Sigara içen gençlerin beynindeki gri maddenin azaldığı ortaya çıktı

Beyin hacmindeki küçülme, gençlerin kuralları ihlal etmesine yol açıyor

Sigara kullanımı, dünyada yetişkin ölümlerinin önde gelen nedenlerinden (Unsplash)
Sigara kullanımı, dünyada yetişkin ölümlerinin önde gelen nedenlerinden (Unsplash)
TT

Sigara içen gençlerin beynindeki gri maddenin azaldığı ortaya çıktı

Sigara kullanımı, dünyada yetişkin ölümlerinin önde gelen nedenlerinden (Unsplash)
Sigara kullanımı, dünyada yetişkin ölümlerinin önde gelen nedenlerinden (Unsplash)

Ergenlik çağında sigara içmeye başlayan gençlerin beynindeki gri maddenin azaldığı tespit edildi.

Birleşik Krallık, İrlanda, Fransa ve Almanya'daki yüzlerce genci inceleyen bilim insanları, sigara içenlerin beynindeki zevk arama, öz kontrol ve risk alma gibi davranışlarda merkezi rol oynayan iki bölgede daha az gri maddeye rastladı. 

Araştırmada yaşları 14, 19 ve 23 olan 800'den fazla kişinin beyinleri görüntülendi. Yaşlarına göre gruplara ayrılan gençlerin beyin görüntüleri birbiriyle karşılaştırıldı.

Katılımcılar arasında sigara içenlerde hem sol hem de sağ ventromedial prefrontal korteksin (vmPFC) daha küçük göründüğü saptandı.

Bilişsel işlevlerde önemli bir role sahip vmPFC'nin hacminin azalması, aşırı içki ve uyuşturucu kullanımı gibi sağlıksız davranışlarla ilişkilendiriliyor.

Araştırma ekibi, 14 yaşındaki katılımcıların sol vmPFC'sinde, sigara içmeye başlamayanlara göre daha az gri madde olduğunu saptadı. Bu da aslında sol taraftaki gri madde kaybının sigaraya başlamadan önce ortaya çıkmış olabileceğini düşündürüyor.

Diğer bir deyişle bu durum, nikotin bağımlılığının gençlere ailelerinden aktarıldığı düşüncesini doğuruyor.

Hakemli bilimsel dergi Nature Communications'ta yayımlanan çalışmanın yazarları, beynin bu kısmındaki gri maddenin azalmasının, "kuralları çiğnemenin getirdiği sonuçlarının dikkate alınmaması nedeniyle davranışsal kısıtlamaların ortadan kalkmasına" yol açabileceğini ifade etti.

Çalışmanın ortak yazarı Trevor Robbins, "Sol prefrontal korteksteki gri maddenin azalması, erken sigara içme deneyimlerinin yanı sıra artan kural çiğneme davranışıyla da ilişkili" diye konuştu.

Bu kural ihlali eğilimi, sigara karşıtı normların ihlaline de yol açıyor olabilir.

Öte yandan katılımcıların sağ vmPFC'deki gri madde azalmasının ancak sigara içmeye başladıktan sonra meydana geldiği anlaşıldı.

Bu da sigara kullanımının beynin bu bölümünde fonksiyon kaybını tetiklediğini gösteriyor.

Zira başlangıçta, sigara içenler ve içmeyenler sağ vmPFC'de benzer gri madde hacimlerine sahipti. Ancak daha sonra sigara içenlerde gri maddenin hızla küçüldüğü görüldü.

Beynin bu kısmının heyecan aramada merkezi bir rol oynadığı biliniyor. Makalede konuyla ilgili şu ifadeler yer alıyor:

Sigara içmeye başladıktan sonra, sağ vmPFC'deki azalan gri madde hacmi, sigara içme davranışının sürdürülmesine neden olabilir. Sigara içmeyi daha heyecan verici bir deneyim gibi gösterebilir.

Independent Türkçe



Bunamanın 6 önemli nedeni: Bunları engellemek için ne yapılmalı?

Bunama, yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçası gibi görülse de durum pek öyle değil (Pixabay)
Bunama, yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçası gibi görülse de durum pek öyle değil (Pixabay)
TT

Bunamanın 6 önemli nedeni: Bunları engellemek için ne yapılmalı?

Bunama, yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçası gibi görülse de durum pek öyle değil (Pixabay)
Bunama, yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçası gibi görülse de durum pek öyle değil (Pixabay)

Bilim insanları demans veya bunama vakalarının yarısının önlenebileceğini söylüyor. 

Alzheimer'ın da içinde yer aldığı nörodejeneratif hastalıklar grubunu ifade eden bunama; hafıza, dil ve düşünce becerilerinde gerilemeyle kendini gösteriyor. 

Bu rahatsızlıklar genellikle yaşlanmayla ortaya çıksa da uzmanlar pek çok vakanın engellenebileceğini görüşünde. 

Oxford Üniversitesi'nde demans üzerine çalışan Prof. David Smith'in yer aldığı bir çalışmada, 344 binden fazla kişinin verisi 15 yıl boyunca takip edilerek bunamaya yol açan 6 temel risk faktörü belirlendi. 

Araştırmacılar bunamayı engellemek için yaşam tarzı, sağlık geçmişi, fiziksel göstergeler, sosyoekonomik durum, sosyal-psikolojik faktörler ve yaşanılan çevreye odaklanılması gerektiği sonucuna vardı. 

Bu faktörlerin orta seviyeye çekilmesinin bunama vakalarının yüzde 43'ünü, iyi seviyede olmasının da yüzde 73'ünü engelleyebileceği tespit edildi. 

Uzmanlar özellikle sağlıksız bir yaşam tarzının, bunamanın ortaya çıkmasında önemli bir rol oynadığının altını çiziyor. 

Dünyanın önde gelen bunama uzmanlarının yürüttüğü başka bir araştırmada da benzer faktörler öne çıkıyor.

Depresyon, diyabet ve yüksek seviye kötü kolesterol gibi sağlık etkenlerinin yanı sıra eğitim durumu, hava kirliliğine maruz kalma ve sosyal izolasyon temel risk faktörleri arasında görülüyor.

Araştırmacılar çocukluktan itibaren bu etmenlere dikkat edilmesinin, vakaların yüzde 45'inin önüne geçebileceği sonucuna vardı. 

Diğer yandan hayatın ileri dönemlerinde de gerekli adımları atmanın fayda sağladığı tahmin ediliyor.

University College London'dan çalışmanın yazarlarından Prof. Gill Livingston "Dünya genelinde pek çok kişi bunamanın kaçınılmaz olduğuna inanıyor ancak durum öyle değil" diyerek ekliyor:

Riske daha uzun süre maruz kalmanın daha büyük bir etkiye sahip olduğuna dair artık daha güçlü kanıtlara sahip olsak da harekete geçmek için asla çok erken ya da çok geç olmadığını da vurgulamak gerekiyor.

Uzmanlar yaşam tarzında yapılacak değişikliklerin bunamayı engelleyebileceğini veya geciktirebileceğini belirtiyor. 

Prof. Livingston şu tavsiyede bulunuyor:

Düzenli egzersiz, sigara içmeme, orta yaşta (örgün eğitim dışında) bilişsel aktiviteyi canlı tutma ve aşırı alkolden kaçınmak gibi sağlıklı bir yaşam tarzı sadece bunama riskini azaltmaz, aynı zamanda bunama başlangıcını da geciktirebilir.

Prof. Livingston özellikle pek hareket etmeyenlerin, en azından yürüyüş yapmaya başlayarak egzersizi hayatlarının parçası haline getirmesini öneriyor.

Yapılan başka çalışmalarda da Akdeniz diyetinin bunama riskini azaltabildiğine dair bulgular ediniliyor.

Bitki ağırlıklı Akdeniz diyeti kabuklu yemişler, kepekli tahıllar ve balık da içeriyor. Özellikle kırmızı et çok az tüketilirken, yağ kaynağı olarak zeytinyağı tercih ediliyor.

Bilim insanları, meyve ve sebzelerdeki antioksidan sayesinde bu beslenme biçiminin bunama riskini azalttığını düşünüyor.

Uzmanlar ayrıca görme ve duyma becerilerindeki gerileme de bunamayla ilişkilendirildiği için işitme cihazları gibi aygıtlara kolay ulaşılabilmesi gerektiğini vurguluyor. 

Birleşik Krallık merkezli Alzheimer Derneği'nden Fiona Carragher, alkol ve egzersiz gibi faktörlerin kişinin kontrolünde olduğunu ancak eğitim eşitsizliği ve hava kirliliği gibi sorunların toplumsal ölçekte çözülmesi gerektiğini söylüyor.

Independent Türkçe, Jerusalem Post, Guardian, Nature Human Behavior, The Lancet, Alzheimer Derneği