Sadr ve ideolojik muhalifleri arasında bir güç testi

Ekim ayına hazırlık olarak Irak seçim kampanyalarının başlatılmasıyla Sadr ve ideolojik muhalifleri arasında bir güç testi

Sadr şehrinde Sadr’ın fotoğrafı önünde oynayan iki çocuk (AFP)
Sadr şehrinde Sadr’ın fotoğrafı önünde oynayan iki çocuk (AFP)
TT

Sadr ve ideolojik muhalifleri arasında bir güç testi

Sadr şehrinde Sadr’ın fotoğrafı önünde oynayan iki çocuk (AFP)
Sadr şehrinde Sadr’ın fotoğrafı önünde oynayan iki çocuk (AFP)

Hukuk Devleti Koalisyonu’nun lideri Nuri el-Maliki, Twitter hesabından ikinci kez, seçimlerin 10 Ekim’de yapılması çağrısında bulunan bir tweet paylaştı. Seçimlere şahsen katılmamaya karar veren ve Hukuk Devleti Koalisyonu’na liderlik etmekten memnun olan Maliki, seçimlerin zamanında yapılmasına yeterli önemin verilmemesinden duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi. Maliki, Birleşmiş Milletler (BM) Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis Plasschaert'in ‘yetkilerini aşarak ülkenin iç işlerine müdahale’ olarak nitelediği açıklamalarını da eleştirdi.
Maliki, Sadr’a gönderdiği mesajda, rekabet etmeye değil bilakis Başbakanlık makamını kazanmak umuduyla siyaset sahnesinde ve özellikle de Şii siyaset sahnesinde rekabeti ortadan kaldırmaya güçleri yettiğini ve buna hazır olduklarını ifade etti.
Başbakanlığa aday olan Fetih Koalisyonu lideri Hadi El-Amiri’nin yaptığı konuşmaya bakıldığında, Fetih Koalisyonu’nun seçim programı, önceliklerle aynı gibi görünüyordu. Bu yüzden Fetih Koalisyonu destekçileri tarafından eleştirildi. Program, ‘komşu ülkelerle su sorunlarının ele alınmasının yanı sıra, ABD'nin Irak'tan çekilmesi, silahlı kuvvetlerin oluşumlarına ve Haşdi Şabi’ye eğitim ve teçhizat temin edilmesi, işsizlik sorununa çözüm bulunması ve iş olanakları sağlanması ve ülkedeki yabancı işgücünün sınırlandırılması, tarım, sağlık, elektrik ve eğitim alanlarındaki sorunlarının ele alınması’ gibi önceki tüm seçimlerde kabul edilen ve Irak siyasi sınıfının hiçbirine ulaşamadığı sabiteleri içeriyordu. Fetih Koalisyonu çatısı altında, Tashih İttifakı, Asa'ib Ehli’l-Hak Hareketi, Bedir Örgütü ve Ulusal Sened Bloğu gibi bir dizi Şii parti ve güç de yer alıyor.
Mukteda es-Sadr'ın seçim yarışına geri dönmesi için bir takım girişimlerde bulunulmasına rağmen, Sadr, Sadr Hareketi destekçilerinin çoğunluğunu kendi taraflarına çekmek isteyen ve neredeyse hepsi aynı ekolden geldiklerinden aynı sabitler temelinde onları kendi adaylarını seçmeye ikna etmek isteyen ideolojik muhalifleriyle şimdiye kadar sessizce mücadele etti.
Mukteda es-Sadr, 1980 yılında önceki rejim tarafından idam edilen Muhammed Bakır es-Sadr’ın kurucusu olduğu Sadr ekolünü takip ediyor. 1999 yılında suikasta uğrayan Muhammed Muhammed Sadık es-Sadr da (Mukteda es-Sadr’ın babası) aynı ekoldendi.
Her iki tarafa da yakın olan Iraklı bir siyasetçi, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, şuan Mukteda es-Sadr'ın seçimlerden çekilmesiyle ilgili iki yol olduğunu söyledi. Buna göre birinci yolun, önde gelen blokların ve liderlerinin Sadr'ı kararından vazgeçirmeye ikna etmeleri olduğunu söyleyen siyasetçi, geri çekildiklerini açıklayanların resmi olarak Seçim Komisyonu’ndan çekilme talebinde bulunmadıklarını belirtti. Siyasetçi, bunun seçimlere katılımın yalnızca beklemeye alındığı anlamına geldiğini vurguladı.
Iraklı siyasetçi, ikinci yolun ise Sadr ile aynı ekole mensup oldukları için ideolojik muhalifler olarak adlandırılabilecek güçlerin ve partilerin, birinci yolu izleyenlerin tam tersine olan girişimleri olduğunu söyledi. Iraklı siyasetçiye göre her iki yolu takip eden Sadrcılar, daha önce hesaplanmış provokasyon girişimleriyle, başbakanlık makamını elde etmeye dair konuşmalarla ve Nuri el-Maliki gibi isimleri başbakanlık makamını elde etme konusunda açıkça rakip ilan ederek seçim propagandalarına erken başladıklarını belirtti.
Iraklı siyasetçi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu ideolojiyi destekleyen veya muhalif olan güçler, Mukteda es-Sadr seçimlerden geri çekildiğini açıkladığı sürece Sadr'ın destekçilerinin ondan uzaklaşmasını kendileri için bir fırsat olarak görürken, Sadrcılar büyük bir boşluğa düşerken Sadr Hareketi, Irak siyasi hayatında genel bir eğilimi temsil ediyor.”
Sadr’ın ailesinin tek meşru varisi olmak gibi başka bir vizyonu olduğunu söyleyen Iraklı siyasetçi, “Dolayısıyla Sadr ekolünden sapan kimse artık Sadr ailesini veya Sadr Hareketini temsil etmiyor. Aksine, Sadr'ın onları sadece milis değil, kendi deyimiyle utanmaz milisler olarak tanımlayacak kadar ileri gittiği silahlı gruplarla kesiştiği noktada olduğu gibi, Sadr ile aralarındaki çekişme de sık sık yoğunlaşıyor” ifadelerini kullandı.
Sorun genel seçimlerle sınırlı değil. İki taraf arasındaki rekabet, Amerikalılara karşı direniş kavramına kadar uzanıyor. Sadr'ın, Başbakan Mustafa el-Kazimi’nin ABD yönetimiyle ABD güçlerinin geri çekilmesinin planlanmasına ilişkin imzaladığı anlaşmanın sonuçlarına desteğini açıkladığı bir dönemde silahlı gruplar, anlaşmayı reddettiklerini açıkladılar. Sadr'ın kendisini Başbakan Kazimi’nin ifadesiyle ‘direnişin efendisi’ olarak gördüğü bir zamanda Sadr ile söz konusu taraflar arasındaki düşmanlığı her zamankinden daha güçlü kılan, Sadr'ın ideolojik muhalifleri tarafından yapılan açıklamalara kayıtsız ve sessiz kalmaya devam ederken bazı tarafların Sadr'ı bir kez kışkırtmak veya seçim yarışına geri dönme niyetinin olup olmadığını netleştirmek için konuşmaya devam etmesidir. Özellikle kartların yeniden karılması için zaman kaybedilmiş olsa da Sadr, seçim yarışında, tabanının sadakat ve itaatteki kararlığından ötürü daha fazla seçim propagandasına ihtiyaç duymuyor.



İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanında 100'e yakın kişi hayatını kaybetti

8 yaşındaki kızı Miyar Ebu Avde'nin yasını tutan Filistinli anne (AP)
8 yaşındaki kızı Miyar Ebu Avde'nin yasını tutan Filistinli anne (AP)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanında 100'e yakın kişi hayatını kaybetti

8 yaşındaki kızı Miyar Ebu Avde'nin yasını tutan Filistinli anne (AP)
8 yaşındaki kızı Miyar Ebu Avde'nin yasını tutan Filistinli anne (AP)

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı bugün, İsrail bombardımanı sonucu son 24 saat içinde 97 kişinin hayatını kaybettiğini ve 440 kişinin yaralandığını açıkladı.

Filistin resmi haber ajansı WAFA bugün erken saatlerde Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta yerinden edilmiş insanların barındığı bir okula insansız hava aracıyla (İHA) düzenlenen saldırıda en az 10 Filistinlinin hayatını kaybettiğini ve İsrail'in şafak vaktinden bu yana düzenlediği çok sayıda hava saldırısında da yaşamını yitirenler olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre Gazze Şeridi'nin güneyinde bulunan Han Yunus kentinin güneyindeki Kizan en-Neccar bölgesinde İsrail ordusuna ait tanklar vatandaşların evlerine ateş açtı. İşgalciler ayrıca, Gazze şehrinin kuzeydoğu bölgelerini de bombaladı.

AP, hayatını kaybedenler arasında 8 yaşında bir kız çocuğu olan Miyar Ebu Avde'nin de bulunduğunu bildirdi. Cenazesi Gazze şehrindeki Şifa Hastanesi’ne nakledildi.

Jdjdj
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden 8 yaşındaki Miyar Ebu Avde'nin cenazesinin etrafını saran yakınları (AP)

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı bugün İsrail bombardımanının Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta bulunan Aksa Şehitleri Hastanesi'nin yönetim binasının çatısını hedef aldığını duyurdu.

Mfmdk
 İslam el-Batş, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden yeğeni 19 yaşındaki Mahmud el-Batş'ın cenazesini Şifa Hastanesi'nde son yolculuğuna uğurladı... (AP)

Bakanlık tarafından bugün Facebook üzerinden yayınlanan basın açıklamasında, “İşgal, Aksa Şehitleri Hastanesi'nin yönetim binasının çatısını hedef alarak sağlık sistemini zayıflatmaya yönelik sistematik politikasını sürdürüyor” denildi.

Kdkjd
Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta yardım dağıtımı sırasında öldürülen Rim el-Ahras'ın cenaze töreninden (AP)

Bakanlık, İsrail’i kınayarak, sağlık kurumlarına koruma sağlanması ve sistemin çalışmalarının baltalanmaya ve hedef alınmaya devam edilmesinin suç sayılması yönündeki acil talebi yineledi.

İsrail işgal güçleri, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını sürdürüyor. Saldırılar sonucu çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 54 bin 510 Filistinli hayatını kaybetti ve 124 bin 901 kişi yaralandı. Kurbanların bir kısmı ise halen enkaz altında.