Malezya Dışişleri Bakanı Dr. Zambry Abdulkadir, Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan’ın attığı adımların bir parçası olmak istiyoruz

Abdulkadir, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda Taliban'ın kadınlara yönelik politikasının çözüm çabalarını engellediğini vurguladı.

Malezya Dışişleri Bakanı Dr. Zambry Abdulkadir. (Abdurrahman es-Sâlim)
Malezya Dışişleri Bakanı Dr. Zambry Abdulkadir. (Abdurrahman es-Sâlim)
TT

Malezya Dışişleri Bakanı Dr. Zambry Abdulkadir, Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan’ın attığı adımların bir parçası olmak istiyoruz

Malezya Dışişleri Bakanı Dr. Zambry Abdulkadir. (Abdurrahman es-Sâlim)
Malezya Dışişleri Bakanı Dr. Zambry Abdulkadir. (Abdurrahman es-Sâlim)

Malezya Dışişleri Bakanı Dr. Zambry Abdulkadir, Kuala Lumpur'un Riyad ile stratejik koordinasyon ve savunma, teknolojik ve endüstriyel iş birliğini genişletmeye çalıştığı bir dönemde, Suudi Arabistan'ın ülkesi için çok önemli bir ortak olduğunu ve Suudi Arabistan’la çeşitli alanlarda yakından çalışmayı dört gözle beklediğini vurguladı.
Malezya Dışişleri Bakanı, Riyad'da Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda şunları söyledi:
“Ekonomik ve ticari ilişkilerimiz 2022 yılında yüzde 159 büyüdü. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin yanı sıra ekonomik bölge ile ilgili olarak daha fazlasına sahip olacağımıza inanıyorum. Mevkidaşım Prens Faysal bin Ferhan ile Malezya – Suudi Arabistan koordinasyon kurullarının çalışmalarını iki ülke için en büyük faydayı sağlayacak şekilde ilerletmenin yollarını ve bunun bir platform olarak nasıl kullanılacağını görüştüm. Koordinasyon kurulları, güvenlik, savunma, ekonomi, ticaret ve eğitim gibi çeşitli hayati alanlarda ortaklıklar için yeni alanların keşfedilmesi ve daha fazla iş birliği için iyi bir mekanizma. Malezya ve Suudi Arabistan'ın uzun vadeli bir güvenlik ve savunma stratejisi var. 2021 yılında milli savunmaya yönelik bilim, teknoloji ve sanayi alanında iş birliğine ilişkin mutabakat zaptı teklifi var. Bu nedenle, olası herhangi bir saldırıyla mücadelede Suudi Arabistan ile koordinasyonumuz açısından çok güçlüyüz.”

Abdulkadir, Rusya – Ukrayna savaşıyla ilgili de şu değerlendirmelerde bulundu:
“Malezya'nın bağlantısız ülkeler ilkelerinden kaynaklanan diğer ülkelerin iç işlerine karışmama ilkesine bağlılığına rağmen, Ukrayna'da devam eden savaş konusundaki derin endişemizi ifade ediyoruz. Bu nedenle tüm tarafları durumu tırmandırmamak ve daha fazla can kaybını önlemek için acil tedbirler almaya çağırıyoruz.”
Malezya Dışişleri Bakanı Dr. Zambry Abdulkadir, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda ayrıca Suudi Arabistan ile ilişkilerden uluslararası arenada yaşanan son gelişmelere kadar birçok başlıkta merak edilen soruları cevapladı:

-Şu an Riyad'dasınız. Ziyaretinizin amacı nedir ve hangi konular görüşüldü?
Amaç, iki ülke ilişkilerinin stratejisini ve önemini teyit etmek ve iki ülke arasında kapsamlı iş birliği için daha fazla fırsat keşfetmek. Bu bağlamda birçok yetkiliyle görüştüm ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah ile bir dizi konuyu ele aldık. Bu görüşme Malezya'nın yeni dışişleri bakanı sıfatıyla, kendisiyle ilk görüşmemdi. Suudi Arabistan, Ortadoğu ve Batı Asya'daki en önemli ülkelerden biridir. 2022 yılında ekonomik ve ticari ilişkilerimizin yüzde 159 artması etkileyici olduğundan, ekonomik ve ticari ortaklıkları keşfetmenin yollarını ve araçlarını tartıştık. Bu yüzden önümüzdeki yıllarda iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin yanı sıra ekonomik bölge ile ilgili olarak da daha fazlasına sahip olacağımızı düşünüyorum. Malezya – Suudi Arabistan koordinasyon kurullarının iki ülke için en büyük faydayı sağlamaya yönelik çalışmalarını,  bunun güvenlik, savunma, ekonomi, ticaret ve eğitim gibi çeşitli hayati alanlarda daha fazla iş birliği ve yeni ortaklık alanlarının keşfedilmesi için iyi bir platform ve mekanizma olarak nasıl kullanılacağını da ele aldık. Siyasi alanda ortak koordinasyonu yoğunlaştırmak ve ortak çıkarlara ulaşmak için ekonomik iş birliğini pekiştirmeye çalışırken mevkidaşım Prens Faysal bin Ferhan ile bölgesel ve uluslararası arenadaki en önemli gelişmeleri ve bu konuda gösterilen çabaları görüştüm.

- Suudi Arabistan – Malezya ilişkilerinin şu anki seviyesini ve geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Suudi Arabistan, Malezya için çok önemli bir ortak. İki ülke onlarca yıldır yakın ilişkilere sahip olduğundan biz bu ilişkiyi daha da güçlendirmeye çalışıyoruz. Bu sebeple daha fazla alan keşfetmemiz gerekiyor. İnanıyorum ki iki ülkenin yöneticileri ve hükümetleri ile iki taraf arasında geleceğe doğru ilerlemek için daha fazla ivme kazanabiliriz. Malezya ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin daha da güçlenmesini umuyoruz ve çeşitli alanlarda Suudi Arabistan ile yakın çalışmayı dört gözle bekliyoruz.

*Yeşil Ortadoğu ve Yeşil Suudi Arabistan girişimlerine katkınız ve iklim kaygınız olacak mı? Ve bu iki ülke arasındaki iş birliğini geliştirmek için ne ölçüde bir fırsat?
- Suudi Arabistan’ın gelecekteki gelişimini ve kalkınmasını güçlendirdiği ve ekonomik manzarayı değiştirmeye devam ettiği için 2030 Vizyonu ile aynı ölçüde bu girişimlerin bir parçası olmak istiyoruz. Suudi Arabistan’ın attığı adımların bir parçası olmak istiyoruz. Bu yüzden bunun bir parçası olmaktan heyecan duyuyoruz. Gelişmeler üzerinde daha fazla ortak olmak için iyi şirketleri, akıllı hükümet ortaklıklarını birlikte çalışmak için kullanabiliriz..

- Bölgede istikrarı desteklemek ve terörle mücadele etmekte bir Malezya – Suudi Arabistan koordinasyonu var mı?
Terör konusu önceliklerimizin başında geliyor. Bu konunun belirli bir bölge veya belirli bir ülke ile sınırlı olmaması nedeniyle ele alınması bizim için çok önemlidir. Terörizm sorunları gerçekten dünyanın dört bir yanındaki tüm insanlar için tehlike arz ediyor. Bu nedenle Malezya ve Suudi Arabistan'ın uzun vadeli bir güvenlik ve savunma stratejisi var. 2021 yılında milli savunmaya yönelik bilim, teknoloji ve sanayi iş birliğine ilişkin mutabakat zaptı teklifi bulunuyor. Ayrıca 2017 yılından itibaren burada Malezya Savunma Ataşeliği’ni kurduk. Eğitim faaliyetlerine Malezya Silahlı Kuvvetleri de davet edildi. Hükümetimiz, Suudi Arabistan'ın ortak terörle mücadele çabalarında istihbarat paylaşımı ve bilgi alışverişinde iş birliğini geliştirmek için çeşitli Müslüman ülkeler tarafından eğitilmiş hükümetler arası bir terörle mücadele organı olan Terörizmle Mücadele İslam Askeri Koalisyonu'na daveti üzerine iki askeri subayımızı görevlendirmeyi kabul etti. Malezya, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) aşırıcılığı ve şiddeti önlemeye yönelik terörle mücadele girişiminin sadık bir destekçisi olmuştur. Dolayısıyla olası bir saldırıya karşı Suudi Arabistan ile koordinasyonumuz açısından çok güçlüyüz. Terörizm sadece belirli bir bölgede değil, dünyanın her yerindedir. Dünya birbirine bağlı hale geldi. Dolayısıyla herhangi bir bölgede yaşananlar dünyanın farklı bölgelerini etkileyecek. Yani bu bölgede bir şey olursa bundan Güneydoğu Asya ve Malezya etkilenecek ki bu da özellikle Suudi Arabistan ile iyi koordine edilmiş çabaları gerektiriyor. Yıllardır yaptığımız bu ve terör tehdidine karşı bunu daha da ileriye taşıyacağız.

- Malezya hükümetinin yolsuzlukla ve bunun sonuçlarıyla mücadele politikası ne aşamada?
Malezya hükümetinin mevcut politikasında bu çok açıktır. Zira yolsuzlukla mücadelede kararlıyız. Malezya, yolsuzluk yasasıyla ilgili yasalar ve düzenlemeler açısından en katı ülkelerden biridir. Bu nedenle, ülkenin çöküşüne yol açacağından emin olduğumuzdan yolsuzluk yapmak için gücün herhangi bir şekilde kötüye kullanılmasına müsamaha göstermeyeceğiz. Dolayısıyla bu, yolsuzlukla mücadelede sadece daha güçlü bir ses değil aynı zamanda mevcut hükümetin yeni taahhüdünü de açıklıyor. Siz bunu zaman zaman başbakanın konuşmalarından öğreniyorsunuz. Yolsuzluktan arınmış, güçlü bir hükümet için neye ihtiyacımız olduğunu halka hatırlatmaya devam eden diğer günleri de takip edebilirsiniz. Bu yönde ilerlemeye çok kararlıyız ve her türlü yolsuzlukla mücadele edebiliriz.

- Rusya – Ukrayna savaşında Malezya'nın konumu nedir? Ekonomik ve güvenlik açsından savaşının etkileri nelerdir?
Malezya'nın konumu gücünü bağlantısız ülkeler ilkelerinden almasından kaynaklanıyor. Bu da bazı insanların Malezya'nın diğer ülkelerin iç işlerine karışmama ilkelerine bağlılığını merak etmesine neden oluyor. Malezya elbette Ukrayna'da devam eden savaştan derinden endişe duyuyor. Bu nedenle, tüm tarafları durumu yatıştırmak ve daha fazla can kaybını önlemek için derhal harekete geçmeye çağırıyoruz. Bu Malezya için çok önemli bir adım. Bu açıdan Malezya, barış ve uzlaşma çağrısı yapan Birleşmiş Milletler (BM) Antlaşması'na uygun olarak uluslararası hukuka dayalı diyalog ve müzakere çağrısında bulunuyoruz. Bu bizim pozisyonumuz. Bu konuyu ele alıp masum insanlara zarar vermemek de bizim için çok önemli. Bu da başka bir konu. Uluslararası insan hakları gruplarının buna erişmesine izin vermeliyiz. Dünyanın bu bölgesindeki insanlara daha fazla acı çektirmeye yönelik her türlü girişimi reddediyoruz. Bu nedenle kısacası, tüm tarafları devam eden çatışmayı çözmek için diyaloglarımızı sürdürmeye çağırıyor ve masum insanların daha fazla acı çekmesini önlemek için bunun hızla yapılmasını umuyoruz.

- Malezya'nın Taliban ile müzakerelerde arabuluculuk çabalarındaki gelişmeler nelerdir?
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Genel Sekreteri ile yaptığım görüşmelerde Afganistan'daki durumu görüşmek üzere bu konuyu ele aldık. Çünkü en azından savaş sonrası yeniden yapılanma ve insani çabanın güçlendirilmesi gibi mevcut sorunlara en iyi çözümlerin bulunması konuları tüm taraflarca memnuniyetle karşılanması ve onaylanması gereken konulardır. Ancak mevcut tutumlarda yeni bir sorun ortaya çıktı. Bu da hükümetin kadınlara yönelik politikası. Taliban’ın söz konusu politikası çok ayrımcı. Bu yüzden bunun olmasına izin vermemeliyiz. Çünkü bunu yaparsak kadınlar zarar görür. Kadınlara eğitime erişim hakkının tanınması zorunludur. Umarız Taliban bu durumu yeniden düşünür ve uluslararası toplumla müzakerelere açık bir yüreklilikle geri döner. Kadınlara yönelik kötü muamele ve benzeri vakalardan izole edilemeyecek olan Afganistan'ın yeniden inşasına izin vermek, ABD'deki süper güçlerin uyguladığı yaptırımlar vb. nedeniyle bazen insani yardım çalışanının oraya gelmesinin çok zor olduğunu bize gösteriyor. Bu nedenle, en iyiyi nasıl tespit edeceğimizi bulmak için İİT çabalarıyla yeniden bir araya gelmeliyiz. Malezya arabuluculuk yapmak istese de bu onların hükümet politikalarına tabidir. Onların şu an herhangi bir toplum veya hükümet için çok zor olan ulusal kabule ve uluslararası tanınmaya ihtiyaçları var. Bu yüzden, hepimizin yolunda ilerlediğimiz şeyi tartışmak için geri döneceklerini umuyoruz.



Halep Valisi Azzam el-Garib: Kürtler ve Şeyh Maksud mahallesi sakinleri ile ilişkilerimiz iyi, devletin egemenliğine geri dönecekler

Halep Valisi Azzam el-Garib (Al Majalla)
Halep Valisi Azzam el-Garib (Al Majalla)
TT

Halep Valisi Azzam el-Garib: Kürtler ve Şeyh Maksud mahallesi sakinleri ile ilişkilerimiz iyi, devletin egemenliğine geri dönecekler

Halep Valisi Azzam el-Garib (Al Majalla)
Halep Valisi Azzam el-Garib (Al Majalla)

Abbas Şerife

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı röportajda Halep Valisi Azzam el-Garib, ‘Kürtlerle ilişkilerin olumlu olduğunu ve bu ilişkilerin köklü bir arada yaşama temeline dayandığını’ söyledi. Vali Garib, 10 Mart'ta Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan anlaşmanın Halep'teki Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerini kapsadığını ve ‘bu mahallelerin tamamen devletin egemenliğine geri dönmesinin ve Halep Şehir Konseyi'nin yönetimi altında hizmetlerin yeniden sağlanmasının öngörüldüğünü belirtti.

Şehrin DEAŞ’a bağlı hücreler de dahil olmak üzere ‘karmaşık güvenlik sorunları’ ile karşı karşıya olduğunu belirten Vali Garib, güvenlik güçlerinin ‘Hayderiya, el-Halk ve es-Safira mahallelerinde terörist faaliyetlere karışan kişileri yakalamak amacıyla özel operasyonlar düzenlediğini’ açıkladı. Suriye'nin ikinci büyük şehri olan Halep'te silahların kontrol altına alınamamasının büyük bir sorun olduğunu ve gönüllü silah teslim programları aracılığıyla yasadışı silahları topladıklarını ifade eden Vali Garib, yetkililerin güvenliği artırmak için 2 bin güvenlik kamerasının kurulması çalışmasına başladığını belirtti. Vali Garib, istikrar ve yeniden yapılanma ile Halep’in 5-10 yıl içinde ekonomik başkent olarak eski konumunu geri kazanacağını söyledi.

Türkiye'nin Halep'in istikrarında ‘merkezi’ bir rol oynadığını ve ‘stratejik bir ortak’ olduğunu vurgulayan Vali Garib, “Türkiye'nin Suriye topraklarında herhangi bir emeli olduğunu düşünmüyorum” diye devam etti.

İşte Halep Valisi Azzam el-Garib ile gerçekleştirilen röportajın tam metni:

*Bu geçiş döneminde özellikle Halep rejim ordusu tarafından savaş ve yıkımdan çok fazla zarar gördüğünden karşılaştığınız zorluklar neler? Birkaç gün önce başlatılan “Senin için ey Halep” girişimi ne anlama geliyor?

Suriye'nin karşı karşıya olduğu zorluklara rağmen Halep, güvenlik istikrarını güçlendirme, idari performansı iyileştirme, enerji krizlerini çözme ve devlet kurumlarını yeniden kurma ve kamu hayatının düzenini sağlama konusunda ulusal uzlaşıları uygulama çabalarını sürdürüyor.

Birkaç gün önce, ‘Senin için ey Halep’ adlı bir girişim başlattık. Bu girişim altyapıyı iyileştirmek, güvenlik durumunu düzeltmek, parkları ve sokakları güzelleştirmek, sağlık ve eğitim hizmetlerini iyileştirmek ve yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşünü hızlandırmak amacıyla valiliğin desteğiyle başlatılan bir sivil girişimdir.

İstikrar ve yeniden yapılanma ile Halep, uluslararası ve yerel destek sağlanması koşuluyla Halep’in 5-10 yıl içinde ekonomik başkent olarak eski konumunu geri kazanacak.

*Halep vilayetinin karşı karşıya olduğu en önemli güvenlik sorunları nelerdir? Özellikle güvenlik, kalkınmanın iyileştirilmesi ve yatırımcıların çekilmesi için en önemli faktör olduğu bilindiği üzere, güvenlik istikrarını sağlamak için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Halep, Beşşar Esed rejiminin düşüşünden sonra karmaşık güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya. Ancak, özellikle SDG ile yapılan ve Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerini kapsayan anlaşmanın ardından, güvenlik tehditlerinde önemli bir azalma görüldü. Bununla birlikte, başta aşağıdakiler olmak üzere birçok sorun halen devam ediyor:

1- DEAŞ’a bağlı hücreler: Güvenlik güçlerinin Hayderiya, Helek ve Safira mahallelerinde gerçekleştirdiği operasyonlar sonucunda terör faaliyetlerine karışan unsurlar yakalandı.

2- Eski rejimin kalıntıları: Güvenlik operasyonları kapsamında ihlallere karışan kaçak kişilerle sert bir şekilde mücadele edilirken, geçiş dönemi adalet komisyonları da faaliyete geçirildi.

3- Kaçak silahlar: Gönüllü teslim programları aracılığıyla yasadışı silahların toplanması.

4- Daha fazla istikrar sağlamak için, güvenlik güçlerinin yeniden yapılandırılması, birleşik yerel güçlerin eğitilmesi ve toplumsal diyalog ve girişimler yoluyla güvenin güçlendirilmesi.

5- Senin için ey Halep Girişimi kapsamında güvenlik kameraları yerleştirmek üzere ‘Güvenliğimiz Geleceğimiz’ projesi başlatıldı. Fiber optik kabloların döşenmesinin yüzde 80'ini tamamladık ve ikinci aşamada güvenliği artırmak için 800 bin dolarlık bir maliyetle 2 bin kamera kurmayı hedefleniyor.

df
Başkent Şam'ın Duveylia bölgesindeki Mar İlyas Kilisesi'nde meydana gelen intihar saldırısının yol açtığı hasar ve kan, 22 Haziran 2025 (AFP)

*Halep, ulusal üretime büyük katkı sağlayan Suriye'nin ekonomik başkenti olduğu biliniyor. Yerel ekonomiyi canlandırmak ve yatırımı teşvik etmek için ne gibi planlarınız var? Halep yeniden Suriye’nin ekonomik başkenti olacak mı?

Halep muazzam bir ekonomik potansiyele sahip. Ancak önceki rejimin mirası olan kurumsal gevşeklik, idari yolsuzluk, verimsizlik ve dengesiz vergi sistemi gibi sorunlarla boğuşuyor. Planımız şunları içeriyor:

İlk olarak, vergi sistemini reform etmek ve büyümeyi teşvik etmek için hükümetle koordinasyon içinde vergileri yeniden düzenlenmesi.

İkincisi, geleneksel sektörlerin canlandırılması ve Şeyh Neccar gibi sanayi bölgelerinin yeniden yapılandırılması, vergi kolaylıkları ve enerji desteği sağlanması. Ayrıca Halep’teki turizm sektörünü destekleyecek çeşitli atölye çalışmaları düzenledik.

Senin için ey Halep girişimi kapsamında, ‘Işılda ey Halep’ projesi Halep'in doğu ve batı sokaklarını aydınlatmaya devam ediyor. 2,3 milyon dolarlık bir bütçeyle 11 bölgede 3544 aydınlatma ünitesi kurmayı hedefledik. Sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde ilk aşamayı (45 km için 932 aydınlatma ünitesi) tamamladık ve ikinci ve üçüncü aşamaları Halep kırsalını da kapsayacak şekilde tamamlayarak ticari faaliyetleri güçlendirdik.

Halep'in yeniden ekonomik başkent olmasına gelince istikrar ve yeniden yapılanma ile Halep, uluslararası ve yerel destek sağlanması koşuluyla, 5-10 yıl içinde eski konumunu geri kazanma adaylığı için uygun olacak.

Türkiye'nin Suriye topraklarında herhangi bir emeli olduğunu sanmıyorum, özellikle de Türkiye her zaman Suriye topraklarının bütünlüğünü desteklemiş ve bölünme projelerini reddetmiştir.

Kürt sorunu, Suriye genelinde zorlu bir sorun oluşturuyor. Ancak Halep düzeyinde sorarsak, Eşrefiye ve Şeyh Maksud'daki Kürt nüfusla ilişkisini nasıl tanımlarsınız?

Kürt bileşenle ilişkiler olumlu ve tarihsel bir arada yaşama üzerine kuruludur. SDG ile yapılan anlaşma, Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerini kapsıyor. Dolayısıyla bu mahallelerin kaderi, devletin egemenliğine tamamen geri dönmek ve Halep Belediye Meclisi'nin yönetimi altında hizmetlerin geri gelmesidir.

Yerel temsil konusunda, yerel meclislerde ve yönetim kurumlarında Kürtleri dahil ediyor ve adil temsilini sağlıyoruz.

u7ı
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (sağda) ve SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi, Şam’da SDG'nin devlet kurumlarına entegrasyonu için anlaşma imzaladı, 10 Mart 2025 (AFP)

*Türkiye, geçtiğimiz yıllarda Suriye'nin kuzeyinde açık bir nüfuza sahipti, ancak şimdi (Beşşar Esed rejiminden) kurtarılmasından sonra Türkiye'nin Halep'teki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu stratejik bir ortaklık mı yoksa geçici bir iş birliği mi?

Türkiye, altyapı ve hizmetleri destekleyerek Halep'in istikrarında merkezi bir rol oynuyor.

Rolün değerlendirilmesine gelince, şu anda stratejik bir ortaklık var, ancak bu ortaklık bölgesel dengelerle ilgili bazı koşullu yönler içeriyor. İş birliği örnekleri arasında Gaziantep ile imzalanan kardeş şehir anlaşması, mültecilerin geri dönüşünü destekleyen projeler ve Türkiye'nin eğitim ve sağlık alanındaki projeleri sayılabilir. İş birliğinin Halep’in çıkarlarına uygun olmasını ve Halep'in egemenliğini ve önceliklerini saygı duyulmasını önemsiyoruz.

*Türkiye’nin Halep'te stratejik çıkarları olduğuna şüphe yok. Bazıları bu hedefleri Suriye'nin kuzeyindeki hırslar olarak tanımlamaya çalışsa da sizin bakış açınızdan Halep Türkiye için stratejik olarak ne kadar önemli?

Türkiye'nin Suriye topraklarında özellikle de Suriye'nin toprak bütünlüğünü her zaman desteklemiş ve bölünme projelerini reddetmiş olması nedeniyle herhangi bir emeli olduğunu sanmıyorum. Ancak Halep'in Türkiye için birçok nedenden dolayı büyük önemi olduğu söylenebilir:

1- Coğrafi konumu. Halep, Suriye'nin kuzey kapısıdır ve bu da onu ticari bir merkez ve Türkiye'nin ulusal güvenliğinin destekçisi haline getiriyor.

2- Mülteci akınını sınırlayan ve (DEAŞ, kontrolsüz silahlı gruplar gibi) güvenlik tehditlerini azaltan istikrar.

3- Ekonomik çıkarlar: Halep tarihi bir ticaret merkezidir ve Türkiye ticaret ilişkilerini güçlendirmeyi hedefliyor. Halep'in çıkarları, dengeli ortaklıklar aracılığıyla bu ilişkinin bir parçası olacaktır.

Eğitim ve sağlık alanlarında, ‘İzini Bırak’ girişimi ve eğitim desteği planlarımız kapsamında okul ve hastanelerin iyileştirilmesi için çalışıyoruz.

*Halep Valisi olduğunuzda bir vizyonunuz ve çalışma planınız olduğuna şüphe yok. Bu yüzden size şunu sormak istiyorum: Önümüzdeki beş yıl içinde Halep'in Suriye haritasındaki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Halep, konumu ve geçmişi sayesinde hayati bir merkez olmaya devam edecek. Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Halep'e yaptığı son ziyaretinde, şehrin en büyük ekonomik fener olacağını vurguladı ve kalenin kalbinden, zorbalarla savaşımızın sona erdiğini ve yoksullukla mücadelemizin başladığını açıkladı.

Ekonomik olarak, sanayi bölgelerinin yeniden inşası ve altyapının iyileştirilmesi ile sanayi ve ticaret merkezi olarak rolünü geri kazanacak. İdari olarak, siyasi gidişata bağlı olarak, ademi merkeziyetçilik kapsamında daha bağımsız bir idari merkez haline gelebilir. Mevcut zorluklar arasında güvenlik ve finansman eksikliği de yer alıyor. Ancak vizyonumuz ve hedeflerimiz Halep'i hızlı toparlanmanın bir örneği haline getiriyor.

cdy
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Halep’teki Hristiyan mezhebinden bir heyeti kabul etti, 28 Mayıs 2025 (Suriye Cumhurbaşkanlığı)

*Karşılaştığınız zorlukların büyük ve çetin olduğuna şüphe yok. Ancak önümüzdeki dönemde önceliklerinizi belirlediğinizi düşünüyorum. Vali olarak acil ve başlıca öncelikleriniz neler?

Önceliklerimiz; güvenlik, yani kaçak silahların toplanması ve ihlallerin kontrol altına alınması, Güvenliğimiz Geleceğimiz Girişimi kapsamında 800 bin dolarlık bir maliyetle 2 bin adet güvenlik kamerasının kurulması gibi birçok alanı kapsıyor.

Altyapı konusunda ise elektrik ve su şebekelerinin onarımına devam ediyoruz. Hükümet, 5 bin megavat kapasiteli elektrik santralleri kurmak üzere Katarlı bir şirketle sözleşme imzaladı. Bu sayede üç yıl içinde elektrik kapsama oranı yüzde 70-85'e çıkacak. Yerel düzeyde Deyr Hafir santralini faaliyete geçiriyor, iç şebekeyi onarıyor, endüstriyel şebekeyi ev şebekesinden ayırıyor ve kablo hırsızlığıyla mücadele ediyoruz.

Eğitim ve sağlık alanında, İzini Bırak Girişimi ve eğitim desteği planlarımız kapsamında okulları ve hastaneleri yenileme çalışmaları yürütüyoruz. Bu planlar arasında okulların onarımı, model okulların kurulması ve üniversite hastanesi için endoskopi gibi gelişmiş cihazlarla hastanelerin geliştirilmesi yer alıyor. Ekonomi alanında ise bürokrasiyi reform ederken, yatırımı teşvik etmek ve fabrikaları çalıştırmak için çalışıyoruz.

*Hiç şüphesiz yükler ağır ve devlet ile valilik tek başına tüm bu yükleri kaldıramaz. Peki, yerel topluma alan açmayı düşünüyor musunuz? Yerel toplum ve yerel konseylerin Halep'in istikrarında rolü nedir?

Yerel toplum ve yerel konseyler temel bir dayanak noktası. Toplumun rolüne gelince biz sivil girişimleri teşvik ediyor, memnuniyetle karşılıyor ve destekliyoruz. Halep, geçtiğimiz aylarda bu türden birçok girişime sahne oldu ve bunların şehrin gerçekliği üzerinde doğrudan bir etkisi olduğunu gördük.

Ayrıca, idari ademi merkeziyetçiliği destekliyoruz. Yerel konseylerin hizmet ve kalkınma kararlarını almalarını sağlarken, tüm bileşenlerin temsil edilmesini garanti ediyoruz.

Şu an karşı karşıya olduğumuz en büyük zorluk, geçiş dönemi ve geçiş aşaması nedeniyle mevcut merkeziyetçilik, ancak yerel temsilciliği desteklemek için yasal bir çerçeve üzerinde çalışıyoruz.

Halep'i ekonomik ve sosyal bir merkez olarak yeniden inşa etme taahhüdümüzü, şehrin çeşitliliğini ve tarihini koruyarak teyit ediyoruz. Ayrıca, halkının ve ortaklarının desteğiyle, ilin eski ihtişamını geri kazandıracak bir gelecek hayal ediyoruz.

*Biliyorsunuz, Halep’in doğusu rejim ordusu tarafından büyük bir yıkıma uğradı. Bu durum bir göç ve sığınma dalgasına neden oldu. Halep’in doğu mahallelerini yeniden inşa etmek ve mültecilerin geri dönüşünü hızlandırmak için nasıl bir planınız var?

Halep'in doğu mahalleleri büyük bir yıkıma uğradı. Şu anda yeniden inşa, altyapı (su, elektrik, yollar) ve konutların hedef alınması, enkazın kaldırılması ve okulların ve hastanelerin rehabilite edilmesini içeren bir planımız var. Senin için ey Halep Girişimi kapsamındaki Işılda Ey Halep Projesi, ilk aşamada doğu mahallelerine 45 kilometre karelik bir alana aydınlatma desteği sağlıyor ve şehirdeki kavşakları ve girişleri güzelleştiriyor. 

Karşılaştığımız zorluklar ise finansman eksikliği ve mülkiyet haklarının karmaşıklığıdır. Eski rejimin milisleri, birçok vatandaşın mülklerini yasadışı yollarla ele geçirmiştir. Ancak, daha önce el konulan tüm mülklerin mülkiyet haklarını incelemek ve gözden geçirmek üzere ‘Zorla El Koyma Komitesi’ni kurduk.

yh
Halep’te hasar görmüş bir binanın önünden motosikletle geçenler, 14 Mayıs 2025 (Reuters)

*Halep'in yurtdışındaki evlatlarına, Halep'li tüccarların ve Arap yatırımcıların sermayedarlarına ne söylemek istersiniz?

Mülteci olunan ülkelerde ve mülteci kamplarında yaşayan Halep halkına mesajım şu: “Halep sizi bekliyor, size çok ihtiyacı var ve yaralarını sarmanız ve ona yeniden hayat vermeniz için size sesleniyor. Eskisi gibi ona sadık kalın!” Ayrıca Suriyeli ve Arap yatırımcıları, Suriye'nin kalbi ve ekonomik başkenti olan Halep'e yatırım yapma fırsatını kaçırmamaya davet ediyorum. 

Şu anda, lojistik kolaylıklar ve desteklerle birlikte, endüstri (tekstil, gıda), ticaret ve hizmetler (turizm, lojistik) alanlarında büyük yatırım fırsatları bulunuyor. Altyapı ve güvenlik iyileştiriliyor.

Yatırımcılara mesajım: “Halep'in yeniden canlanmasına yaptığınız yatırım ve katkınız, sadece ekonomik bir kazanç değil, şehrin geleceğini inşa etmek anlamına da geliyor. Bu, kâr elde etme çabasından önce ahlaki ve vatansever bir tutum olacaktır.

*Peki Halep’in geleceği için ne söyleyeceksiniz?

Halep'i ekonomik ve sosyal bir merkez olarak yeniden inşa etme taahhüdümüzü, şehrin çeşitliliğini ve tarihini koruyarak teyit ediyoruz. Ayrıca, halkının ve ortaklarının desteğiyle, ilin eski ihtişamını geri kazandıracak bir gelecek hayal ediyoruz.