Çin'e bağlı İç Moğolistan kripto para madenciliği için neden önemli?

Fotoğraf: Giulia Marchi/The New York Times
Fotoğraf: Giulia Marchi/The New York Times
TT

Çin'e bağlı İç Moğolistan kripto para madenciliği için neden önemli?

Fotoğraf: Giulia Marchi/The New York Times
Fotoğraf: Giulia Marchi/The New York Times

Yaklaşık 10 gün önce elinde bir adet Bitcoin tutan birinin yaklaşık 57 bin 500 doları vardı.
Bu değer hafta sonu 33 bin dolara kadar indi. 
Dünyanın en zengin ikinci kişisi Elon Musk'ın açıklamaları ile başlayan bu süreç, Çin'in aldığı yasak kararıyla 19 Mayıs'ta "Kara Çarşamba"ya dönüştü. 
Sadece bir günde tüm kripto para piyasasında kayıp yaklaşık 1 trilyon dolara ulaştı ve Mart 2020'den bu yana görülen en büyük günlük kayıp olarak kayda geçti. 
Sene başından bu yana, yine Musk'ın açıklamaları sayesinde tarihi zirvesini gören Bitcoin, bir günde değerinin yaklaşık üçte birini kaybetti. Toplam kayıp 70 milyar dolara yaklaştı. 
Bitcoin'den sonra piyasanın en büyüklerinden Ethereum ise çarşamba günü yüzde 30'a yakın geriledi. 

Fotoğraf: Reuters
Çin'in yeni yasakları 
Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi Tesla'nın CEO'su Elon Musk, 13 Mayıs'ta yaptığı açıklamada şirketinin Bitcoin ile ödeme alma planının askıya alındığını duyurmuş, gerekçe olarak Bitcoin madenciliği için kullanılan fosil yakıtlar ve harcanan devasa enerji gösterilmişti.
Musk'ın açıklamalarının ardından pek çok kripto paraya günde yüzde 50'ye yakın kayıp yaşatan Çin kararı geldi. 
Türkiye gündemine 19 Mayıs Çarşamba erken saatlerde düşen karara göre finans kuruluşları ile ödeme aracı olarak faaliyet gösteren kuruluşların kripto paralar ile işlem yapması yasaklandı. 
Gerekçe olarak ise piyasanın volatilitesinin yüksekliği gösterildi. Çin'in yerli parası yuan ya da yabancı para birimlerinin dijital paralarla değiş-tokuşu da yasak kapsamında. 

"Çin Merkez Bankası'nın yasakları alışılagelmiş bir durum"
New York Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve "Dijital Savaş" (The Digital War) kitabının yazarı Profesör Winston Ma, Reuters'a yaptığı açıklamada yeni kararların, kripto bağlantılı transferleri Çin'in finansal sisteminden tamamen çıkarılması için alındığını söyledi.

Fotoğraf: Hardwaretimes
Hong Kong Bitcoin Vakfı'nda yapılan açıklamada ise Bitcoin'in 2013 ve 2017'deki fiyat yükselişleri hatırlatıldı ve şu tweet atıldı: 
"Bitcoin'e yeni başlayanlar için söyleyelim: Çin Merkez Bankası'nın, Bitcoin'i boğa döngüsüne girdiğinde en az bir kez yasaklaması alışılagelmiş bir durum."

Yasaklar 2017'de başladı
Bitcoin'in ilk kez piyasaya sürüldüğü 2009'dan 2016'ya kadar kriptopiyasalara herhangi bir müdahalede bulunmayan Çin, Eylül 2017'de ICO'lara (Initial Coin Offerings), yani yeni üretilecek bir kripto varlığın fonlanması için Bitcoin, Ethereum gibi popüler kripto paralar karşılığında halka arz edilmesi işlemlerine yasak getirdi. 
2013'te Bitcoin'i sanal bir varlık olarak kabul eden, bireylerin online ticarete katılmalarına izin veren Çin, ICO yasakları kapsamında kripto ticaret platformlarının milli para - kripto para dönüşümü yapmasını engellemişti. Bu engellemeyle mali kurumlar, hesap açma, kayıt, ticaret, takas ve ödeme hizmetleri vermekten alıkonuldu. 
Bankalar ve ödeme firmalarının da Bitcoin bağlantılı hizmet vermesi yasaklanınca pek çok kripto borsası kapanmış ya da ülke dışına taşınmıştı. 
Blockchain güvenlik şirketi PeckShield'ın hazırladığı kara para aklama önleme raporuna göre Çin kripto borsalarından ülke dışına çıkan dijital varlık miktarı 17,5 milyar dolar değerinde. Bu, bir önceki seneden yüzde 53 daha fazla. 

Çin Merkez Bankası yedi yıldır dijital para üzerinde çalışıyor
Çin'in bu yasak kararları için öne sürdüğü üç neden var. Bunlardan ilki kripto paraların manipülasyona açık, yüksek riskli bir yatırım aracı olarak görülmesi. 
İkincisi ise pek çok yeni kripto para projesinin "dolandırıcılık" riski taşıdığı. Üçüncüsü ise ülke yönetiminin kendi ulusal dijital para konusundaki çalışmaları. 
Yani Çin, bir yandan blockchain teknolojilerini desteklerden diğer yandan bu teknolojileri kontrol altında tutmaya devam etmek istiyor. O nedenle blockchain teknolojilerinin geliştirilmesi için Alibaba gibi bazı birkaç kuruma izin veriliyor. 
Bunun yanı sıra Çin Merkez Bankası, 2014'ten bu yana yuanın karşılığı olacak dijital parayı geliştirmek için bir proje yürütüyor. 

Tüm Bitcoin madenciliğinin yüzde 60 ila 70'i Çin'den
Çin hükümeti, son hamlesinde ise hem yasakların kapsamını genişletti hem de Bitcoin madencilerine faaliyetlerini durdurmaları için yaptığı uyarıyı yineledi. 
Zira yıllık enerji tüketimini yüzde 15 azaltmak isteyen Çin, muazzam enerjinin tüketildiği kripto para madenciliğini de sınırlandırmak istiyor. 
Pekin merkezli, kripto ödeme sistemleri şirketi Quantiex'in verilerine göre tüm dünyada dolaşımda olan Bitcoinlerin madenciliğinin yüzde 60'ı Çin'de gerçekleşiyor. 
Asya Dijital Bank'ın danışmanlığını da yapan Quantiex Kurucusu Gieno Miao'nun açıklamasına göre bu oran, 2018 yılında yüzde 85 ile yüzde 95 arasında değişiyordu. 

İç Moğolistan'ın üretimi ABD'den fazla 
Çin'in Sincan ve Sichuan'dan sonra kripto para madenciliğinin en fazla yapıldığı üçüncü bölgesi İç Moğolistan.

Çin'in kuzeyindeki İç Moğolistan bölgesinde yaklaşık 24 milyon insan yaşıyor/ Harita: Wikipedia 
Cambridge Centre of Alternative Finance'in (Cambridge Alternative Finans Merkezi) verilerine göre Eylül 2019-Nisan 2020 arasında üretilen Bitcoin'in yüzde 7,71'i zengin kömür yataklarının bulunduğu, Çin'in kuzeyindeki İç Moğolistan bölgesinden çıktı. Yüzde 71,7'si ise Çin'in tamamından. ABD için ise bu oran yalnızca yüzde 5,29.
İç Moğolistan Kalkınma ve Reform Komisyonu, Çin'in beş yıllık enerji planı kapsamında hazırlanan enerji tasarrufu planını 2 Mart'ta açıklamıştı. 
Buna göre aşırı enerji harcayan sektörlerin tamamen ortadan kaldırılması için nisan ayı sonuna kadar kripto para madenciliği yapan işletmelerin kapatılacağı duyuruldu. Bunun yanı sıra PVC, çelik, kola ve metanol üretimi de sınırlanacak. 
2021'de enerji yoğunluğunu yüzde 3 oranında azaltmak isteyen İç Moğolistan, enerji tüketiminde büyümeyi de yüzde 1,9 engellemek istiyor. 

Neden İç Moğolistan?
Soğuk ve kuru bir iklime sahip İç Moğolistan, madencilik cihazlarının sürekli çalışması için uygun ortamı sağlıyor. Bölgede oldukça zengin şekilde bulunan kömür ise hem elektrik için en ucuz kaynak hem de hava kirliliğin çok önemli bir nedeni.

HaoBTC'ın Siçuan'da yer alan madeni/ Fotoğraf: The Washington Post 
Bir dönem kömür kaynaklı elektrik üretimini sübvanse eden İç Moğolistan bölge yönetimi, Eylül 2019'dan itibaren kripto para madencilerini incelemeye almaya başladı. 
İncelemeler sonucunda enerji tüketimini devlet denetiminde ve rasyonel seviyede gerçekleştirmeyen firmaların ehliyetsiz sayılacağı belirtildi. 
Ağustos 2020'de yapılan açıklamada 30 kripto para çiftliğinden 21'inin yeterliliğe sahip olmadığı ve imtiyazlı elektrik fiyatlarının iptal edildiği duyuruldu. Açıklamada ayrıca bu çiftliklerin faaliyetlerini sırasıyla bitirmesi ve bulut teknolojilerine yönelmesi yönünde uyarıda bulunuldu. 

Çin, 40 yıl içinde karbon nötr olmak istiyor
2019 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşan Çin Devlet Başkanı Şi Jinping, karbon emisyonu artışını 2030'a kadar durduracaklarını ve karbon nötr hedefine 2060'ta ulaşacaklarını söylemişti. 
Çin'in enerji tüketimini kontrol edilmesi için hazırladığı beş yıllık planın sonuncusu 2021-2025 yıllarını kapsıyor. İç Moğolistan ise Çin'in 2019 yılına ait enerji tasarrufu hedefini tutturamamıştı. Bunun ardından Çin Komünist Partisi'nden bölge yönetimine eleştiri yağmıştı. 

Bitcoin için harcanan elektrik, Arjantin'in tükettiğinden fazla 
New York merkezli Çin temelli yayın yapan SupChina'da yer alan bilgiye göre Çin'de 100 binden fazla kripto para madencisi var. Pek çok madenci artık piyasanın büyük oyuncularından. Ya maden cihazlarının olduğu fabrikalara sahipler ya da bu cihazların ticaretini yapıyorlar. Evde üretim yapılacak kadar küçük bir boyut değil. 
Cambridge Üniversitesi'nin araştırmasına göre Bitcoin ekonomisi, 45 milyon nüfuslu Arjantin'in yıllık elektrik kullanımından daha fazlasını tüketiyor.  
Yüksek oranlı bir cihaz, ayda 2 bin kilovat saatten daha fazla elektrik tüketiyor. Bu, ortalama bir Çinli ailenin altı ayda tükettiği elektriğe yakın. 

Elektrik faturası ne kadar?
Quantiex'in kurucusu Gieno Miao'nun SupChina'ya yaptığı açıklamaya göre bazı fabrikalar ayda milyonlarca dolar fatura ödüyorlar. Ancak günde 200 Bitcoin çıkaran bir fabrikanın elde ettiği günlük gelir (Bitcoin'in 50 bin dolar kabul edilmesi durumunda) 10 milyon doları aşıyor. 
Çin'in resmi ajansı Xinhua'nın 2018'de yayınladığı rapora göre iki aylık madencilik operasyonundan elde edilen gelir yaklaşık 10,8 milyon dolardı. 
Kanada ve Kuzey Avrupa'dan madencilik cihazlarına çok talep var 
Çin'in en büyük maden cihazı üreten şirketlerinden Bitmain, madencilik için özel olarak tasarlanmış ASIC madencisi cihazların küresel talebinin yüzde 75'ini karşılıyor. Hisseleri 2019'dan bu yana Nasdaq'ta işlem gören Canaan Creative'in ise o yıl net cirosu 204,3 milyon dolardı. 

Bitmain'in İç Moğolistan bölgesinde madencilik cihazlarını tuttuğu depo / Fotoğraf: Bloomberg 
Canaan'ın Başkan Yardımcısı Edward Lu, mart ayında Reuters'a yaptığı açıklamada elektriğin daha ucuz ve öngörülebilir düzenlemelerin olduğu Kanada, Kuzey Avrupa, Orta Asya'ya çok sayıda cihaz ihraç ettiklerini söyledi. 
Lu, "Çin, kripto para madenciliğinin çok hızlı geliştiği bir yerdi ancak politikalar nedeniyle giderek daralıyor" diye konuştu. 

Elon Musk ne demişti?  
Aynı zamanda uzay araştırmaları ve taşımacılığı şirketi SpaceX'in de CEO'luğunu yürüten Elon Musk'ın kripto para piyasasına yarattığı rüzgar şubatta başlamıştı. 
Musk esasında, 2013'te "şaka amaçlı" geliştirilen kripto para Dogecoin'i sevdiğini 2019'dan bu yana farklı Twitter mesajlarıyla söylüyordu. 
Ancak şubatta yaptığı  "Dogecoin, halkın kriptosu" ve "Dünyanın gelecekteki para birimi" açıklamaları hem değeri 1 doları bulmayan Dogecoin'i hem de tüm kripto para piyasasını şaha kaldırdı. 
Aynı ay Tesla, ocakta 1,5 milyar dolarlık Bitcoin satın aldıklarını ve yıl sonuna kadar kripto parayla ödeme kabul edeceklerini açıkladı. 
ABD'nin en büyük kripto para borsası Coinbase'in halka arz edilmesinden sonra ise Bitcoin, 64 bin 350 dolar üzerine çıkarak tarihi rekorunu kırdı. 
ABD Başkanı Joe Biden'ın sermaye kazancı vergisi oranını, neredeyse iki katına çıkaracağı yönündeki haber akışıyla Bitcoin, yeniden 49 bin dolar seviyesine kadar geriledi. 
Elon Musk ve Tesla'daki "U dönüşü" ise 13 Mayıs'ta geldi. 
Milyarder girişimci, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Bitcoin madenciliği ve işlemleri için kullanılan fosil yakıtların giderek artmasından endişe duyduklarını söyledi. 

"Özellikle de kömür ki, tüm sera gazları arasında en kötü etki onun" diyen Musk, "Kripto para pek çok açıdan iyi bir fikir. Ümit vadeden bir geleceğe sahip. Ancak bu, çevreye zarar verme pahasına olamaz" ifadesini kullanmıştı. 
Tesla'nın elindeki Bitcoinleri satmayacağını ancak Bitcoin ile ödeme alma planının askıya alındığını duyuran Elon Musk, "Eğer madenciliği daha çevre dostu olabilirse yeniden kullanabiliriz. Bunun yanı sıra Bitcoin'in tükettiği enerjinin yüzde 1'inden daha azını tüketen kripto paralara da bakıyouruz" dedi.
Musk'ın açıklamalarından sonra Bitcoin yüzde 15 düşüşle 46 bin dolara kadar gerilemişti.

Independent Türkçe



İslam Kalkınma Bankası Grubundan Türkiye'ye 6,3 milyar dolarlık finansman

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İslam Kalkınma Bankası Grubundan Türkiye'ye 6,3 milyar dolarlık finansman

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İslam Kalkınma Bankası (İKB) Grubunun, 2024-2026 dönemini düzenleyen Ülke Stratejisi kapsamında Türkiye'deki projelere 6,3 milyar dolarlık finansman sağlayacağını belirterek, "Uygulamaya koyduğumuz ekonomi programı sayesinde Türkiye'ye yönelik dış kaynak akışı güçlü şekilde devam ediyor." dedi.

Şimşek, AA muhabirine, Riyad temaslarına ilişkin değerlendirmede bulundu.

İKB'nin 50'nci kuruluş yıl dönümü vesilesiyle Riyad'da iki gün süren "Yıllık Toplantılar"a katıldığı bilgisini veren Şimşek, toplantılar kapsamında, İKB Grubunun 2024-2026 döneminde Türkiye'deki faaliyetlerini düzenleyen Ülke Stratejisi'nin kabul edildiğini söyledi.

Şimşek, strateji kapsamındaki çerçeve programı, İKB Başkanı Muhammed Sulaiman Al-Jasser ile imzaladıklarını ifade ederek, "Stratejiyle, İKB, ülkemizdeki projelere 6,3 milyar dolar tutarında finansman sağlamayı öngörüyor. Uygulamaya koyduğumuz ekonomi programı sayesinde Türkiye'ye yönelik dış kaynak akışı güçlü şekilde devam ediyor." diye konuştu.

- "Kalkınma önceliklerimizle uyumlu"

Söz konusu stratejinin, Türkiye'nin 12. Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Program'da yer alan kalkınma öncelikleriyle uyumlu olduğunu vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti:

"Strateji kapsamında sağlanacak finansman eğitim, sağlık, ulaştırma, finans, tarım, sanayi, enerji, altyapı gibi birçok sektördeki faaliyetin desteklenmesi amacıyla kullanılacak. Strateji, İKB Grubunda yer alan tüm kuruluşları, İKB, İslam Kalkınma Bankası (İKB), Uluslararası Ticaret Finansmanı İslami Kurumu (ITFC), Özel Sektörün Geliştirilmesi İslami Kurumu (ICD) ve İslam Ülkeleri Arası İhracat ve Yatırım Sigortası Kurumunu (ICIEC) kapsıyor. 6,3 milyar dolarlık tutarın 2 milyar dolarının İKB'den, 900 milyon dolarının ITFC'den, 300 milyon dolarının ICD'den ve 3,1 milyar dolarının ICIEC'ten sağlanması öngörülüyor."

İKB Grubunun kuruluşundan beri Türkiye'ye 12,9 milyar dolar finansman sağladığına dikkati çeken Şimşek, Türkiye'nin, bankadan uygun koşullu kredi kullanan ülkeler arasında 4'üncü sırada yer aldığını bildirdi. Şimşek, 2021-2023 döneminde de İKB Grubu tarafından ülkeye yönelik yaklaşık 800 milyon dolarlık finansmanın onaylandığını dile getirdi.

- Dünya Bankasının ardından İKB'den ekonomi programına destek

Öte yandan, Dünya Bankası da Türkiye'ye aktardığı kaynak tutarını, Orta Vadeli Program'ın açıklanmasının ardından devam eden 17 milyar dolarlık programa 18 milyar dolar daha ilave ederek 35 milyar dolara yükseltme kararı almıştı. Bankanın, ilk 3 yıl içinde Türkiye'ye ilave 18 milyar dolarlık finansman sağlayacağı Ülke İşbirliği Çerçevesi Programı kısa süre önce Bankanın İcra Direktörleri Kurulunda görüşülerek yürürlüğe girmişti.

Dünya Bankasının ardından bu kez İKB Grubunun Ülke Stratejisi'nin kabul edilmesi, Türkiye'nin ekonomi programına duyulan destek ve güvenin göstergesi olarak değerlendiriliyor.


BIST 100 endeksi, 10.000 puanı aşarak rekor kırdı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

BIST 100 endeksi, 10.000 puanı aşarak rekor kırdı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, 10.008,02 puanla rekor seviyeyi gördü.BIST 100 endeksindeki yükseliş, ulaştırma hisseleri öncülüğünde yüzde 0,8'in üzerine çıktı.

Rekor seviye olan 10.008,02 puanı gören BIST 100 endeksi, daha sonra 9.995-10.000 puan bandında dengelendi.

Analistler, ekonomi yönetiminin attığı adımların piyasalar tarafından olumlu karşılandığını belirtti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dün sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede, Türkiye ekonomisine yönelik artan güven ve öngörülebilirliğin, dış finansman sağlamayı da olumlu etkilediğini belirterek, "2023 yılının ilk 5 ayında 2,9 milyar dolar net portföy çıkışı olurken Haziran 2023-Şubat 2024 döneminde 16,8 milyar dolar net portföy girişi gerçekleşti." ifadesini kullanmıştı.

Öte yandan, dün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da ABD'li enerji şirketi Exxon Mobil ile yaklaşık 1,1 milyar dolar tutarında 2,5 milyon ton sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) için görüşüldüğünü açıklamıştı.

Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 10.000 ve 10.100 seviyelerinin direnç, 9.900 ve 9.800 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.


Bilim insanlarından elektrikli otomobillerin menzil sorununa çözüm önerisi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Bilim insanlarından elektrikli otomobillerin menzil sorununa çözüm önerisi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Araştırmacılar basit bir değişikliğin, bazı araç sahiplerinin elektrikli arabalara karşı yoğun bir şekilde duyduğu "menzil kaygısını" ortadan kaldırabileceğini söylüyor. 

Elektrikli bir aracın bir yolculuğu başarıyla tamamlayamayacağı ya da aracın şarj olması için uzun süre beklemek gerekeceği korkusu, elektrikli araçların önündeki en büyük engellerden ikisi. Bu tür araçları satın alma ihtimali olan pek çok kişi benzinli araçları tercih ettiğini çünkü kolayca ulaşılabilen benzin istasyonlarında hemen doldurulabildiklerini belirtiyor.

Ancak yeni araştırma bu durumun basit bir değişiklikle çok daha kolay hale getirilebileceğini öne sürüyor. Yeni araştırmada bu tür sorunların sadece bir zihniyet değişikliğiyle çözülebileceği ve menzil kaygısının sadece yanlış açıdan bakmanın sonucu olabileceği ifade ediliyor.

Menzil kaygısı sorununun büyük bir kısmı, elektrikli araç sürücülerinin eski zihniyetlerine takılıp kalmasından kaynaklanıyor: Sürekli ne kadar menzilleri kaldığına bakıp zamanlarını nerede şarj edebileceklerini düşünmeye harcıyorlar.

Bunun yerine sürücüler, araştırmacıların "olayla tetiklenen model" diye adlandırdığı yeni bir düşünce tarzına geçmeyi çok daha faydalı bulabilir. Bu, gösterge benzinin azaldığını gösterdiğinde doldurmak yerine, sürücünün örneğin eve veya işe vardığında otomatik olarak aracı fişe takması anlamına geliyor.

Bu anlamda benzinli araçlardaki geleneksel modelden ziyade belki de bir kişinin cep telefonuyla uyguladığı rutine daha çok benziyor.

Chalmers Teknik Üniversitesi'nden Frances Sprei, yürütülmesine katkı sunduğu çalışma hakkında "Deneyimli elektrikli araç sürücüleri, fişe takmayı tetikleyen bir olay ya da konum seçiyor; örneğin eve ya da işe gidince otomatik olarak aracı fişe takıyorlar. Böylece bu, sabah ya da akşam rutinlerinin parçası oluyor ve şarj etmeyi düşünmek daha az iş gibi geliyor" diyor.

Elektrikli araçları şarj etmek için gereken süreye çok fazla vurgu yapılıyor fakat bunu geceden yaparsanız, sadece fişe takmak için gereken süre kalıyor. Yani aslında sadece uzun yolculukları planlamanız gerekiyor.

Araştırmacılar bu zihniyet değişikliğiyle beraber yine de altyapıda değişiklik yapılması gerekeceğini belirtiyor. Sürücülere bu konuda yardımcı olmak, örneğin şarj cihazlarını yol kenarlarına, benzin istasyonlarının yanına koymak yerine insanların yaşadığı ve çalıştığı yerlere koymaya odaklanmayı içeriyor.

Dr. Sprei, "Sürücülerin elektrikli araçları mümkün olan en iyi şekilde kullanabilmesi için mümkün olan yerlerde, evlerine veya işyerlerine yakın şarj altyapısına erişebilmelerini sağlayacak şekilde politikaların uyarlanması gerekiyor" diyor.

Sprei bataryaları güçlendirmeye odaklanmanın benzer bir zihniyetten ve gerçekten uzun yolculuklara odaklanmaktan kaynaklanabileceğine dair de uyarıyor. Araştırmacı bunun araç fiyatlarının artması ve bu araçları üretmek için daha fazla kaynak kullanılmasının yanı sıra sürücülerin ihtiyaçlarına uygun olmayan araçları satın almasına da yol açabileceğini söylüyor.

"Mental models guide electric vehicle charging" (Zihinsel modeller elektrikli araç şarjına yön veriyor) başlıklı çalışma önceki haftalarda Energy adlı bilimsel dergide yayımlandı. Çalışma hem deneyimli hem de acemi elektrikli araç kullanıcılarıyla yapılan derinlemesine görüşmelerden yararlanılarak kaleme alındı.

Independent Türkçe


WEF Başkanı Brende: Suudi Arabistan küresel ekonomik hırsı yansıtan gelişmelere tanık oldu

WEF Başkanı Borge Brende, Riyad'da düzenlenen WEF oturumunda konuştu, 28 Nisan 2024 (Reuters)
WEF Başkanı Borge Brende, Riyad'da düzenlenen WEF oturumunda konuştu, 28 Nisan 2024 (Reuters)
TT

WEF Başkanı Brende: Suudi Arabistan küresel ekonomik hırsı yansıtan gelişmelere tanık oldu

WEF Başkanı Borge Brende, Riyad'da düzenlenen WEF oturumunda konuştu, 28 Nisan 2024 (Reuters)
WEF Başkanı Borge Brende, Riyad'da düzenlenen WEF oturumunda konuştu, 28 Nisan 2024 (Reuters)

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısında konuşan WEF Başkanı Borge Brende, Suudi Arabistan’ın geçtiğimiz dönemde tanık olduğu gelişmelerin küresel ekonomik hırsı yansıttığını vurguladı.

Uluslararası iş birliğini arttırmak için ekonomik zorluklara çözüm bulunmasının önemine dikkati çeken Brende, bazı ülkelerin sıkıntı yaşadığı enerji kıtlığı da dahil olmak üzere çeşitli sorunlara değindi.

WEF Başkanı, Suudi Arabistan’ın WEF’in ‘Kalkınma için Uluslararası İşbirliği, Büyüme ve Enerji’ başlıklı özel toplantısına ev sahipliği yapma ve bu türdeki ilk toplantıyı düzenleme konusundaki çabalarına işaret etti.

Dünyanın enerji geleceğini yeniden şekillendirmek için iş birliğine dayalı çözümler bulunmasının önemini vurgulayan Brende, toplantıya katılan 92 ülke ve 500'den fazla şirket, kurum ve kar amacı gütmeyen kuruluşun sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerlemek için çalıştığının altını çizdi.


Jeff Bezos ve Amazon yöneticilerine delil karartma suçlaması

Amazon yöneticilerinin, FTC'nin belgeleri saklamaları için kendilerine bildirimde bulunmasından sonra bile iletişim kurmak amacıyla şifreli mesajlaşma uygulaması Signal'ı kullandığı iddia ediliyor (Reuters)
Amazon yöneticilerinin, FTC'nin belgeleri saklamaları için kendilerine bildirimde bulunmasından sonra bile iletişim kurmak amacıyla şifreli mesajlaşma uygulaması Signal'ı kullandığı iddia ediliyor (Reuters)
TT

Jeff Bezos ve Amazon yöneticilerine delil karartma suçlaması

Amazon yöneticilerinin, FTC'nin belgeleri saklamaları için kendilerine bildirimde bulunmasından sonra bile iletişim kurmak amacıyla şifreli mesajlaşma uygulaması Signal'ı kullandığı iddia ediliyor (Reuters)
Amazon yöneticilerinin, FTC'nin belgeleri saklamaları için kendilerine bildirimde bulunmasından sonra bile iletişim kurmak amacıyla şifreli mesajlaşma uygulaması Signal'ı kullandığı iddia ediliyor (Reuters)

ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC), aralarında kurucusu Jeff Bezos'un da bulunduğu Amazon yöneticilerini, soruşturma altında oldukları bildirildikten sonra bile mesajları otomatik olarak silen şifreli mesajlaşma uygulamalarıyla iletişim kurmakla suçluyor.

FTC perşembe günü belge sunmaya zorlama talebinde bulundu. Bu talepte FTC, yargıçtan Amazon'un "Signal mesajlarını muhafaza etmemesiyle ilgili belgeleri sunmaya", şirketin belge koruma bildirimleri ve kaybolan mesajlaşma uygulamalarını kullanma talimatlarını açıklamaya zorlanmasını istiyor. 

Bunlar arasında kullanıcıların uygulamadaki özelliği değiştirdiklerinde mesajlarının otomatik olarak kaybolmasını sağlayan şifreli mesajlaşma hizmeti Signal da yer alıyor.

FTC, yöneticilerin potansiyel kanıtları yok etmek için e-posta kullanmak yerine "antitröst de dahil hassas iş konularını" bu şekilde görüştüklerini iddia ediyor.

Amazon halihazırda FTC ve 17 eyalet başsavcısı tarafından açılan devasa bir antitröst davasına karışmış durumda. Davacılar Amazon'u tekel konumunu yasadışı bir şekilde kullanarak fiyatları aniden yükseltmek ve rekabeti engellemekle suçluyor.

Bu durumu ilk olarak Washington Post bildirdi.

FTC, Amazon çalışanlarının 2019'da Signal'ı kullanmaya başladığını iddia ediyor. Federal kurum, soruşturması nedeniyle Haziran 2019'da Amazon'a tüm belgelerinin korunmasını talep eden bir mektup göndermişti. 

Şirketlerin, dava ve duruşmalarda kanıt olarak kullanılabilecek belgeleri ve iletişimleri korumak gibi yasal bir yükümlülüğü var.

FTC dosyasında, Amazon'un Nisan 2020'ye kadar Bezos'u bilgilendirmediğini ancak birkaç yöneticinin Signal'ın kaybolan mesaj özelliğini kullanmaya devam ettiğini öne sürüyor. 

Amazon sözcüsü Tim Doyle, The Post tarafından elde edilen açıklamada, "FTC'nin iddiaları temelsizdir" dedi.

Amazon, çalışanlarının sınırlı Signal kullanımını yıllar önce FTC'ye gönüllü olarak açıklamış, personelinin telefonlarından Signal kullanılarak yapılan konuşmalarını kapsamlı bir şekilde toplamış ve FTC'nin soruşturmalarıyla hiçbir ilgisi olmasa bile bu konuşmaları kurum yetkililerinin incelemesine sunmuştur.

Doyle sözlerine şöyle devam etti:

FTC; (diğer kaynakların yanı sıra) e-posta, şirket içi mesajlaşma uygulamaları ve dizüstü bilgisayarlar gibi kaynaklardan elde edilen 1,7 milyon belge ve 100 terabayttan fazla veri dahil olmak üzere Amazon'un bu davadaki karar alma sürecine ilişkin eksiksiz bir resme sahiptir.

FTC, yargıçtan "Amazon çalışanlarının işle ilgili Signal mesajlarını koruma talimatı alıp almadıklarını, alındıysa da ne zaman ve nasıl aldıklarını" belirleyebilmek için şirketi belge koruma bildirimlerini ve talimatlarını sunmaya zorlamasını istiyor.

FTC yaptığı açıklamada, "Davacılar, Amazon'un belgeleri korumak için makul adımları atıp atmadığını değerlendirmek ve hangi bilgilerin yok edildiğini belirlemek için bu belgelere ihtiyaç duyuyor" diye yazdı.

Independent Türkçe


Dünya Ekonomik Forumu toplantısının açılışına enflasyon, faiz oranları ve tedarik zincirleri damgasını vurdu

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) açılış oturumundan. (Şarku’l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) açılış oturumundan. (Şarku’l Avsat)
TT

Dünya Ekonomik Forumu toplantısının açılışına enflasyon, faiz oranları ve tedarik zincirleri damgasını vurdu

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) açılış oturumundan. (Şarku’l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) açılış oturumundan. (Şarku’l Avsat)

Riyad'da bugün (Pazar) düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantısının açılış oturumu, enflasyon, faiz oranları ve bazı ülkelerin karşılaştığı şoklar da dahil olmak üzere en önemli küresel ekonomik sorunlara odaklandı. Küresel tedarik zincirlerinin güçlendirilmesi ve çeşitlendirilmesinin öneminin de vurgulandığı oturumda, tüm zorlukların üstesinden gelmek için olası çözümleri içeren konuşmalar gerçekleşti.

‘Ne tür bir büyümeye ihtiyacımız var?’ başlıklı açılış oturumuna Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan, Malezya Yatırım, Ticaret ve Sanayi Bakanı Tenku Abdulaziz ve Uluslararası Para Fonu (IMF) Genel Müdürü Kristalina Georgieva katıldı.

Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan, ekonomik planların ülkeler tarafından koşullara ve gelişmelere göre uyarlanması ve ayarlanması gerektiğini vurguladı. Suudi Arabistan’da işlerin iyi bir hızda ilerlediğini doğrulayan el-Cedan, yerel ve uluslararası yatırımcıların Suudi ekonomisine olan güvenini arttıran Vizyon 2030'un önemine dikkat çekti. Vizyon 2030'un özel sektörün rolünü de güçlendirdiğini ve bu vizyonun niceliksel büyümeden ziyade niteliksel büyümeye odaklandığını ifade eden el-Cedan şu ifadeleri kullandı: “Bizim için önemli olan petrol dışı ekonominin büyümesi ve özel sektörün rolünün güçlendirilmesi... İsteseydik günde 9,5 milyon varil yerine 10 milyon varil petrol üretebilir ve çok daha yüksek bir gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) büyümesi sağlayabilirdik.”

Şoklarla yüzleşmek

El-Cedan, son dört yılda dünyanın birçok şoka maruz kaldığını, bu nedenle Suudi Arabistan da dahil olmak üzere ileriye dönük plan yapan ülkelerin, bu şoklarla halen başa çıkabildiğini doğrulaması gerektiğini belirtti.

İnovasyon ve teknolojinin uygulanabilmesi için gerekli politika ve kaynakların sağlanması gerektiğine de değinen el-Cedan, bazı ülkelerin enerji üretimi için yeterli tesislere sahip olmadığına dikkat çekti.

IMF ile borç sürdürülebilirliği konusuna da değinen el-Cedan, ülkelerin borç yükü altında büyümeye odaklanamayacağını ve bütçelerin doğru yönde ve yeterli hızda ilerlemesini sağlarken işgücünü geliştirmelerine yardımcı olunması gerektiğini söyledi. El-Cedan ayrıca, tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesinin önemini vurguladı.

Faiz oranları

IMF Genel Müdürü Kristalina Georgieva, faiz oranlarının küresel büyüme beklentilerini olumsuz etkilediğini söyledi ve dünyayı daha fazla iş birliğine, finansal güvenlik marjlarını yeniden inşa etmeye ve enflasyonu düşürmeye öncelik vermeye çağırdı.

Koronavirüs krizinin dünyaya yaklaşık 3,3 trilyon dolara mal olduğunu ve acil önceliklerin enflasyon hedeflerine ulaşmak ve finansal güvenlik marjlarını yeniden inşa etmeye odaklanmak olduğunu belirten Georgieva, temel ihtiyaç maddelerinin tek bir kaynağa dayanmasının ekonomik büyüme için felaket olduğunu açıkladı.

Georgieva, geçtiğimiz on yılda büyümenin yüzde 3 olduğunu ve gelişmekte olan ekonomilerde büyümeyi artırmak için gereken üretkenlik eksikliği nedeniyle önümüzdeki on yılda çok daha düşük olacağını açıkladı. Georgieva ayrıca, pandemi ve Ukrayna'daki savaşın küresel tedarik zincirleri için tek bir kaynağa güvenmenin ‘felaket’ olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Georgieva, “Geçtiğimiz yıllarda yaşanan çok sayıda şoka rağmen, 2024 yılı için büyüme tahminimizi biraz yükselttik. Geçen yıl Ekim ayında yüzde 2,9 olan büyüme tahminimiz şimdi yüzde 3,2. Bu tahminin gücü ve dayanıklılığının iyi performans gösteren az sayıda ülkeden kaynaklandığının farkındayız” şeklinde konuştu.

Malezya Yatırım, Ticaret ve Sanayi Bakanı Tenku Abdulaziz, son dört yılda Güneydoğu Asya'daki akışların arttığını ve Koronavirüs pandemisi sırasında tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliğinin bozulmasından endişe edildiğini belirtti.

Güneydoğu Asya ülkelerine gelince, Abdulaziz, bu ülkelerin pozisyonlarında son derece tarafsız olduklarını ve tedarik zincirlerini güçlendirmek isteyen birçok kuruluşu ve şirketi kendilerine çektiklerini vurguladı. Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nin (ASEAN) yüzde 45 oranında büyüme kaydettiğini ve bunun bir sonraki aşamada da devam etmesinin beklendiğini belirten Abdulaziz, Çin'in ASEAN'daki en büyük ülke olduğunu ve Kuala Lumpur ile Pekin arasındaki ticari hacmin önemli olduğunu kaydetti.


Dünya Ekonomik Forumu Suudi Arabistan'da kalkınma yollarını yeniden çizecek

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına 92 ülkeden binden fazla dünya lideri katılıyor. (WEF internet sitesi)
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına 92 ülkeden binden fazla dünya lideri katılıyor. (WEF internet sitesi)
TT

Dünya Ekonomik Forumu Suudi Arabistan'da kalkınma yollarını yeniden çizecek

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına 92 ülkeden binden fazla dünya lideri katılıyor. (WEF internet sitesi)
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına 92 ülkeden binden fazla dünya lideri katılıyor. (WEF internet sitesi)

Küresel ekonomi camiası Davos'tan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın himayesinde Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantısına ev sahipliği yapacak olan Riyad'a taşınıyor.

Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim, küresel diyaloğu desteklemek ve ortak küresel sorunlara pratik, iş birliğine dayalı ve sürdürülebilir çözümler bulmak amacıyla 92 ülkeden binden fazla dünya liderini bir araya getiren ‘Kalkınma için Uluslararası İşbirliği, Büyüme ve Enerji’ temalı bu özel toplantının arifesinde yaptığı açıklamada “Bu, Davos dışındaki en güçlü zirve olacak” dedi.

28-29 Nisan (bugün ve yarın) tarihlerinde gerçekleşecek toplantı, jeopolitik çalkantıların ve karmaşık ekonomik zorlukların bölünmüş bir dünyayı istikrarsızlaştırdığı bir döneme denk geliyor. Bu nedenle, küresel diyaloğu desteklemeyi ve ortak küresel zorluklara çözüm bulmayı amaçlayan toplantı, krizlerle başa çıkmada ileri görüşlü yaklaşımları teşvik etmeyi amaçlayan bir gündem üzerinde çalışıyor.

Geçtiğimiz yıl İsviçre'de düzenlenen zirveyi temel alan toplantı, birbirine bağlı krizlere yönelik ileriye dönük bir yaklaşımı ve kısa vadeli ödünleşimler konusunda gerçekçiliği teşvik edecek. Toplantı aynı zamanda gelişmekte olan ekonomi politikaları, enerji dönüşümü ve jeopolitik şoklar gibi konularda Kuzey-Güney arasında giderek büyüyen uçurumun kapatılması için de çalışacak.

Toplantı, sekizinci yılında Vizyon 2030 yıllık raporunun yayınlanmasından üç gün sonra ve Suudi Arabistan’ın çeşitli düzeylerdeki büyük kalkınma başarılarını vurgulayan 25 Nisan 2016'daki Vizyon 2030 lansmanının yıldönümünde gerçekleşiyor. Yolculuğunun orta noktasında Suudi Arabistan, girişimlerinin yüzde 87'sinin tamamlanması ya da yolunda gitmesi ile program temel performans göstergelerinin yüzde 81'inin yıllık hedeflerini tutturmasıyla hedeflerine daha hızlı bir şekilde ulaştı.

Bu özel toplantı, katılımcıların ekonomik dönüşüm stratejisindeki ilerleme ve yabancı yatırım konusunda iş ortamı hakkında bilgi edinmeleri için bir fırsat olacak.

El-İbrahim

Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim gazetecilere verdiği demeçte şunları söyledi: “Toplantılar sırasında paylaşacağımız pek çok rakam var. Böylece inşa ettiğimiz her şeyi, çıkardığımız dersleri, başarılarımızı ve halen üzerinde çalıştığımız şeyleri görebilirsiniz. Vizyon 2030'un lansmanından sekiz yıl sonra, yenilikçi ve sürdürülebilir ileri bir dönüşümsel büyüme modeline öncülük etmeye hazır olduğumuzu gösterdik. Vizyonumuz, insan sermayemizin muazzam potansiyelini açığa çıkaran, bilgi ve inovasyona dayalı müreffeh bir ekonomiye giden yolu çizmektir.”

Suudi Arabistan’ın son yıllardaki büyümesinin büyük bir kısmının Vizyon 2030 kapsamında sıfırdan başlatılan spor, eğlence ve turizm gibi yeni ekonomik sektörlerin yanı sıra sanayi sektörlerinden geldiğini açıklayan İbrahim, “Suudi Arabistan önceliklerini gözden geçiriyor ve bunları ihtiyaçlarına göre ayarlıyor. Tüm projeler plana göre ve gecikmeden ilerliyor” ifadelerini kullandı.

evre
Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim ve WEF Başkanı Borge Brende, WEF Genel Direktörü Saadia Zahidi ile birlikte düzenledikleri ortak basın toplantısında (WEF internet sitesi)

WEF Başkanı Borge Brende ile dün (cumartesi) ortak bir basın toplantısı düzenleyen İbrahim, Suudi Arabistan’ın küresel olarak sürdürülebilir bir modele öncülük etme kabiliyetini kanıtladığını belirterek, 2016'dan bu yana yüzde 20 ekonomik büyüme kaydettiğini ve petrol dışı ekonominin 2023'te gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 50'sini oluşturacağını ifade etti.

İbrahim, “Günümüzün küresel dönüm noktasında, uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi her zamankinden daha önemlidir. Suudi Arabistan'ın bu toplantıya ortak olmasıyla WEF, istisnai koşullar altında bu özel toplantıya ev sahipliği yapmak üzere düşünce liderliği, çözümler ve iş dünyası için köklü ve dinamik bir küresel platform seçmiş oldu” şeklinde konuştu.

İbrahim sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu amaçla Suudi Arabistan, herkesin yararına olacak net planlar geliştirmek ve dünya çapında refah ve istikrar için ortak hedeflere ulaşmak üzere tüm diplomatik gücünü seferber etmektedir. Bu ortak geleceğe yönelik vizyonumuzun kapsayıcı ve eşitlikçi olmasını sağlamaya kararlıyız.”

İbrahim, WEF'in Riyad'daki özel toplantısının, tüm ülkelerin kalkınma yollarını yeniden çizmek ve bölünmelerin üstesinden gelmeyi ve ortak refaha ulaşmayı amaçlayan yeni bir uluslararası iş birliği modelini benimsemek için eşsiz bir fırsat olduğunu belirtti. İbrahim, “Küresel ekonomik manzara değişken ve zorlu. İklim değişikliği ise tüm insanlığın geleceği için büyük bir meydan okuma haline geldi. Teknoloji de bildiğimiz yaşamın şeklini hızla değiştiriyor. Bu zorlukların üstesinden gelmek sistematik bir dönüşümü, plan ve politikaların temelden yeniden değerlendirilmesini ve eskisinden daha az sağlam olan ekonomik bağlantıların ve modellerin yeniden şekillendirilmesini gerektiriyor” dedi.

Gazze ile ilgili toplantılar

“Jeopolitik gerilimler ve sosyo-ekonomik eşitsizlikler küresel çapta bölünmeleri şiddetlendirirken, uluslararası iş birliği ve anlamlı diyalog her zamankinden daha önemli bir hal aldı” diyen Brende, WEF’in Riyad’daki özel toplantısının kritik bir zamanda gerçekleştiğini ve büyük önem taşıdığını belirtti.

Brende, “Riyad toplantısı, farklı sektörlerden ve coğrafyalardan liderlerin fikirlerini eyleme dönüştürmeleri ve karşılaştığımız birçok zorluğa ölçeklenebilir çözümler getirmeleri için bir fırsat sunuyor” dedi.

dfvdb
WEF Başkanı Borge Brende toplantıdaki katılımcılarla konuşuyor. (WEF internet sitesi)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve bir dizi uluslararası yetkilinin bu hafta Gazze Şeridi'nde bir barış anlaşmasına varılmasını amaçlayan görüşmeler için Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'ı ziyaret edeceğini ifade eden Brende sözlerini şöyle sürdürdü: “Kilit oyuncular şu anda Riyad'da. Buradaki görüşmelerin uzlaşma ve barışa giden bir sürece yol açmasını umuyoruz. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Çin ziyaretinden hemen sonra buraya gelecek. Görüşmelerde Gazze Şeridi'ndeki insani kriz gündemde olacak. Esir müzakereleri ve olası bir ateşkes açısından şu anda bir ivme var.”

Toplantı gündemi

Toplantının gündemi üç temel başlığa odaklanıyor:

Uluslararası iş birliği: Artan jeopolitik gerilimlerin ortasında, toplantı istikrarsızlığın zincirleme etkilerini kontrol altına almak için uluslararası iş birliğini, insani çabaları ve diyaloğu teşvik edecek. Ayrıca küresel Kuzey ve Güney arasındaki uluslararası iş birliğini güçlendirerek daha dayanıklı bir küresel ekonominin nasıl inşa edileceği de tartışılacak.

Kapsayıcı büyüme: Toplantıda, insani kalkınmaya yapılan yatırımlarla karşılaştırıldığında inovasyon ve ekonomi politikalarındaki son eğilimlerin küresel eşitliği nasıl tehdit ettiği ve yoksulluğu azaltma çabalarını nasıl engellediği tartışılacak. Ayrıca gelişmiş, yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerde bu risklerin ele alınmasına yardımcı olabilecek fırsatlar ele alınacak.

Kalkınma için enerji: Dünya potansiyel sıcaklık artışları ve enerji kaynaklarına erişimde önemli eşitsizliklerle karşı karşıya olduğundan, toplantıda özellikle gelişmiş, yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerde adil büyümeyi sağlarken temiz enerjiyi artırmaya yönelik çözümler aranacak.

Önemli katılımcılar

WEF'ten yapılan açıklamaya göre, toplantıya siyasi liderlerin öncülüğünde 60'tan fazla ülkeden 220'den fazla tanınmış isim katılıyor. Toplantıya Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Nijerya Devlet Başkanı Bola Ahmad Tinubu, Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame, Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Umman Veliaht Prensi Zi Yezen bin Heysem bin Tarık, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Maliye ve Ekonomik İşlerden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Şeyh Mektum bin Muhammed bin Raşid Âl Mektum, Ürdün Başbakanı Bişr el-Hasevne, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ve Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif katılacak.

WEF’ten yapılan açıklamada özel toplantıya ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Avrupa Birliği (AB) Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Fransa Avrupa ve Dışişleri Bakanı Stephane Segorny, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Birleşik Krallık Dışişleri, İngiliz Milletler Topluluğu ve Kalkınma Bakanı David Cameron, Endonezya Enerji ve Maden Kaynaklar Bakanı Arifin Tasrif, Güney Kore Ticaret, Sanayi ve Enerji Bakanı Ahn Duk-geun, Güney Afrika Elektrik Bakanı Kgosientsho Ramokgopa ve Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in de katılacağı belirtildi.

Toplantıya katılacak uluslararası örgüt liderleri arasında da şunlar yer alıyor: Uluslararası Para Fonu (IMF) Genel Müdürü Kristalina Georgieva, Birleşmiş Milletler (BM) Gazze İnsani Yardım ve Yeniden Yapılanma Koordinatörü Sigrid Kaag ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus.

Açık Ekonomik Forum

Özel toplantı kapsamında WEF, Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanlığı ile iş birliği içinde, çevresel sorunlar, sanatın toplumdaki rolü, günümüz girişimciliği, dijital para birimleri, yapay zekâ, akıllı şehirler ve ruh sağlığı gibi birçok konuda düşünce liderleri ve geniş halk kitleleri arasında diyaloğu kolaylaştırmak amacıyla açık bir foruma ev sahipliği yapacak. Etkinlik öğrencilere, girişimcilere, genç profesyonellere ve genel kamuoyuna bu kritik konuları müzakere etme fırsatı sunacak.


Küresel iş dünyası yarın Davos'tan Riyad'a taşınıyor

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına binden fazla dünya lideri katılıyor. (SPA)
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına binden fazla dünya lideri katılıyor. (SPA)
TT

Küresel iş dünyası yarın Davos'tan Riyad'a taşınıyor

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına binden fazla dünya lideri katılıyor. (SPA)
Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısına binden fazla dünya lideri katılıyor. (SPA)

Küresel ekonomi camiası elli yılı aşkın bir süre sonra ilk kez Davos'tan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın himayesinde Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantısına ev sahipliği yapacak olan Riyad'a taşınıyor.

Bu özel toplantı, aralarında devlet başkanları, kamu ve özel sektör liderleri, uluslararası kuruluşlar, akademi ve sivil toplum kuruluşları yöneticilerinin de bulunduğu binden fazla dünya liderini, dünyanın en acil küresel sorunlarını ele almak üzere bir araya getirecek.

Toplantı, sekizinci yılında Vizyon 2030 yıllık raporunun yayınlanmasından üç gün sonra ve Suudi Arabistan’ın çeşitli düzeylerdeki büyük kalkınma başarılarını vurgulayan 25 Nisan 2016'daki Vizyon 2030 lansmanının yıldönümünde gerçekleşiyor. Yolculuğunun orta noktasında Suudi Arabistan, girişimlerinin yüzde 87'sinin tamamlanması ya da yolunda gitmesi ile program temel performans göstergelerinin yüzde 81'inin yıllık hedeflerini tutturmasıyla hedeflerine daha hızlı bir şekilde ulaştı.

Bu özel toplantı, katılımcıların ekonomik dönüşüm stratejisindeki ilerleme ve yabancı yatırım konusunda iş ortamı hakkında bilgi edinmeleri için bir fırsat olacak.

Toplantı gündemi üç temel başlığa odaklanıyor:

- Refaha ulaşarak ve toplumları geliştirerek uluslararası iş birliği yapılması, kapsayıcı büyümenin desteklenmesi, ekonomik zorluklarla mücadele edebilecek kurumların oluşturulması, temel konulara ilişkin uluslararası iş birliği yoluyla kapsayıcı büyümeyi desteklemek için gereken yeterliliklere sahip daha güçlü kurumlar oluşturulması, hükümetler, özel sektör ve çeşitli kuruluşlar arasında daha fazla iletişim köprüsü kurulması ve bu köprülerin kullanımının geliştirilmesi, Dördüncü Sanayi Devrimi (Endüstri 4.0) teknolojilerinin yaygınlaştırılması ve yaşamın çeşitli yönlerinin kalitesi üzerindeki etkisinin artırılması, öncelikli odağı insani kalkınma olan toplumlar yaratılması ve uluslararası kuruluşlara olan güvenin yeniden inşa edilmesi.

- Yatırımların yerel, bölgesel ve küresel olarak çeşitli düzeylerde müreffeh bir büyüme elde etmeye yönlendirilmesini sağlayarak gelişmenin önünün açılması, ticaret ağlarının çeşitlendirilmesi, ekonomik toparlanmayı teşvik edecek yatırımlar yapılması, uzun vadeli sürdürülebilirliğin sağlanması, uluslararası toplumların büyüme ihtiyaçlarına ve gelecekteki işgücü piyasası gereksinimlerine ayak uydurulması, endüstriyel büyümeyi teşvik eden ve karbon emisyonlarını azaltan sürdürülebilir ekonomik modellerin geliştirilmesi, dünya ülkelerinde ekonomik büyüme için kapsamlı ve sürdürülebilir yollar sağlanması.

- Güvenli ve sürdürülebilir bir geleceğe ulaşmak için küresel kaynaklar arasında ideal dengeyi sağlayarak kalkınma yollarının açılması, enerji kullanımının verimliliğinin iki katına çıkarılması, uluslararası ekonomik ilerleme sağlamak için yatırım fırsatlarının artırılması, pratik ve kapsamlı bir enerji dönüşümüne doğru ilerleme kaydedilmesi, enerji alanlarında dönüştürücü inovasyon ve ortak yatırımların desteklenmesi.

WEF Genel Direktörü Saadia Zahidi, LinkedIn hesabından yaptığı açıklamada, “Herkes için kapsayıcı, yenilikçi, sürdürülebilir ve dirençli büyümenin canlandırılmasına odaklanılacak. Genel olarak ekonomik görünüm bir yıl öncesine göre daha umut verici. Ancak halen tarihsel olarak düşük büyüme seviyelerine doğru ilerliyoruz. Bu ise küresel eşitsizliği ve aşırı yoksulluğu azaltma konusunda onlarca yıldır kaydedilen ilerlemeyi geri alma tehdidi yaratıyor. Düşüşü önlemek için ekonomik büyüme motorunu yeniden çalıştırmalıyız” ifadelerini kullandı.

Açık Ekonomik Forum

Özel toplantı kapsamında WEF, Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanlığı ile iş birliği içinde, çevresel sorunlar, sanatın toplumdaki rolü, günümüz girişimciliği, dijital para birimleri, yapay zekâ, akıllı şehirler ve ruh sağlığı gibi birçok konuda düşünce liderleri ve geniş halk kitleleri arasında diyaloğu kolaylaştırmak amacıyla açık bir foruma ev sahipliği yapacak. Etkinlik öğrencilere, girişimcilere, genç profesyonellere ve genel kamuoyuna bu kritik konuları müzakere etme fırsatı sunacak.

Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim etkinliğe ev sahipliği yapmalarıyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Vizyon 2030 kapsamında Riyad; düşünce liderliği, eylem ve çözümler için küresel bir başkent, yenilikçilik, girişimcilik ve sürdürülebilir kalkınma için küresel bir merkez haline gelmiştir. Düşünce liderlerini ve girişimcileri ağırlamak ve onları geleceğe yönelik konularda halkla etkileşim kurmak üzere bir araya getirmek için sabırsızlanıyoruz. Riyad yenilikçilik, girişimcilik ve sürdürülebilir kalkınma için küresel bir odak noktası olarak benzersiz bir konuma sahip.”

WEF İsviçre Halkla İlişkiler ve Sürdürülebilirlik Başkanı Michele Mishler ise “Suudi Arabistan'ın Açık Ekonomik Forum oturumlarına katılımı farklı bakış açılarının sergilenmesine, küresel diyaloğun zenginleştirilmesine, herkes için daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir gelecek konusunda kolektif çözümler üretilmesine katkıda bulunuyor” ifadelerini kullandı.


Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: İşletmelerin vatandaştan aldığı KDV'nin doğru belgelendirilmesi için düzenleme yapıldı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek (AA)
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek (AA)
TT

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: İşletmelerin vatandaştan aldığı KDV'nin doğru belgelendirilmesi için düzenleme yapıldı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek (AA)
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek (AA)

Bakan Şimşek, "Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği"nde yapılan değişikliği, sosyal medya hesabından değerlendirdi.

Hazine ve Maliye Bakanlığının gıdadaki KDV istismarını önlemek için hazırladığı düzenleme Resmi Gazete'de yayımlandı

Şimşek, paylaşımında, "KDV artışı yapılmadı. İşletmelerin vatandaştan aldığı KDV'nin doğru belgelendirilmesi için düzenleme yapıldı. Bu konuda hassasiyet gösteren ve bizlere bilgi veren vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz." ifadelerine yer verdi.


ABD'nin yasakladığı TikTok satılacak mı?

TikTok'u ABD'de yaklaşık 170 milyon kişi kullanıyor (Reuters)
TikTok'u ABD'de yaklaşık 170 milyon kişi kullanıyor (Reuters)
TT

ABD'nin yasakladığı TikTok satılacak mı?

TikTok'u ABD'de yaklaşık 170 milyon kişi kullanıyor (Reuters)
TikTok'u ABD'de yaklaşık 170 milyon kişi kullanıyor (Reuters)

ABD Kongresi'nden çıkan yasak kararının ardından Çinli ByteDance firması, TikTok'u satmayı planlamadığını bildirdi.

Pekin merkezli şirket, sahibi olduğu çevrimiçi haber paylaşım platformu Toutiao üzerinden dün yaptığı açıklamada, "ByteDance'in TikTok'un satışı için çalışma yürüttüğüne dair yabancı basında çıkan haberler gerçeği yansıtmıyor. ByteDance'in TikTok'u satmak gibi bir planı yok" ifadelerine yer verildi. 

ABD Kongresi'nin üst kanadı Senato, 23 Nisan'daki oturumda TikTok'un satılmaması halinde ülkede yasaklanmasını öngören tasarıyı onaylamıştı. 

Ukrayna, İsrail ve Tayvan'a 95 milyar dolarlık askeri yardım paketiyle oylamaya sunulan tasarı, 18'e karşı 78 oyla kabul edilmişti. 

ABD Başkanı Joe Biden'ın imzasıyla yasalaşan karar kapsamında ByteDance'e TikTok'u satması için 9 ay süre tanınmıştı. 

TikTok CEO'su Shou Zi Chew, çarşamba günkü açıklamasında kararı mahkemeye taşıyarak itiraz edeceklerini söylemişti. 

ABD merkezli The Information sitesinin dünkü haberinde, ByteDance'in TikTok'u teknoloji sektörü dışında faaliyet gösteren Amerikan firmalarına satmayı planladığı öne sürülmüştü. 

Haberde, TikTok'un içerik önerilerini düzenleyen algoritması olmadan satılmasının hedeflendiği iddia edilmişti.

Fransız haber ajansı AFP, TikTok'un kullandığı bu özel algoritmanın Pekin yönetimi tarafından 2020'de koruma altına alındığını hatırlatarak, Çin'in onayı olmadan platformun satılamayacağını yazdı. 

ByteDance'e yakın olduklarını söyleyen ve kimliklerinin paylaşılmamasını isteyen yetkililer, Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters'a TikTok'un ABD'den tamamen çekilebileceğini söyledi.

Kaynaklar, ByteDance'in uygulamanın "gizli kaynağını" oluşturan algoritmanın Amerikalı firmaların eline geçmesindense platformun tamamen kapatılmasını tercih edeceğini savundu. 

Washington, ByteDance'in uygulama üzerinden veri topladığını ve Pekin'in TikTok'u propaganda amaçlı kullandığını öne sürmüştü. ByteDance ve Çin ise iddiaları defalarca yalanlamıştı. 

Twitter CEO'su Elon Musk 19 Nisan'daki paylaşımında ABD yönetiminin TikTok'u yasaklamaması gerektiğini söylemişti.

Independent Türkçe, AFP, Reuters, Wall Street Journal