Kanada ve Hindistan'ı karşı karşıya getiren örgüt: Halistan Kurtuluş Gücü

Hindistan'daki ayrılıkçı Sih örgütü Halistan Kurtuluş Gücü'nün (KLF) yöneticisi Hardeep Singh Nijjar'ın Kanada'da öldürülmesinin ardından Kanada ve Hindistan arasında çıkan anlaşmazlıkta gerilim yükseliyor

(AA)
(AA)
TT

Kanada ve Hindistan'ı karşı karşıya getiren örgüt: Halistan Kurtuluş Gücü

(AA)
(AA)

Uzun yıllardır Kanada vatandaşı olarak bu ülkede yaşayan fakat Hindistan tarafından "terörist" olarak nitelendirilen KLF yöneticisi Hardeep Singh Nijjar'ın 18 Haziran'da Kanada'da öldürülmesi, iki ülke arasında karşılıklı suçlamalara ve gerilime yol açtı.

Kanada, Nijjar'ın ölümünden Hindistan'ı sorumlu tutarken, iki ülke karşılıklı olarak bazı diplomatlarını sınır dışı etti.

Halistan Kurtuluş Gücü (KLF)

"Sih ülkesi" anlamına gelen Halistan fikrini benimseyen KLF, 1987'den bu yana Hindistan'da askeri ve diplomatik hedeflere saldırılar düzenliyor. Örgüt, Romanya'nın Yeni Delhi Maslahatgüzarı Liviu Radu'nun kaçırılması eylemiyle tanınıyor.

Hindistan, Pakistan destekli olduğunu ve Pakistan'dan silah yardımı aldığını iddia etse de örgütün İngiltere, İspanya ve Malezya'daki Sih diasporasından bağış topladığı biliniyor.

Örgüt, Hindistan'ın Pencap eyaleti dışında Pakistan'ın Pencap, Hayber Pahtunhva, Sindh, Belucistan ve Keşmir bölgelerinin tamamını veya bir kısmını Halistan olarak görüyor.

Hindistan ise KLF'yi "terör örgütü" olarak tanımlıyor.

Sihizm'in en önemli mabedi Altın Tapınak'a operasyon

Sihizm'in en önemli mabedi olarak bilinen Altın Tapınak, özellikle 1984'te Hint ordusunun düzenlediği operasyonlarla hafızalara kazındı.

O dönemde Halistan fikrini benimseyen ve Pencap eyaletinde özerklik isteyen ayrılıkçı Sihler, askeri ve diplomatik hedeflere saldırılar düzenledi, bunun üzerine 1980'lerde eyalette şiddet olayları yaşandı.

Dönemin Başbakanı Indira Gandi, "düzeni ve güvenliği sağlamak için Altın Tapınak'ta ayrılıkçı Sihlerin bulunduğu gerekçesiyle" Hindistan ordusunun, tapınağa Haziran 1984'te "askeri operasyon" düzenlemesine onay verdi.

Resmi raporlara göre, olayda aralarında ordu mensupları ve Sih liderlerinin bulunduğu yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Sih gruplar ise tapınakta binlerce kişinin öldüğünü öne sürüyor.

Operasyona onay veren dönemin başbakanı Gandi, 31 Ekim 1984'te Sih korumaları tarafından öldürüldü.

Gandi'nin ölümünün ardından ülkede Sih karşıtı protestolar arttı, Sihleri hedef alan şiddet olayları yaşandı.

Hindistan İçişleri Bakanlığı verilerine göre, şiddet olaylarında ülke genelinde 2 bin 732 kişi hayatını kaybetti.

Halistan Özgürlük Gücü (KLF) yöneticisi Nijjar, Kanada'da öldürüldü

KLF, Hardeep Singh Nijjar'ın Kanada'da öldürülmesiyle bir kez daha gündeme oturdu.

Nijjar'ın adı, Hindistan tarafından yakın zamanda yayımlanan 40 teröristin isminin geçtiği listede yer alıyordu.

Hindistan'ın arananlar listesinde yer alan KLF yöneticisi Nijjar, 18 Haziran'da Kanada'nın British Columbia eyaletinin Surrey kentinde uğradığı silahlı saldırıda öldü.

Hindistan Ulusal Soruşturma Ajansı'nın (NIA) 2022'de Pencap'ın Jalandhar şehrinde Hindu bir din adamını öldürmekten aradığı Nijjar, Hint devletine karşı KLF üyelerini eğitmek, finansal destek sağlamak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek ve komplo kurmak gibi suçlamalarla karşı karşıyaydı.

Nijjar, 2016'da Vancouver Sun gazetesine, "Hindistan'daki ayrılıkçı politikalara zamanı olmadığı, Kanadalı bir su tesisatçısı ve tamamen masum olduğu" açıklamasını yaptı.

Kanada, Nijjar'ın ölümünden Hindistan'ı sorumlu tuttu

Kanada'nın Nijjar'ın ölümünden Hindistan'ı sorumlu tutması, iki ülke arasında gerilime sebep oldu.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Nijjar'ın öldürülmesinin arkasında Yeni Delhi hükümetinin olduğuna ilişkin "güvenilir iddiaların" araştırıldığını söyledi.

Hindistan Dışişleri Bakanlığı ise Trudeau'nun açıklamalarını "saçma ve maksatlı" olarak nitelendirdi; Kanada hükümetini "kendi topraklarında faaliyet gösteren tüm Hindistan karşıtı unsurlara karşı hızlı ve etkili yasal adımlar atmaya" çağırdı.

Bu açıklamaların ardından iki ülke karşılıklı olarak, bazı diplomatlarını sınır dışı etti.

Yeni Delhi hükümeti ayrıca Kanada'daki "Hindistan karşıtı faaliyetler, nefret suçları ve şiddet olayları" gerekçesiyle Kanada'ya seyahat etmeyi planlayan ve bu ülkede bulunan vatandaşlarına "dikkatli olmaları" uyarısında bulundu.

Kanada vatandaşlarına verilen Hindistan vize hizmetleri askıya alındı.

Gerilim devam ederken, başka bir KLF üyesi daha öldürüldü

Nijjar'ın ölümü üzerine gerilim sürerken, Hindistan'ın yayımladığı teröristler listesinde yer alan ve 2017'de sahte belgelerle Hindistan'dan Kanada'ya kaçan KLF üyesi Sukhdool Singh, Kanada'da çeteler arasında çıkan çatışmada öldürüldü.

"Sukha Duneke" olarak da bilinen Singh hakkında Hindistan'da çeşitli suçlamalarla 7 dava bulunuyordu.

ABD, Avustralya, İngiltere ve Pakistan'dan iddialara tepki

ABD, Avustralya, İngiltere ve Pakistan'dan iki ülke arasındaki gerilime ilişkin yorumlar geldi.

Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong, durumun "derin endişe" uyandırdığını ifade ederken, İngiltere Başbakanlık Sözcüsü Max Blain, Trudeau'nun iddialarını "ciddi suçlamalar" olarak nitelendirdi, Kanadalı yetkililerin soruşturmayı sürdürmesi gerektiğini söyledi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Adrienne Watson, ABD'nin iddialardan "derin endişe" duyduğunu, soruşturmanın ilerlemesi ve faillerin adalete teslim edilmesinin "kritik önem taşıdığını" vurguladı.

Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sekreteri Syrus Sajjad Kazi de Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu kapsamında New York'ta konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.

Kazi, "Biz (Hindistan) doğumuzdaki komşumuzun doğasının farkındayız ve onların kabiliyetlerini biliyoruz. Bu sebeple (Kanada'nın Nijjar'ın öldürülmesiyle ilgili iddiaları) bizim için bir sürpriz değil." dedi.

Sihizm nedir?

Dünyada 23 milyondan fazla mensubu bulunan Sihizm'in kurucusu Guru Nanak olarak kabul ediliyor.

Sih, Sanskritçe "öğrenci" anlamına geliyor ve bütün Sihler, Hindistan'ın Pencap bölgesinde 1496-1539 yıllarında yaşamış Guru Nanak'ın doğruluk, temizlik, merhamet ve fedakarlık gibi öğütlerini rehber ediniyor.

"Guru Nanak'ın öğrencisi" olduklarına inanan Sihlerin Guru Granth Sahib isimli kutsal kitabı 1430 sayfadan oluşuyor.

Tek tanrıya inanan Sihlerin 20 milyonunun Hindistan'da bulunduğu ifade ediliyor. En önemli merkezleri Hindistan'ın batısındaki Amritsar kenti olarak görülürken, Sihizm'in bu şehirde "Altın Tapınak" mabedi bulunuyor.



Witkoff: Ukrayna ile yapılan görüşmelerde “önemli ilerleme” kaydedildi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)
TT

Witkoff: Ukrayna ile yapılan görüşmelerde “önemli ilerleme” kaydedildi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Berlin'deki görüşmeleri öncesinde Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile tokalaşıyor (Almanya Federal Hükümeti Enformasyon Bürosu/Guido Bergmann)

ABD Başkanı Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff dün, Rusya ile savaşa diplomatik bir çözüm bulmak amacıyla Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile Berlin'de yapılan görüşmelerde ‘önemli ilerleme’ kaydedildiğini açıkladı.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Trump’ın Özel Temsilcisi Witkoff ve damadı Jared Kushner arasındaki görüşme beş saatten fazla sürdü. Witkoff’un sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamaya göre görüşmede, 20 maddelik barış planı, ekonomik programlar ve diğer konular hakkında derinlemesine tartışmalar yapıldı. Witkoff, bu sabah başka bir toplantı daha yapılacağını da sözlerine ekledi.

ABD’nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için öne sürdüğü öneriyle yürütülen Ukrayna-Rusya müzakerelerini yöneten Witkoff'un Berlin’e gönderilme kararı, Washington'ın savaşı sona erdirme planının şartları konusunda Kiev ile kalan anlaşmazlıkları çözme konusundaki aciliyetinin arttığını gösteriyor. Ukrayna ve Rusya arasındaki saldırılar devam ederken ve kayıplar artarken, ABD Başkanı Trump, 2022 şubatında Rusya'nın Ukrayna'ya karşı açtığı ve yüz binlerce kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olan savaşı çözme planıyla ilgili görüşmelerde ilerleme sağlanamaması nedeniyle hayal kırıklığına uğradığını açıkça dile getirdi.

Zelenskiy daha önce Washington'ın, Ukrayna'nın doğusundaki Donetsk bölgesinin kontrol ettiği kısmından Ukrayna ordusunun çekilmesini talep ettiğini açıklamıştı. Bu bölgenin silahtan arındırılmış bir ‘serbest ekonomik bölge’ haline getirilmesi planlanıyor. Ancak Washington, Ukrayna topraklarını işgal eden Rusya ordusundan aynı talepte bulunmuyor.

Öte yandan Trump'ın planı, Rusya ordusunun Sumi, Harkiv ve Dnipropetrovsk bölgelerinde (kuzey ve kuzeydoğu) ele geçirdiği küçük alanlardan çekilmesini, ancak Herson ve Zaporijya'da (güney) kontrol ettiği daha geniş toprakları elinde tutmasını öngörüyor.


Güney Kore polisi Birleşme Kilisesi'nin ofislerine baskın düzenledi

Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
TT

Güney Kore polisi Birleşme Kilisesi'nin ofislerine baskın düzenledi

Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)
Güney Kore'deki Birleşme Kilisesi genel merkezinin girişi (EPA)

Güney Kore polisi bugün, başkent Seul ve çevresindeki Birleşme Kilisesi'nin ofislerine ve tesislerine baskın düzenlediğini açıkladı. Baskın düzenlenen yerler arasında başkentin kuzeydoğusunda bulunan ve uluslararası genel merkez olarak kullanılan lüks bir saray da yer aldı. Polis, aramanın kiliseye ait on farklı yerde yapıldığını duyurdu.

Yonhap Haber Ajansı, aramanın bazı mevcut ve eski hükümet yetkilileri ile milletvekillerinin kiliseden rüşvet aldıkları iddialarıyla ilgili olduğunu bildirdi. Olayda adı geçenler arasında kilise lideri Hak Ja Han da yer alıyor.

Denizcilik ve Balıkçılık Bakanı Chung Jae-soo, geçtiğimiz hafta yanlış olduğunu söylediği iddiaları çürütmeye odaklanmak ve davanın Cumhurbaşkanı Lee Jae Myung’un hükümetinin çalışmalarını etkilemesini önlemek istediğini belirterek istifa etmişti.

sdfrgt
Birleşme Kilisesi'nin lideri Hak Ja Han, Seul'deki özel savcıların talebi üzerine hakkında çıkarılan tutuklama emrinin yeniden değerlendirilmesi için mahkemeye geldi (Arşiv - Reuters)

Kilise tarafından geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada, tek bir eski kilise yetkilisinin karıştığı iddia edilen ve ‘aşırılıklar’ olarak nitelendirilen olaylarla Kilise’nin hiçbir ilgisi olmadığı belirtildi.

Birleşme Kilisesi lideri Hak Ja Han, avantajlı iş olanakları karşılığında eski First Lady Kim Keon-hee'ye rüşvet teklif ettiği iddiasıyla yargılanıyor. Ancak Kilise lideri bu iddiaları reddediyor.


Avustralya Başbakanı’dan, Sidney saldırısı sonrası ‘antisemitizmi’ ortadan kaldırma sözü

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
TT

Avustralya Başbakanı’dan, Sidney saldırısı sonrası ‘antisemitizmi’ ortadan kaldırma sözü

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese saldırının gerçekleştiği yeri ziyaret etti (EPA)

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese bugün yaptığı açıklamada, Bondi Plajı'na düzenlenen terör saldırısını kınadı, bunu “saf kötülük eylemi” olarak nitelendirdi. Öte yandan Avustralya polisi, dün meydana gelen silahlı saldırıda en az 16 kişinin öldüğünü teyit etti.

efrty
Avustralya Başbakanı Albanese düzenlediği basın toplantısında (EPA)

Başbakan Albanese düzenlediği basın toplantısında, ‘bugünün Bondi'de neşeli bir kutlama olması gerektiğini, ancak yaşananlarla bu kutlamanın sonsuza kadar lekelendiğini’ söyledi.

Albanese, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dün gördüğümüz şey, saf kötülük, antisemitizm ve Avustralya'nın simgesel bir yerinde, bizim kıyılarımızda işlenen bir terör eylemiydi.”

Avustralya'nın ‘antisemitizmi ortadan kaldırmak için ne gerekiyorsa yapacağını’ vurgulayan Başbakan Albanese, “Avustralya asla bölünmeye, şiddete veya nefrete boyun eğmeyecek ve bunu birlikte aşacağız. Onların bizi bir ulus olarak bölmelerine izin vermeyeceğiz. Buna yanıt vermek için gerekli her türlü kaynağı seferber edeceğiz. Dün, ülkemizin tarihinde gerçekten karanlık bir gündü. Ancak bir ulus olarak, bunu yapan korkaklardan daha güçlüyüz” ifadelerini kullandı.

dfgt
Sidney'deki silahlı saldırı olay yerinde polis (AP)

Öte yandan Avustralya polisi dün akşam Sidney'de Yahudi bayramı Hanuka kutlamaları sırasında 16 kişiyi öldüren iki silahlı saldırganın 50 yaşındaki bir adam ve 24 yaşındaki oğlu olduğunu açıkladı.

Yeni Güney Galler Polis Komiseri Mal Lanyon, gazetecilere yaptığı açıklamada baba saldırganın öldürüldüğünü, oğul saldırganın ise şu anda hastanede tedavi gördüğünü söyledi. Lanyon, “Başka saldırganlar aradığımızı söyleyemem” diye ekledi.

Saldırı, yaklaşık 2 bin Yahudi’nin Sidney'deki Bondi Plajı'nda Hanuka kutlamalarına katıldığı sırada gerçekleşti.

Görgü tanıkları, kimliği belirsiz bir kişinin kutlama alanının yakınlarındaki bir arabadan inip ateş açtığını bildirdi.

Raporlara göre ateş yakınlardaki bir köprüden açıldı.

Olay yerinden çekilen görüntülerde, uzun namlulu silahlara sahip saldırganlar kutlama yerine doğru ilerlerken panik içindeki kalabalığın her yöne kaçıştığı görüldü.

Videolarda, kaosun ortasında çimlere uzanmış insanlar görülüyor. Kutlamaya katılan bir Yahudi, olayı kendileri için bir ‘felaket’ olarak nitelendirdi.

Saldırıdan birkaç saat sonra konuşan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese'ye bir mektup göndererek Canberra'yı ‘antisemitizmi körüklemekle’ suçladığını söyledi.

Diğer bir deyişle Netanyahu, Albanese'nin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının ‘sokaklarınızda yıkıma yol açan Yahudilere karşı nefreti teşvik ettiğini’ söyledi. İsrail Başbakanı, “Antisemitizm, liderler sessiz kaldıkça yayılan bir kanserdir. Zayıflığı eylemle değiştirmelisiniz” diye ekledi.

Saldırının ‘korkunç’ olduğunu söyleyen Netanyahu, “Soğukkanlı bir cinayet. Ne yazık ki, kurbanların sayısı her dakika artıyor. En büyük kötülüğü gördük” dedi. Yoldan geçerken saldırganlardan birinin silahını elinden alan ve Yahudi olduğunu söylediği bir kişiye atıfla “Aynı zamanda en büyük Yahudi kahramanlığını da gördük” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Küresel anti-Semitizmle mücadele ediyoruz ve bununla savaşmanın tek yolu onu kınamak ve mücadele etmek, başka yolu yok. İsrail'de yaptığımız da bu. İsrail ordusu ve güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu yapmaya devam edecek.”

Avustralya hükümetini üstü kapalı eleştiren Netanyahu, “Olayı kınamayan, aksine teşvik edenleri kınamaya devam edeceğiz. Onlardan özgür ulusların liderlerinden bekleneni yapmalarını talep etmeye devam edeceğiz. Pes etmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.