Kara deliklerin Dünya'ya düşünüldüğünden 10 kat yakın olduğu keşfedildi

"Kozmik kapımızın eşiğinde"

Yıldız kütleli kara delikler, devasa yoğunluktaki yıldızların çekim kuvvetleri nedeniyle çökmesi sonucu oluşuyor (NASA)
Yıldız kütleli kara delikler, devasa yoğunluktaki yıldızların çekim kuvvetleri nedeniyle çökmesi sonucu oluşuyor (NASA)
TT

Kara deliklerin Dünya'ya düşünüldüğünden 10 kat yakın olduğu keşfedildi

Yıldız kütleli kara delikler, devasa yoğunluktaki yıldızların çekim kuvvetleri nedeniyle çökmesi sonucu oluşuyor (NASA)
Yıldız kütleli kara delikler, devasa yoğunluktaki yıldızların çekim kuvvetleri nedeniyle çökmesi sonucu oluşuyor (NASA)

Gökbilimciler Samanyolu Galaksisi'nin 1 milyar kadar yıldız kütleli kara deliğe ev sahipliği yaptığını düşünülüyor.

Ancak bunlardan sadece 20'sinin varlığı tespit edilebildi. Zira bunlar nispeten küçük kara delikler olduğu için gözlemlenmeleri çok zor oluyor.

Dünya'ya en yakın kara deliğin yaklaşık 1565 ışık yılı uzaklıkta olduğu biliniyor. Yeni bir araştırmaysa gezegenin çok daha yakınında kara delikler olabileceğini ortaya koydu.

İtalya'daki Padua Üniversitesi'nden astrofizikçi Stefano Torniamenti ve meslektaşları, 150 ışık yılı uzaklıktaki Boğa yıldız kümesini analiz ederek, burada iki veya üç yıldız kütleli kara deliğin saklanıyor olabileceğini buldu.

Araştırmacılara göre bu, "kozmik kapımızın eşiğinde" bir kara delik olduğu anlamına geliyor.

Torniamenti, "Simülasyonlarımız, Boğa kümesinin kütle ve boyutla ilgili özelliklerinin ancak kümenin merkezinde bazı kara deliklerin olması durumunda açıklanabileceğini gösteriyor" dedi.

Boğa kümesinin yaklaşık 625 milyon yaşında olduğu düşünülüyor. Yüzlerce yıldıza ev sahipliği yapan kümenin merkezinde yoğunlaşmış yıldız grupları var. Daha uzak olanlarda kümeden kopmaya başlıyor.

Kümenin yoğun bölgelerinde, yıldızların birbiriyle çarpışma ve birleşme ihtimalleri daha yüksek.

Söz konusu çarpışmaların sonucunda da yıldız kütleli kara deliklerin doğduğu biliniyor.

Torniamenti ve ekibinin simülasyonlarına göre, Boğa kümesinin özelliklerini en iyi açıklayacak senaryo, kümede iki veya üç yıldız kütleli kara delik olması.

Bu kara delikler ya halen kümede ya da 150 milyon yıldan daha kısa bir süre önce dışarı atıldı. Bu da onların halihazırda kümenin eteklerinde gezindikleri anlamına geliyor. 

Araştırmacılar kara deliklerin kesin yerlerini belirleyemedi.

Ancak bulgular, Boğa kümesinin Güneş Sistemi'ne en yakın kara delikleri içerdiğini düşündürüyor. Bu da kara deliklerin Dünya'ya düşünüldüğünden 10 kat yakın olması demek.

Barselona Üniversitesi'nden astrofizikçi Mark Gieles, konuyla ilgili şu açıklamada bulundu:

Bu gözlem, kara deliklerin varlığının yıldız kümelerinin evrimini nasıl etkilediğini anlamamızı sağlayacak.

Independent Türkçe



"Türünün ilk örneği" araştırma, kentlerdeki sıçan sayısının neden arttığını tespit etti

Yaklaşık 10 yıllık bir dönemde New York'taki sıçan sayısı yüzde 162 artmış (Reuters)
Yaklaşık 10 yıllık bir dönemde New York'taki sıçan sayısı yüzde 162 artmış (Reuters)
TT

"Türünün ilk örneği" araştırma, kentlerdeki sıçan sayısının neden arttığını tespit etti

Yaklaşık 10 yıllık bir dönemde New York'taki sıçan sayısı yüzde 162 artmış (Reuters)
Yaklaşık 10 yıllık bir dönemde New York'taki sıçan sayısı yüzde 162 artmış (Reuters)

Şehirlerdeki sıçan sayısının artmasının nedeni nihayet bulundu: İklim değişikliği.

Dünya genelindeki kentlerde sıçan görmek gittikçe daha yaygın bir hal alıyor. Kemirgenler sağlık riski yaratmalarının yanı sıra altyapıya zarar veriyor, kabloları kemirerek yangına yol açabiliyor, gıdaları kirletebiliyor. ABD'de yılda yaklaşık 27 milyar dolar zarara neden oldukları tahmin ediliyor.

Ancak bilim insanları şehirlerdeki sıçan yoğunluğunun artmasına neyin yol açtığını tam olarak bilmiyordu.

Richmond Üniversitesi'nden Jonathan Richardson ve ekip arkadaşları bu soruyu yanıtlamak adına "türünün ilk örneği" niteliğinde bir çalışma yürüttü.

ABD'nin 13 şehri ve Toronto, Tokyo ve Amsterdam'dan, kentteki sıçan sayısının uzun vadeli seyrini gösteren veriler istediler. Halkın bildirimleri, tuzaklar ve inceleme raporlarından oluşan veriler ortalama 12 yıllık bir dönemi kapsıyor.

Bulguları hakemli dergi Science Advances'ta dün (31 Ocak) yayımlanan çalışmaya göre bu süre zarfında en büyük artış Washington, San Francisco, Toronto, New York ve Amsterdam'da yaşandı.

ABD'nin başkentinde yüzde 300, New York'taysa yüzde 162 civarında artış tespit edildi.

Araştırmacılar gözlemledikleri artışın nüfus yoğunluğu ve kentteki bitki örtüsünün azalması gibi birkaç nedeni olduğunu saptadı ancak içlerinden biri öne çıktı. Şehirlerdeki sıçan sayısındaki artışın yaklaşık yüzde 40'ının artan sıcaklıklarla bağlantılı olduğu saptandı. 

Bilim insanları sıçanlar gibi küçük memelilerin kış mevsiminde kapalı yerlere sığındığını ve yiyecek aramaya daha az vakit ayırdığını söylüyor.

Ancak sıcaklıkların artması etrafta dolaşabilecekleri ve üreyebilecekleri zaman aralığının genişlemesine neden oluyor. 

Kentsel ekolog Michael Parsons, daha sıcak bir iklimin büyüme mevsimlerini uzatarak sıçanlara daha fazla gıda ve saklanacak bitki örtüsü sağlayabileceğini ifade ediyor. Çalışmada yer almayan Parsons, "Yiyecek ve çöp kokuları bile sıcak havalarda daha uzağa gidebilir" diyor.

Richardson da çalışma hakkında "Evet, dünyanın dört bir yanındaki şehirlerde sıçan sayılarının genel olarak arttığını bulduk" ifadelerini kullanıyor: 

Ve daha hızlı ısınan şehirlerde zaman içinde sıçan sayısında daha büyük artış yaşanıyor.

Sıçan sayısı nasıl azaltılabilir?

Araştırmacılar inceledikleri 16 şehrin sadece üçünde (New Orleans, Louisville ve Tokyo) sıçan sayısının azaldığını gözlemledi. 

Richardson, New Orleans'taki azalmanın arkasında iklimden ziyade kentin sıçanlarla mücadele politikasının yattığını söylüyor:

Epey büyük bir kemirgen kontrol ekipleri var ve evlerin sıçan istilasına uğrama ihtimalini azaltmaya yönelik halka bilgi vermeye çalışan eğitim kampanyalarına odaklanıyorlar.

Tokyo'daki düşüşünse halkın temizliğe çok özen göstermesinden kaynaklandığı tahmin ediliyor.

Bu üç kentten ders alınması gerektiğini söyleyen Richardson, hayvanları öldürmenin sorunu çözmeyeceğini de ekliyor. Bunun yerine kemirgenlerin gıda atıkları ve çöplere erişimini kısıtlamak gerektiğini ifade ediyor.

Uzmanlar sıçan yoğunluğuna dair uzun vadeli veri toplamanın elzem olduğunu da belirtiyor. Yeni araştırmayı yürüten ekip temasa geçtikleri 200 ABD şehrinin sadece 13'ünde aradıkları bilgileri bulabildi. 

Ayrıca sorunun kaynağının tespiti de kritik bir adıma işaret ediyor. Kanada'daki Simon Fraser Üniversitesi'nde kentlerdeki sıçanlar üzerine çalışan Kaylee Byers, yer almadığı araştırmanın iklim değişikliğiyle fare popülasyonları arasındaki bağlantıyı saptayarak "türünün ilk örneği" olduğunu söylüyor.

Richardson "Havanın ısınmasının sıçanlarda genel bir artışa yol açabileceğini öğrenmek iyi bir haber değil" diyerek ekliyor: 

Ancak bu eğilimi yavaşlatma yolunda daha fazla kaynak ayırabilmek adına, karşılaştığımız zorlukları vaktinden önce bilmek gerçekten önemli.

Independent Türkçe, CNN, Washington Post, National Geographic, Science Advances