Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Göstericileri mutlu etmek için neden tarihi ipe çekiyoruz?

Dünya genelindeki siyahi insanların yaşamlarını destekleyen gösteri dalgalarını takip ederek dünyanın bedeninin hummaya tutulmasına neden olan histeri, (bu arada tüm insan yaşamları tüm renklerde önemlidir) yakın ve uzak tarihi değiştirmeye kadar vardı. Yalnızca değiştirmekle kalmadı bilakis vesayet  altına alarak bunu küresel kaosa çevirdi.
Şüphesiz bazıları gerçekten yüce insani değerler uğruna bunu yaptı ancak büyük bir kesim bu dünyada var olan bütün her şeye karşı derin bir yıkım arzusuyla bunu küresel kaosa çevirdi.
ABD ulusunun ‘sembol isimlerinin’ heykellerini hedef alan saldırılar, bu gergin kitlelerin çoğunluğunu yönlendiren niyetleri ortaya koyuyor.
Bunların arkasında da egemen dünya görüşüne darbe vuracak bir felsefe oluşturma fikri yatıyor.
Bu radikal vesayetin, drama alanındaki sonuçlarından biri de bu alandaki dev bir şirketin tüm zamanların ‘en önemli’ ABD yapımı ve Mısır sineması klasiklerinin bir ikonu olan bir filmi yayından kaldırma cesaretini göstermesi oldu.
Bu, 10 dalda Oscar Ödülü kazanan ve döneminin en yüksek mali gelirinin elde edildiği, şimdilerde ise düşüşte olan ‘Rüzgar Gibi Geçti’ filminden başkası değildi.
Evet, HBO Max platformu, yapılan çağrılara yanıt olarak ‘Rüzgar Gibi Geçti’ filmini yayından kaldırdı. Şirket filmin 1939 yapımı olduğunu açıkladı. Ayrıca şu ifadeleri kullandı: “Dönemine uygun bir işti. Ancak ırkçı bir şekilde tasvir edilen meseleleri netleştirmeden ve kınamadan filmin gösterime devam edilmesi sorumsuzluk olacaktır.”
Yapım ve gösterim devi HBO Max’ın açıklamasının devamında, “Ancak film, ilk çekildiği dönemki formuyla yeniden gösteriye dönecek, çünkü bunu önlemek tarihi reddetmek anlamına gelecektir” ifadelerine yer verildi.
Bu ‘vesayet altına alan’ müdahaleci yaklaşım, bu şirkete özgü değildir. Disney+ da aynı yolu izleyerek aboneleri için bazı filmlerine ‘zamanı geçmiş olgular içerebilir’ açıklaması ekledi. Bu ham vesayet, geçmiş üzerine tasarlanmıştır. Bugünün dar elbisesi içerisinde sıkıştığı ve günümüzün coşkulu siyasi talepleri içinde tükendiği için yükleniliyor. Geçmiş, tüm değerleri, iklimi, iyiliği, çirkinliği ve standartları ile geçmiştir.
Neden geçmişi şimdiki zamanın aynasına uyacak ya da bugünün geniş çaplı bir solcu, anarşist aydın ve kurum ağı tarafından korumanın sansasyonel bir parçası olacak şekilde kendini yeniden düzenlemesi için boyun eğdirip adapte etmemiz gerektiğini anlamıyorum. 
Bu durumda, Roma tarihini hafızalardan silip tüm toprakları işgal edip köleleştirilen ve hakaret eden Roma imparatorlarının heykellerini yıkmalı mıyız?
Günümüzün dönem ve kültürlerinin, ne bugünkü protestocuların standartları ne ‘Hollywood’ aktivistleri ne de ‘Netflix, HBO Max, Disney, Apple, Google, Twitter ve Facebook’ standartlarıyla hiçbir ilgisi yok.
Roma dönemini örnek verdim çünkü tarihi ve medeni Batılı bilinç bu dönemde kuruldu. Çünkü bu kitlelerdeki bazı ikiyüzlü politikacıların, kendilerine öfkeli olanları memnun etmek için Roma tarihini ve tüm Avrupa'daki heykellerini yok etmeleri gerekiyor.
Bu noktada -ne kadar hoşlanmasanız da- bu histerik dalgayı cesaretle karşıladığı ve bununla yüz yüze mücadele etme kararı almasından dolayı ABD Başkanı Donald Trump’a övgüde bulunulmalı.
Çünkü öfkeli kalabalığa ayak uydurmak, tarihin, şimdinin ve geleceğin imhası anlamına gelir.