Semir Ataullah
Lübnanlı gazeteci - yazar
TT

Milletler nereye gidiyor?

Bir gün Lizbon'da dört Kuveytli iş adamıyla karşılaştım. İş adamı kavramı da yeni yeni bilinen modern bir vasıf. Daha önceden tüccarlar ülkenin yüzü ve ekonominin desteğiydi. Sınıf zamanla değişti, genişledi ve çeşitlendi ve eskiden kullanılan isim artık doğru gelmemeye başladı.
Birbirimize bizi Portekiz’in başkentine neyin getirdiğini sorduk? Benim cevabım en kısa olanıydı: Fernando Pessoa’nın şehrini ziyaret etmek. Dört beyefendiye gelince, onlar Endülüs sürgününden imparatorluk başkentine kadar Portekiz’deki emlak piyasasına saldırmaya hazırlanan bir gruptu.
Portekizliler, imparatorluk günlerinde Kuveyt veya Lübnan'a gitmediler ve günümüzde kalelerinin hala ayakta olduğu Umman sahilinde durdular. Dört beyefendiye şöyle dedim:
“Önemli bir şeyi gözden kaçırıyorsunuz. Siz şu anda çağların alameti olmuş ülkelerde gayrimenkullere sahipsiniz: İlk olarak alışılagelmiş Arap çatışmalarında krallıkları eriyen Endülüs’te, ikinci olarak da geçtiğimiz yüzyıllarda Atlas, Hint ve Pasifik olarak üç okyanusta ticareti kontrol ettikten sonra sıradan vasat bir ülkeye dönüşen Portekiz’de.”
Bir bakıma Portekizli bu maceracılar küresel ticaretin veya küreselleşmenin ilk temellerini attılar.
16. yüzyıldan itibaren Portekizliler, ulusları ve halkları bir araya getiren küresel bir denizcilik hareketi başlattı. Bu hareketle birlikte gemi sanayisi, denizcilik ve ölçüm aletleri ve top imalatı gelişti. Böylece çok geçmeden insanoğlu kavgalarını karadan denize taşıyacak ve İngiltere, denizlerde üstünlük kurup Brezilya’yı keşfeden ve Afrika'nın derinliklerine ulaşan Portekizlileri oldukça geride bırakan bir imparatorluk karacaktı.
Dört beyefendiye söylemek istediğim mesele şu ki, Portekizliler en cesur kişilerdi ve açık denizde nasıl yelken açacaklarını iyi biliyorlardı. 1488 yazında Bartolomeu Dias Ümit Burnu’nu keşfetti. 1500'de Pedro Alvares Cabral Brezilya'yı keşfetti ancak buranın önemli bir yer olmadığını düşünerek Hindistan'ın Calicut (Kozhikode) şehrine doğru yoluna devam etti. Bunun ardından bu maceracılar Kenya, Malezya ve Çin'e varana kadar çeşitli ülkelere dağıldılar. Ancak kurbanlar, ölümler ve kayıplar da oldu.
Portekizlilerin istediği şey neydi? İstedikleri şey mercan, cıva, bakır ve ipeğin yanı sıra Avrupalıların çok sevdiği baharat ve sos diyarı Asya’ya giden bir yol inşa etmekti. İşte şimdi isteyen herkese ikametgahlar, vatandaşlıklar, kartpostallar üzerinde Vasco da Gama'nın resimleri, çeşitli mülkler ve diğer şeyleri satıyorlar.
Milletler nereye gidiyor? Nasıl kayboluyor? Endülüs gibi bir inci nasıl ortadan kaybolabilir? İngiltere, bütün denizlerin ötesinde ilhakları olmayan sıradan bir ülkeye nasıl dönüşebilir? Bilmiyoruz. Bu büyük düşüşün tek bir sebebi yok. Tarihçiler bunu analiz etmekten yoruldu. Bence bu konu ile ilgili başyapıt hala Edward Gibbon'un eseri ‘Roma İmparatorluğu'nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi’dir.