Birleşik Krallık Ortadoğu Ticaret Komiseri Penney Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan, bölgedeki ihracatımız için en büyük ortağımız

Birleşik Krallık’ın Ortadoğu ve Pakistan Ticaret Komiseri ve Dubai Başkonsolosu Simon Penney
Birleşik Krallık’ın Ortadoğu ve Pakistan Ticaret Komiseri ve Dubai Başkonsolosu Simon Penney
TT

Birleşik Krallık Ortadoğu Ticaret Komiseri Penney Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan, bölgedeki ihracatımız için en büyük ortağımız

Birleşik Krallık’ın Ortadoğu ve Pakistan Ticaret Komiseri ve Dubai Başkonsolosu Simon Penney
Birleşik Krallık’ın Ortadoğu ve Pakistan Ticaret Komiseri ve Dubai Başkonsolosu Simon Penney

Birleşik Krallık’ın Ortadoğu ve Pakistan Ticaret Komiseri ve Dubai Başkonsolosu Simon Penney, çeşitli alanlarda ortaklıklar ile kurumsal işleri artırarak üst düzeye çıkarmak için Riyad ve Londra’nın ortak çabalarının sürdüğünü belirtti. Riyad’ın son üç yılda yüzde 24'lük bir artışla İngiltere ihracatı için en büyük yönü temsil ettiğini söyleyen Penney, ticaret ve yatırım da dahil olmak üzere uzun vadeli güçlü ikili ilişkiye sahip olduklarına dikkat çekti.
Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Penney, Suudi Arabistan’da ekonomi anlamında tüm sektörlerde birçok fırsatın olduğuna değinerek, sağlık sektörünün Riyad ve Londra arasında bir tavan olmaksızın özel sektörlere açık olduğunu kaydetti.
Penney açıklamasında, “Uluslararası Ticaret Departmanındaki ekibim, İngiliz şirketlerini ülke genelindeki şirketlerle ortak olmaya teşvik etmek için birçok büyük Suudi projesinde Invest Saudi girişimi ve Yatırım Bakanlığı ile yakın bir şekilde çalışıyor. Tabi ki yatırım iki yönlü. İngiltere ve Suudi Arabistan'da gelişmeye ve artan iş hacmine ulaşmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Penney ayrıca, “İki krallık arasındaki ortaklık sağlam bir şekilde büyümeye devam ediyor.2022’inin ilk çeyreğindeki ticaret istatistiklerine göre Suudi Arabistan, bölgedeki İngiltere ihracatının en büyük ortağı. Bunun nedeni, son üç yılda yüzde 24 oranında Birleşik Krallık'tan yapılan hizmet ihracatındaki önemli büyüme” dedi.
Penney, “Birleşik Krallık ve Suudi Arabistan arasındaki toplam mal ve hizmet ticareti (ihracat ve ithalat), 2022'nin ilk çeyreğinin sonunda 6,4 veya 683 milyon sterlinlik bir artışla 11,3 milyar sterline ulaştı” dedi.
Birleşik Krallık’ın tıbbi ve sağlık sektöründe Suudi Arabistan ile işbirliği yapmaya hazır olduğunu söyleyen Penney, sağlık ve yaşam bilimleri sektörlerinin iki ülke için temel sektörler olarak kabul edildiğini kaydetti. Yetkili, sağlık alanında iş birliğinin Suudi Arabistan’ın 2030 vizyonu hedefinin önemli bir parçası olduğunu aktardı.
Yakın zamanda Riyad'daki Küresel Sağlık Forumu'na katılan Penney, ülkesinin İngiliz sağlık uzmanları aracılığıyla tavsiye vermeye ve Suudi Arabistan’daki birçok sağlık hizmeti girişimine katılmaya hazır olduğuna değinerek, koronavirüs pandemisinin ardından bu sektörlerde iş birliği fırsatlarının önemli ölçüde arttığını söyledi.
Yeniliğin Birleşik Krallığı’n sağlık sisteminin temeli olduğuna değinen Penney, yakın zamanda Riyad'da düzenlenen Dünya Sağlık Forumu'na katılan İngiliz kuruluşlarının Suudi Arabistan'daki geniş fırsatları görebildiklerini vurguladı. Yetkili, ticaret heyetindeki İngiliz şirketlerinin, sağlık alanındaki fırsatları, dijitalleşme ve yapay zekada gelişen dönüşümleri tartıştıklarını kaydetti.
Forumun teşhis teknolojisine ve uzaktan bakıma yatırım yapmak ve hastane dışında bakım adına tıbbi yöntemler hakkında bilgi edinmek için büyük bir fırsat sunduğuna dikkati çeken Penney, foruma katılan İngiliz delegelerin dijitalleşme ve sağlıkta dönüşüm alanındaki en iyi yenilikçileri temsil ettiğini ayrıca Birleşik Krallık'ın Riyad ile sağlık hizmetleri alanındaki ortaklıkları güçlendirmeye olan bağlılığını yansıttığını aktardı.
Penney açıklamasında, “İngiliz kuruluşundan üst düzey bir heyet ile Riyad'da düzenlenen Dünya Sağlık Forumu'na katıldık ve Riyad, Cidde ve ed-Dammam'a gittik. Heyet, ruh sağlığı, eğitim, öğretim, hastane dışı hizmetler ve dış hizmetler alanında uzmanlaşmış Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Hizmeti kurumuna (NHS) bağlı 5 kurumu içeriyor” dedi.
Penney’e göre, İngiliz heyetinin Riyad’daki foruma katılması Birleşik Krallık'tan sağlık ve yaşam bilimleri alanında Suudi Arabistan'a yapılan en büyük ticaret heyetlerinden biri olup MedTech, Genomik, Dijital Sağlık ve Sağlık Hizmetlerine ek olarak, Mott MacDonald ve Health Care World ve NHS Trust'ı içeriyor.
Penney, “Riyad'daki Dünya Sağlık Forumu'nda iki önemli anlaşmanın imzalanmasına tanık olduk. İ lk anlaşma, el Arab  Danışmanlık Şirketi ile Lyrica arasında gerçekleşti. Lyrica'nın sağlık hizmetleri müşterilerine hizmet etme konusundaki kapsamlı deneyimini, el Arab'ın Vizyon 2030'a yönelik sağlık hizmetleri çözümleri sunmak için pazar bilgisi ile lojistik ve tedarik zincirlerine genişlemeye yönelik gelecek planlarıyla bir. İkinci anlaşma ise Sağlık Verileri Analiz Şirketi (Beatrice) ile Suudi Sağlık Teknolojileri Şirketi (Line) arasında imzalandı. Beatrice ve Line, özel ve kamu sağlık sistemleri için veri analizi geliştirmek üzere bir ortaklığa girdi” dedi.



Şera bir Yahudi gazetesine ilk röportajını verdi: İstikrarlı bir Suriye nutuk ve sloganlarla inşa edilmeyecek

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, geçtiğimiz şubat ayında Şam'da düzenlenen Ulusal Diyalog Konferansı’nın kapanışında konuştu. (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, geçtiğimiz şubat ayında Şam'da düzenlenen Ulusal Diyalog Konferansı’nın kapanışında konuştu. (AFP)
TT

Şera bir Yahudi gazetesine ilk röportajını verdi: İstikrarlı bir Suriye nutuk ve sloganlarla inşa edilmeyecek

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, geçtiğimiz şubat ayında Şam'da düzenlenen Ulusal Diyalog Konferansı’nın kapanışında konuştu. (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, geçtiğimiz şubat ayında Şam'da düzenlenen Ulusal Diyalog Konferansı’nın kapanışında konuştu. (AFP)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, iç ve dış politikadaki sorumlulukları veya pozisyonları hakkında yorum yaparken devrik lider Beşşar Esed'i çevreleyen tüm duvarları yıkıyor. Şera doğrudan konuşuyor; İsrail ile ilişkiler ve Suriye topraklarının işgali gibi daha önce çifte dille konuşulan, bazıları sloganlarla kamuoyuna duyurulan ancak gerçeklerin masanın altında olduğu ‘tabu konular’ hakkında açıkça konuşmaktan çekinmiyor. Şera, 6 aydan kısa bir süre önce iktidara gelmesinden bu yana ilk kez  bir Yahudi medya kuruluşuna konuştu. Şera, The Jewish Journal’a röportaj verdi.

Esed rejiminin mirası

28 Mayıs'ta yayınlanan röportaj, Jonathon Bass'ın şu sözleriyle başlıyor: “Pek çok Suriyeli, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'da bir devrimci değil; savaş yorgunu, kimliği yıpranmış bir ulusu yeniden inşa edebilecek, yenilenmiş bir lider görüyor. Tarihin her duvarından fısıldadığı, yaşayan en eski şehir olan Şam, iktidarla değil, yeniden inşa, uzlaşma ve uzun süredir parçalanmış bir ulusa liderlik etme yüküyle ilgili bir diyalog için uygun bir yer.”

Bass, Suriye Cumhurbaşkanı hakkındaki izlenimlerini şöyle aktarıyor: “Sessiz biri ama söylediği her kelimeyi düşünerek söylüyor. Sesinde zafer tonu yok, sadece kastettiği ve vurguladığı kelimeler var.”

Şera röportajın başında, “Bize enkazdan daha fazlası miras kaldı. Travma, güvensizlik ve yorgunluk miras aldık. Ama aynı zamanda umudu da miras aldık. Kırılgan bir umut” ifadelerini kullandı.

fgthyj
Sednaya Hapishanesi’ndeki tutukluların ailelerinden oluşan bir kalabalık, hayatta kalanları arama çalışmalarının sürdüğü binanın dışında bekliyor. (Suriye Sivil Savunma Müdürlüğü)

Suriye on yıllar boyunca sadakat ve sessizliği, bir arada yaşama ve nefreti, istikrar ve baskıyı birbirine karıştıran bir sistemle yönetildi. Esed hanedanı, Hafız ve ardından Beşşar, ülke üzerindeki kontrollerini sağlamlaştırmak için korku ve infazları kullanarak demir yumrukla yönetirken, ülkenin kurumları soldu ve muhalefet ölümcül bir ayaklanmaya dönüştü.

Gazeteci Jonathon Bass, Şera'nın aldığı miras konusunda açık görüşlü olduğunu düşünüyor. Zira Şera şöyle diyor: “Temiz bir sayfadan bahsetmek sahtekârlık olur. Geçmiş, her insanın gözünde, her sokakta, her ailede mevcuttur. Şimdi görevimiz bunu tekrarlamamak. Daha hafif versiyonu yok. Tamamen yeni bir şey yaratmalıyız.”

Suriyelilerin güveni

Eş-Şera'nın iktidara geldiğinden beri attığı ilk adımlar, röportajı yapan kişinin de belirttiği gibi, temkinli ama son derece sembolik oldu. Siyasi tutukluların serbest bırakılmasını emretti, sürgün edilen ya da susturulan muhalif gruplarla diyalog başlattı ve kötü şöhretli Suriye güvenlik aygıtında reform yapma sözü verdi. Ayrıca, kayıp ve ölülerin akıbetini ele almak üzere bir bakanlık kurulmasını önerdi.

Suriye'deki toplu mezarların ardındaki gerçeği ortaya çıkarmak için Şera, DNA veri tabanları oluşturmaktan geçmişteki zulümlerden sorumlu olanların iş birliğini sağlamaya kadar adli tıp teknikleri ve ekipmanları sağlamak için ABD ile bir ortaklığa ihtiyaç olduğunu söyledi.

Şera, “Eğer konuşan tek kişi bensem, Suriye hiçbir şey öğrenmemiştir. Tüm sesleri diyalog masasına davet ediyoruz. Devlet artık başkalarına dikte ettiğinden daha fazla dinlemelidir” dedi.

‘Ama insanlar bir kez daha güvenecek mi? Diktatörlüğün küllerinden doğan bir hükümetin vaatlerine inanacaklar mı?’ sorusuna Şera şöyle cevap verdi: “Ben güven istemiyorum, sabır ve inceleme istiyorum. Beni sorumlu tutun. Güven bu şekilde sağlanır.”

Suriyelilerin evlerini yeniden inşa etmeleri gerekiyor

Şera, Suriyelilerin şu anda en çok neye ihtiyacı olduğu sorusuna tereddüt etmeden cevap verdi: “Eylem yoluyla haysiyet. Amaç yoluyla barış.”

Savaşın boşalttığı şehirlerde ve çatışmanın etkilerinden halen mustarip olan köylerde kimse siyaset istemiyor, normale dönüş istiyor; evlerini yeniden inşa etme, çocuklarını büyütme ve barış içinde hayatlarını kazanmak istiyorlar.

dfgthy
Halep'te yıkılan evlerin yeniden inşası bazı bölge sakinlerinin kişisel inisiyatifiyle gerçekleştiriliyor. (Reuters)

Şera bunun gayet farkında. Tarım, sanayi, inşaat ve kamu hizmetlerinde istihdam yaratmaya odaklanan acil ekonomik programlar için bastırıyor. Şera, “Artık mesele ideoloji değil, mesele insanlara kalmak için bir neden, yaşamak için bir neden, inanmak için bir neden vermek. Bir işi olan her gencin radikalleşme riski daha az olacak. Okuldaki her çocuk gelecek için bir ses” dedi.

Şera, bölgesel yatırımcılarla ortaklıkların, geri dönenlere yönelik küçük işletme hibelerinin ve ‘gençler için mesleki eğitimin’ önemini vurguladı. Şera, “İstikrarlı bir Suriye nutuklarla ya da sloganlarla değil, eylemlerle inşa edilecek; pazarlarda, sınıflarda, çiftliklerde, atölyelerde... Tedarik zincirlerini yeniden inşa edeceğiz. Suriye bir ticaret merkezi olarak geri dönecek” şeklinde konuştu.

İsrail ile ilişkiler

Bu ekonomik vizyonun ardında daha derin bir vizyon var. Bir neslin kaybından sonra Suriyeliler çatışmadan yoruldu. Barışa, sadece savaşın yokluğuna değil, fırsatların varlığına da hasretler. Bass şöyle diyor: “Sohbetimizin en hassas bölümlerinden birinde Şera, Suriye'nin İsrail ile gelecekteki ilişkisine değindi. 1948'den bu yana bölgeyi rahatsız eden bu konu, her hava saldırısı, gizli operasyon ve vekalet savaşı suçlamasıyla daha da şiddetleniyor.”

ı89o
Golan'daki tampon bölge sınırında duran bir İsrail askeri (AFP)

Şera, “Açık konuşmak istiyorum. Sonsuz karşılıklı bombardıman dönemi sona ermeli. Hiçbir ülke korku ile doluyken gelişemez. Gerçek şu ki ortak düşmanlarımız var ve bölgesel güvenlikte kilit bir rol oynayabiliriz” ifadelerini kullandı.

dwert5y6
İsrail saldırılarına tepki olarak 25 Şubat'ta Suriyeli Dürziler tarafından açılan bir pankart: ‘Suveyda, Suriye'nin sırtındaki zehirli hançer olmayacak.’ (AP)

Şera, sadece bir ateşkes hattı olarak değil, karşılıklı itidal ve sivillerin, özellikle de güney Suriye ve Golan Tepeleri’ndeki Dürzilerin korunması için bir temel olarak 1974 Ayrılma Anlaşması’nın ruhuna geri dönme arzusunu dile getirdi. Şera, “Suriye'nin Dürzileri piyon değildir. Onlar vatandaştır, köklüdür, tarihsel olarak sadıktır ve yasalar çerçevesinde her türlü korumayı hak etmektedir. Onların güvenliği müzakere edilemez” dedi.

Derhal normalleşme önermekten kaçınan Şera, uluslararası hukuk ve egemenlik temelinde gelecekteki görüşmelere açık olduğunu belirtti.

Trump bir barış adamı

Belki de Trump'ın yaptığı en önemli diplomatik jest, doğrudan masaya oturma isteğiydi. Şera şunları söyledi: “Medya onun hakkında ne imaj çizerse çizsin, ben onu bir barış adamı olarak görüyorum. İkimiz de aynı düşman tarafından saldırıya uğradık. Trump nüfuzun, gücün ve sonuçların ne anlama geldiğini biliyor. Suriye'nin diyaloğu yeniden başlatabilecek dürüst bir arabulucuya ihtiyacı var. Eğer bölgede istikrara ve ABD ile müttefiklerinin güvenliğine katkıda bulunacak bir uzlaşma ihtimali varsa, ben bu diyaloğu kurmaya hazırım. Bu bölgeyi onarabilecek ve bizi adım adım bir araya getirebilecek tek kişi o.”

ferty6
ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şera, 14 Mayıs'ta Riyad'da bir araya geldi. (AP)

Bass şu yorumu yaptı: “Bu sadece açık sözlülüğü açısından değil, aynı zamanda içerdiği anlamlar açısından da dikkate değer bir açıklamaydı. Yeni Suriye, barış ve tanınma arayışında alışılmadık adımlar atmaktan korkmuyor. Şera Suriye'nin sorunlarını (toplu mezarlarda bir milyondan fazla ölü, 12 milyon yerinden edilmiş insan, yaşam destek ünitesine bağlı bir ekonomi, halen yürürlükte olan yaptırımlar ve kuzeyde saklanan milisler) yumuşatarak anlatmıyor. ‘Bu bir peri masalı değil. Bu bir iyileşme ve iyileşme sancılıdır’ diyor.”