Nebil Amr
Filistinli siyasetçi ve yazar
TT

Rima Dudin

Filistin asıllı Rima Dudin’in dünyanın tepesinde -Beyaz Saray- saygıdeğer bir pozisyona ulaştığı için övülmesinden biraz olsun uzaklaşırsak -ki övülmeyi de hak ediyor- bana göre Rima hayati öneme sahip ve hatta acil olan bir konuyu gündeme getirdi: ABD’deki Araplar statüleri ve siyasi hayata katılmaları için kendilerine sunulan fırsatlarla nasıl başa çıkıyor? Onlar, Arap asıllı ABD’liler mi yoksa ABD’de yaşayan Araplar mı? Süper devletin içerisinde siyaset yapan ABD kurumlarından uzak durarak ekmek parasını çıkarmaktan başka bir şeyle ilgilenmiyorlar mı?
Bazı Araplar -ki bunların çoğu Filistinli- Arap asıllı ABD’liler olarak bulundukları pozisyonlar ile bilinçli bir şekilde başa çıktı. Özlerinden kopmayarak ABD’nin partici, akademik, kültürel ve resmi hayat düzeyinde yeteneklerini kanıtlamak için kendilerine sunulan fırsatlardan yararlandılar.
ABD’de öyle geniş alanlar var ki zeki insanları bunlardan faydalanarak en yüksek ve en etkili rütbelere tırmanmaya çağırıyor. Kudüslü John H. Sununu daha çok diğer ülkelerde başbakanlığa benzeyen Beyaz Saray Müdürlüğü’ne getirilmişti. Edward Said, ABD’deki en önemli entelektüellerden biri olarak parmakla gösterilen bir konuma ulaştı ve İbrahim Ebu Lughod da aynı konuma ulaşmıştı. Elbette bildiğimiz ve bilmediğimiz daha nice insan var.
Rima Dudin’e gelince bu Filistinli genç kadının baş yetkili olarak Beyaz Saray’a nasıl ulaştığını öğrenmek için ABD’deki hayatının ayrıntılarına göz attığımızda; çalışkan bir öğrenciden, çeşitli alanlarda ABD yaşamını etkileyen en önemli merkezlere ve yerlere baskın yapan bir aktiviste kadar kendini geliştirme konusunda çırpınan bir kadın görüyoruz. ABD gerçekliğine karıştı ve Arap-Filistin asıllı ABD’li unvanını nasıl tercüme edeceğini biliyordu. ABD sisteminin soy ağacına bakılmaksızın uyruğundan olan herkes için ürettiği fırsatlardan yararlanma konusunda mükemmel bir şekilde başarılı oldu. Onun için burada önemli olan her şeyden önce yeterliliktir.
Heyecandan hop oturup hop kalkan kişilerin düşündüğü gibi Rima’nın doğrudan siyasi bir rolü olacağını sanmıyorum. Beyaz Saray’da Filistinlilerin elçisi olmayacak. O, tamamen Başkan Biden’ın önemli bir yardımcısı olacak. Siyasi arenada en fazla yapabileceği şey de başkanın politikasıyla çelişmediği sürece ya da kendisine sorulduğunda, adaletin lehine tarafsız iki çift laf etmek olacaktır.
İnsani ve hatta içgüdüsel olarak, akıllı, güzel ve çalışkan Filistinli bir genç kadının, bırakın ABD ve Beyaz Saray’ı herhangi bir yabancı ülkede herhangi bir üst düzey pozisyona ulaşması karşısında böbürlenmekten kendimizi alıkoyamıyoruz! Ancak geldiği önemli pozisyonda ne yapması gerektiğine karar verecek tek kişi kendisidir. O Filistin kökenli bir ABD’li ve kendisine seçtiği ve ulaştığı yerde başarılar diliyoruz.
Bu arada özellikle ABD’de doğmuş, bu çevrede yetişmiş ve dilini akıcı bir şekilde konuşan Filistinli ve Arap genç erkekler ve kadınlar hakkında çok şey okudum. Devasa ABD binalarında yeteneklerini ispatlamalarına yardımcı olacak yolları biliyorlardı.
Onlardan çok var ve sayıları gittikçe de artıyor. “Amerikancılıklarını” oynama konusundaki ustalıklarıyla, medya ve siyasi rollerinde de ustalaşıyorlar ve halklarının davasının adaleti konusunda çoğu kişiyi ikna edebiliyorlar.
Zeki insanların meziyetler biriktirdiği ve ilerlediği, aptalların ise zekilerin biriktirdiklerini tehdit ettiği, kaybettiği ve yenildiği bir dönemde yaşıyoruz.