Emel Abdulaziz Hezzani
Suudi yazar
TT

İranlı kadınlar Humeyni'nin rüyasını sonlandırıyor mu?

İran’da 2009'daki seçim sonuçlarının daha sonra ülkeyi yöneten cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad lehine manipüle edilmesinden duyulan öfkeyle protestolar patlak vermişti. Yeşil Devrim adı verilen protestolar sırasında Besic milislerinden bir keskin nişancı, Nida Ağa Sultan adlı İranlı bir kızı kalbinden vurmuştu. Medyada genç kızın dünyayı dehşete düşüren son anları, ölene kadar kulaklarından ve ağzından kan geldiği sahne kaydedilmişti. Nida, devrimin sembolü oldu ve İranlılar onun anısına türküler söylediler. Sahne uluslararası toplumu sarstı, ancak protestoların şiddetle bastırılmasıyla insanlar evlerine döndü ve Ahmedinejad görev süresince ülkeyi yönetti.
2019'da Açlar Devrimi patlak verdiğinde öldürülenler arasında başına isabet eden kurşunla ölen 14 yaşındaki Nikita Esfandi de vardı ve öldürülen en genç protestocu olarak kaydedildi. Bugün, 1 ay önce başlayan protestolarda genç kızların öldürülmesi hadiseleri tekrarlanıyor. Protestolar, Mahsa Amini'nin başını kapatmış olmasına rağmen başörtüsü sebebiyle Ahlak Polisi tarafından öldürülmesiyle patlak verdi. Protestolar sırasında kadınlara yönelik cinayetler birbirini izledi. Doğum gününde öldürülen 17 yaşındaki Sarina Esmailzadeh de bunlardan biriydi. Devrim için şarkı söylemesine rağmen yetkililer genç kızın çok katlı bir binanın çatısından kendini atarak intihar ettiğini ileri sürdü. Gerçekte ise genç kız kafasına inen cop darbeleri sonucu öldü. Sarina’nın ölümünü bir başka genç kızın, Nika Shakarami’nin ölümü takip etti. İranlı yetkililer onun da intihar ettiğini bildirdi. Öldürmeler hızlandı, medya ve aktivistler tarafından adları anılmayan kızlar dahil olmak üzere öldürülenler 154 kişiye yükseldi.
Kadın veya erkek sivil göstericilerin öldürülmesi, mevcut rejimin gaddarlığını ve amaçları ne olursa olsun insanların hayatlarını umursamadığını gösteriyor. Ama genç kızları hedef almanın daha derin bir boyutu var, çünkü bu kızlar protestoları sırasında ne silah ne de onları saldırıdan koruyacak fiziksel güç olsun güç araçlarına sahip değiller. Rejimin gözünde en ucuz kurbanlar onlar.
İran'daki teokratik sistemin kuralları kadınlar yüzünden çöker mi? Ve neden bu kez?
Kadınlar silahlı değiller, "Devrim Muhafızları"nın vahşeti veya Besic milislerinin şiddeti karşısında güçsüzler. Ancak Tahran rejimi bugün her zamankinden ve daha önceki protestolardan çok daha fazla farkında ki, bu kez sokağın öfkesi rejimin geleceğini tehdit eden bir etki yaratıyor. Bunun nedeni, öfke halinin kadınlar tarafından yeni nesle, okullarda, rejime karşı yetiştirilecek gençlere aktarılmış olması.
Meşhur "Evin" Hapishanesi’ndeki kadın mahkûmlar, dışarıdaki kadınlara destek için protesto ve oturma eylemleri düzenlediler, ancak çoğu siyasi nedenlerle mahkûm edilmiş oldukları için rejim karşısında sesleri cılız kaldı. Bir takas anlaşmasıyla serbest kalabilecek Batılı bir ülkenin vatandaşlığına sahip kadın mahkûmlar dışında, bu kadın mahkûmların serbest kalma şansları, yok denecek kadar az. Sesleri ne duyuluyor ne de etkili oluyor. Ama asıl tehlike ne hapishanedeki ne de sokaklardaki değil, evlerdeki kadınlar. Diktatörden ve onun yönetici adamlarından nefret eden genç bir nesil yetiştiren kadınlar. Okullarda Mahsa Amini ve arkadaşlarının öldürülmesini protesto etmek için sınıfa girmeyi reddeden öğrencilerin videolarını gördük. Humeyni devrimi tarihinde ilk kez devrimi destekleyen genç insan yapısı sarsıldı. Rejiminin temel direkleri yaşlanırken, ondan kurtuluş için ölmeye hazır bir nesil büyüyecek. Rejim, gelecekte sokaktaki her hareketlenme ile kendisini tehlikede hissedecek. Bu sefer öfke büyük ve yeni genç nesil adaletsiz bir yönetim altında geleceğinin tehlike olduğunu hissediyor. Buna karşılık bu yönetim; sosyal medya platformları aracılığıyla dünyayı tanıyan, ilerleyen, öğrenen, çalışan ve kendilerine iyi bir yaşam kuran dünyanın diğer gençleri gibi bir geleceklerinin olmadıklarını, liderlerinin ilgi sıralamasında sonda olduklarını, keza liderlerinin onları en ucuz kayıp gördüklerini fark eden milyonlarca gencin kendisine isyan edeceği bir geleceğin tehlikesini hissediyor.