ABD Temsilciler Meclisi, İç Güvenlik Bakanı Mayorkas aleyhindeki azil maddelerini Senato'ya gönderdi

ABD Senatosu'nun, Mayorkas'ın yargılamasını gerçekleştirmek üzere toplanması gerekiyor

ABD Senatosu'nun, Mayorkas'ın yargılamasını gerçekleştirmek üzere toplanması gerekiyor
ABD Senatosu'nun, Mayorkas'ın yargılamasını gerçekleştirmek üzere toplanması gerekiyor
TT

ABD Temsilciler Meclisi, İç Güvenlik Bakanı Mayorkas aleyhindeki azil maddelerini Senato'ya gönderdi

ABD Senatosu'nun, Mayorkas'ın yargılamasını gerçekleştirmek üzere toplanması gerekiyor
ABD Senatosu'nun, Mayorkas'ın yargılamasını gerçekleştirmek üzere toplanması gerekiyor

Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu ABD Temsilciler Meclisi, Demokrat İç Güvenlik Bakanı Alejandro Mayorkas aleyhindeki azil maddelerini Senato'ya gönderirken, Demokratların kontrolündeki Senato'nun Mayorkas'ın yargılamasını en kısa ve hızlı şekilde tamamlaması ve Bakanı aklaması bekleniyor.

ABD Temsilciler Meclisi, şubatta kabul edilen ve İç Güvenlik Bakanı Mayorkas'ın, "ülkenin güney sınırında güvenliği sağlamadığı" iddiasıyla görevinden azlini öngören azil maddelerini bugün resmen Senato'ya gönderdi.

İlgili yasaya göre, azil maddelerini alan Senato'nun en kısa zamanda bir mahkeme olarak toplanması ve senatörlerin yemin ederek yargılamayı gerçekleştirmesi gerekiyor.

- Cumhuriyetçiler kapsamlı yargılama oturumu, Demokratlar hızlı bir oylama istiyor

Senato'da 51-49 üstünlüğü bulunan Demokratlar, Mayorkas'ın aleyhinde kabul edilen azil maddelerinin "Cumhuriyetçilerin siyasi intikam çabası" olduğunu dile getirirken, Bakan'ın Senato'daki yargılama işlemlerinin kısa ve hızlı şekilde gerçekleşeceğine ve aklanacağına işaret ediyor.

Cumhuriyetçi senatörler ise Mayorkas'ın güney sınırının güvenliğini ihlal ettiğine yönelik iddiaların ciddi olduğunu ve "ulusal güvenlik meselesi" olan bu konuda kapsamlı bir yargılama oturumunun yapılması gerektiğini savunuyor.

150 yılın ardından ABD'de ilk kez bir kabine üyesi azil istemiyle suçlanırken, Senato'da da ilk kez bu yönde bir yargılama yapılacak ve sonucunda Mayorkas'ın görevden alınıp alınmayacağına ilişkin oylama yapılacak.

- Çarşamba günü yargılama oturumu yapılabilir

Amerikan medyasına açıklama yapan bazı Demokrat senatörler, çarşamba günü Senato'nun yemin ederek hızlı şekilde yargılama oturumunu gerçekleştirebileceğini belirtti.

Demokratların çoğunlukta olduğu Senato'da, Mayorkas aleyhindeki maddelerin Genel Kurul'da okunması ve ilgili diğer prosedürlerin yapılmasının ardından kapsamlı bir yargılama sürecine girilmeden maddelerin oylanıp reddedilmesi bekleniyor.

Senato'da Mayorkas'ın yargılama sonucunda suçlu bulunup görevinden alınabilmesi için en az 3'te 2 çoğunluğun "evet" oyu kullanması gerekiyor.

Eski ABD Başkanı Donald Trump, biri 2019'da Ukrayna ile ilişkiler konusunda, diğeri 2021'de Kongre baskını konusunda 2 kez Temsilciler Meclisi'nde azil istemiyle suçlanmış, her iki konuda da Senato'daki yargılamalarda aklanmıştı.



Hüseyin Emir Abdullahiyan: Süleymani'nin dostu, İsrail'in düşmanı

Merhum İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, arka planda Kasım Süleymani (AFP)
TT

Hüseyin Emir Abdullahiyan: Süleymani'nin dostu, İsrail'in düşmanı

Merhum İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, arka planda Kasım Süleymani (AFP)

İran'ın kuzeybatısında pazartesi günü meydana gelen helikopter kazasında Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile birlikte hayatını kaybettiği açıklanan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tahran'ın İsrail ve Batı karşıtı politikalarının ateşli bir savunucusuydu.

Reisi, 60 yaşındaki Abdullahiyan’ı Ağustos 2021'de atadı.

2013'ten 2021'e kadar bu görevi yürüten Muhammed Cevad Zarif'in yerine geçmek gibi zor bir görevi vardı; Zarif, önde gelen aktif bir diplomat, akıcı bir İngilizce konuşan, uluslararası çevrelerde tanınan bir yüz ve İran'ın dış politikasını yöneten deneyimli bir isimdi.

İran devlet televizyonu Emir Abdullahiyan'ı, Tahran tarafından yönetilen ve Lübnan Hizbullah'ı, Filistinli Hamas ile İslami Cihad hareketleri ve Iraklı silahlı gruplar gibi İran'ın ezeli düşmanı İsrail karşıtı grupların yer aldığı "Direniş Ekseni'nden üst düzey bir diplomat" olarak tanıttı.

Emir Abdullahiyan atandığı gün yaptığı açıklamada, bu grupların "İran'ın müttefikleri" olduğunu ve "onları güçlendirmenin hükümetin gündeminde olduğunu" söyledi.

Kapsamlı geziler

Ekim 2023'te İsrail ile Hamas arasında Gazze'de savaşın başlamasından beri bölgeye yaptığı ziyaretleri yoğunlaştırdı. Tahran, İsrail'e karşı Filistin hareketini ve savaşın çıkmasına yol açan 7 Ekim 2023 operasyonuna desteğini gizlemedi, ancak aynı zamanda bu operasyonun içinde yer almadığını da vurguladı.

Emir Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin izinden gidiyor gibi görünüyordu (Getty)Emir Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin izinden gidiyor gibi görünüyordu (Getty)

Geçtiğimiz nisan ayında, Tahran'ın Yahudi devletini sorumlu tuttuğu ve Şam'daki İran konsolosluk binasını yerle bir eden hava saldırısına karşılık olarak, İran'ın İsrail'e 300'den fazla insansız hava aracı ve füzeyle gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırıyı savundu.

İran'ın tepkisinin "meşru savunma ve uluslararası hukuk çerçevesinde" gerçekleştirildiğini söyledi.

Emir Abdullahiyan daha sonra İsrail'in İran'ın orta kesimindeki İsfahan eyaletine bir misilleme amaçlı saldırı düzenlediğine dair haberleri "çocuk oyuncağı" diyerek küçümsedi.

İzolasyonun Azaltılması

Mesleki kariyeri boyunca Devrim Muhafızları ile olan yakın ilişkileriyle tanınan Emir Abdullahiyan, Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu olan Kudüs Gücü'nün komutanı ve 2020 yılında Irak'ın başkentinde bir ABD saldırısı sonucu öldürülen Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yakındı.

Emir Abdullahiyan kariyeri boyunca Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu. Abdullahiyan, Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü'nün komutanı olan ve 2020 yılında Irak'ın başkentinde bir ABD saldırısı sonucu öldürülen Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yakındı.

Emir Abdullahiyan, üç yıl boyunca İran'ın uluslararası sahnedeki izolasyonunu azaltmak ve ABD yaptırımlarının ülkesinin ekonomisi üzerindeki etkisini azaltmak için çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Çin'in himayesindeki bir anlaşma çerçevesinde Mart 2023'te Suudi Arabistan ile uzlaşmaya varılmasına yol açan süreçte kilit bir figür olmasa da İran'ın Arap komşularıyla ilişkilerin geliştirilmesinde rol oynadı.

1964 yılında Tahran'ın doğusundaki Damgan şehrinde doğan Abdullahiyan, 1991 yılında Tahran Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu.

1997-2001 yılları arasında Irak'ta ve 2007-2010 yılları arasında ise Bahreyn'de görev yaptı.

2011'den bu yana Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yaptı. Bu görevinde, Ali Ekber Salihi (Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın ikinci hükümetinde) ve Zarif (Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin ilk hükümetinde) gibi iki farklı bakanla çalıştı.

Merhum İran Dışişleri Bakanı, Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu (Sosyal paylaşım siteleri) Merhum İran Dışişleri Bakanı, Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu (Sosyal paylaşım siteleri)

Ancak 2016 yılında Zarif onu görevden aldı. Bu hareket muhafazakârlar tarafından, Ruhani ve bakanına yönelik büyük eleştiriler yapılmasına neden oldu.

ISNA'ya göre daha sonra Umman Büyükelçiliği görevini reddetti ve 2021 yılında Dışişleri Bakanlığı'na gelmeden önce, Meclis Başkanı'nın uluslararası işlerden sorumlu özel yardımcısı olarak çalışmaya başladı.

Emir Abdullahiyan, uluslararası yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerini kısıtlayan 2015 anlaşmasının çökmesinin ardından, Washington'un 2018'de eski Başkan Donald Trump tarafından anlaşmadan çekilmesi sonrasında, İran'ın nükleer programına ilişkin müzakerelerin yeniden başlatılması çabalarına dahil oldu.


Avrupalı ​​yetkililer Reisi'nin ölümüne taziyede bulunmayı reddetti

Hollanda'da aşırı sağın lideri Geert Wilders (AFP)
Hollanda'da aşırı sağın lideri Geert Wilders (AFP)
TT

Avrupalı ​​yetkililer Reisi'nin ölümüne taziyede bulunmayı reddetti

Hollanda'da aşırı sağın lideri Geert Wilders (AFP)
Hollanda'da aşırı sağın lideri Geert Wilders (AFP)

Avrupalı ​​liderler ve yetkililer, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve başta Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan olmak üzere kuzeybatı İran'da helikopter kazasında ölenlerle ilgili Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel'in İran'a gönderdiği taziye mesajını reddetti.

Michel X platformunda şunları yazdı: "AB, Cumhurbaşkanı Reisi, Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan ve heyetlerinin diğer üyeleri ile mürettebatın bir helikopter kazasında hayatını kaybetmesi dolayısıyla en içten taziyelerini sunar."

Kısa bir süre sonra Josep Borrell, "trajik helikopter kazası" sonrasında "Avrupa Birliği'nin taziyelerini sunduğunu" belirten bir açıklama yayınladı.

Hollandalı aşırı sağcı lider Geert Wilders, Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel'in X platformundaki paylaşımına, "benim adıma değil" diyerek yanıt verdi, bu taziyelerin kendisini temsil etmediği anlamına geliyordu.

Ekim ayında yapılan parlamento seçimlerini kazanan Wilders, tartışmalı fikirleri, İslam ve Müslümanlara karşı açık nefreti ile tanınıyor.

İsveç Avrupa Parlamentosu üyesi David Legge de “X”teki paylaşımında kınamada bulunarak, “İran'daki cesur kadınların ve özgürlük savaşçılarının gözlerine bakabilir misiniz (...) Yazıklar olsun” ifadelerini kullandı.

Eski Belçika Dışişleri Bakanı Theo Franken ise "Acımasız bir toplu katil ve kasapın ölümü nedeniyle Avrupa'nın başsağlığı dilemesini kınayarak" onlara katıldı.

Avrupa Birliği pazar günü, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin içinde bulunduğu ve ülkenin batısında düşen helikopterin bulunması için İran'a yardımcı olmak amacıyla haritalama sistemini devreye soktu.

Ancak Avrupa Komisyonu'nun Kriz Yönetiminden Sorumlu Üyesi Janez Lenarcic'in "AB dayanışması" ifadesini kullanarak yaptığı açıklama yoğun eleştirilere maruz kaldı.

Lenarcic bugün yaptığı açıklamada bu durumu gerekçelendirerek, Copernicus uydu sisteminin "arama ve kurtarmayı kolaylaştırmak için etkinleştirilmesinin bir rejime siyasi destek vermek anlamına gelmediğini" vurguladı.


Uzun soluklu serinin 10. filmi iki haftada gişeyi fethetti

Senaryonun büyük bölümü pandemi sırasında kaleme alındı ve çekimler 2022'de Sydney'de başladı (20th Century Fox)
Senaryonun büyük bölümü pandemi sırasında kaleme alındı ve çekimler 2022'de Sydney'de başladı (20th Century Fox)
TT

Uzun soluklu serinin 10. filmi iki haftada gişeyi fethetti

Senaryonun büyük bölümü pandemi sırasında kaleme alındı ve çekimler 2022'de Sydney'de başladı (20th Century Fox)
Senaryonun büyük bölümü pandemi sırasında kaleme alındı ve çekimler 2022'de Sydney'de başladı (20th Century Fox)

Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık (Kingdom of the Planet of the Apes) gişede dünya çapında büyük bir dönüm noktasını geride bıraktı. 

Film, insanlığın Dünya'nın kontrolünü nasıl kaybettiğini ve yerini bilinçli maymunların aldığını anlatan dörtlemenin son bölümü. 

Uzun soluklu serinin 10. filmi

Yönetmen koltuğunda Labirent: Ölümcül Kaçış (Maze Runner) üçlemesine imzasını atan Wes Ball'un oturduğu bilimkurgu, insanların baskın tür olan maymunların gölgesinde yaşamaya mecbur kaldığı bir dünyayı merkeze alıyor.

Macera ve bilimkurguyu harmanlayan yapım, 1968'de Charlton Heston'ın başrolde olduğu klasikle başlayan serinin 10. filmi olma özelliğini taşıyor. 

Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık, gösterime girer girmez 58,4 milyon dolar hasılat elde etti. Bu hasılat, son 4 film arasında en iyi ikinci başlangıç oldu.

Variety'nin haberine göre, Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık vizyondaki ikinci hafta sonunda dünya çapında toplam 237 milyon dolar gişe hasılatı elde etti.

Bu toplamın 100,9 milyon doları Kuzey Amerika'dan, 136,1 milyon dolarıysa uluslararası gişe hasılatından oluşuyor. 

200 milyon doları aşan 4. film

Bu da filmi 2024'te 200 milyon dolarlık hasılatı aşan 4. film yapıyor. Üstelik Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık, bu başarıyı 10 günden kısa bir sürede elde etti.

Yeni Krallık'ın senaryosunu Josh Friedman kaleme aldı. Bilimkurgunun başrollerindeyse Owen Teague, Freya Allan, Kevin Durand, Peter Macon, ve William H. Macy yer alıyor.

Prömiyerini 2 Mayıs'ta Los Angeles'taki TCL Chinese Theatre'da yapan film, 10 Mayıs'ta gösterime girdi.

Eleştirmenlerden genel olarak olumlu yorumlar alan yapım, halihazırda 2024'ün en yüksek hasılat yapan 8. filmi durumunda.

Independent Türkçe, ScreenRant, Variety, Deadline


Avrupa'da sabotaj işaretleri: Kremlin'i suçlayamıyorlar

Ocak 2022'de Norveç'in Svalbard takımadaları yakınlarındaki dev bir internet kablosunun kopmasından dolayı da Rusya suçlanmıştı ancak dava açmaya yetecek kadar kanıt gösterilemedi (AFP)
Ocak 2022'de Norveç'in Svalbard takımadaları yakınlarındaki dev bir internet kablosunun kopmasından dolayı da Rusya suçlanmıştı ancak dava açmaya yetecek kadar kanıt gösterilemedi (AFP)
TT

Avrupa'da sabotaj işaretleri: Kremlin'i suçlayamıyorlar

Ocak 2022'de Norveç'in Svalbard takımadaları yakınlarındaki dev bir internet kablosunun kopmasından dolayı da Rusya suçlanmıştı ancak dava açmaya yetecek kadar kanıt gösterilemedi (AFP)
Ocak 2022'de Norveç'in Svalbard takımadaları yakınlarındaki dev bir internet kablosunun kopmasından dolayı da Rusya suçlanmıştı ancak dava açmaya yetecek kadar kanıt gösterilemedi (AFP)

Avrupa'daki stratejik altyapılarda yaşanan sorunlar hakkında yapılan soruşturmalarda görülen Rus izlerinin sayısı arttı. 

Aralarında deniz altından geçen bir doğalgaz hattı, kritik önemdeki internet kablosu ve demiryolu ağının da yer aldığı noktalarda yaşanan sıkıntılara dair Moskova'yı suçlayacak kadar kanıt yok. 

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ) bu konuyu haberleştirdi. Avrupalı yetkililerin, sabotajlarda yer aldığı tahmin edilen ticaret ya da balıkçılık gemilerinin Rusya'yla doğrudan bağını kuramadıkları aktarıldı. Kanıt eksikliği yüzünden soruşturmalarının sonuçsuz kaldığı vurgulandı. 

Almanya'da Ekim 2022'de demiryolu ağına düzenlenen saldırı örnek gösterildi.

Üst düzey bir soruşturmacı saldırının ülkenin kuzeyindeki tüm tren trafiğini aksatacak kadar detaylı olduğuna işaret ederek "Rusya kokusu alıyorum" dedi. Yalnızca 4 saat boyunca trafiğin aksamasıyla olayın büyümeden kapandığı bildirildi. 

Bir diğer örnekse şu: Sonbaharda Finlandiyalı soruşturmacılar, Avrupa ana kıtasına bağlanan Balticconnector doğalgaz hattının kesilmesiyle ilgili Rus mürettebata sahip Çin bandıralı bir gemiyi mercek altına almıştı. Norveçli yetkililerle temasa geçseler de yeterli kanıt olmadığı için gemi alıkonamadı.

İsminin açıklanmaması koşuluyla WSJ'ye konuşan Norveçli bir yetkili şu ifadeleri kullandı:

Yalnızca bir iki kafta sonra gemiyi durdurup arayacak kadar kanıt toplayabildik ama o zaman da çok geç olmuştu.

Aynı şartla konuşan başka kaynaklar da Rusya'nın iki yıl önce Ukrayna istilasını başlatmasından bu yana sivil ve ticari gemilerle daha gizli operasyonlar düzenlediğini ve bunları tespit etmenin güç olduğunu savundu. 

Mağdur ülkelerin gerginliğin kontrolden çıkmasını önlemek amacıyla Moskova'yı suçlamaktan kaçındığı da öne sürüldü. 

Almanya'daki Rusya ajanlarını yakalamak üzere geçen ay düzenlenen operasyon hatırlatıldı. Polonya'nın da Moskova adına sabotaj eylemlerinde bulunacağı iddiasıyla şubatta bir kişiyi gözaltına aldığı anımsatıldı. 

Önlemleri artırdıklarını belirten yetkililer, Moskova'nın bu yolla korku ve güvensizlik yaydığını iddia etti. 

Pensilvanya Üniversitesi'nden Avrupa enerji güvenliği uzmanı Benjamin L. Schmitt ise şöyle konuştu:

Eğer mevcut strateji kayda değer kanıtların Rusya'yı işaret ettiği vakaları onlara bağlamaktan kaçınmaksa bu durum caydırıcılığı zayıflatır ve kritik altyapılara yönelik yeni saldırılara davetiye çıkarır.

Diğer yandan son günlerde bu konularda yeni adımlar atılıyor. Salı günü Norveç ülkedeki Rus sabotajlarına dair kapsamlı bir rapor yayımlayacağını duyurdu. 

Birleşik Krallık'ın siber istihbarat ajansı GCHQ'nun direktörü Anne Keast-Butler da geçen hafta yaptığı açıklamada Rus istihbaratının sanal mecradaki eylemlerinden daha fazla endişelendiklerini vurguladı. 

NATO da bu ay hem siber hem de gerçek dünyada Moskova'nın sabotaj eylemlerini artırdığını savunan bir açıklama yayımlamıştı.

Geçen ay NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya'nın Almanya ve Birleşik Krallık'taki casusluk faaliyetlerinin "kabul edilmez" olduğunu söylemişti. Yapacakları görüşme öncesinde Almanya Başbakanı Olaf Scholz'la ortak basın toplantısı düzenleyen NATO lideri, "Bu tür casusluk faaliyetleri kabul edilmez ve bunlar Ukrayna'yı desteklemeye devam etmemize engel olamayacaklar" ifadesini kullanmıştı.

Independent Türkçe


İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin ölümü dünya basınında nasıl yankılandı?

Reisi ve yanındakilerin ölümünün ardından İran'da 5 günlük yas ilan edildi (AFP)
Reisi ve yanındakilerin ölümünün ardından İran'da 5 günlük yas ilan edildi (AFP)
TT

İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin ölümü dünya basınında nasıl yankılandı?

Reisi ve yanındakilerin ölümünün ardından İran'da 5 günlük yas ilan edildi (AFP)
Reisi ve yanındakilerin ölümünün ardından İran'da 5 günlük yas ilan edildi (AFP)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin helikopter kazasında hayatını kaybetmesi dünya basınında geniş yankı buldu.

Reisi'nin yanı sıra aralarında Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Doğu Azerbaycan Valisi Malik Rahmeti ve Tebriz Cuma İmamı Muhammed Ali Al Haşim'in yer aldığı toplamda 9 kişi hayatını kaybetti.

Cumhurbaşkanı Reisi, dün İran-Azerbaycan sınırında bir barajın açılış törenine katıldı. Reisi ve yanındaki kişileri taşıyan helikopter, İran'a dönüşte irtifa kaybederek düştü. 

Tahran yönetiminin talebi üzerine Türkiye, arama kurtarma faaliyetlerinde Akıncı insansız hava aracını (İHA) görevlendirdi. İHA'nın tespit ettiği helikopter enkazının koordinatları İran makamlarıyla paylaşıldı. İranlı ekipler, kaza bölgesinde yaptıkları incelemelerde olaydan sağ kurtulan olmadığını bildirdi. 

Guardian: "İstikrarsızlık hissi arttı"

Birleşik Krallık'ın önde gelen gazetelerinden Guardian, 63 yaşındaki Reisi'nin ölümünün, İran'ın özellikle İsrail ve Hamas arasındaki Gazze savaşı nedeniyle zorluklarla mücadele ettiği bir dönemde gerçekleştiğine dikkat çekti.

Analizde, İran dini lideri Ali Hamaney'in 85 yaşında geldiğine işaret edilerek, Reisi'nin ölüm haberinin "Tahran'ın rejim değişikliğine hazırlandığı bir dönemde" geldiği belirtildi. 

Aynı kazada Dışişleri Bakanı Abdullahiyan'ın yaşamını yitirmesine dair de "kontrol ve öngörülebilirlikle övünen bir ülke için istikrarsızlık hissi daha da arttı" yorumu yapıldı. 

Haberde, nisanda İsrail ve İran arasında karşılıklı saldırılar düzenlendiği de hatırlatıldı. 

BBC: "Reisi, İran'ın 'Ölüm Komitesi'ndeydi"

BK'nin kamu yayıncısı BBC'nin yayımladığı portrede, Reisi'nin 1979'daki İslam Devrimi'ni destekleyen grubun içinden yetiştiği belirtildi. 

Devrimde, Batı destekli Muhammed Rıza Pehlevi liderliğindeki monarşi yıkılmış, yerine Ayetullah Ruhullah Humeyni liderliğinde İslam Cumhuriyeti kurulmuştu. 

Portrede, Reisi'nin 25 yaşında Tahran'da savcı yardımcılığı yaptığı, 1998'de kurulan ve "Ölüm Komitesi" diye bilinen gizli mahkemelerde göreve getirildiği hatırlatıldı. 

Bu mahkeme, özellikle rejimi devirmeyi amaçlayan İslamcı sosyalist örgüt Halkın Mücahitleri üyelerine yönelik idamlarla gündeme gelmişti. İnsan hakları örgütlerine göre komite, yaklaşık 5 bin kişiyi idam etti. Reisi ise ölüm cezalarındaki rolüne dair iddiaları defalarca reddetmişti. 

Analizde, Mahsa Emini'nin 2022'deki ölümüyle başlayan protestolarda Reisi hükümetine karşı büyük protestolar düzenlendiği de hatırlatıldı.

WSJ: "İran bir zorlukla daha karşı karşıya"

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), 2021'de göreve gelen Reisi'nin döneminde İran'ın Batılı ülkelerle ilişkisinin "iyice kötüleştiğini" yazdı.

Yerine geldiği eski İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'den daha muhafazakar bir çizgide olduğuna dikkat çekilen Reisi yönetiminde, Tahran'ın Moskova ve Pekin'le ilişkileri geliştirdiği hatırlatıldı.  

Haberde, "Ortadoğu'daki kaosun ortasında bir liderlik değişimi İran için aşılması gereken ek bir zorluk oluşturuyor" dendi. 

NYT: "İran belirsizliğe sürükleniyor"

ABD'nin tanınmış gazetelerinden New York Times'ın (NYT) haberinde, "Reisi'nin ölümü İran için daha istikrarsız bir zamana denk gelemezdi" dendi. 

Reisi'nin, 85 yaşındaki Hamaney'in yerini alacak kişi olarak görüldüğüne dikkat çekilirken, Cumhurbaşkanı'nın ölümünün "ekonomik ve jeopolitik sorunlarla boğuşan İran'ı belirsizliğe sürüklediği" ifade edildi.

Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası Kriz Grubu'ndan Ali Vaez, Reisi'nin bir istikrar figürü olduğunu söyleyerek "Reisi, sisteme öngörülebilirlik katıyordu" dedi.

Times of Israel: "Reisi'nin ölümü, iktidar mücadelesini tetikleyecek" 

İsrail'in önde gelen haber sitelerinden Times of Israel'deki analizde, İran'ın politikasını Hamaney'in belirlediğine işaret edilerek, Reisi ve Abdullahiyan'ın ölümünün Tahran yönetiminin çizgisini değiştirmeyeceği yorumu yapıldı.

Haberde, İran Cumhurbaşkanı'nın hayatını kaybetmesiyle ülkede "üst düzey isimlerin faydalanmak için manevra yapmaya başlayacağı bir güç boşluğu oluştuğu" yazıldı. 

ABD merkezli düşünce kuruluşu Nükleer İran'a Karşı Birlik'ten Jason Brodsky, Tahran'ın temel politikaları aynı kalsa bile "Reisi'nin sahadan çekilmesi, siyasi sistem açısından gerçek bir şok etkisi yarattı" değerlendirmesini yaptı. 

IRNA: "Reisi görevde şehit oldu"

İran'ın resmi haber ajansı IRNA, Reisi'nin ölümünü "Görevde şehit olduğu" başlığıyla paylaştı. 

Reisi'nin ekonomi ve dış politika dahil çeşitli alanlarda ülkeyi ileri taşıdığı belirtildi. 

Arab News: "Reisi, Ortadoğu'nun tedirgin olduğu bir dönemde öldü"

İngilizce yayın yapan Suudi Arabistan merkezli Arab News gazetesi, Reisi'nin ölümünün  "Gazze savaşının Ortadoğu'yu tedirgin etmeyi sürdürdüğü bir dönemde meydana geldiğini" yazdı. 

Haberde, Reisi yönetiminin Ukrayna savaşında Rusya'ya drone tedarik etme ve tüm uyarılara rağmen uranyum zenginleştirmeyi sürdürme gibi hamlelerle, ABD başta olmak üzere birçok Batılı ülkeyi karşısına aldığı hatırlatıldı. 

China Daily: "Tahran sabotajdan şüphelenmiyor"

Çin Komünist Partisi'ne ait İngilizce yayın yapan China Daily gazetesi, Tahran yönetiminin olayda bir sabotaj izi görmediğini aktardı. 

Haberde, "Reisi'nin talihsiz ve zamansız ölümü, Ortadoğu'daki durum üzerinde büyük bir etki yaratmayacak. Bu sadece İran'ın iç meselesi" yorumuna yer verildi. 

Analizde, yeni Cumhurbaşkanı'nın da muhafazakar çizgide olacağı, dolayısıyla İran'ın yakın gelecekte ulusal politikasını sürdüreceği değerlendirmesi yapıldı. 

Yeni Cumhurbaşkanı nasıl seçilecek?

İran Anayasayı Koruyucular Konseyi'nden bugün yapılan açıklamada, Hamaney'in onaylamasının ardından Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Muhbir’in Reisi yerine geçeceği belirtildi. 

Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Bagheri Kani de Dışişleri Bakan vekili olarak atandı. 

İran Anayasası'na göre yeni Cumhurbaşkanı'nın en fazla 50 gün içinde seçilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda meclis başkanı, yargı erki başkanı ve birinci cumhurbaşkanı yardımcısından oluşan kurul, gerekli düzenlemeleri yapacak. 

Cumhurbaşkanı, Anayasayı Koruyucular Konseyi'nin onayladığı adayların arasından halk tarafından seçilecek.

Independent Türkçe


Al Pacino yeni gerilimde bir kez daha mafya babası rolünde

Brian De Palma'nın yönettiği 1983 yapımı Yaralı Yüz'de başroldeki Al Pacino'ya Michelle Pfeiffer ve Steven Bauer eşlik etmişti (Universal)
Brian De Palma'nın yönettiği 1983 yapımı Yaralı Yüz'de başroldeki Al Pacino'ya Michelle Pfeiffer ve Steven Bauer eşlik etmişti (Universal)
TT

Al Pacino yeni gerilimde bir kez daha mafya babası rolünde

Brian De Palma'nın yönettiği 1983 yapımı Yaralı Yüz'de başroldeki Al Pacino'ya Michelle Pfeiffer ve Steven Bauer eşlik etmişti (Universal)
Brian De Palma'nın yönettiği 1983 yapımı Yaralı Yüz'de başroldeki Al Pacino'ya Michelle Pfeiffer ve Steven Bauer eşlik etmişti (Universal)

Usta aktör Al Pacino, bir kez daha mafya babası rolüyle sinemaseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.

Baba (The Godfather), The Irishman ve Yaralı Yüz (Scarface) gibi unutulmaz yapımlardaki performanslarıyla akıllara kazınan Pacino, yeni suç filmi Captivated'ın başrolü için imza attı. 

Gangsterler dünyasına dönüş

Hollywood'da pek çok rolün yanı sıra mafya babalarını ve gangsterleri de başarıyla canlandıran Pacino, Baba'da Marlon Brando'yla birlikte başrolleri paylaştığında henüz 31 yaşındaydı.

Deadline'ın haberine göre 84 yaşındaki Pacino'nun yeni projesi, onu mafya babaları ve gangsterler dünyasına geri getiriyor.

Merakla beklenen gerilimli suç filminde, Oscar, Emmy ve Altın Küre ödüllü Pacino'nun yanı sıra Katie Holmes ve Toby Kebbell da rol alıyor.

1973'te geçen film, dünyanın en zengin adamlarından Jean Paul Getty'nin torununu kaçıran Saro'ya odaklanıyor. Saro Mammoliti, gergin fidye pazarlıkları sırasında kurbanının annesine aşık olunca tüm organizasyonu tehlikeye atıyor.

Filmde Joey Stanton ve Nick de Graffenreid yönetici yapımcı olarak görev yapıyor. Çekimlerin bu kış İtalya'da başlaması planlanıyor. 

Savaşın İzleri'yle (Man Down) tanınan yönetmen Dito Montiel, senaryoyu Robin Shushan ve Mammoliti'yle birlikte kaleme aldı. 

"Harika bir senaryo, yıldız oyuncular ve vizyoner bir yönetmen"

Benaroya Pictures CEO'su Michael Benaroya, "Captivated harika bir filmin tüm bileşenlerine sahip: Harika bir senaryo, yıldız oyuncular ve vizyoner bir yönetmen" diyerek ekledi: 

Bu filmi bünyemize kattığımız için daha heyecanlı olamazdık.

Mammoliti ise şunları ekledi: 

Amacımız 50 yılı aşkın bir süredir sesi duyulmayan bir kişinin sesi olmak ve bu hikayenin kimsenin bilmediği bir yönünü anlatmak.

Pacino, çoğu zaman rol aldığı en iyi film serisi kabul edilen Baba üçlemesinde acımasız ve kurnaz Michael Corleone'yi canlandırmıştı.

Independent Türkçe, Deadline, ScreenRant

 


Friends'in yıldızı, Matthew Perry'le hâlâ "konuştuğunu" söyledi

Fotoğraf: NBC
Fotoğraf: NBC
TT

Friends'in yıldızı, Matthew Perry'le hâlâ "konuştuğunu" söyledi

Fotoğraf: NBC
Fotoğraf: NBC

Courteney Cox, Friends dizisindeki rol arkadaşı Matthew Perry'nin ölümünün ardından hâlâ onunla "konuştuğunu" söyledi.

Perry geçen yıl 28 Ekim'de 54 yaşında hayatını kaybetmişti. Los Angeles'taki sağlık personeli tarafından daha sonra yapılan otopsi, aktörün ölümünün "ketaminin akut etkilerinden" kaynaklanan bir kaza olduğunu doğrulamıştı. 

Cox ve Perry 1994'ten 2004'e kadar yayımlanan popüler sitcom Friends'te Monica ve Chandler karakterlerini canlandırmışlardı. Ekrandaki ilişkileri, dizinin en çok sevilen hikayelerinden biri haline gelmişti. 

59 yaşındaki Cox, Perry'nin ölümünden 7 ay sonra hâlâ onu etrafında "hissettiğini" söyledi.

CBS'in Sunday Morning programına katılan Cox, "Onunla uzun yıllar boyunca bu kadar yakın çalışabildiğim için çok minnettarım" dedi.

Eğer buna inanıyorsanız, beni sık sık ziyaret ediyor.

Cougar Town oyuncusu, rol arkadaşının yanı sıra kendi ailesinin hayatını kaybeden üyeleriyle de hâlâ konuştuğunu açıkladı.

n6um7ı
(Friends/NBC)

Aktris, "Annemle, babamla, Matthew'la konuşuyorum" dedi.

Bize yol gösteren pek çok kişi varmış gibi hissediyorum

Cox şöyle devam etti:

Evet, hissediyorum. Matthew'un etrafta olduğunu kesinlikle hissediyorum.

Röportajın başka bir yerinde aktris, Perry'yi "gerçekten kocaman bir kalbe" sahip "çok komik" biri diye tanımladı ancak aktörün "açıkça zorlandığını" itiraf etti.

2022 tarihli otobiyografisi Friends, Lovers, and the Big Terrible Thing'de (Arkadaşlar, Aşıklar ve Büyük Korkunç Şey) Perry, ölümünden önce geniş çapta bilinen alkol ve ağrı kesici bağımlılığı hakkında kapsamlı bir şekilde bahsetmişti.

Geçen yıl kasımda Cox, Perry'nin ölümünden birkaç ay sonra ona dokunaklı bir övgü paylaşmıştı. 

fd
(Warner Bros. Television)

Cox, Instagramda yaptığı paylaşımda "Seninle geçirdiğim her an için çok minnettarım Matty ve seni her gün özlüyorum" diye yazarak 1998 tarihli "The One with Ross's Wedding" bölümünden bir sahneyi paylaşmıştı. 

Biriyle benim Matthew'le olduğum kadar yakın çalıştığınızda, paylaşmak istediğiniz binlerce anı oluyor. Şimdilik, işte favorilerimden biri. Bu bölümün hikayesinden bahsetmek gerekirse, Chandler ve Monica'nın Londra'da tek gecelik bir kaçamak yapmaları gerekiyordu. Ancak seyircinin tepkisi sayesinde bu onların aşk hikayesinin başlangıcı oldu.

Cox sözlerine şöyle devam etmişti:

Bu sahnede, çekime başlamadan önce, söylemem için komik bir replik fısıldamıştı. Sık sık böyle şeyler yapardı. Komik ve nazik biriydi.

Independent Türkçe


Orkaların ilginç bir özelliği keşfedildi

Dünya genelinde yaklaşık 50 bin orkanın yaşadığı tahmin ediliyor fakat bazı bölgelerdeki popülasyonları tükenme tehlikesi altında (Reuters)
Dünya genelinde yaklaşık 50 bin orkanın yaşadığı tahmin ediliyor fakat bazı bölgelerdeki popülasyonları tükenme tehlikesi altında (Reuters)
TT

Orkaların ilginç bir özelliği keşfedildi

Dünya genelinde yaklaşık 50 bin orkanın yaşadığı tahmin ediliyor fakat bazı bölgelerdeki popülasyonları tükenme tehlikesi altında (Reuters)
Dünya genelinde yaklaşık 50 bin orkanın yaşadığı tahmin ediliyor fakat bazı bölgelerdeki popülasyonları tükenme tehlikesi altında (Reuters)

Orkaların dalışlar arasında sadece bir kere nefes aldığı ortaya çıktı. Bulguların tükenme tehlikesi altındaki popülasyonları koruma çalışmalarına katkı sağlaması bekleniyor. 

Genellikle teknelere saldırılarıyla gündeme gelen orkalar aynı zamanda dünyanın en iyi avcıları arasında yer alıyor. Yeni bir çalışmadaysa katil balina diye bilinen bu memeliler hakkında uzun zamandır tahmin edilen ilginç bir gerçek doğrulandı. 

Bu hayvanların ne kadar enerji tükettiğini öğrenmek isteyen araştırmacılar, Kanada'nın Britanya Kolumbiyası eyaletinin açıklarında yaşayan iki orka popülasyonunu inceledi. Kuzey katil balinası Büyük Okyanus'un kuzeyinde, güney katil balinasıysa kuzeydoğusunda yaşıyor.

PLOS One adlı hakemli dergide 15 Mayıs'ta yayımlanan araştırma kapsamında hayvanların oksijen tüketimini saptama amacıyla 11 orkaya vakum etkisiyle yapışan vantuzlu etiketler takıldı. Ekip, hayvanları drone'larla izleyerek dalış sürelerini belirledi. 

Edindikleri bu verileri analiz eden araştırmacılar çoğu orkanın bir dakikadan kısa süre su altında kaldığını tespit etti. Kaydedilen en uzun dalış süresiyse yaklaşık 8,5 dakikayla yetişkin bir erkek orkaya aitti. 

Katil balinalar bir dakikada ortalama 1,2 kez nefes alırken, daha fazla enerji gerektiren avlanma gibi aktivitelerde bu 1,7 civarına çıktı. İnsanlar dinlenme halindeyken dakikada yaklaşık 15, egzersiz gibi yorucu bir aktivitedeyse yaklaşık 40-60 nefes alıyor. 

Araştırmanın ortak yazarı Dr. Beth Volpov bulguları şöyle değerlendiriyor: 

Bu, nefesinizi tutup markete koşarak alışveriş yaptıktan sonra nefes almadan eve geri dönmeye eşdeğer.

Yüzeye yakın kısa dalışlarla avlanan orkalar bu sayede enerjilerini koruyarak verimliliklerini artırıyor. Çalışmanın ortak yazarı Dr. Andrew Trites şöyle diyor:

Kısa mesafe koşucusu olan katil balinalar, derin ve uzun süreli dalışlarda gereken, mavi ve kambur balinalardaki maraton dayanıklılığına sahip değil.

Katil balinaların, ABD ve Kanada açıklarında yaşayan iki popülasyonu tükenme tehlikesi altında. Halihazırsa sadece 74 güney katil balinası kaldığı tahmin edilirken, kuzey katil balinaların nüfusu 300 civarında. 

Bu hayvanları koruma çalışmalarına katkı sunması amacıyla yürütülen araştırmanın ortak yazarı Tess McRae "Nefes alma hızlarını öğrendikten sonra ne kadar enerji ve yiyeceğe ihtiyaç duyduklarını hesaplayabiliriz" diyor. 

Yani bu balinaların hayatta kalmak için ne kadar yiyeceğe ihtiyaç duyduğunu bilmenin ilk parçası bu ve bu da onların korunması açısından önemli.

Independent Türkçe, Popular Science, Earth, PLOS One


Hamas, Hizbullah ve Husiler Reisi'nin yasını tutuyor

Merhum İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (AFP)
Merhum İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (AFP)
TT

Hamas, Hizbullah ve Husiler Reisi'nin yasını tutuyor

Merhum İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (AFP)
Merhum İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan (AFP)

Helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindekilerin yasını tutan Hizbullah, Reisi’yi ‘ağabey ve güçlü bir destekçi’ olarak tanımladı.

Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA) tarafından bugün (pazartesi) yayınlanan basın açıklamasında Hizbullah, İran Dini Lideri Ali Hamaney'e, İslam Cumhuriyeti yetkililerine ve İran halkına, ayrıca dünyadaki Müslümanlara ve özgür insanlara başsağlığı dileyerek ‘en içten taziye duygularını’ sundu. Söz konusu açıklamada, “Cumhurbaşkanı’nı uzun zamandır yakından tanıyoruz. Kendisi bir ağabey, güçlü bir destekçi, başta Kudüs ve Filistin olmak üzere davalarımızın yılmaz bir savunucusu, bulunduğu tüm sorumluluk mevkilerinde direniş hareketlerinin ve mücahitlerinin koruyucusu ve sevgili İran halkının sadık ve samimi bir hizmetkârıydı” ifadeleri yer aldı.

Açıklamanın devamında, “Hüseyin Emir Abdullahiyan, en son Dışişleri Bakanlığı'nda olmak üzere tüm sorumluluk pozisyonlarında, dünyadaki tüm siyasi ve diplomatik forumlarda aktif ve fedakâr bir bakan ve bayrak taşıyıcısıydı” denildi.

Hamas tarafından bugün yapılan açıklamada ise şu ifadeler yer aldı: “Kardeş İran halkıyla ortak üzüntü ve acı duygularımızı ifade ediyoruz. Bu acılı ve kederli olayda tam bir dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Öyle ki bu olay İran'ın kalkınmasında yoğun gayret sarfetmiş olan İran'ın en iyi liderlerinden bir grubun hayatına mâl oldu. Aynı zamanda bu kişiler Filistin davamızı destekleyen onurlu bir duruş sergilemişti. Halkımızın Siyonist varlığa karşı verdiği meşru mücadeleyi desteklemişlerdi. Filistin direnişine takdire şayan bir destek vermişlerdi. İran'ın -Allah'ın izniyle- bu büyük kaybın yankılarının üstesinden gelebileceğinden eminiz. Sevgili İran halkı bu ağır sınavla başa çıkabilecek kadim kurumlara sahiptir.”

Reisi ve beraberindeki heyeti taşıyan helikopter, İran'ın kuzeybatısındaki Doğu Azerbaycan eyaletinde acil iniş yapmasına neden olan bir kazaya karıştı.

Şarku'l Avsat'ın Husi medya organlarından aktardığına göre Muhammed Ali el-Husi X platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada, “İran halkına ve yönetimine en derin taziyelerimizi sunuyoruz. Allah'tan Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindekilerin ailelerine sabır vermesini diliyoruz. Biz Allah'a aidiz ve O'na döneceğiz” ifadelerini kullandı.


Fransa'nın Yeni Kaledonya krizini yatıştırmadaki 3 önceliği

Başkent Noumea'nın caddelerinde hareket özgürlüğünü kısıtlayan barikatlar yerinde kalmaya devam ediyor (AFP)
Başkent Noumea'nın caddelerinde hareket özgürlüğünü kısıtlayan barikatlar yerinde kalmaya devam ediyor (AFP)
TT

Fransa'nın Yeni Kaledonya krizini yatıştırmadaki 3 önceliği

Başkent Noumea'nın caddelerinde hareket özgürlüğünü kısıtlayan barikatlar yerinde kalmaya devam ediyor (AFP)
Başkent Noumea'nın caddelerinde hareket özgürlüğünü kısıtlayan barikatlar yerinde kalmaya devam ediyor (AFP)

Fransa’da hükümet, İçişleri Bakanı Gerald Darmanin'in Yeni Kaledonya takımadalarındaki protestoculara ve şiddet olaylarını ve ayaklanmaları körükleyen provokatörlere atıfla ‘mafya’ dediği kişilere karşı sert ve ciddi bir şekilde mücadele etmeyi seçti. Fransız hükümeti, Fransa'nın denizaşırı toprağı Yeni Kaledonya'da altı kişinin ölümü, onlarca kişinin yaralanması ve takımadaların yerli halkı Kanaklardan yüzlerce kişinin tutuklanmasının yanı sıra araçların ve dükkanların yakılması, havaalanı yolunun kapatılması ve onlarca barikatın kurulmasıyla sonuçlanan şiddet olaylarının ve ayaklanmaların doğrudan nedeni olan, oy kullanma sistemini değiştirmeye yönelik yasa tasarısının ‘derhal geri çekmesi’ için Noumea’ya çağrıda bulundu.

Guadeloupe, Martinique, Çayenne ve Reunion adalarının yöneticilerine, tartışmalı yasanın ‘derhal geri çekilmesi’ çağrısında bulunan Paris, aynı zamanda tehdit ve gözdağı dilinin terk edilmesini istedi. Bunun diyaloğun yeniden başlaması için bir ‘ön koşul’ olduğunun altını çizen Paris, ‘yalnızca siyasi bir çözümün şiddete son verebileceğini ve bir iç savaşı önleyebileceğini’ vurguladı. Paris’in çağrısına Fransa’nın denizaşırı toprağından 20 kadar milletvekili de destek verdi.

Dört adanın yöneticileri, (hükümetin) sokağa çıkma yasağı, ev hapsi, arama kararlarının yanı sıra polis ve jandarmaya takviyede bulunulması gibi istisnai tedbirler getirerek verdiği karşılığın bir çözüm getirmeyeceğini, aksine baskıcı uygulamaların sadece şiddet döngüsünü besleyeceğini ve sakinliğin sağlanmasını engelleyeceğini vurguladılar.

Önceliklerden biri havaalanı yolunun açılması

Ancak Fransa'da solcuların ve Yeşillerin çağrısının ardından yapılan bu çağrı, derhal olağanüstü hal (OHAL) ilan eden, hassas bölgeleri korumak üzere orduyu ve özel çevik kuvvet güçlerinin da aralarında bulunduğu en az bin polis ve jandarmayı bölgeye gönderen hükümetin yaklaşımından ışık yılları kadar uzakta görünüyor.

xscdfvbg
Dün başkent Noumea'nın havaalanına giden ve stratejik öneme sahip olan yolu yeniden açmak isteyen zırhlı araçların havadan bir görüntüsü (Reuters)

İçişleri Bakanı Darmanin, cumartesiyi pazara bağlayan gece X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, güvenlik güçlerine ve Fransa’nın Yeni Kaledonya Cumhuriyeti Yüksek Komiseri Louis Le Franc’a ‘güvenlik önlemlerinin sıkılaştırılması talimatı verildiğini’ yazdı. Darmanin, başkent Noumea ile havaalanı arasındaki stratejik öneme sahip olan yolun açılması için çalıştıklarını vurguladı. Söz konusu yol, geçtiğimiz salı gününden bu yana çoğu yanmış arabalardan oluşan çok sayıda barikat tarafından kapatılmış durumda.

Aralarında Ulusal Jandarma Müdahale Biriminden (GIGN) yaklaşık 100 kişinin de bulunduğu 600'den fazla jandarmanın katıldığı ve 350 ek personelin destek verdiği büyük bir operasyonla havaalanı yolunun yeniden açılması için operasyonların önümüzdeki saatlerde yoğunlaşacağını belirten Fransız bakan, olaylar sırasında en az 200 kişinin tutuklandığını ve birçok marketin yeniden açıldığını aktardı.

Hükümet çevrelerine göre Paris’teki siyasi yetkililerin ve güvenlik teşkilatlarının temsilcilerinin, havaalanı yolunun yoldaki engellerin ve bariyerlerin derhal kaldırılarak hızla yeniden açılması ve güvenliğinin sağlanması, kapılarını yeniden açan gıda dükkanlarının ve eczanelerin önünde uzun kuyrukların oluştuğu takımadaların tamamına gıda ve ilaç tedarikini yeniden başlatılması ve takımadalar ile yurt dışı arasında sağlık taşımacılığının sağlanması olmak üzere başlıca üç hedefi var.

Paris müdahaleyi tercih etti

Öte yandan Yeni Kaledonya’nın komşuları ülkede kötüleşen durumdan giderek daha fazla endişe duymaya başladılar. Ülkenin yakın komşularından Yeni Zelanda'nın vatandaşlarını tahliye etmeye çalışması da bunun bir göstergesiydi. Yeni Zelanda, dün Fransa'dan vatandaşlarını tahliye etmek üzere uçak göndermek için izin istedi. Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters, uçakların ‘kalkışa hazır olduğunu ve bu uçuşların güvenli bir şekilde ne zaman yapılabileceğini görmek için Fransız yetkililerden izin beklediklerini’ açıkladı.

scdfvr
Güvenlik güçlerinin caddelerden kaldırmak için çalıştığı protestocular tarafından kurulan barikatlar ve engeller (AFP)

Şiddet olaylarının patlak vermesinden bu yana aralarında Avustralya'nın da bulunduğu Yeni Kaledonya’nın komşusu olan ülkeler Fransız hükümetini polis müdahalesine başvurmak yerine diyaloğa öncelik vermeye çağırdılar. Bu çerçevede Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kaledonyalıların haziran ayı sonlarına kadar bölgenin geleceği konusunda birbirleriyle ‘anlaşmalarını’, aksi takdirde Senato ve Temsilciler Meclisi'nin ortak bir toplantı yaparak iki meclis tarafından onaylanan yasa tasarısını birlikte oylayarak yürürlüğe girmesini talep edeceğini açıkladı.

Bölgenin geleceğiyle ilgili soru işaretleri

Ancak bugün Fransız hükümeti ve Yeni Kaledonya Cumhuriyeti Yüksek Komiserliği böyle bir adımı atmaya hazır görünmüyorlar. Zira 27 Avrupa ülkesinde yapılacak olan Avrupa seçimlerine üç haftadan az bir süre kala böyle bir adımın ülke içinde yaratacağı siyasi yankıları göz önünde bulundurmaları gerekiyor.

scdfvrbg
Başkent Noumea'nın Magenta semtinde 6 gece süren şiddet olaylarının ardından yiyecek stoklamak için sıra bekleyen insanlar (AFP)

Fransız hükümeti, isyancılara yumuşak davranması halinde zayıflık ve eylemsizlikle suçlanacağından ve özellikle de hem merkez hem de aşırı sağcı kanat tarafından güvenlik ve düzeni sağlayamamakla itham edileceğinden çekiniyor. Cumhurbaşkanı Macron, Paris'ten 17 bin kilometre uzaklıktaki Yeni Kaledonya'daki gelişmeler karşısında sert bir tutum sergileyen Başbakan Gabriel Attal'ı, 1990'lı yıllarda çatışmalar ve yarı iç savaşın damgasını vurduğu patlamaya hazır bir dosya olan Yeni Kaledonya krizini yönetmekle görevlendirdiği için eleştiriliyor.

Zira Attal'ın bu tür olaylarla ilgili herhangi bir deneyimi yok. Paris'teki siyasi kaynaklar, Fransa Başbakanı Attal’ın takımadaları hiç ziyaret etmediğini ve bu dosyada İçişleri Bakanı ile çalışmasının beklendiğini belirttiler.

Paris, Yeni Kaledonya'da Saha Eylem Koordinasyon Hücresi (CCAT) üyelerini Yüksek Komiser Le Franc’ın ‘isyan’ olarak nitelendirdiği bir ayaklanmaya öncülük etmekle suçluyor.

zxsd
Yolların kapanması nedeniyle tedarikler yapılamadığı Yeni Kaledonya’da bir marketteki boş raflar (AFP)

Noumea'dan gelen haberlere göre bölgedeki şiddet olayları son saatlerde azalsa da durum normale dönmüş değil. Kanakları temsil eden siyasi partiler itidal çağrısında bulunurken, CCAT sokaklara dökülmek ve şiddete başvurmak anlamına gelse bile değişim isteyen aşırı kanadı temsil ediyor. Paris, Azerbaycan'ı yangına körükle gitmekle suçlarken, bazı çevreler bölgedeki olaylarda Çin'in rolüne işaret ediyorlar.