Abdurrahman Raşid
Suudi Arabistan’lı gazeteci. Şarku’l Avsat’ın eski genel yayın yönetmeni
TT

Gazze'de son kilometre savaşı

İsrail güçleri, kuzeyden ilerlemeye başladıktan 3 buçuk aydan fazla bir süre sonra, bugün Gazze'nin güneyindeki son noktada duruyor. Bu güçler, Gazze'nin kuzeyinden Gazze, Beyt Lahya, Beyt Hanun ve şimdi de Han Yunus'a kadar Gazze’nin şehirlerinden ve kamplarından geçerek ilerledi ve bu sırada yakıp yıktı, sakinlerini yerlerinden etti. İsrail güçleri, şu anda Mısır sınırına komşu Filistin'in son şehri Refah'a saldırmaya hazırlanıyor.

Mısır da İsrail güçlerinin sınırı geçip kendi topraklarında Hamas savaşçılarını takip etmesinden endişe ettiği ve bir buçuk milyon Filistinli mültecinin sınırlarından geçiş yapması olasılığını önlemek istediği için tanklarını teyakkuz durumuna geçirdi ve Silahlı Kuvvetleri sınırı takviye etti. Bu, her düzeyde son derece zor bir durum.

Refah, 41 kilometre uzunluğundaki Gazze Şeridi'nin son kilometresi. Burasının savaşın en kanlı ve en trajik aşaması olmasından korkuluyor. Gazze Şeridi'nin nüfusunun yarısından fazlası şehirde toplandı ve bunların çoğu, savaşın cehenneminden kaçarak oraya sığındı. Uluslararası toplum İsrail'den Refah'a saldırmamasını talep etse de Hamas ve savaşçılarının otoritesini sona erdirmek ve şartlarını dayatmak için İsrail güçlerinin şehre gireceği belirtiliyor..

Mısır, ABD ve Avrupa tarafından desteklenen İsrail'e karşı savaşa girmeyecek, özellikle de savaşı 7 Ekim'de Hamas’ın kendisi başlatmışken. Bunu reddeden yalnızca Mısır değil, Hamas'ın müttefikleri, İran, Suriye ve Hizbullah dahi hemen ondan yüz çevirdiler ve bu savaşın bir tarafı olmayacaklarını açıkladılar. Arabulucu taraflar defalarca Hamas’ın İsrailli rehineleri serbest bırakmayı, Gazze'den çekilmeyi ve yönetimi Filistin Otoritesi’ne devretmeyi kabul etmesi için çabaladılar ancak Hamas savaşı ve çatışmayı seçti.

Refah'ın girişine ulaşan İsrail, ancak çatışmaların bitiminden sonra çözümü kabul edeceğini söylüyor. Paris'teki mutabakat ABD, Mısır, Katar ve İsrail güvenlik servislerinin liderleri arasında üç aşamalı bir çözüm projesi şeklinde gerçekleşti. Birinci aşamada, bir buçuk ay sürebilecek geçici bir ateşkes sağlanacak. Ardından arabulucular ile üzerinde mutabakata varılan sayıda Filistinli tutuklunun serbest bırakılması karşılığında İsrailli rehinelerin (çocuk, kadın ve yaşlı) üçte biri serbest bırakılacak. Ateşkes süresince daha fazla insani yardım ve sahra hastanelerinin girişine izin verilecek. İsrail askeri operasyonları durdurma sözü verdi ancak güvenliği için Hamas unsurlarının peşine düşme başlığı altında bunları sürdürecek.

İkinci aşamada, yine bir grup Filistinli tutuklunun serbest bırakılması karşılığında geri kalan İsrailli rehineler serbest bırakılacak. Son aşamada, Gazze'yi yönetmesi için büyük ihtimalle Filistin Kurtuluş Örgütü liderliğinde bir yönetim onaylanacak ve Hamas ile İslami Cihat Gazze’den çekilecek.

İsrail'in geçtiğimiz aylarda toprağı yakma politikasıyla Hamas ağını yok etmeyi, Gazze sakinlerini yerinden etmeyi ve Gazze'yi bölmeyi başardığı göz önüne alındığında, Gazze'deki güç denkleminin değişeceğine ya da düzenlemelerin aksayacağına dair bir beklenti yok.

Gazze savaşı, Arap ve Filistin-İsrail savaşlarının en uzun ve en şiddetli olanı. Haziran 1967’deki savaş 6 gün, Ekim 1973’teki savaş ise Mısır cephesinde 20 gün sürmüştü.

1982'de Beyrut'un işgali 7 hafta, 2006'da Lübnan'da yaşanan Hizbullah-İsrail savaşı 5 hafta sürmüştü. 2014'te yaşanan bir önceki Gazze savaşı 50 gün sürmüştü.

Bu savaş farklı; İsrail ile yapılan önceki herhangi bir savaştan daha fazla sivil, yaklaşık 30 bin Filistinli öldürüldü. Daha fazla yardım görevlisi, sağlık görevlisi ve medya çalışanı hayatını kaybetti. Resmi uluslararası tepkiler sınırlıydı. Halkların tepkisi ise geniş kapsamlıydı ancak sembolik kaldı. Savaşın etkileri henüz bitmedi ve bunlardan en tehlikelisi, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki bir buçuk milyon Filistinliyi sınırlarına iterek onlardan kurtulmasından korkan Mısır’ı hedef alıyor. Zira İsrail bu bir buçuk milyon Filistinlinin evlerine dönmesine izin vermeyecektir. Savaşın etkileri Ürdün’e de ulaştı; Hamas yerel güçleri harekete geçirip ülkeyi kaosa sürüklemeye çalıştı. İsrail, medyası aracılığıyla Filistinlilerin Ürdün Nehri boyunca Ürdün’e zorla göç ettirilmesinden bahsediyordu. Ürdün aynı zamanda Suriye sınırında silahlı grupların saldırılarına da maruz kalıyor ve Iraklı silahlı gruplar hâlâ Anbar üzerinden Ürdün'e girmekle tehdit ediyorlar.

Hizbullah savaşa sürüklenmeye karşı olduğunu açıklamasına rağmen, İsrail güçleri Hizbullah savaşçılarını Litani Nehri'ne kadar çekilmeye zorladı ve savaşçılarının sınır bölgesinde var olmaya devam etmesi halinde bölgeyi yeniden işgal edeceği tehdidinde bulundu. ABD'nin, Yemenli Husi milisleri, Kızıldeniz'deki ticari gemileri hedef almayı bırakmazlarsa terör örgütü olarak sınıflandırılacakları konusunda tehdit ederek verdiği mühletin bitimine bir haftadan az bir süre kaldı.

Refah kapılarında İsrail kuvvetlerinin ne yapacağını tahmin etmek mümkün değil. Başbakan Netanyahu ilk kez kendinden emin görünüyor ve Refah'ta zaferi ilan etmek istiyor.

Refah'ta savaştan başka çözüm var mı? Çözüm üzerinde anlaşmaya varılması çok yakın olduğundan müzakereler devam edebilir. Hamas, şehrin sakinlerinin hayatlarını kurtaracak, çatışmaların sona erdiğini duyuracak ve Refah'ı kurtaracak bir anlaşmayı kabul etme noktasına artık yakın. Ancak Netanyahu haftalar önce güçleri arasındaki kayıpları önlemek için bunu kabul etmeye hazırken, bugün bunu istemiyor gibi görünüyor. Şimdi Refah savaşını son savaşı sayıyor ve şehri tamamen yıktıktan sonra durmak için çalışıyor.