Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Filistin meselesini konuşmak üzere dünyanın temas kurduğu tek adres.
İsrailliler bile hala onunla konuşmaya istekliler.
Amerikalılar, Beyaz Saray ziyareti de dahil olmak üzere onu diyaloğa davet ediyorlar.
Onunla görüşmek isteyen diğer kimseler ise Avrupa Birliği'nin temsilcileri olarak Almanlar ve Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Ronald Lauder.
Onunla doğrudan temasa geçilmesi iki açıdan okunabilir: “İsraillilerle yeni müzakerelerden uzaklaşması ile ilgili umutsuzluğa kapılmamak” ve “İsrail ile yeni ilişkilerin gelişmesinden sonra yaşanan siyasi krizi bir fırsat olarak değerlendirmek.”
İsrail’in Filistin’in fonlarına el koyması, boğucu bir mali kriz yarattı ve korona ile ortaya çıkan krizlerin olumsuz etkilerini daha da artırdı.
Devlet Başkanı Abbas, müzakerelere dönüş üzerine oynanan uluslararası bahislere alışıktır. Aynı şekilde Avrupa hala Filistinlilerin gözeticisi ve krizlerini anlayan bir taraftır. Çözüme ulaşma hususunda farklı tonlarda seslerin ortaya çıkmasına rağmen, iki devletli çözüm hakkında en çok konuşan da odur.
“Oslo'nun Mimarı” olarak adlandırılan ve “Müzakerelerin alternatifi müzakerelerdir’ diyen Abbas, son birkaç ay içerisinde geçmişe sırtını döndü. Trump zamanında başka bir adama dönüştü. Yeni bir tutum benimsedi. Öyle ki Beyrut ile Ramallah arasındaki genel sekreterler toplantısını yönetmesiyle bu tutumu zirveye ulaştı. Her ne kadar herkes ona ‘başkanlığını kabul etmeyi içeren’ bir tonla hitap etse de ülkedeki aşiret şeyhlerinin her biri eski siperinin arkasında gergin bir şekilde duruyor.
Genel sekreterlerin önerilerini ve isteklerini en küçüğünden en büyüğüne doğru sıralasaydık ‘Abbas’ın başkanlığının kabulü’ bu denklemin diğer tarafında olurdu ve onu güç yetiremeyeceği bazı pozisyonlara sürüklerdi. Öte taraftan Filistinli gruplar, Abbas'la tüm Filistinlilerin başkanı olarak iletişime geçtiler ve dünya ise müzakereler ve eski denkleme geri dönüş konularıyla ilgili tek adres olarak onu gördü.
Devlet Başkanı Abbas, iki ateşin arasında buluyor: Abbas’a kendi desteğine muhtaçmış gibi muamelede bulunan “Hamas” gibi grupların ateşi ve müzakerelere geri dönmek isteyen dünya ateşi. Ancak mevcut durum, müzakereleri çevreleyen önceki tüm koşullardan çok daha kötü. Burada devletlerin ve grupların Abbas’a yönelik gündemleri birlik gösteriyor. Her iki taraf da politikalarını kendi krizinin gerçekliğine dayandırıyor ki bu durum yangının gücünü ikiye katlıyor.
Filistin Devlet Başkanı kendisini çeşitli seçeneklerle karşı karşıya buldu. Bu seçeneklerden her biri bir diğerinden daha acıdır. Yönetimin, halkın ve çalışma alanlarının hızla çökmesi tehlikesi burada yatıyor.
Normalleşmenin ağırlığı altında giderek kötüleşen siyasi çıkmazın ortasında bir adam ve kaynağın İsrail tarafından kontrol edildiği sürece çözümü olmayan bir maliye!
Beyaz Saray'da Trump veya Biden’dan birinin olması fark etmeksizin eski seçeneklere, yani müzakereye dönmek de bir tercihtir. Bu durumda, Netanyahu’nun -daha önce olduğu gibi- müzakerelere geri dönüşü anlamsız bir mesele haline getirmesi yeterlidir.
Filistin Devlet Başkanı bu seçeneklerden hangisine gidecek?
Hiç kimse bu sorunun cevabını bilmiyor.
Şimdiye kadar her üç seçeneği de elinde tuttu, fakat uzun sürmeyecek.
TT
Abbas'ın seçenekleri
Daha fazla makale YAZARLAR
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة