Fuad Matar
Lübnanlı gazeteci, araştırmacı yazar.
TT

Karşılık beklemeden çok şey vermek ve karşılığında ondan çok bedel ödemek

Halkaları gittikçe artan normalleşme zamanında, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas zorunlu bir girişimde bulundu. Bu girişim, baş arkadaşı İsmail Heniyye’nin yanı sıra 14 Filistinli hareket, parti ve örgüte, bu kötücül salgının dayattığı yeni formatı tartışmak için düzenlenecek istişare toplantısına katılmaları çağrısı şeklinde cisim buldu. Oysa saydığımız gibi hareket, parti ve örgüt gibi farklı adlara sahip bu Filistinli gruplar, Fetih Hareketi’nin altmışlı yılların ortasında tesis edilmesinden bu yana, Filistinlilerin elini güçlendirecek tek bir oluşumun etrafında bir araya gelmek ve uzlaşmak yerine hala birbirleriyle çekişiyorlar.
Heniyye’nin bu daveti kabul etmesinin açıklanan nedeni, uluslararası- Körfez- İsrail düzeyinde görülen aktivizme ayak uydurabilecek ortak bir Filistin vizyonu belirleme girişimiydi. Toplantının amacı, 14 Filistinli grubun bir araya gelerek durumu tartışması ve söz konusu aktivizme maksimum düzeyde uygun bir vizyon belirlemesiydi.
Ancak Hamas’ın bu daveti kabul etmesinin asıl nedeni, en güçlü adamı şahsında Gazze dışında da popüler olduğunu kanıtlama isteğiydi. Bu nedenle Heniyye, toplantının Filistin toprakları içinde değil de dışında yapılmasını tercih etti. Yeni video konferans görüşme yönteminin Filistinlilerin yeni istişare yöntemi olması gerektiğine karar verdi. Bunun üzerine Devlet Başkanı Abbas ve beraberindekiler Ramallah’taki Filistin başkanlık konutunda, diğer gruplar ise Filistin’in Beyrut Büyükelçiliği’nde toplanarak video konferans aracılığıyla istişarelerde bulundular.
Toplantı için Beyrut’un seçilmesi bir tesadüf değildi. Bu, önceden tasarlanmıştı. Bu sayede Heniyye, Lübnan’daki Filistin kamplarında Hamas liderleri ve taraftarlarıyla bir araya geldi. Lübnanlı müttefiki Hizbullah ile görüştü ve Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ile görüş alışverişinde bulundu. Yine Beyrut’ta Lübnan Müftüsü Şeyh Abdullatif Deryan gibi Allah’tan Hamas Hareketi’ne yol göstermesini ve onu sükunete kavuşturmasını dileyenleri ziyaret etti. Lübnanlı üst düzey yöneticilerle görüştü. Bu görüşmelerle Heniyye ve Hamas, ABD’nin kendisini de Hizbullah gibi terör sisteminin bir parçası olarak tasnif eden politikasını delmiş oldu. Beyrut’ta Heniyye, ancak ince ince düşünüldükten sonra mümkün olabilecek açıklamalarda bulundu. Aynı İran’ı ziyaret ettiğinde, Dini Lider Hamaney ile yaptığı görüşme içeride, uluslararası ve Körfez ülkeleri düzeyinde propaganda için kullanıldığından yapacağı açıklamaların özenle hazırlanması gibi. Türkiye’ye yaptığı, iyi ve kötü her şeyde uzlaşı içinde olduklarını kanıtlamak için Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İsmail Heniyye gibi büyük bir sevinç içinde gibi görünmeye önem verdiği ziyaretler için de aynısı geçerli. Nitekim ikisine ait en yeni fotoğraftaki gülümsemeler, Filistin’in pozisyonunu güçlendirmek hedefinden ziyade Erdoğan’ın liderliğinin çıkarlarına hizmet eden niyetleri gizliyordu.
İlginçtir ki, Lübnanlı müttefiki Heniyye’nin ziyaretinin propagandasını kendisinden daha çok yaptı. Heniyye’nin Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Temsilciler Meclisi Başkanı sıfatıyla değil Emel Hareketi’nin lideri olarak Nebih Berri, başarısız üçüncü hükümetin başbakanı değil de Hizbullah’ın müttefiki sıfatıyla istifa etmiş hükümetin Başbakanı Hassan Diyab ile görüşmelerini incelediğimizde, bu ziyaretlerin ABD yönetimine gönderilmiş bir mesaj olduğu sonucuna ulaşıyoruz. Heniyye kendisi ile görüşme talebinde bulunduğunda Cumhurbaşkanı Avn’ın bunu kabul etmemesinin tek nedeni ise, ABD yaptırım listesinde yer alma korkusuydu. Zira bu liste, ikisi de Hizbullah’ın yörüngesinde dönen Temsilciler Meclisi Başkanı ile bir sonraki cumhurbaşkanı seçilmeyi umut eden şahsı temsil eden isimlerin yanı sıra daha açıklanmamış isimleri de içeriyor. Heniyye’nin ziyareti Cumhurbaşkanı ile görüşmeyi de kapsasaydı diğer dini grupların liderlerini de ziyaret etmek, Maruni Patriği er-Rai ile görüştüğünde de tarafsızlık hakkındaki sözlerini dinlemek zorunda kalacaktı. Patrik Rai’nin tarafsızlık çağrısı, yılların birikimleriyle ilgili tartışmaları da başlatmıştı. Bunların kaynağı ise, Filistinlilerin Lübnan’daki silahlı varlıkları ve Fetih Hareketi’nin ikinci lideri Salah Halaf’ın “Filistin’in kurtuluşu Cünye’den geçiyor” gibi keşke söylenmemiş olsaydı dediğimiz sözlerdi. Bugün de İsmail Heniyye, malum Lübnanlı dini grubun kendisini büyük bir memnuniyetle karşılamasından ve Ayn el-Halva Filistin kampında Filistinlilerin kendisini omuzlarda dolaştırmasından mutluluğa kapılarak şu talihsiz açıklamayı yaptı, “Hamas, cephanesini geliştirdi. Şimdi menzili Tel Aviv’e ve onun da ötesine geçen füzeleri var”. Bu tehdidine bir de yeni dönemi özetleyen ve Hamas’ın bağlı olduğu “hayırları ve kesinlikleri” de ekledi: İsrail’i kesinlikle tanımayacağız. Sabitelerimizden ve haklarımızdan kesinlikle vazgeçmeyeceğiz. Koşullar ne olursa olsun taviz vermeye, vazgeçmeye ve geri adım atmaya hayır.
Hizbullah’ın Hamas Hareketi Lideri İsmail Heniyye’yi ağırlaması, geçmişte kalan bir zamana duyulan özlem duyguları ile Hizbullah’ın ülkede sahip olduğu güce yönelik bir sınamanın karışımıydı. Nitekim Heniyye havaalanında, İran rejimi dolayısıyla Hizbullah’ın bakış açısıyla Filistin’in devlet başkanıymış gibi karşılandığında, Filistin kampında kendisine düzenlenen coşkulu karşılamada bunu gözlemledi. Burada, artık bir kampa dönüşmek üzere olan bir ülkede yaşayan Lübnanlıların bütün hassasiyetlerini ve koşullarını bir yana bırakarak Hamas Hareketi destekçileri tarafından omuzlara alındığında bunu gördü. Lübnanlıların Filistinli kardeşlerine karşı geride kalmış samimiyet ve dayanışma duygularını da bitirdiği söylenen konuşmasında buna temas etti. Lübnanlılar, Filistinli ziyaretçinin ülkelerinin Ürdün’deki Kara Eylül’ü hatırlatan bir eylül yaşadığını düşündükleri bir zamanda gerçekleşen ziyaretinin amacının, yalnızca toplantıya katılmak değil kendilerini provoke etmek için de olduğuna inanıyorlar. Sağduyusunu kaybettiği bir anda, Lübnanlıların Filistin davasına verdikleri her türlü desteği unutarak söylememesi gereken şeyler söylediğini düşünüyorlar. Böyle düşünmelerinin nedeni, Heniyye’nin kasıtlı ya da Lübnan’daki mevcut durumu görmesini engelleyen “Hamas” sisi nedeniyle olsun, yediği kaba tüküren biri gibi Lübnanlıların tüm fedakarlıklarını hiçe sayan açıklamalarıydı. Oysa, Merc Zuhur bölgesindeki kampta yaşadığı zamanlarda belki de Lübnanlıların bu samimiyetine ve karşılıksız desteklerine bizzat şahit olmuştu. İşte, Lübnan’a düzenlediği meydan okuyan ziyaretinde, hissetmiş olabileceğini söylediğimiz özlemle bunu kastediyorduk. Heniyye, Lübnan’ın eskisi gibi olmadığını unutuyor. İçindekileri açıklamayıp gizleyen taraf dahil Lübnan halkının temel davasının artık Filistin değil de Patrik Rai’nin çağrıda bulunduğu şey yani ülkelerinin tarafsızlığı olduğu aklından çıkmış görünüyor. Kaldı ki Patrik, ülkenin içinde bulunduğu trajik duruma rağmen, bu sorun için adil bir çözüm bulamayanlara bir hatırlatma olması umuduyla vizyonunun maddeleri arasına Filistin davasını da  eklemeyi unutmamıştı.
İsmail Heniyye’den tek isteğimiz; Filistin davasına hiçbir karşılık beklemeden çok şey veren ve bunun karşılığında büyük bedeller ödeyen Lübnan’a az da olsa merhamet etmesidir.