Yasir Abdulaziz
TT

Twitter BBC hakkında nasıl yanlış yaptı?

Geçtiğimiz Cuma günü, farklı dillerde yayın yapan birçok İngiliz Yayın Kuruluşu (BBC) platformunda en çok okunan haberin manşeti şöyleydi:
“İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri'nde görevli eski bir kadın çavuş, askerlik görevi sırasında nasıl cinsel tacize maruz kaldığını anlatıyor”
Bu ayın başında Arapça BBC platformu, “İngiltere ve Fransa, Süveyş Kanalı'nı devletleştirme kararından sonra bile Batılı şirketlerden oluşan bir birlik kurarak burayı kontrol etmeyi planladı” başlıklı bir yazı yayınladı. İngiliz resmi belgelerine dayandırılan yazıda, Londra'nın, imzalanan sözleşme ve mutabakatlarda öngörüldüğü gibi büyük stratejik öneme sahip kanalı 1968'de Mısır'a devretmeyi düşünmediği belirtiliyor.
Aynı şekilde en çok okunan bu haberde, medya yaklaşımında şu sonuca varılıyor:
“Kanalı erkenden devletleştirme kararından ötürü eleştirilere maruz kalan merhum Mısır lideri Cemal Abdunnasır, Batı'nın kanalı tamamen Mısır egemenliğine bırakmaya niyeti olmadığı tahmininde haklıydı.”
BBC'nin performansına, nesnellik ve doğruluk açısından pek çok eleştiri getirilebilir. Ayrıca, kapsamlı ve uzun süreli medya kariyerinde değişen derecede hatalar siciline işlemiştir. Hataları için pek çok kez özür bile dilemiştir. İşini yürütmedeki profesyonelliğinin boyutunun anlaşılması için uzman komiteler ve organlar tarafından, bir şikayet ve şüphe seli baskısı ışığında editoryal performansı da incelemeye tabi tutulmuştur. Ancak tüm bunlar, bazı eleştirmenlerin dediği gibi, onun mesleki itibarını zedelemez ya da basitçe bir ‘İngiliz propaganda aracı’ olarak addedilmesine izin vermez.
Aynı şey, Batı’da devlete ait bazı medya kuruluşlarının performansında da görülebilir; yani, ‘kamu hizmeti’ çizgisine sahip olanların ve yürütme organının iradesine tam olarak boyun eğmeksizin veya onun tanıtım ve propagandasına alenen dahil olmaksızın genel topluluğu temsil eden devlet medyasının rolünü canlandıranların.
Bu yüzden içinde bulunduğumuz ay boyunca, France 24’ün ‘#MacronÇöp’ etiketiyle ilgili bir konuya yer verdiğini ve ‘cumhurbaşkanına hakaretten’ yargılanan 50 yaşındaki bir kadına yaklaşımında kadının tarafını tuttuğunu görürken, Deutsche Welle’nin de ‘Alman ordusundaki silahlanma açıklarını on yıl bitmeden kapatmanın zorluğu’ üzerine bir haber yayınlayıp hükümetin Ukrayna savunmasını destekleme politikasına yönelik bazı tarafların eleştirilerine yer verdiğine şahit olacağız.
Dünyadaki herhangi bir medya kuruluşu gibi, bu kuruluşlar da hata yapıyor, taraf tutuyor ve her birinin farklı farklı mesleki hatalarla dolu bir sicili var. Ancak bu kuruluşların doğrudan hükümetin propaganda araçları olduğunu söylemek, bir yandan onlara büyük bir haksızlık anlamına gelirken, diğer yandan da editoryal bağımsızlık kavramını baltalar. Nitekim aksi halde bu kuruluşlar, hükümetlerinin kesinlikle rahatsız olacağı bu tür haberleri yapmaktan kaçınırlardı.
Bu nedenle, altı ay önce Twitter’ı satın alan ve bu süre boyunca aldığı kafa karıştırıcı ve şok edici kararlarla bizleri şaşırtmayı bırakmayan Elon Musk’ın sahibi olduğu Twitter, profesyonel bir yaklaşım benimseyip sürdürülebilir editoryal inceleme ve değerlendirme mekanizmalarına dayanan bu kamu yayın organlarını, totaliter ülkelerde faaliyet gösteren ve editoryal çizgisini tamamen hükümetin iradesine bağlayan diğer medya kuruluşlarıyla bir tutarak yanlış yaptı.
Twitter, BBC ve Ulusal Halk Radyosu (NPR) dahil olmak üzere büyük kamu medya kuruluşlarının hesaplarına ‘devlete bağlı hesap’ veya ‘hükümet tarafından finanse edilen medya kuruluşu’ etiketini ekledi. Medya kuruluşları bu duruma itiraz etti ve olay geniş çaplı bir tartışmanın ve kargaşanın fitilini ateşledi.
Musk geçen hafta sonu bizzat BBC ile yaptığı bir röportajda, Twitter'ı yönetirken hatalar yaptığını itiraf etmişti. Hatta, özellikle Amerikan ağı NPR’nin etiket sebebiyle platformu boykot ettiğini açıklamasının ardından, halihazırda kaldırılmış olan tartışmalı etiketi İngiliz kuruluşunun hesabına eklemekten vazgeçmişti.
Aslında, BBC'nin finansmanının çoğu, doğrudan halktan toplanan yıllık lisans gelirlerinden geliyor. Ayrıca BBC, performansını denetlemek ve editoryal çizgisinin bağımsızlığını sağlamak için açık mekanizmalara ve politikalara sahiptir.
Batı'daki diğer kamu medya kuruluşlarının başına da benzer şeyler geldi. Nadir durumlar dışında, dünyanın diğer bölgelerinde buna benzer bir şey görmüyoruz.
Tarafsızlık, denge, nesnellik ve bağımsızlık gibi rasyonel gazetecilik çalışmalarının standartlarının ve değerlerinin çoğu, açık bir görelilik derecesi taşır. Mülkiyet şekli veya finansman yöntemi, bir medya kuruluşunun bağımsız olup olmadığının belirlenmesinde belirleyici bir kriter değildir.
Zira bağımsız bir medyadan bahsetmek, bağımsızlığı göreceli bir kavram olarak tanımlamayı ve bağımsızlığın kimden, neyden ve ne ölçüde olduğunu tanımlamayı gerektirir. Tam bağımsızlıktan bahsetmek ise tartışmaya açık bir kavram değildir.
Herhangi bir medya kuruluşunun editoryal bağımsızlığının değerlendirilmesi, sistemine, benimsediği takip ve değerlendirme mekanizmalarına ve fiili performansına bağlı iken, hükümetin propaganda araçlarına açıkça dahil olan özel medya kuruluşları da yok değildi.