Cemile Bayraktar
Gazeteci-Yazar
TT

UCM, ABD’nin savaş suçlarını örterken

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), 2002 yılında kurulan, insanlığa karşı suçlar, soykırım, savaş suçları gibi suçlarla ilgilenen bir mahkemedir. Devletleri yargılayamaz, üye devletlerin vatandaşlarını yargılayabilir, belli durumlarda isteğe bağlı olarak geriye doğru yargılama yetkisine sahiptir. UCM’nin kurulmasıyla ilgili çalışmalar, 1998’de Birleşmiş Milletler (BM) önderliğinde başlamıştır. Roma Statüsü başlığı altında yapılan çalışmalardan sonra 7 karşı oya karşın 120 kabul oyuyla kabul edilmiştir.
ABD, UCM kurulmasını 2000 yılına kadar destekledi ancak ABD’lilerin yargılanmaması gibi bir ayrıcalığı kabul ettiremediler, yine de o dönemin ABD Başkanı Bill Clinton anlaşmayı imzaladı. Ancak daha sonraki başkan George W. Bush, 2002’de anlaşmadan imzasını resmen çekti. Artık bu mahkeme ABD vatandaşlarını yargılayamayacaktı.
11 Eylül 2001 sonrası zaten ABD’nin “küresel güvenlik” mottosuna sarılıp, tüm dünyayı terörden kurtaracağına ikna ettiği, küreselleşmenin güvenlik boyutuyla, dilediği politikaları hayata geçirmek için insan haklarını ihlal ederek, gerçek olmayan bahaneler ortaya sürerek, Afganistan ve Irak’ı işgale başladığı zaman dilimiydi. Aslında tam olarak şöyle oldu; önce UCM’de yargılanmamak için imzasını çekti ama bununla da kalmadı. Amerikan Askeri Personelini Koruma Yasası (ASPA) ile kendi vatandaşlarını koruma altına aldı ve akabinde birçok ülke ile İkili Dokunulmazlık Anlaşmaları (İDA) imzaladı, imzalamayan ülkelere yardımı kesti. Artık dilediği yerde, yaptırıma uğramaksızın, dilediği gibi hareket edebilirdi, etti de…
ABD’nin Irak ve Afganistan’ı işgal etme süreci, bugün bile tartışmalıdır. Zira BM’ye göre bir ülke, bir başka ülkeye durup dururken, herhangi bir tehdit yokken savaş açamaz. ABD bu nedenle Afganistan’ı terör, Irak’ı kimyasal silah bahanesiyle işgal etti.
Afganistan konusunda, Afganistan işgalinden daha büyük problem, ABD’nin Afganistan’da işlediği insanlık suçları, savaş suçlarıydı. 2021’de arkasına bakmadan çekilirken, bu kadar rahat olmasının altında da zaten hiçbir yaptırıma, yargılanmaya muhatap olmayacak olması yatmaktaydı.
Yakın zamanda UCM, Afganistan’daki savaş suçlarını araştırma kararı aldı. Ama kendisini bağımsız olarak tanımlayan, sık sık ABD tarafından manipüle edilen UCM, bu kez savaş suçları konusunda ABD güdümünde hareket etme kararı aldı.
ABD’nin Afganistan’dan çekilmesiyle birlikte, neredeyse eş zamanlı olarak UCM Savcısı Karim Khan, UCM’den Afganistan’daki savaş suçlarını araştırmak için “yeniden” acil yetki istedi. “Yeniden” diyorum zira daha önceki savcı, yaklaşık bir yıl önce, Afganistan’daki savaş suçlarını ABD görevlilerini de kapsayacak şekilde araştırmak istemişti ve Trump yönetimi de buna karşı eski savcıya yönelik yaptırım uygulamıştı. Yeni savcı ise Afganistan’daki tüm savaş suçlarını araştırmak yerine, ABD’lileri kayırarak, sadece Taliban ile DAEŞ-H’nin işlediği suçları araştırmak istiyor.
ABD, 2001-2021 yılları arasında tam 20 yıl boyunca Afganistan’ı işgal etti. Binlerce sivil savaş boyunca hayatını kaybetti, hatta ABD çekilirken bile IŞİD-H üyesi sanarak sivilleri ve çocukları evlerinde hedef aldı. Afganistan’ı kendi elleriyle Taliban’a teslim etti, DAEŞ-H’ye otorite boşluğundan faydalanma fırsatı verdi. Hiçbir şekilde yargılanmadı, savaş suçu işleyen askerlerini göstermelik mahkemelerde yargılar gibi yaparak akladı. Geride yaşanmaz bir Afganistan bıraktı…
ABD bu kadar kötü bir geri plana sahipken, Afganistan’dan ayrılırken, ABD’nin savaş suçları, ABD’nin yenilgisi konuşulmadı, ABD’nin kendisiyle çalışan Afganların bilgilerini Taliban’a vermesi ve onları geride bırakması konuşulmadı, sadece Taliban’ın ne kadar korkutucu olduğundan bahsedildi, Afgan kadınların çaresizliği anlatıldı. Sanırım bu denli ABD kayırıcılığı yetmemiş olacak ki, bugün Afganistan’da kısa vadede bir normal bir hayatın olması mümkün değilken ama en azından savaş suçları işleyenlerin ceza alması ihtimali belirmişken, bununla nefes alacak imkan oluşabilecekken, Afganistan yine aynı kaderi, bu kez “meşru” bir yargı kurumunun da yardımıyla yaşıyor ve UCM, Taliban ve DAEŞ-H’nin savaş suçlarını, ABD direktifiyle araştırırken, ABD’nin savaş suçlarını örtmeye kalkıyor. Evet, tüm bunlara belki şaşırmıyoruz ama şaşırmıyor olmamız, bunların normal ve kabul edilebilir olduğu anlamına da gelmiyor.