Eğer bu bir rüya olsaydı inanılmazdı. Kapitalizmin başkenti Washington'daki ve Beyaz Saray'ın önündeki göstericiler üzerinde Kübalı devrimci Che Guevara'nın resminin bulunduğu tişörtler giyiyor ve sözlerini slogan olarak yükseltiyorlar. Fidel Castro yaşıyor olsaydı eğer bu manzara tüm mücadelesi açısından kendisine yeterli olurdu.
Aşırı sol nasıl oldu da bir anda ABD’de ortaya çıktı?
ABD’deki solu bilmiyorduk. Şahinler en sağı temsil ediyordu, güvercinler de merkezi. ABD, solun siyasi denklemde açık bir ağırlığının olduğu İngiltere, Fransa veya İspanya değildir. Merkezi tüm medya, ekonomik ve politik araçlarıyla sol tarafa doğru yöneliyor. Bunu bugün Trump yönetimine muhalif olan kesimde görüyoruz. Korona salgını, 20 milyon kişinin işsiz kalması ve Trump'ın bazı ilaçları pazarlamaya yönelik çabalarına rağmen aşı ve tedavi konusunda yaşanan hayal kırıklığı gibi etkenlerden dolayı ortaya çıkan baskının patlaması için bir kıvılcım gerekiyordu. Gösterilerin fitilini ateşleyen kıvılcım siyahi George Floyd'un beyaz bir polis tarafından öldürülmesi oldu.
Trump yönetimi bu çirkin suçu kınadı ve soruşturma açıldı. Ancak bu önemli değil. Çünkü hız kazanan işsizlik, salgın ve her gün artan ölümler bugün ABD sokaklarında gördüklerimizin yaşanması için yeterli faktörlerdir.
Barack Obama'nın yönetiminden bu yana merkez, sol eğilimlidir. Aslında Obama, ABD’nin siyasetteki ve ekonomideki tehlikeli değişimden sorumludur. Bölge ülkelerde yalan sloganlarla devrimci çetelerin eylemlerini finanse eden İranlılara arka çıkması, başta Mısır olmak üzere Arap bölgesinde gerçekleşen devrimlere verdiği politik destek, Müslüman Kardeşler’le olan ilişkisi ve Yemen’deki meşru hükümeti desteklemekteki isteksizliği ılımlı değil solcu radikal düşünce temelinde seyreden politikalardır.
Barack Obama, ABD medyasında açık bir şekilde görülen bu dönüşüm için zemin hazırladı. Trump yönetimi, salgının başladığı ve vaka sayısının beklenmedik bir şekilde arttığı bir zamanda kısıtlamaların hafifletilmesi konusunda Demokratların hâkim olduğu eyaletlerde muhalefetle karşı karşıya kaldı. Fakat son üç yıl içerisinde muazzam ekonomik başarılar elde ettikten sonra kötü şans tüneline giren Trump ‘ekonomiyi açma ve sosyal mesafeyi koruma arasında bir çözüm bulma çabalarında’ başarısız olmasını isteyen Demokratlarla yüzleşemedi. Ancak bugün onların Floyd’un öldürülmesini protesto etmeleri için insanları evlerinden çıkardıklarını görüyoruz. Kim bu göstericiler?
Hiç şüphe yok ki Floyd'un trajik bir şekilde öldürülmesi tüm dünyanın öfkesini üzerine çekti. Fakat bunun için sokaklara dökülen tüm insanların niyetlerinin masum olduğunu söylemek güç. Demokratlar, salgın dolayısıyla yaşanan kötü bir zamanda yoksullar da dahil olmak üzere herkesi şiddetle gösterilere davet ediyor. Bu sebeple ortaya çıkan yağmalama, hırsızlık ve vandalizm beklenen durumlardı. Siyahi bir kadın sokakları yakıp yıkan göstericilere “Neden beni besleyen bu bakkala saldırıyorsunuz? Benim de siyah olduğumu görmüyor musunuz?” dedi. Bu, mevcut sahneyi yöneten etkenin ırkçılık bahanesinden ibaret olmadığı anlamına geliyor.
Amerikan İç Savaşı'nda protestocular, ilk olarak ırkçılıktan mustarip güney eyaletleri başta olmak üzere ordu generallerinin anıtlarını yıktılar. Demokratlardan olan eyalet valileri hızlı bir şekilde askeri figürleri temsil eden anıtları kaldırmak için harekete geçtiler. Virginia Valisi, bu anıtların varlığını hata olduğunu söyledi. Bu çatışmaların kötü yanı sadece gördüklerimizden ibaret değil. Çünkü bütün bunlar, ülke toplumu içerisindeki iç kutuplaşmaları da derinleştiriyor.
Irk ayrımcılığı dönemini hatırlatan bu anıtların kaldırılması, ırkçılığın sona erdiği anlamına gelmiyor. Belki de Obama’nın kendi döneminde Afro-Amerikan topluluğu için acı olan bir tarihi dönemi hatırlatan heykelleri kaldırmak için barışçıl bir girişimde bulunması gerekiyordu. Fakat aşırılık yanlısı beyaz bir adamın Güney Carolina'daki bir kilisenin içindeki dokuz siyah insanı öldürmesinden sonra bile yapmadı.
Demokratlar, Che Guevara gömleğini giymeyi kabul ederek kendilerine zarar verdiler. Çünkü böylece dünyanın en büyük ekonomisinin ve en güçlü siyasi rejiminin üzerine inşa edildiği ve babaları tarafından atılan temelleri yıktılar. Irkçılık şüphesiz bir hastalıktır. Ancak bunu politik bir kazanç için kullanmak, bir virüs üretip bununla düşmanlarını öldürmek gibidir.
Aşı olsun veya olmasın bir şekilde korona krizi geçecek. Zira bugün her ülke sağlık sisteminin kapasitesini ve ekonomik sınırını biliyor. Fakat siyasi kazanımları için eski yaralara tuz serpenler ve trajediyi derinleştirenler unutulmayacaklar.
TT
‘Guevara’ Beyaz Saray'ın önünde
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة