

Irak'taki Şii Koordinasyon Çerçevesi çöküşün eşiğinde

Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin daha önceki toplantısından bir kare (Irak Haber Ajansı)
Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin daha önceki toplantısından bir kare (Irak Haber Ajansı)

Şii Koordinasyon Çerçevesi çevresindeki siyaset kulislerinde, son aylarda meydana gelen değişikliklerle bu güçlerin dağılmanın eşiğinde olduğu konuşuluyor.

Koordinasyon Çerçevesi’ne yakın kaynaklar, ‘ittifakın birliğini zayıflatmaya’ katkıda bulunan birkaç faktöre işaret etti. Bunların başında şu anda çoğu ana gücün neredeyse bağımsız olarak yarışmayı tercih ettiği ve Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin ikinci dönem için aday olmayı istemesinden kaynaklanan fikir ayrılığıyla, önümüzdeki kasım ayında yapılması planlanan genel seçimler geliyor. Diğer faktörler arasında ise İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) komutanları aracılığıyla Irak'taki Şii güçler arasındaki ilişkilerin yol gösterici pusulası olan İran'ın, İsrail'in saldırıları ve ABD ile uluslararası baskılar sonucunda yaşadığı bölgesel değişimler ve zorlu koşullar yer alıyor.


Doha Zirvesi Bildirisi’nde Katar'la koşulsuz dayanışma ve saldırının yaygın olarak kınanması vurgusu

Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Doha Zirvesi Bildirisi’nde Katar'la koşulsuz dayanışma ve saldırının yaygın olarak kınanması vurgusu

Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Kaynaklar, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda tartıştıkları taslak nihai bildirinin, İsrail'in geçtiğimiz salı günü Katar'a düzenlediği saldırılarını şiddetle kınadığını söyledi.

Kaynaklara göre taslak bildiri, bir araya gelen devletlerin Katar’la sarsılmaz dayanışma içinde olduklarını teyit ederken Katar topraklarındaki bir yerleşim bölgesini hedef alan saldırıyı, ‘açık bir saldırganlık eylemi ve uluslararası hukukun ciddi bir ihlali’ olarak değerlendirerek kınadı. Bildiride ayrıca, İsrail’in düzenlediği saldırıların bölgesel ve uluslararası barışı ve güvenliği tehdit eden bir tırmanış oluşturduğu ve bunun tüm Arap ve İslam ülkelerine yönelik bir saldırı olduğu vurgulandı.

Bildiri, bu ülkelerin Doha'nın egemenliğini ve güvenliğini savunmak için aldığı tüm önlemlere koşulsuz destek verdiklerini yeniden teyit etti.

İsrail’in saldırısının Gazze'deki savaşı sona erdirmek ve tutukluları serbest bırakmak için Katar'ın arabuluculuk çabalarını baltalamayı amaçladığı vurgulanan bildiride barış için yapılan diplomatik çabaların başarısızlığından İsrail'in tam olarak sorumlu tutulduğu belirtildi. İsrail'in saldırısının ‘mevcut ve gelecekteki anlaşmaları tehdit ettiği’ ifade edilen bildiride, uluslararası topluma saldırıyı durdurmak için acil önlemler alması çağrısında bulunulurken, Arap Barış Girişimi'ne bağlı kalınmasını vurgulandı. Bununla birlikte Katar, Mısır ve ABD'nin arabuluculuk çabalarındaki rolünü ve Suudi Arabistan ile Fransa'nın ‘iki devletli çözümü’ destekleyen çabaları övüldü.

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al-i Sani'nin dün gerçekleşen zirvede yaptığı konuşmadan, Doha'nın kendi topraklarına yönelik saldırıyı kınamak, uluslararası toplumu İsrail'i Gazze Şeridi'nde yürüttüğü savaşı durdurmaya zorlamak ve Filistin devletinin kurulmasını desteklemek amacıyla ‘gerçekçi’ bir yanıt hazırlamaya çalıştığı anlaşıldı. Katarlı yetkili, ülkesinin Gazze Şeridi'nde ateşkesin sağlanması için Mısır ve ABD ile arabuluculuk rolünü sürdüreceğini de duyurdu.


Doha Zirvesi: İsrail'e karşı ortak adımların görüşüleceği bakanlar toplantısı

Katar’ın başkenti Doha'daki Sheraton Oteli olağanüstü zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, otelin önünde İslam ülkelerinin bayrakları dalgalanıyor. (Reuters)
Katar’ın başkenti Doha'daki Sheraton Oteli olağanüstü zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, otelin önünde İslam ülkelerinin bayrakları dalgalanıyor. (Reuters)
TT

Doha Zirvesi: İsrail'e karşı ortak adımların görüşüleceği bakanlar toplantısı

Katar’ın başkenti Doha'daki Sheraton Oteli olağanüstü zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, otelin önünde İslam ülkelerinin bayrakları dalgalanıyor. (Reuters)
Katar’ın başkenti Doha'daki Sheraton Oteli olağanüstü zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, otelin önünde İslam ülkelerinin bayrakları dalgalanıyor. (Reuters)

Arap ve İslam ülkelerinin dışişleri bakanları bugün Katar'ın başkenti Doha'da bir araya gelerek İsrail'in Doha'ya yönelik saldırısı hakkında bir karar taslağını görüştü. Karar, yarın Katar'ın ev sahipliğinde düzenlenecek olağanüstü Arap Birliği – İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvesinde liderlere sunulacak.

Bu gelişme, zirveye katılan ülkelerin dışişleri bakanları arasında, resmi toplantılar başlamadan önce bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili tutumları koordine etmek için iletişimin devam ettiği bir dönemde gerçekleşti.

Geçtiğimiz salı günü Katar'ın başkentinde Hamas liderlerini hedef alan İsrail saldırıları, hareketin beş üyesinin ve Katar güvenlik güçlerinden bir üyenin ölümüne yol açtı.

Zirvenin taslak sonuç bildirgesinin tartışılması

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan dün Doha'ya geldi. Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, olağanüstü zirvede ‘bugün yapılacak dışişleri bakanları hazırlık toplantısında sunulan, İsrail'in Katar devletine yönelik saldırısı hakkında bir taslak bildirgenin tartışılacağını’ doğruladı.

Katar Haber Ajansı'na (QNA) yaptığı açıklamada el-Ensari, zirvenin toplanmasının, ‘İsrail'in bir dizi Hamas liderinin konutlarını hedef alan alçakça saldırısı karşısında İslam dünyasının Katar ile dayanışma içinde olduğunu yansıttığını’ vurguladı.

Dışişleri bakanlarının gündeminde Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'nin konuşması ve Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt'ın benzer bir konuşması yer alıyor. Dışişleri bakanları, önerilerini, resmi olarak kabul edilmesi için olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesine sunacak.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanlığı Devlet Bakanı Halife bin Şahin el-Merar, Bangladeş Geçici Hükümeti Dışişleri Bakanlığı Danışmanı Muhammed Tevhid Huseyin, Brunei Darussalam Cumhuriyeti Dışişleri İkinci Bakanı Dato Erron Behin Yusuf, Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Alibek Bakayev, İİT Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha ve Gambiya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Mohamed Jallow olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesine katılmak üzere Katar’ın başkenti Doha’ya geldi.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İİT dışişleri bakanları toplantısına katılmak üzere bugün Tahran'dan Doha'ya gitti. İran Devrim Muhafızları Ordusu'na yakın (DMO) Tesnim haber ajansı, Arakçi'nin İİT dışişleri bakanları olağanüstü toplantısına katılmak üzere bu sabah Katar'ın başkentine gittiğini bildirdi. Söz konusu toplantı, yarın yapılacak olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesi hazırlıkları kapsamında, İsrail'in Katar'a yönelik ‘askeri saldırganlığını’ görüşmek üzere Katar'ın talebi üzerine düzenlendi. Tesnim, İran'ın olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesinde İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan tarafından temsil edileceğini bildirdi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise İsrail'in ‘kardeş ülke Katar'a yönelik acımasız saldırısının uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve Arap, bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarı tehdit eden tehlikeli bir adım olduğunu’ söyledi.

Katar'ın yarın ev sahipliği yapacağı olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesi öncesinde QNA'ya verdiği özel röportajda Abbas, “Doha Zirvesi'ne katılmanın mesajı ve amacı açık; Katar'ın güvenliği, Arap ve İslam ülkelerinin güvenliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Hepimiz bu saldırılar karşısında birleşmiş durumdayız” ifadelerini kullandı.

Abbas, İsrail'in Arap ve İslam ülkelerinin güvenliğine yönelik saldırısının yansımalarıyla ilgili olarak, bunun ‘Arap ve İslam ülkelerinin güvenliğini zayıflatmaya ve bölgenin istikrarını bozmaya yönelik tehlikeli bir gösterge olduğunu’ belirtti. Abbas, ‘kolektif güvenliği korumak için Arap ve İslam dünyasının ortak bir tepki vermesi gerektiğini’ vurguladı.

Abbas ayrıca, İsrail'in Katar, Filistin ve diğer Arap ülkelerine karşı sürdürdüğü ihlallerden sorumlu tutulması gerektiğini bildirdi.

QNA’nın bugün yayınladığı röportajda Abbas, insani yardımın ulaştırılmasının hızlandırılması, işgal güçlerinin Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi, Batı Şeria ve Kudüs'teki yerleşim faaliyetlerinin ve yerleşimci terörünün durdurulması, ele geçirilen Filistin fonlarının iadesi ve uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi uyarınca, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin tüm topraklarının işgalinin sona erdirilmesi ve yeniden inşanın ilerletilmesi gerektiğini vurguladı.

Filistin Devlet Başkanı ayrıca, Filistin davasını destekleme konusunda Katar'ın kararlı rolünü övdü ve bu durumun, hakikat ve adaleti savunan halkların ve devletlerin, saldırganların planlarını bozabileceğini kanıtladığını belirtti.

Diğer yandan Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, “Zirvenin toplanması, Katar'ın yalnız olmadığı ve Arap ve İslam ülkelerinin onun yanında olduğu mesajını veriyor” dedi.

Ebu Gayt, Şarku'l Avsat'a yaptığı özel açıklamada, “İsrail saldırıları, ne yazık ki, uluslararası toplumun iki yıldır Gazze Şeridi'ndeki soykırım suçuna sessiz kalmasından ve işgalci liderlerin istedikleri her şeyi yapıp paçayı sıyırabilecekleri hissine kapılmalarından kaynaklanıyor. Bu talihsiz durumun sona erdirilmesi gerekiyor. Zira böyle devam ederse uluslararası hukukun çöküşünün bedelini hepimiz ödeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

sdfr
Kahire'deki Arap Birliği Genel Merkezi (Şarku'l Avsat)

Geçtiğimiz perşembe günü Katar, İsrail Hava Kuvvetleri’nin salı günü Hamas liderlerinin konutlarına düzenlediği ve Körfez, Arap ve uluslararası ülkeler ve kuruluşlar tarafından kınanan saldırıyı görüşmek üzere acil bir Arap Birliği – İİT zirvesi düzenleneceğini duyurdu.

Zirvede, durumun yansımaları ve bölgenin daha fazla çatışmaya sürüklenmesini önlemek için atılması gereken adımlar tartışılacak. İran, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın zirveye katılacağını doğrularken, Irak da Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin katılacağını doğruladı. Türkiye Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın Doha'yı ziyaret edeceğini açıkladı.